ADÜ'lü Akademisyenler İstanbul'un Fethi'ne Açıklık Getirdi
Adnan Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen “566. Yılında İstanbul’un Fethi” paneli, Aydın İli Stratejik Araştırma ve Yenilik Merkezi (AİSYEM) Konferans Salonu’nda gerçekleşti.
Oturum başkanlığını Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Üreten’in yaptığı panele, Rektör Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Aydın ve Prof. Dr. Ali Akyol, İl müdürleri, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kubilay Metin, davetliler, akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.
Panele konuşmacı olarak katılan ADÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Tanju Demir ile Yeni Çağ Tarihi Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Bülent Çelik, Fatih Sultan Mehmed’in kişiliği ve İstanbul’un fethinin az bilinen yönlerine açıklık getirdi.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u Bizans’ın elinden alarak asırlar boyu baki kalacak bir Türk yurdu haline getirdiğini vurguladı. İstanbul’un fethinin dünya tarihi üzerinde de büyük etkileri olduğunu dile getiren Rektör Aldemir, “İstanbul’un fethiyle en güçlü surların dahi yıkılabileceği ortaya çıktı ve bu gelişme Avrupa’daki derebeyliklerin sonu oldu. Avrupalılar, İpekyolu’nun önemli bir kısmı Osmanlı’nın eline geçince; farklı ticaret yolları aramaya başladı.
Bu da coğrafi keşiflerin yapılmasına zemin hazırladı. Fetih sonrası İtalya’ya giden bilim insanları, eski Yunan ve Roma eserlerini inceleme fırsatı buldu. Böylece Rönesans’ın önü açıldı. Dünyanın bugünkü bilinç düzeyinin önündeki en büyük kapıları da ecdadımız Fatih açtı.” diye konuştu.
“Fatih’in kin tutmayan bir kişiliği vardı”
Panelin oturum başkanlığını üstlenen Prof. Dr. Hüseyin Üreten, İstanbul’un fethinin Osmanlı Devleti için bir zorunluluk haline geldiğine dikkat çekerek Anadolu ve Rumeli topraklarının arasında kalan Bizans’ın Osmanlı Devleti için her zaman bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.
Bununla beraber Fatih Sultan Mehmed’in kişiliği hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Üreten, Klasik Dönem Osmanlı padişahları içerisinde Fatih’in çok yönlü ve çok kültürlü bir padişah olduğunu, engin bir hoşgörüye sahip asla kin tutmayan bir kişiliği olduğunu anlattı.
“Haçlı Seferleri sırasında İstanbul yağmalanmıştır”
İstanbul’un Fethi’nin çağ açıp çağ kapatacak kadar büyük bir fetih olduğunu ifade eden Doç. Dr. Tanju Demir, fethin, hem İslam dünyasında hem Hristiyan dünyasında büyük yankı uyandırdığının altını çizdi. Doç. Dr. Demir, Müslüman dünyasında büyük bir sevinç yaşanırken Hristiyan dünyasında ise panik havasının hakim olduğunu vurguladı. Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethettikten sonra İstanbul’un perişan haline çok üzüldüğünü dile getiren Doç. Dr. Demir, 1204 yılındaki 4. Haçlı Seferi sırasında kentin yağmalandığını ve bu yağma izlerinin fetih sırasında görülebildiğini anlatarak fetihten sonra Fatih’in kentin imarına giriştiğini anlattı.
“Fatih, şehri yağmalatmamıştır”
Fatih Sultan Mehmed’in mutlak bir hükümdar olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Bülent Çelik, Fatih’in İstanbul’a büyük bir aşkla bağlı olduğunu vurguladı. İstanbul’u fethettikten sonra normal şartlarda, teslim olmayan kentin fethedilmesi durumunda kentin, kurallara göre 3 gün yağmalandığını anlatan Çelik; Fatih’in, İstanbul’un yağmalanmasını sınırlı tuttuğunu belirtti.
İstanbul’un fethi sırasında kentte yaklaşık 20 bin kişinin yaşadığını ve kentin Haçlılarca tahrip edilmiş halinin Fatih’i derinden üzdüğünü kaydeden Çelik, fetihten sonra Fatih’in kentin nüfusunu arttıracak iskan politikası izlediğini ve kentin imarı için 5 yıl boyunca vergi alınmamasını sağladığını ifade etti.
Katılımcıların sorularının yanıtlanmasının ardından sona eren etkinlikte konuşmacılara, Rektör Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir ile Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Aydın ve Prof. Dr. Ali Akyol tarafından teşekkür belgesi verildi.
Kaynak: İHA
Panele konuşmacı olarak katılan ADÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Tanju Demir ile Yeni Çağ Tarihi Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Bülent Çelik, Fatih Sultan Mehmed’in kişiliği ve İstanbul’un fethinin az bilinen yönlerine açıklık getirdi.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u Bizans’ın elinden alarak asırlar boyu baki kalacak bir Türk yurdu haline getirdiğini vurguladı. İstanbul’un fethinin dünya tarihi üzerinde de büyük etkileri olduğunu dile getiren Rektör Aldemir, “İstanbul’un fethiyle en güçlü surların dahi yıkılabileceği ortaya çıktı ve bu gelişme Avrupa’daki derebeyliklerin sonu oldu. Avrupalılar, İpekyolu’nun önemli bir kısmı Osmanlı’nın eline geçince; farklı ticaret yolları aramaya başladı.
Bu da coğrafi keşiflerin yapılmasına zemin hazırladı. Fetih sonrası İtalya’ya giden bilim insanları, eski Yunan ve Roma eserlerini inceleme fırsatı buldu. Böylece Rönesans’ın önü açıldı. Dünyanın bugünkü bilinç düzeyinin önündeki en büyük kapıları da ecdadımız Fatih açtı.” diye konuştu.
“Fatih’in kin tutmayan bir kişiliği vardı”
Panelin oturum başkanlığını üstlenen Prof. Dr. Hüseyin Üreten, İstanbul’un fethinin Osmanlı Devleti için bir zorunluluk haline geldiğine dikkat çekerek Anadolu ve Rumeli topraklarının arasında kalan Bizans’ın Osmanlı Devleti için her zaman bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.
Bununla beraber Fatih Sultan Mehmed’in kişiliği hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Üreten, Klasik Dönem Osmanlı padişahları içerisinde Fatih’in çok yönlü ve çok kültürlü bir padişah olduğunu, engin bir hoşgörüye sahip asla kin tutmayan bir kişiliği olduğunu anlattı.
“Haçlı Seferleri sırasında İstanbul yağmalanmıştır”
İstanbul’un Fethi’nin çağ açıp çağ kapatacak kadar büyük bir fetih olduğunu ifade eden Doç. Dr. Tanju Demir, fethin, hem İslam dünyasında hem Hristiyan dünyasında büyük yankı uyandırdığının altını çizdi. Doç. Dr. Demir, Müslüman dünyasında büyük bir sevinç yaşanırken Hristiyan dünyasında ise panik havasının hakim olduğunu vurguladı. Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethettikten sonra İstanbul’un perişan haline çok üzüldüğünü dile getiren Doç. Dr. Demir, 1204 yılındaki 4. Haçlı Seferi sırasında kentin yağmalandığını ve bu yağma izlerinin fetih sırasında görülebildiğini anlatarak fetihten sonra Fatih’in kentin imarına giriştiğini anlattı.
“Fatih, şehri yağmalatmamıştır”
Fatih Sultan Mehmed’in mutlak bir hükümdar olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Bülent Çelik, Fatih’in İstanbul’a büyük bir aşkla bağlı olduğunu vurguladı. İstanbul’u fethettikten sonra normal şartlarda, teslim olmayan kentin fethedilmesi durumunda kentin, kurallara göre 3 gün yağmalandığını anlatan Çelik; Fatih’in, İstanbul’un yağmalanmasını sınırlı tuttuğunu belirtti.
İstanbul’un fethi sırasında kentte yaklaşık 20 bin kişinin yaşadığını ve kentin Haçlılarca tahrip edilmiş halinin Fatih’i derinden üzdüğünü kaydeden Çelik, fetihten sonra Fatih’in kentin nüfusunu arttıracak iskan politikası izlediğini ve kentin imarı için 5 yıl boyunca vergi alınmamasını sağladığını ifade etti.
Katılımcıların sorularının yanıtlanmasının ardından sona eren etkinlikte konuşmacılara, Rektör Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir ile Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Aydın ve Prof. Dr. Ali Akyol tarafından teşekkür belgesi verildi.