Üniversite Öğrencileri, Kula-Salihli Jeoparkı'nı İnceledi
Balıkesir Üniversitesinden gelen 100 coğrafya bölümü öğrencisi, KulaSalihli Jeoparkında 'Yer Bilimleri' eğitimi aldı.
Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğrencileri, Salihli-Kula Jeoparkı'nda "Yer Bilimleri" eğitimi aldı.
Üniversitede aldıkları yer bilimleri eğitimi kapsamında saha çalışması yapmak için jeopark alanına gelen 100 öğrenci, 10 bin yıl öncesinde yaşanan volkanik patlamalar sonucu akan lavların oluşturduğu 305 kilometrekarelik saha ile Kula Peri Bacalarını ziyaret etti.
Volkan koniler ve sönmüş lavlar arasında gezen öğrenciler, sahadaki taşlardan örnekler alarak yapısını ve içindeki mineralleri inceledi.
Araştırma gezisini yürüten Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsa Cürebal yaptığı açıklamada, Kula coğrafya bakımından Türkiye'nin önemli bir volkanik sahası olduğunu belirterek, "Derslerde teorik olarak verdiğimiz bilgileri sahada pekiştirme fırsatı buluyoruz. Kula, bu bilgilerin pek çoğunu içerisinde bulunduran eşsiz bir saha. UNESCO tarafında tescilli olması, Türkiye'nin ilk ve tek jeoparkı olması bu önemi katlıyor." dedi.
Cürebal, sınıf ortamı yerine, sahasında verilen eğitimlerin öğrencilerin hafızasında kalıcı yer edindiğine dikkati çekerek, "Belirlediğimiz sahalara arazi çalışması düzenleyerek, sorumlu öğretim görevlisi arkadaşlarımız ile birlikte öğrencilerimizin laboratuvar özelliği taşıyan bu alanlarda teorik olarak anlattığımız konuların pekiştirmesini hedefliyoruz. Yer bilimleri açısından özel bir yere sahip olan bu alanda öğrencilerimizi bilgilendirmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
Coğrafya bölümü 4. sınıf öğrencisi Esra Gürsen de derste dinledikleri doğal oluşumları yerinde gördüklerini dile getirerek, "Derslerde öğrendiğimiz teorik bilgileri sahada pekiştirme fırsatı yakaladık. Coğrafya bölümü açısından verimli bir arazi çalışmasıydı. Hocalarımıza teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Öğrencilerden Ayşe Nur Çelik sahadaki eğitimin kendilerine çok faydalı olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Buradaki jeopark, jeo çeşitlilik açısından çok büyük bir öneme sahip. UNESCO tarafından da tescillenerek koruma altına alınan bu bölge, hepimizin koruması gerektiği ve ilgi göstermesi gereken bir saha. Bir sonraki nesillere bozulmadan aktarılması gereken bir saha."
Kaynak: AA
Üniversitede aldıkları yer bilimleri eğitimi kapsamında saha çalışması yapmak için jeopark alanına gelen 100 öğrenci, 10 bin yıl öncesinde yaşanan volkanik patlamalar sonucu akan lavların oluşturduğu 305 kilometrekarelik saha ile Kula Peri Bacalarını ziyaret etti.
Volkan koniler ve sönmüş lavlar arasında gezen öğrenciler, sahadaki taşlardan örnekler alarak yapısını ve içindeki mineralleri inceledi.
Araştırma gezisini yürüten Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsa Cürebal yaptığı açıklamada, Kula coğrafya bakımından Türkiye'nin önemli bir volkanik sahası olduğunu belirterek, "Derslerde teorik olarak verdiğimiz bilgileri sahada pekiştirme fırsatı buluyoruz. Kula, bu bilgilerin pek çoğunu içerisinde bulunduran eşsiz bir saha. UNESCO tarafında tescilli olması, Türkiye'nin ilk ve tek jeoparkı olması bu önemi katlıyor." dedi.
Cürebal, sınıf ortamı yerine, sahasında verilen eğitimlerin öğrencilerin hafızasında kalıcı yer edindiğine dikkati çekerek, "Belirlediğimiz sahalara arazi çalışması düzenleyerek, sorumlu öğretim görevlisi arkadaşlarımız ile birlikte öğrencilerimizin laboratuvar özelliği taşıyan bu alanlarda teorik olarak anlattığımız konuların pekiştirmesini hedefliyoruz. Yer bilimleri açısından özel bir yere sahip olan bu alanda öğrencilerimizi bilgilendirmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
Coğrafya bölümü 4. sınıf öğrencisi Esra Gürsen de derste dinledikleri doğal oluşumları yerinde gördüklerini dile getirerek, "Derslerde öğrendiğimiz teorik bilgileri sahada pekiştirme fırsatı yakaladık. Coğrafya bölümü açısından verimli bir arazi çalışmasıydı. Hocalarımıza teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Öğrencilerden Ayşe Nur Çelik sahadaki eğitimin kendilerine çok faydalı olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Buradaki jeopark, jeo çeşitlilik açısından çok büyük bir öneme sahip. UNESCO tarafından da tescillenerek koruma altına alınan bu bölge, hepimizin koruması gerektiği ve ilgi göstermesi gereken bir saha. Bir sonraki nesillere bozulmadan aktarılması gereken bir saha."