'AA'nın Savaş Muhabirliği Eğitimi Uluslararası Boyut Kazandı'
AA Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Mutanoğlu: 'Savaş Muhabirliği Eğitimi hem yerel hem de uluslararası boyut kazanmış durumda. Eğitimler geniş, çok kaliteli ve nitelikli yapılıyor' 'Bu eğitimlerde temel hedefimiz, gazetecinin bir savaş ya da herhangi bir kriz bölgesine gittiğinde hayatta kalması, herhangi bir şekilde yaralanmaması ve zarar görmemesi. Bu nedenle eğitimler uzmanlar tarafından veriliyor' 'Bazı bölgelerde savaş, bazı yerlerde büyük ciddi krizler oluyor. Silahsız bir şekilde, sadece ellerindeki fotoğraf makinaları ve kameralarla bu alana giren muhabirlerin hayatta kalmaları, onların başlarına bir şey gelmemesi bizim en önemli meselemiz' AA Haber Akademisi Müdürü Cihangir İşbilir: 'Bir gazetecinin bölgede başına gelebilecek muhtemel tüm hadiseleri senaryolaştırıp, bunun eğitimlerini veriyoruz. Doğal şartlarda, neredeyse gerçeğiyle tıpatıp aynı ortamlarda bu eğitimleri alarak en yüksek verimle gazetecilerin görevlerini yapmalarını temin etmeye çalışıyoruz' 'Bu eğitimleri almayan birisinin toplumsal olaylarda, afetlerde, savaşlarda, çatışmalarda görev alması çok doğru değil. Muhabirin psikolojik ve fizyolojik olarak bu ortamlara hazırlanması gerekiyor'
AA Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Mutanoğlu ve AA Haber Akademisi Müdürü Cihangir İşbilir, AA ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) iş birliğinde 22 Temmuz-2 Ağustos'ta, ilk kez Arapça yapılacak ve 12 farklı ülkeden yerel gazetecilerin katılacağı "15. Dönem Savaş Muhabirliği Eğitimi" öncesi değerlendirmelerde bulundu.
Mutanoğlu, AA Haber Akademisi'nin 2011'de kurulduğunu anımsatarak, akademi tarafından her yıl 2-3 kez Savaş Muhabirliği Eğitimi'nin organize edildiğini söyledi.
Savaş Muhabirliği Eğitimi'ne 2012'de başlandığına işaret eden Mutanoğlu, eğitime hem AA muhabirlerinin hem de Türk medyasından gazetecilerin katıldığını dile getirdi.
Son yıllarda uluslararası medyadan, özellikle savaş bölgelerinde çalışan gazetecilerin katılımının da sağlandığını belirten Mutanoğlu, "Eğitim bu şekilde hem yerel hem de uluslararası bir boyut kazanmış durumda. Eğitimler geniş, çok kaliteli, nitelikli bir şekilde yapılıyor." ifadesini kullandı.
- "Eğitimlerdeki temel hedefimiz gazetecinin hayatta kalması"
Polis Akademisi, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), AFAD ve Türk Kızılay gibi Türkiye'nin önde gelen kurulumlarının eğitime katıldığını vurgulayan Mutanoğlu, gazetecilere, Türk polis teşkilatının çalışma yaptığı mekanlarda eğitimlerin verildiğini söyledi.
Mutanoğlu, "Eğitimleri de bu konularda hocalar vermiş oluyor. Hem Polis Akademisinden hem de TSK'den uzmanlar, AFAD'dan, Kızılay'dan. İlk yardım dersleri, ileri sürüş dersleri gibi. Özellikle bu eğitimlerdeki temel hedefimiz, gazetecinin bir savaş ya da herhangi bir kriz bölgesine gittiğinde hayatta kalması, herhangi bir şekilde yaralanmaması ve zarar görmemesi. Bunun için de eğitimler uzmanlar tarafından veriliyor." dedi.
Türkiye'nin bulunduğu bölgede "Arap Baharı"nın ardından ciddi kaos yaşandığına dikkati çeken Mutanoğlu, "Bölgemizde başta Suriye olmak üzere, Filistin'de, Irak'ta ve civarında birçok ülkede; yukarıda Kırım'da çatışmalar ve ciddi krizler, kaoslar yaşandı. Bu bölgelerde aynı zamanda sadece kendi gazetecilerimizin değil, bölge için çalışan gazetecilerin de hayatta kalması bizim için önemli. Bundan dolayı bu eğitim imkanlarını onlara da sunduk." diye konuştu.
- "Eğitimler önce teorik, sonra pratik olarak veriliyor"
15. Dönem Savaş Muhabirliği Eğitimi'nde Arap gazetecilere eğitim verileceğini belirten Mutanoğlu, şöyle devam etti:
"Çünkü onlar da bu bölgelerde çalışıyorlar. Bu eğitimden onlar da faydalanacaklar. Eğitim dili Arapça olacak. Ve bu şekilde birçok Arap gazeteciyi de yetiştirmek istiyoruz. İlk eğitim olacak. İnşallah onlar için de güzel bir eğitim ve hazırlık olur. Savaş Muhabirliği Eğitimi'ne aslında kriz yönetimi eğitimi diyoruz. Çünkü bazı bölgelerde savaş, bazı yerlerde büyük ciddi krizler oluyor. Büyük protestolar, sokak gösterileri oluyor. Silahsız bir şekilde, sadece ellerindeki fotoğraf makinaları ve kameralarla bu alana giren muhabirlerin hayatta kalmaları, onların başlarına bir şey gelmemesi bizim en önemli meselemiz.
Bu nedenle eğitimlerimiz iki kademede oluyor. Bunlardan biri teorik eğitimler. Yani bir savaş bölgesine, kriz bölgesine gittiğinizde orada kendinizi nasıl korursunuz? Bu eğitimleri verdikten sonra pratik saha eğitimlerine geçiyoruz. Saha eğitimlerinde de yanınızda bir bomba patladığında buna karşı ne yapacaksınız? Ya da ciddi bir göz yaşartıcı bomba etkisi altında kaldığınızda buna nasıl karşı koyacaksınız? Kaçırıldığınızda çünkü gittiğiniz bölgelerde silahlı gruplar var. Bunların herhangi bir tanesi tarafından kaçırıldığınızda buna karşı nasıl kendinizi savunacaksınız?"
Mutanoğlu, bütün bu eğitimlerin önce teorik, sonra pratik olarak verildiğini belirterek, "Bu eğitimleri alan gazeteciler bölgelere gittiklerinde çok daha güçlü, dikkatli bir şekilde çalışıyorlar. Biz de AA olarak bu tür bölgelere gönderdiğimiz hiçbir arkadaşımızı eğitim almadan göndermiyoruz." şeklinde konuştu.
- "Pratik saha eğitimini sadece AA veriyor"
Eğitimlerin ilerleyen yıllarda da devam edeceğini vurgulayan Metin Mutanoğlu, dünyada bu tarz programların örneklerinin olduğunu, fakat ilk kez bu kadar geniş kapsamlı ve yoğun pratik saha eğitimli bir programın sadece AA tarafından verildiğini kaydetti.
Mutanoğlu, Savaş Muhabirliği Eğitimi'nin markalaşmasını istediklerini ifade ederek, "Yabancı gazeteci arkadaşlarımız, sadece Arap arkadaşlarımız değil, aynı zamanda dünyanın dört bir tarafından gelen arkadaşlarımız, meslektaşlarımızı da bu eğitimden geçirmek, eğitimleri almalarını sağlamak istiyoruz. Savaş Muhabirliği Eğitimi'nin bütün dünyada yaygınlaşmasını istiyoruz. Türkiye bunun için önemli bir bölge, çünkü etrafında ciddi krizler var." dedi.
- "Savaş Muhabirliği Eğitimi'ni ilk defa Arapça yapacağız"
AA Haber Akademisi Müdürü İşbilir de çatışma, savaş, toplumsal olaylar ve afet bölgelerinde görev yapan gazetecilerin can güvenliğini en üst seviyede sağlamak ve bu esnada da görevlerini yapabilmelerini temin etmek amacıyla hem teorik hem de pratik eğitimler verdiklerini söyledi.
Eğitimlerin 112 saat sürdüğünü aktaran İşbilir, şu ifadeleri kullandı:
"Bunun ortalama 40 saati teorik, geri kalanı pratik olarak sahada uygulamalı olarak gerçekleşiyor. Bir gazetecinin bölgede başına gelebilecek muhtemel tüm hadiseleri senaryolaştırıp, bunun eğitimlerini veriyoruz. Doğal şartlarda, neredeyse gerçeğiyle tıpatıp aynı ortamlarda bu eğitimleri alarak en yüksek verimle gazetecilerin görevlerini yapmalarını temin etmeye çalışıyoruz."
Eğitimi, alanında uzman TSK, özel harekat, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) mensupları ile AFAD'dan uzmanların verdiğini dile getiren İşbilir, şöyle devam etti:
"Teorik eğitimleri de alanında uzman akademisyenler, savaş muhabirleri veriyorlar. Bu dönem, ilk defa eğitimi Arapça yapacağız. Daha önce farklı dillerle yaptık. Dünyadaki çatışmaların yüzde 60'ı İslam dünyasında gerçekleşiyor. Bu bölgelerden haberlerin doğru akması, fotoğrafların, görüntülerin doğru iletilmesi için buradaki gazetecilerin iyi eğitilmesi gerekiyor."
Geçen yıl bilinen rakamlara göre 100'den fazla gazetecinin bu bölgelerde hayatını kaybettiğini söyleyen İşbilir, "Kimi bir kurşunla, kimi de bir bomba ile hayatını kaybediyor. Kimisi rehin alınıyor; çatışma içerisinde bir pazarlık unsuru haline getiriliyor. Tüm senaryoları çalışarak eğitimin içerisine teorik ve pratik olarak yerleştiriyoruz." dedi.
İşbilir, yapılacak son eğitime 12 ülkeden katılımın olacağını belirterek, "Bazı arkadaşlarımız direkt çatışma bölgesinden çıkarak eğitime katılacaklar. Bunu çok önemsiyoruz. Çünkü çatışma bölgelerinden üretilen haberler manipüle de ediliyor. Siyasi aktörler tarafından kullanılıyor. Biz doğru haber aktarılması ve bunu yaparken de muhabirlerin, habercilerin can güvenliğinin en üst seviyede korunmasını bu eğitimle hedefliyoruz." diye konuştu.
- "Eğitim almayan birinin olaylarda görev alması doğru değil"
Eğitimlerin ileriki dönemlerde de devam edeceğini belirten Cihangir İşbilir, şunları dile getirdi:
"Tüm dünyadan talepler var. Öncelikli olarak bizim ülkemizden, bizim coğrafyamızdan talepler var. Çünkü bu eğitimleri almayan birisinin toplumsal olaylarda, afetlerde, savaşlarda, çatışmalarda görev alması çok doğru değil. Muhabirin psikolojik ve fizyolojik olarak bu ortamlara hazırlanması gerekiyor. Önümüzdeki aylarda İngilizce eğitimlerimiz olacak. Keza Türkçe, Türkiye'deki muhabirlerin bu eğitimleri alması sağlayacağız."
Muhabirlerin can güvenliğini sağlamaları konusunda eğitimlerin ciddi yardımcı olduğuna dikkati çeken İşbilir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Söz gelimi bir gazeteci çatışma bölgesinde rehin alındığında, yaralandığında, kimyasal, biyolojik bir silaha, saldırıya maruz kaldığında nasıl davrancak? Veya çatışma bölgesinden süratle ayrılması gerektiğinde aracını en hızlı şekilde sürerek, canını da koruyarak nasıl davranacak? Yaralandığında nasıl tedavi edecek? Tüm bunların eğitimlerini salonlarda, sınıflarda değil de yine çatışma bölgesine birebir benzetilen arazide, dağda, suda, hatta helikopterle kaçış eğitimlerine, yakın savunma eğitimlerine varıncaya kadar 12 gün boyunca 112 saatlik çok dolu bir eğitim veriyoruz. Bu müfredatla bu kapsamda bu nitelikte bu eğitim dünyada tek olma özelliğini taşıyor. Bu da AA'nın Haber Akademisi bünyesinde gerçekleştirilen çok nitelikli bir eğitim."
- "Muhabirler fiziki ve psikolojik şiddete maruz kalabiliyor"
Eğitime katılacak kişilerin profesyonel gazeteci olması konusuna da değinen İşbilir, aktif olarak bu görevi yapanları tercih ettiklerinin altını çizdi
Katılımcının bilinen fizyolojik ve psikolojik bir hastalığı, bedensel engeli bulunmamasının önemini vurgulayan İşbilir, "Çünkü muhabirler zaten çatışma bölgesinde afetlerde ciddi fiziki ve psikolojik şiddete maruz kalabiliyor. Bu anlamda bazı kriterlerimiz ve başvuru şartlarımız var. Bu şartlara uygun arkadaşlarımız dünyanın herhangi bir yerinden başvurabiliyorlar. Onlar değerlendiriliyor. Başvuranların tıbbi, psikolojik ve profesyonel şartları uyuyor ise bu arkadaşlarımızı eğitime alıyoruz." diye konuştu.
İşbilir, çok nitelikli bir eğitim olduğu için az sayıda kontenjanın ayrıldığına işaret ederek, "Özellikle İslam dünyasından gelen gazetecilerin sponsorluğunu veya bu programın organizasyonunu TİKA gerçekleştiriyor. Biz de eğitimleri veriyoruz. Bunun dışında dünyanın tüm bölgelerinden profesyonel gazeteci adayları, gazeteciler bu eğitimlere başvurabiliyorlar." ifadesini kullandı.