Denize Kıyısı Olan İllerde Sel Riski Daha Fazla
İklim değişikliğine bağlı olarak değişen yağış rejimi nedeniyle son zamanlarda sık sık meydana gelen sel olaylarının en çok denize kıyısı olan illerde görüleceği belirtildi Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi İklim Bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz: 'Bu yağış tipi denizden besleniyor onun için de denize yakın bölgelerde olacak. İstanbul, İzmir, Adana, Antalya, Trabzon gibi illerde bu tip yağış daha fazla görülecek' 'İklim değişikliği açısından her geçen gün öncekinden daha kötü olacak'
ZEHRA AYDIN TURAPOĞLU - İklim değişikliğine bağlı olarak değişen yağış rejimi nedeniyle son zamanlarda sık sık meydana gelen sel olaylarının en çok denize kıyısı olan illerde görüleceği belirtildi.
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi İklim Bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın ısınmasının iklim değişikliği olarak adlandırıldığını söyledi. Dünyanın ısınmasıyla daha fazla suyun buharlaştığını ve buna bağlı olarak da yağışların meydana geldiğini ifade eden Kurnaz, yağışların düşme şeklinin eskisinden farklı olduğunu vurguladı.
Eskiden yağış rejiminin daha düzenli olduğunu belirten Kurnaz, "Bundan sonra yağışlar kısa süreli sağanak şeklinde gelecek. Aynı miktarda su düşüyor ama yağışın şekli değişiyor. Bir ay içinde düşmesi beklenen yağışlar artık iki saatte düşecek. Bu durumlar artacak, buna bağlı olarak da ciddi felaketlerle karşılaşma ihtimalimiz artacak." dedi.
Kuraklığın süresi ve şiddetinin de uzadığını dile getiren Kurnaz, "Toprak iyice kuruyor, yağışı da çok kuru olduğu için ememiyor. Toprağı besleyen yağışların sık ama azar azar yağan yağışlar olması gerekiyor ne yazık ki biz o rejimden çıktık artık." diye konuştu.
Son birkaç senedir sel felaketinin sürekli gündemde olduğunu, buna alışıp önlem alınması gerektiğini ifade eden Kurnaz, şöyle devam etti:
"Ülkemizin tamamı bu tür risklere açık. İstanbul'da gördüğümüz gibi bir yoğun yağış Orta Anadolu'da beklenen bir yağış türü değil. Konya'da böyle bir yağışı görme ihtimalimiz düşük. Denize yakın olan ve tepelik illerde kısa süreli sağanakların ve buna bağlı olarak selin görülme olasılığı çok daha yüksek. Doğu Anadolu'ya gidildiğinde ise bu tür bir sağanak yağışın görülme ihtimali azalıyor. Bu yağış tipi denizden besleniyor onun içinde denize yakın bölgelerde olacak. İstanbul, İzmir, Adana, Antalya, Trabzon gibi illerde bu tip yağış daha fazla görülecek. İklim değişikliği açısından her geçen gün öncekinden daha kötü olacak."
- İllerdeki altyapı yağış rejimine göre düzenlenmeli
Şehirlerdeki altyapının o bölgenin aldığı yağış tipine göre düzenlenmesi gerektiğini aktaran Kurnaz, bunun bir devlet meselesi olduğunu vurguladı.
Altyapı çalışmalarının özellikle büyükşehirlerde kısa sürede tamamlanmasının çok zor olduğuna işaret eden Kurnaz, "Sürekli altyapı çalışmalarının öneminden bahsediyoruz ama İstanbul gibi bir şehrin altyapı çalışmalarını bitirebilmek için şehri 3 yıl kilitleyip herkesi tatile göndermemiz gerekir. İstanbul'da 6 hafta köprü tadilatı oldu hayat çoğu insan için cehenneme döndü. Benzer bir şekilde İstanbul'daki su ve kanalizasyon sistemini elden geçirip yağışa uygun hale getirmek hemen yapılacak bir şey değil." değerlendirmesinde bulundu.
Gelecek yıllarda Türkiye'de şehirleşme oranının artacağına dikkati çeken Kurnaz, "Orta ve uzak gelecekte neredeyse yaklaşık 20 milyon insanı şehirlerde barındıracağız. Onun için yeni yapılacak bölgelerin altyapı çalışmalarının çok dikkatli yapılması ve iklim değişikliği faktörünün göz önünde tutulması gerekiyor." şeklinde konuştu.
Kurnaz, sel baskını görülen ve kuraklık olan yerlerde yetiştirilecek bitki türünün o bölgenin koşullarına göre belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
Kaynak: AA
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi İklim Bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın ısınmasının iklim değişikliği olarak adlandırıldığını söyledi. Dünyanın ısınmasıyla daha fazla suyun buharlaştığını ve buna bağlı olarak da yağışların meydana geldiğini ifade eden Kurnaz, yağışların düşme şeklinin eskisinden farklı olduğunu vurguladı.
Eskiden yağış rejiminin daha düzenli olduğunu belirten Kurnaz, "Bundan sonra yağışlar kısa süreli sağanak şeklinde gelecek. Aynı miktarda su düşüyor ama yağışın şekli değişiyor. Bir ay içinde düşmesi beklenen yağışlar artık iki saatte düşecek. Bu durumlar artacak, buna bağlı olarak da ciddi felaketlerle karşılaşma ihtimalimiz artacak." dedi.
Kuraklığın süresi ve şiddetinin de uzadığını dile getiren Kurnaz, "Toprak iyice kuruyor, yağışı da çok kuru olduğu için ememiyor. Toprağı besleyen yağışların sık ama azar azar yağan yağışlar olması gerekiyor ne yazık ki biz o rejimden çıktık artık." diye konuştu.
Son birkaç senedir sel felaketinin sürekli gündemde olduğunu, buna alışıp önlem alınması gerektiğini ifade eden Kurnaz, şöyle devam etti:
"Ülkemizin tamamı bu tür risklere açık. İstanbul'da gördüğümüz gibi bir yoğun yağış Orta Anadolu'da beklenen bir yağış türü değil. Konya'da böyle bir yağışı görme ihtimalimiz düşük. Denize yakın olan ve tepelik illerde kısa süreli sağanakların ve buna bağlı olarak selin görülme olasılığı çok daha yüksek. Doğu Anadolu'ya gidildiğinde ise bu tür bir sağanak yağışın görülme ihtimali azalıyor. Bu yağış tipi denizden besleniyor onun içinde denize yakın bölgelerde olacak. İstanbul, İzmir, Adana, Antalya, Trabzon gibi illerde bu tip yağış daha fazla görülecek. İklim değişikliği açısından her geçen gün öncekinden daha kötü olacak."
- İllerdeki altyapı yağış rejimine göre düzenlenmeli
Şehirlerdeki altyapının o bölgenin aldığı yağış tipine göre düzenlenmesi gerektiğini aktaran Kurnaz, bunun bir devlet meselesi olduğunu vurguladı.
Altyapı çalışmalarının özellikle büyükşehirlerde kısa sürede tamamlanmasının çok zor olduğuna işaret eden Kurnaz, "Sürekli altyapı çalışmalarının öneminden bahsediyoruz ama İstanbul gibi bir şehrin altyapı çalışmalarını bitirebilmek için şehri 3 yıl kilitleyip herkesi tatile göndermemiz gerekir. İstanbul'da 6 hafta köprü tadilatı oldu hayat çoğu insan için cehenneme döndü. Benzer bir şekilde İstanbul'daki su ve kanalizasyon sistemini elden geçirip yağışa uygun hale getirmek hemen yapılacak bir şey değil." değerlendirmesinde bulundu.
Gelecek yıllarda Türkiye'de şehirleşme oranının artacağına dikkati çeken Kurnaz, "Orta ve uzak gelecekte neredeyse yaklaşık 20 milyon insanı şehirlerde barındıracağız. Onun için yeni yapılacak bölgelerin altyapı çalışmalarının çok dikkatli yapılması ve iklim değişikliği faktörünün göz önünde tutulması gerekiyor." şeklinde konuştu.
Kurnaz, sel baskını görülen ve kuraklık olan yerlerde yetiştirilecek bitki türünün o bölgenin koşullarına göre belirlenmesi gerektiğini kaydetti.