Lazkiye'den Gelen Teröristler Hakim Karşısında
Suriye'nin Lazkiye kentinden gemiyle Muğla'nın Seydikemer ilçesine geldikleri belirlenen PKK'lı teröristlere yönelik operasyonlarda yakalanan tutuklu 15 sanığın yargılanmasına başlandı.
Suriye'nin Lazkiye kentinden gemiyle Muğla'nın Seydikemer ilçesine geldikleri belirlenen PKK'lı teröristlere yönelik operasyonlar sonucu yakalanan tutuklu 15 sanık hakim karşısına çıktı.
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar ile avukatları ve tercümanlar katıldı.
Söz verilen sanıklardan gemi kaptanı Ossama Jouni, Suriye vatandaşı olduğunu, Lazkiye’de balıkçılık yaptığını söyledi.
Teröristlere yardım ettiklerini Türkiye'de polisten öğrendiğini savunan Jouni, tekneye aldıkları kişilerin PKK'lı olduğunu bilmediğini öne sürdü.
Suriye'de her şeyin mafyanın elinde olduğunu aktaran Jouni, silahla tehdit ederek teknelerine binen kişilerin kendilerini Türkiye'ye zorla getirdiğini savundu.
Lazkiye'de teknelerin acenteliğini yapan kişinin büyük bir mafya lideri olduğunu anlatan Jouni, "Bu kişileri Türkiye'ye götürmek için bizi silahla tehdit etti. Götürmememiz durumunda ailemize zarar vereceğini, çocuklarımızı öldüreceğini söyledi. Ben Türkiye'ye beş kez geldim. Dört defasında gemiden kıyaya insan getirdim. Bir kere ise indiremeden geri döndüm. Türkiye'ye getirdiğimiz kişilerle konuşmamız yasaktı. Bu kişilerin çantalarına yemek doldurduğunu, sadece bir silah ve iki bomba gördüm." diye konuştu.
Mahkeme başkanı Emirşah Baştoğ, sanığın talebi üzerine savunmasını rahat yapamadığı, duruşma salonunda bulunan diğer sanıklardan etkilenme olasılığını göz önünde bulundurarak diğer sanıkları salondan çıkardı.
Mahkemede konuştuklarının diğer sanıklar tarafından öğrenilmesi durumunda ailesinin tehdit altında olacağını savunan Jouni, poliste verdiği detaylı ifadesinin doğru olduğunu bildirdi.
Gemi mürettebatından Monır Dıb ise Türkiye'ye geldikleri teknede yakalanmadan 15 gün önce çalışmaya başladığını, bu süre içerisinde iki defa Türkiye'ye insan taşıdıklarını söyledi.
İlk gelişlerinde gemide 8 kişi bulunduğunu, kimseyi indiremeden geri döndüklerini anlatan Dıb, ikinci gelişlerinde ise 5 kişi getirdiklerini, 4'ünü kıyıya indirdiklerini, dönerken sahil güvenlik ekipleri tarafından yakalandıklarını kaydetti.
Gemiyle gidenlerin başına bir şey gelirse öldürülmekle tehdit edildiğini ifade eden Dıb, PKK ile DEAŞ arasında hiçbir fark olmadığını düşündüğünü dile getirdi.
Yakalanmadan önce sahil güvenliğin kendilerini fark etmesi için geminin tüm ışıklarını açtıklarını savunan Dıb, bunu da teknedeki diğer terör örgütü üyelerinin yakalanması için yaptıklarını söyledi.
Gemide balık temizleyicisi olarak çalışan Ahmad Abu Dast bir sanığın sahil güvenlik ekiplerini görünce cep telefonunu ve büyük bir cihazı denize attığını kaydetti.
Duruşmaya ara verildi.
- Olay
Muğla'nın Seydikemer ilçesinde 4 Ekim'deki yol kontrolünde 4 terörist ve 3 iş birlikçisi yakalanmış, bir gün sonra da Köyceğiz ilçesindeki ormanlık alanda 5 terörist etkisiz hale getirilmişti. Kaçan iki terör örgütü üyesinden biri saklandığı portakal bahçesinde, civardaki vatandaşlarca fark edilmesi üzerine paniğe kapılıp üzerindeki el bombasını patlatınca ölmüştü. Kaçan Serbest Şenlik, 17 Ekim'de Dalaman ilçesinde akrabası B.Ş. ile kaçmaya çalışırken gözaltına alınmıştı.
Kaynak: AA
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar ile avukatları ve tercümanlar katıldı.
Söz verilen sanıklardan gemi kaptanı Ossama Jouni, Suriye vatandaşı olduğunu, Lazkiye’de balıkçılık yaptığını söyledi.
Teröristlere yardım ettiklerini Türkiye'de polisten öğrendiğini savunan Jouni, tekneye aldıkları kişilerin PKK'lı olduğunu bilmediğini öne sürdü.
Suriye'de her şeyin mafyanın elinde olduğunu aktaran Jouni, silahla tehdit ederek teknelerine binen kişilerin kendilerini Türkiye'ye zorla getirdiğini savundu.
Lazkiye'de teknelerin acenteliğini yapan kişinin büyük bir mafya lideri olduğunu anlatan Jouni, "Bu kişileri Türkiye'ye götürmek için bizi silahla tehdit etti. Götürmememiz durumunda ailemize zarar vereceğini, çocuklarımızı öldüreceğini söyledi. Ben Türkiye'ye beş kez geldim. Dört defasında gemiden kıyaya insan getirdim. Bir kere ise indiremeden geri döndüm. Türkiye'ye getirdiğimiz kişilerle konuşmamız yasaktı. Bu kişilerin çantalarına yemek doldurduğunu, sadece bir silah ve iki bomba gördüm." diye konuştu.
Mahkeme başkanı Emirşah Baştoğ, sanığın talebi üzerine savunmasını rahat yapamadığı, duruşma salonunda bulunan diğer sanıklardan etkilenme olasılığını göz önünde bulundurarak diğer sanıkları salondan çıkardı.
Mahkemede konuştuklarının diğer sanıklar tarafından öğrenilmesi durumunda ailesinin tehdit altında olacağını savunan Jouni, poliste verdiği detaylı ifadesinin doğru olduğunu bildirdi.
Gemi mürettebatından Monır Dıb ise Türkiye'ye geldikleri teknede yakalanmadan 15 gün önce çalışmaya başladığını, bu süre içerisinde iki defa Türkiye'ye insan taşıdıklarını söyledi.
İlk gelişlerinde gemide 8 kişi bulunduğunu, kimseyi indiremeden geri döndüklerini anlatan Dıb, ikinci gelişlerinde ise 5 kişi getirdiklerini, 4'ünü kıyıya indirdiklerini, dönerken sahil güvenlik ekipleri tarafından yakalandıklarını kaydetti.
Gemiyle gidenlerin başına bir şey gelirse öldürülmekle tehdit edildiğini ifade eden Dıb, PKK ile DEAŞ arasında hiçbir fark olmadığını düşündüğünü dile getirdi.
Yakalanmadan önce sahil güvenliğin kendilerini fark etmesi için geminin tüm ışıklarını açtıklarını savunan Dıb, bunu da teknedeki diğer terör örgütü üyelerinin yakalanması için yaptıklarını söyledi.
Gemide balık temizleyicisi olarak çalışan Ahmad Abu Dast bir sanığın sahil güvenlik ekiplerini görünce cep telefonunu ve büyük bir cihazı denize attığını kaydetti.
Duruşmaya ara verildi.
- Olay
Muğla'nın Seydikemer ilçesinde 4 Ekim'deki yol kontrolünde 4 terörist ve 3 iş birlikçisi yakalanmış, bir gün sonra da Köyceğiz ilçesindeki ormanlık alanda 5 terörist etkisiz hale getirilmişti. Kaçan iki terör örgütü üyesinden biri saklandığı portakal bahçesinde, civardaki vatandaşlarca fark edilmesi üzerine paniğe kapılıp üzerindeki el bombasını patlatınca ölmüştü. Kaçan Serbest Şenlik, 17 Ekim'de Dalaman ilçesinde akrabası B.Ş. ile kaçmaya çalışırken gözaltına alınmıştı.