Dünya Altın, Mücevher Ve Pırlanta Sektöründe Türk Rüzgarı
Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş: 'Yılda 700 ton altın üretmekteyiz ve bu altınların 350400 tona yakını 138 ülkeye ihraç edilmektedir. Orta Doğu, Avrupa ve Amerika ana ihracat rotalarımız' 'Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar gibi Körfez ülkelerindeki kuyum sektöründen insanlar Türkiye'yi güvenli bir liman olarak görüyor ve imalatçılarımızı destekliyor. Gelen esnafın en zayıfı 300500 kilo civarı altınla geliyor. Kuyumcukent'te ciddi bir hareketliliğe sebep oldular' '810 sene öncesine kadar biz altın ve pırlanta sektöründe dünya piyasasında 5. sıradayken artık İtalya ile aynı seviyelere gelmiş durumdayız. Üretimde yakın zamanda yüksek ihtimalle İtalya'yı geçeceğiz'
FURKAN GENÇOĞLU - Altın, Mücevher ve Pırlanta ihracatı yapan Türk firmaları dünya piyasasına damga vurmaya devam ediyor.
Çinli rakiplerine nazaran yüksek Avrupa standartlarında üretim yapan Türk firmaları düşük fiyatları ile İtalya gibi rakiplerini geride bırakıyor.
Büyük oranda yerli imkan, kaynak, mühendislik ve tasarım ile üretilen ürünler, başta yakın coğrafyadaki ülkeler olmak üzere Amerika'dan Avrupa'ya, Körfez ülkelerinden Asya'ya kadar geniş bir coğrafyada kullanılıyor.
AA muhabirine konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş, Kuyumcukent olarak altın ve mücevherat sektöründe çok önemli bir yere sahip olduklarını belirterek, "İmalatçılarımızın yüzde 80’den fazlası Kuyumcukent çatısı altında üretimlerini gerçekleştiriyorlar. 2 bin 500 civarı esnaf ve bin 100’den fazla imalatçımızı bünyemizde bulunduruyoruz. 7 büyük fabrikamızın tamamı büyük ihracatçılarımızdır. İstanbul Altın Rafinerisi, Cetaş, İnnova gibi kuruluşlarımız ihracatta bayrak taşıyıcılarımızdır. Yılda 700 ton altın üretmekteyiz. 350-400 tona yakını toplamda 138 ülkeye ihraç edilmektedir. Ortadoğu, Avrupa ve Amerika ana ihracat rotalarımızdır." diye konuştu.
Altının yükselmesi sonucu iç piyasada talep azalmış olsada dış pazarda güçlerini koruduklarını ifade eden Sudaş, Dubai’de altın ihracatının zorlaşması sonucunda yabancı alıcıların Türkiye’ye ilgisinin arttığını bildirdi.
Ortadoğu’da yaşanan siyasi krizler ve savaşlardan kaçan insanların sektöre ciddi anlamda katkıda bulunduklarını kaydeden Sudaş şunları söyledi:
"Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar gibi Körfez ülkelerindeki kuyum sektöründen insanlar Türkiye'yi güvenli bir liman olarak görüyorlar ve imalatçılarımızı destekliyorlar. Gelen esnafların en zayıfı 300-500 kilo civarı altınla geliyor. Kuyumcukent'te ciddi bir hareketliliğe sebep oldular. 8-10 sene öncesine kadar biz altın ve pırlanta sektöründe dünya piyasasında 5. sıradayken artık İtalya ile aynı seviyelere gelmiş durumdayız. Üretimde yakın zamanda yüksek ihtimalle İtalya’yı geçeceğiz. Tasarım noktasında ise takibimiz sürüyor."
Sudaş, en akıllı yatırımın altına yapılan yatırım olduğunu ve kazanç istatistiklerinin bunu doğruladığını sözlerine ekledi.
-"Eğer Amerika vergiyi kaldırırsa veya sadece işçilikten vergi alırsa imalatımız artacak"
Tarz Alyans Genel Müdürü Mert Ayarman da şirket olarak Avrupa Merkezli ihracat yaptıklarını belirterek, "Münih’te bir ofisimiz var. Orta Avrupa ülkelerine bu ofisimiz vasıtasıyla dağıtım yapıyoruz.Diğer ülkelere ise oradaki temsilcilerimiz vasıtasıyla satışlarımızı yapıyoruz. Şu an 38 ülkeye aktif olarak ihracat yapmaktayız." ifadelerini kullandı.
Ayarman, devletin altın ve mücevherat sektörüne katkısından memnun olduklarını kaydederek geçen sene ihracatta pırlantadan katma değerin kaldırılması sektör için itici bir güç olduğunu ve imalatçılardan yana bir düzen inşa edildiğini söyledi.
Önümüzdeki 50 yıl içinde Türkiye'den büyük küresel markaların çıkacağını beklediklerini ifade eden Ayarman sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim hamurumuzda takıp takıştırmak var. Bizler hem altını kullanmayı hem işlemeyi seven bir toplumuz. Teknoloji henüz gelişmemişken bile el işçiliği ile muazzam işler başarıyorduk. Teknolojinin gelişmesi sonrası ise doğal olarak üretimi artırdık. Türk ihracatlarının imalat kabiliyeti yüksektir. İşçilik maliyetlerimiz ucuz aynı zamanda kapasitemiz giderek artıyor. Biz kalite ürün de üretiyoruz. İtalya’da üretilen ürün ile aynı kaliteyi yakalıyoruz ve bizim yarı fiyatına satma şansımız var."
Amerika'nın ticaret savaşlarından dolayı Çin’e kotalar koyduğunu hatırlatan Ayarman, "Çin’den ithalatında ciddi düşüşler söz konusu. Bu altını Amerika bir yerlerden almak zorunda. Eğer Amerika vergiyi kaldırırsa veya sadece işçilikten vergi alırsa bizim imalatımız artacaktır. İmalat artarsa istihdam artar ve bu da ülkemizin daha müreffeh olmasına katkı sunar." diye konuştu.
Kaynak: AA
Çinli rakiplerine nazaran yüksek Avrupa standartlarında üretim yapan Türk firmaları düşük fiyatları ile İtalya gibi rakiplerini geride bırakıyor.
Büyük oranda yerli imkan, kaynak, mühendislik ve tasarım ile üretilen ürünler, başta yakın coğrafyadaki ülkeler olmak üzere Amerika'dan Avrupa'ya, Körfez ülkelerinden Asya'ya kadar geniş bir coğrafyada kullanılıyor.
AA muhabirine konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş, Kuyumcukent olarak altın ve mücevherat sektöründe çok önemli bir yere sahip olduklarını belirterek, "İmalatçılarımızın yüzde 80’den fazlası Kuyumcukent çatısı altında üretimlerini gerçekleştiriyorlar. 2 bin 500 civarı esnaf ve bin 100’den fazla imalatçımızı bünyemizde bulunduruyoruz. 7 büyük fabrikamızın tamamı büyük ihracatçılarımızdır. İstanbul Altın Rafinerisi, Cetaş, İnnova gibi kuruluşlarımız ihracatta bayrak taşıyıcılarımızdır. Yılda 700 ton altın üretmekteyiz. 350-400 tona yakını toplamda 138 ülkeye ihraç edilmektedir. Ortadoğu, Avrupa ve Amerika ana ihracat rotalarımızdır." diye konuştu.
Altının yükselmesi sonucu iç piyasada talep azalmış olsada dış pazarda güçlerini koruduklarını ifade eden Sudaş, Dubai’de altın ihracatının zorlaşması sonucunda yabancı alıcıların Türkiye’ye ilgisinin arttığını bildirdi.
Ortadoğu’da yaşanan siyasi krizler ve savaşlardan kaçan insanların sektöre ciddi anlamda katkıda bulunduklarını kaydeden Sudaş şunları söyledi:
"Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar gibi Körfez ülkelerindeki kuyum sektöründen insanlar Türkiye'yi güvenli bir liman olarak görüyorlar ve imalatçılarımızı destekliyorlar. Gelen esnafların en zayıfı 300-500 kilo civarı altınla geliyor. Kuyumcukent'te ciddi bir hareketliliğe sebep oldular. 8-10 sene öncesine kadar biz altın ve pırlanta sektöründe dünya piyasasında 5. sıradayken artık İtalya ile aynı seviyelere gelmiş durumdayız. Üretimde yakın zamanda yüksek ihtimalle İtalya’yı geçeceğiz. Tasarım noktasında ise takibimiz sürüyor."
Sudaş, en akıllı yatırımın altına yapılan yatırım olduğunu ve kazanç istatistiklerinin bunu doğruladığını sözlerine ekledi.
-"Eğer Amerika vergiyi kaldırırsa veya sadece işçilikten vergi alırsa imalatımız artacak"
Tarz Alyans Genel Müdürü Mert Ayarman da şirket olarak Avrupa Merkezli ihracat yaptıklarını belirterek, "Münih’te bir ofisimiz var. Orta Avrupa ülkelerine bu ofisimiz vasıtasıyla dağıtım yapıyoruz.Diğer ülkelere ise oradaki temsilcilerimiz vasıtasıyla satışlarımızı yapıyoruz. Şu an 38 ülkeye aktif olarak ihracat yapmaktayız." ifadelerini kullandı.
Ayarman, devletin altın ve mücevherat sektörüne katkısından memnun olduklarını kaydederek geçen sene ihracatta pırlantadan katma değerin kaldırılması sektör için itici bir güç olduğunu ve imalatçılardan yana bir düzen inşa edildiğini söyledi.
Önümüzdeki 50 yıl içinde Türkiye'den büyük küresel markaların çıkacağını beklediklerini ifade eden Ayarman sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim hamurumuzda takıp takıştırmak var. Bizler hem altını kullanmayı hem işlemeyi seven bir toplumuz. Teknoloji henüz gelişmemişken bile el işçiliği ile muazzam işler başarıyorduk. Teknolojinin gelişmesi sonrası ise doğal olarak üretimi artırdık. Türk ihracatlarının imalat kabiliyeti yüksektir. İşçilik maliyetlerimiz ucuz aynı zamanda kapasitemiz giderek artıyor. Biz kalite ürün de üretiyoruz. İtalya’da üretilen ürün ile aynı kaliteyi yakalıyoruz ve bizim yarı fiyatına satma şansımız var."
Amerika'nın ticaret savaşlarından dolayı Çin’e kotalar koyduğunu hatırlatan Ayarman, "Çin’den ithalatında ciddi düşüşler söz konusu. Bu altını Amerika bir yerlerden almak zorunda. Eğer Amerika vergiyi kaldırırsa veya sadece işçilikten vergi alırsa bizim imalatımız artacaktır. İmalat artarsa istihdam artar ve bu da ülkemizin daha müreffeh olmasına katkı sunar." diye konuştu.