Kalaycı Mehmet Usta, 45 Yıldır Bakırı Sevgiyle Parlatıyor
Konya'da çocuk yaşta başladığı mesleğini 45 yıldır ilk günkü aşkla yapan Mehmet Kalender, gelişen teknoloji ve alışkanlıklar karşısında yok olmaya yüz tutan kalaycılığı yaşatmaya çalışıyor Kalender: 'Geçmişte evlerde hep bakır kap vardı. Vatandaş evinde hep bakır kaplar kullandığı için kalaycılara rağbet çoktu. Şimdi çelik çıktı, demir ve plastik kaplar kullanılıyor. Aslında mutfakta kullanılacak en sağlıklı şey bakır kaplardır' 'Konya’da üç ustayız. Hiç çırak yetişmiyor. Yetişecek eleman da yok ama keşke olsa. Bir kişi gelse öğrense, iş de yapar geçimini de sağlar ama şimdiki gençlik böyle tozu, dumanı, asidi sevmez. Zor bir meslek, ateşle oynuyoruz'
MELİKE KINACI - Konya'da yaşayan ve geçimini kalaycılıkla sağlayan Mehmet Kalender, emekle ve sevgiyle 45 yıldır sürdürdüğü mesleğini yaşatma mücadelesi veriyor.
Tarihi Aziziye Camisi yakınında 45 yıldır aynı sokakta kalaycılık yapan 55 yaşındaki Kalender, mesleğe 10 yaşındayken çırak olarak başladı.
Konya'da yetişen son kalaycılardan olan Kalender, işi öğrendikten sonra ustalaştı ve mesleğinden elde ettiği kazançla 3 çocuğunu büyüttü.
Kentte mesleğini sürdüren son üç kalaycıdan biri olan Mehmet Usta, hem mesleğin devamını hem de sağlık için evlerde bakır ürünler kullanılmasını istiyor.
Mehmet Kalender, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çırak olarak başladığı kalaycılıkta 45 yılı devirmesini mesleğine olan sevgisine bağladığını söyledi.
Çalışma azmini "Severek çalışan yorulmaz" sözleriyle dile getiren Kalender, "Baba mesleği değildi ama bir ustanın yanında başladım. İşi de çok sevince devam ettim. Bir işi sevmeyerek yaparsan o iş seni yorar. Bu iş çok şükür beni yormuyor, çünkü severek yapıyorum." dedi.
- "Mesleğimize ilgi günden güne azaldı"
Teknolojik yenilikler nedeniyle bakır ürünlere ve kalaycılığa ilginin azaldığını anlatan Kalender, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesleğimize ilgi günden güne azaldı. Çünkü bakır kaplar tükeniyor. 20-25 sene evvel Konya'da 30-40 kalaycı vardı ama şimdi 3 kişi kaldık. Geçmişte evlerde hep bakır kap vardı. Vatandaş evinde hep bakır kaplar kullandığı için kalaycılara rağbet çoktu. Şimdi çelik çıktı, demir ve plastik kaplar kullanılıyor. Aslında mutfakta kullanılacak en sağlıklı şey bakır kaplardır. Şu anda özellikle bakır kapların çok kullanıldığı yerler restoranlar ve oteller."
Kalender, işinde en çok siparişi restoranlardan aldıklarını belirterek, "Bir restorandan 250-300 parça ürün geliyor ama evlerde artık 2-3 parça bakır var. Oteller ve restoranlar bu sayede mesleğimizi bir nebze ayakta tutuyor. Biz vatandaşa da bakır kullanmayı tavsiye ediyoruz. Çünkü bakır sağlıktır. Osmanlı, Selçuklu dönemlerinde insanlar hep bakır tabaklarda yemek yemiştir. Şimdi her şey değişti, her şey demire, çeliğe, plastiğe döndü." diye konuştu.
- "Arkadan gelen çırak yok"
Mesleğe ilginin azalmasına rağmen müşteri problemi yaşamadıklarını ve geleceğe umutla baktıklarını ifade eden Mehmet Kalender, şunları kaydetti:
"Eskiden bakıra rağbet çoktu ama mesleği yapan da çoktu. Şimdi meslek bitti ama bu işi yapan kişi sayısı az olunca, iş eskisinden daha fazla. Çünkü usta yok, yetişen, arkadan gelen çırak yok. Hiç çırak yetiştirmedim ben. Konya’da üç ustayız. Hiç çırak yetişmiyor. Yetişecek eleman da yok ama keşke olsa. Bir kişi gelse öğrense, iş de yapar geçimini de sağlar ama şimdiki gençlik böyle tozu, dumanı, asidi sevmez. Zor bir meslek, ateşle oynuyoruz. Tozu, dumanı, asidi var ama hiç sağlık problemi yaşamadım. 3 çocuğum var, 2'si kız 1'i erkek. Çocuklarımı bu meslek sayesinde büyüttüm. Oğlumu kalaycılığa yönlendirmek istedim ama okumak istedi. Bu mesleğin devamı için eleman yetişmesi lazım. Antep'te, Maraş'ta yetişen gençler olduğunu duydum ama Konya'da yetişen eleman yok. Ülkenin her yerinde yeni elemanların yetişmesi lazım."
Kaynak: AA
Tarihi Aziziye Camisi yakınında 45 yıldır aynı sokakta kalaycılık yapan 55 yaşındaki Kalender, mesleğe 10 yaşındayken çırak olarak başladı.
Konya'da yetişen son kalaycılardan olan Kalender, işi öğrendikten sonra ustalaştı ve mesleğinden elde ettiği kazançla 3 çocuğunu büyüttü.
Kentte mesleğini sürdüren son üç kalaycıdan biri olan Mehmet Usta, hem mesleğin devamını hem de sağlık için evlerde bakır ürünler kullanılmasını istiyor.
Mehmet Kalender, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çırak olarak başladığı kalaycılıkta 45 yılı devirmesini mesleğine olan sevgisine bağladığını söyledi.
Çalışma azmini "Severek çalışan yorulmaz" sözleriyle dile getiren Kalender, "Baba mesleği değildi ama bir ustanın yanında başladım. İşi de çok sevince devam ettim. Bir işi sevmeyerek yaparsan o iş seni yorar. Bu iş çok şükür beni yormuyor, çünkü severek yapıyorum." dedi.
- "Mesleğimize ilgi günden güne azaldı"
Teknolojik yenilikler nedeniyle bakır ürünlere ve kalaycılığa ilginin azaldığını anlatan Kalender, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesleğimize ilgi günden güne azaldı. Çünkü bakır kaplar tükeniyor. 20-25 sene evvel Konya'da 30-40 kalaycı vardı ama şimdi 3 kişi kaldık. Geçmişte evlerde hep bakır kap vardı. Vatandaş evinde hep bakır kaplar kullandığı için kalaycılara rağbet çoktu. Şimdi çelik çıktı, demir ve plastik kaplar kullanılıyor. Aslında mutfakta kullanılacak en sağlıklı şey bakır kaplardır. Şu anda özellikle bakır kapların çok kullanıldığı yerler restoranlar ve oteller."
Kalender, işinde en çok siparişi restoranlardan aldıklarını belirterek, "Bir restorandan 250-300 parça ürün geliyor ama evlerde artık 2-3 parça bakır var. Oteller ve restoranlar bu sayede mesleğimizi bir nebze ayakta tutuyor. Biz vatandaşa da bakır kullanmayı tavsiye ediyoruz. Çünkü bakır sağlıktır. Osmanlı, Selçuklu dönemlerinde insanlar hep bakır tabaklarda yemek yemiştir. Şimdi her şey değişti, her şey demire, çeliğe, plastiğe döndü." diye konuştu.
- "Arkadan gelen çırak yok"
Mesleğe ilginin azalmasına rağmen müşteri problemi yaşamadıklarını ve geleceğe umutla baktıklarını ifade eden Mehmet Kalender, şunları kaydetti:
"Eskiden bakıra rağbet çoktu ama mesleği yapan da çoktu. Şimdi meslek bitti ama bu işi yapan kişi sayısı az olunca, iş eskisinden daha fazla. Çünkü usta yok, yetişen, arkadan gelen çırak yok. Hiç çırak yetiştirmedim ben. Konya’da üç ustayız. Hiç çırak yetişmiyor. Yetişecek eleman da yok ama keşke olsa. Bir kişi gelse öğrense, iş de yapar geçimini de sağlar ama şimdiki gençlik böyle tozu, dumanı, asidi sevmez. Zor bir meslek, ateşle oynuyoruz. Tozu, dumanı, asidi var ama hiç sağlık problemi yaşamadım. 3 çocuğum var, 2'si kız 1'i erkek. Çocuklarımı bu meslek sayesinde büyüttüm. Oğlumu kalaycılığa yönlendirmek istedim ama okumak istedi. Bu mesleğin devamı için eleman yetişmesi lazım. Antep'te, Maraş'ta yetişen gençler olduğunu duydum ama Konya'da yetişen eleman yok. Ülkenin her yerinde yeni elemanların yetişmesi lazım."