13 Yaşında Akrabalarından Öğrendiği El Sanatını 34 Yıl Sonra Öğrencilerine Aşılıyor

Bolu’da Devlet Sanatçısı Muharrem Güneş, 13 yaşında akrabalarından öğrendiği 5 bin yıllık telkari sanatını, açtığı kursta vatandaşlara öğreterek yaşatmaya devam ediyor.

13 Yaşında Akrabalarından Öğrendiği El Sanatını 34 Yıl Sonra Öğrencilerine Aşılıyor
Ankara’nın Beypazarı ilçesinde 13 yaşında akrabalarının yanında, geçmişi M.Ö. 3000’li yıllara dayanan telkari sanatıyla uğraşan Kültür ve Turizm Bakanlığının Telkari Devlet Sanatçısı Muharrem Güneş (47), Bolu Belediyesi ve Halk Eğitim işbirliğinde açılan kursa gelen vatandaşlara telkari sanatını öğreterek yaşatmaya devam ediyor. Çocuk yaşlarında çıraklıkla başladığı telkari sanatını 35 yıldır devam ettiren ve meslek haline getiren Güneş, “Telkari sanatına 13 yaşımda akrabalarımın yanında başladım. O zamandan bu yana telkari sanatıyla uğraşıyorum. Bu benim mesleğim oldu. 34 senedir bu meslekle uğraşıyorum. 2016-2017’de Kültür Bakanlığı Devlet Sanatçısı oldum. Şu anda belediye ve halk eğitim işbirliğinde kurs veriyorum. Kursiyer sayımız değişiyor. 15-20 civarında kursiyerim var. Bu sanatı devam ettirmeye çalışıyoruz” dedi.



Bakır ve altını sanata dönüştürüyor

Telkari sanatı ve tarihi ile ilgili bilgi veren Güneş, “Telkari sanatı M.Ö. 3000 yıl öncesine dayanan bir sanattır. Mardin-Midyat bölgesinde yapılmaktadır. Bu iş aslında altın ve gümüşle yapılır. Biz burada bakırdan takı ve aksesuar yapıyoruz. Telleri birbirine kaynatarak, eğerek, dizayn ederek motif çıkarıyoruz. Bakır teli elimize aldıktan sonra silindirden çekiyoruz. Telkarisini büküyoruz, içinin doldurmasını yapıyoruz. Modelini işliyoruz. Sonra altın veya gümüşle kaplayarak evlerde kullanılacak aksesuar haline getiriyoruz” şeklinde konuştu.



“Kıymeti bilinmeli ve bu sanat yayılmalı”

Telkari sanatını Halk Eğitim Merkezinin yıl sonu sergisinde gördüğünü ve 2 aydır kursa geldiğini söyleyen Seval Tekmen, “Aslında gıda mühendisiyim. Emekli olduktan sonra boş vakitlerimi değerlendirmek için böyle kurslara devam ediyorum. Telkari kursunu halk eğitim merkezinin yıl sonu sergisine gittiğimde gördüm. Çok ilgimi çekti. Yaz kursuna yazıldım. 2 aydır bu kursa geliyorum ve severek yapıyorum. Gerçekten zor bir iş. Çünkü önce teli alıyoruz, şekil veriyoruz, kaynatıyoruz. Kaynattıktan sonra içini dolduruyoruz. Tekrar kaynatıyoruz, asite koyuyoruz. Asite koyduktan sonra fırçalayarak temizliyoruz. Yani çok uzun bir iş. Bunun her aşamasında hocamız bize destek veriyor. Bence kıymeti bilinmeli ve bu sanat yayılmalı” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA