Kıl Dönmesinden Korkmayın
Balıkesir’in Bandırma İlçesinde Royal Hastanesi’nde görev yapan Op. Uz. Dr. Tuğçe Karaçay, kıl dönmesini ciddiye almayıp, utanıp doktora gitmeyenlere uyarıda bulunarak, bu sağlık probleminin tedavi edilmediği takdirde ciddi sorunlara yol açabileceğine dikkat çekti.
Kuyruk sokumu bölgesinde ağrılı, akıntılı ve iltihaplı şişlik olarak kendini gösteren ve kişinin hayatını ıstıraba çeviren ‘kıl dönmesi’ artık kısa sürede tedavi edilebiliyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doktor Tuğçe Karaçay, uyguladığı tedavi yönteminin ameliyat kadar başarılı olduğunu belirterek, "İşlem 15- 20 dakika sürüyor ve hasta yürüyerek taburcu oluyor" dedi.
Karaçay,“Kıl dönmesi uzun yıllardır, insanlığın var olduğundan beri insanların başına dert olan bir hastalıktır. Ne yazık ki yaş cinsiyet fark etmiyor. Çoğu insan bunu tüylü olduğuna bağlıyor ama vücuttaki tüy sayının, kalınlığının da çok bir önemi yok. Hastalarımız kuyruk sokumunda şişlik, ağrılık yâda akıntı şikâyetinden bize geliyorlar. Bunun tedavisinde yapılabilecek birçok yöntem var. Esas olan en kalıcı yöntemi hastalarımıza uyguluyoruz. Hastanemizde ’’Mikrosinüsektomi’’yöntemini uyguluyoruz. Bu yöntemle radyo frekans cihazı kullanarak iğne ucuyla çok az miktarda hastalıklı dokuyu çıkartarak sağlıklı dokuyu mümkün olduğunca az zarar vermeyi hedefliyoruz. Hastalarımız aynı gün içerisinde taburcu olup, ertesi gün işlerine devam etmektedirler" dedi.
Ameliyat sonrası bakım çok önemli
Kıl dönmesi tedavisinde değişik yöntemler uygulanmaktadır. Çoğunlukla açık bırakılma yöntemi uygulanıyordu. Sıkıntılı doku çıkartılıp, herhangi bir dikiş atılmadan 3-4 aylık yara pansumanlarına bırakılıyordu. Artık bu yöntem uygulanmıyor. Ameliyat sonrası bakım çok önemli. Hastamıza yeni uyguladığımız yöntemle bazen hiç dikiş atmadan yarayı olduğu gibi bırakabiliyoruz. Dikiş yapılamayacak kadar küçük operasyonla çıkartabiliyoruz. İğne uçlu bir aletle ameliyatı yaptığımız için az doku zararı ile hastalıklı dokunun tamamını alacak şekilde çıkartıyoruz ve yara küçük olduğu için de iyileşmesi çabuk oluyor.
Tıbbi olarak teoride iki şekilde vücutta olduğundan bahseden Karaçay “Tıbbi olarak 2 teorisi var. Bunlardan birisi anne karnında gelişim döneminde sağ sol vücut yapılarının birleşmesi sonucu cilt parçasının o bölgede iç kısımda kaldığı ve daha donra kılların aktif olarak büyüdüğü söylenmektedir. Diğer bir teori de kıl dönmesinin oluştuğu kuyruk sokumu bölgesi içeriye doğru vadi şeklinde yürüdükçe vakum etkisi ile vücuttan dökülen kıllar ve kıyafet artıklarını o bölgeye topluyor. Kıl dediğimiz yapılarda sivri olduğu için yürüdüğümüz zaman doku içerisine giderek orada yuva yapabiliyor. Her iki teoride tedaviler aynıdır. En önemlisi ameliyattan sonrası günlük temizliğe ve vereceğimiz uygulamalara uymasıdır. Tekrarlama ihtimalini sıfırlamak için vereceğimiz uygulamalar çok önemlidir"dedi.
Kaynak: İHA
Karaçay,“Kıl dönmesi uzun yıllardır, insanlığın var olduğundan beri insanların başına dert olan bir hastalıktır. Ne yazık ki yaş cinsiyet fark etmiyor. Çoğu insan bunu tüylü olduğuna bağlıyor ama vücuttaki tüy sayının, kalınlığının da çok bir önemi yok. Hastalarımız kuyruk sokumunda şişlik, ağrılık yâda akıntı şikâyetinden bize geliyorlar. Bunun tedavisinde yapılabilecek birçok yöntem var. Esas olan en kalıcı yöntemi hastalarımıza uyguluyoruz. Hastanemizde ’’Mikrosinüsektomi’’yöntemini uyguluyoruz. Bu yöntemle radyo frekans cihazı kullanarak iğne ucuyla çok az miktarda hastalıklı dokuyu çıkartarak sağlıklı dokuyu mümkün olduğunca az zarar vermeyi hedefliyoruz. Hastalarımız aynı gün içerisinde taburcu olup, ertesi gün işlerine devam etmektedirler" dedi.
Ameliyat sonrası bakım çok önemli
Kıl dönmesi tedavisinde değişik yöntemler uygulanmaktadır. Çoğunlukla açık bırakılma yöntemi uygulanıyordu. Sıkıntılı doku çıkartılıp, herhangi bir dikiş atılmadan 3-4 aylık yara pansumanlarına bırakılıyordu. Artık bu yöntem uygulanmıyor. Ameliyat sonrası bakım çok önemli. Hastamıza yeni uyguladığımız yöntemle bazen hiç dikiş atmadan yarayı olduğu gibi bırakabiliyoruz. Dikiş yapılamayacak kadar küçük operasyonla çıkartabiliyoruz. İğne uçlu bir aletle ameliyatı yaptığımız için az doku zararı ile hastalıklı dokunun tamamını alacak şekilde çıkartıyoruz ve yara küçük olduğu için de iyileşmesi çabuk oluyor.
Tıbbi olarak teoride iki şekilde vücutta olduğundan bahseden Karaçay “Tıbbi olarak 2 teorisi var. Bunlardan birisi anne karnında gelişim döneminde sağ sol vücut yapılarının birleşmesi sonucu cilt parçasının o bölgede iç kısımda kaldığı ve daha donra kılların aktif olarak büyüdüğü söylenmektedir. Diğer bir teori de kıl dönmesinin oluştuğu kuyruk sokumu bölgesi içeriye doğru vadi şeklinde yürüdükçe vakum etkisi ile vücuttan dökülen kıllar ve kıyafet artıklarını o bölgeye topluyor. Kıl dediğimiz yapılarda sivri olduğu için yürüdüğümüz zaman doku içerisine giderek orada yuva yapabiliyor. Her iki teoride tedaviler aynıdır. En önemlisi ameliyattan sonrası günlük temizliğe ve vereceğimiz uygulamalara uymasıdır. Tekrarlama ihtimalini sıfırlamak için vereceğimiz uygulamalar çok önemlidir"dedi.