GİV 6. Girişimcilik Ödül Töreni
Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Erdoğan: 'Girişimcilik dediğimiz zaman çok daha global düşünen girişimciler yetiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum' GİV Başkanı Koç: 'İşsizliğin, cari açığın, göçün, gelir dağılımı eşitsizliğinin, özellikle gençleri pençesine alan kötü alışkanlıkların ve daha nice problemin, iyi bir girişimcilik aşısıyla ortadan kaldırılabileceğine inanıyoruz. Eğer siz gençleri iş ve heyecan duyacakları projeler ile meşgul etmezseniz, onlar mutlaka meşgul olacak başka alanlar bulurlar. Yeterince meşgul olan, bir girişime başlamış bir gencin boşa harcayacak zamanı ve parası olmaz diye düşünüyoruz'
Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, "Girişimcilik dediğimiz zaman çok daha global düşünen girişimciler yetiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Girişimciliği sadece başkalarının düşünmediği işleri piyasaya hazır hale getirmek olarak değil, başkalarının gitmediği yerlere gitmek olarak da görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de girişimcilik ekosisteminin bir siyasete bakan tarafı var, bir de teknik bir regülasyon, kural, kaide bakımından değerlendirilmesi gereken tarafı var." dedi.
Erdoğan, Bahariye Mevlevihanesinde düzenlenen Girişimci İş Adamları Vakfı (GİV) 6. Girişimcilik Ödül Töreninde, girişimcinin, bir işi başkalarından daha iyi yaparak kitlelere beğendiren ya da yapılmayan bir işi toplumla buluşturan kişi olduğunu belirtti.
Peygamber Efendimiz'in Allah'ın mesajını insanlara ulaştırarak çok iyi bir girişimcilik örneği gösterdiğini ifade eden Erdoğan, "Malazgirt'i, İstanbul'un fethini biliyoruz. İstanbul'un fethi, İstanbul'un aslında yeniden medeniyetle buluşmasını sağlayan bir fetihtir. Çünkü Latin istilası 13. yüzyılın başında gerçekleşmiştir. Hala o Latin istilasında İstanbul'dan çalınan birçok güzelim eser Venedik'tedir, alıp götürmüşlerdir. İstanbul, belki 300-400 sene bir medeniyet merkezi olma özelliğini yitirmişken, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethi İstanbul'un yeniden bir medeniyet merkezi vasfı kazanmasına yol açmıştır. Elbette İslam medeniyeti. Şimdi medeniyetimizin geri çekildiği son 200-300 yılın sonunda dünyada yeniden bir arayışın olduğunu görüyoruz. Batı'da sosyal buhranların artmakta olduğunu görüyoruz. Çok büyük emekler neticesinde kurulan birliklerin, paktların artık işlemez hale geldiğini görüyoruz. Büyük oyuncular arasındaki rekabetin yavaş yavaş çatışma potansiyeli arz etmeye başladığını görüyoruz. Bunlar olurken, bir yandan Doğu medeniyetinin yeniden yükselmeye başladığını, Çin'de izliyoruz, Hindistan'da emarelerini görüyoruz ve önümüzdeki dönemde dünyanın bir medeniyet buhranına doğru ilerleyebileceğini izliyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, son 15 yılda Türkiye'nin aldığı mesafeyle, ekonomideki 3 kattan fazla büyümenin ve sadece kendi vatandaşlarına artan bir refahı sunmak değil, dünya mazlumları için de bir ümit haline geldiğini vurguladı.
Dünyanın artık ulaşım imkanlarının, teknoloji bakımından küçüldüğünü dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bin 400 yıl önce Hicaz'dan çıkıp, Semerkant'a, Çin'e, Endülüs'e uzanan o girişimci ruh, şimdi bizde var mı? İşte bunun sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Girişimcilik dediğimiz zaman çok daha global düşünen girişimciler yetiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Girişimciliği sadece başkalarının düşünmediği işleri piyasaya hazır hale getirmek olarak değil, başkalarının gitmediği yerlere gitmek olarak da görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de girişimcilik ekosisteminin bir siyasete bakan tarafı var, bir de teknik bir regülasyon, kural, kaide bakımından değerlendirilmesi gereken tarafı var."
Türkiye'de bugüne kadar çok büyük hayallerle, çok büyük emeklerle girişilen çok büyük projelerin düşmanların içerideki işbirlikçileri veya maşaları tarafından hep akamete uğratıldığını hatırlatan Erdoğan, Türkiye'yi ileri götürmek isteyen liderlerin de önlerinin kesildiğini söyledi.
- "Hala o idamlara sahip çıkan insanlar bugün toplumumuzda var"
Erdoğan, Adnan Menderes'in 10 yıl halkın iktidarından sonra idam edildiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Hala o idamlara sahip çıkan insanlar bugün toplumumuzda var. Atatürkçü Düşünce Derneği'nin bu son açıklamasını böyle okumak lazım. O idamın da sonuna kadar arkasındalar, o darbelerin de sonuna kadar arkasındalar. İşte böyle insanların, böyle kesimlerin ülkemizde hala olması, siyasete bakan yönü girişimciliğin. Türkiye'de ne zaman bir Nuri Demirağ, uçaktan, demir yolundan, demir ağlardan bahsetmiş olsa, bununla ilgili projeleri hayata geçirmiş olsa, Vecihi Hürkuş, tasarladığı uçağı hayata geçirmek için çalışmalar yapsa ya da Devrim otomobili asfalta tekerini değdirmiş olsa bunlara mani olundu. Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Devrim otomobillerin önünün kesilmediğini düşünün, bugün otomobilimiz de olacaktı, hem de dünya markası olacaktı, Bugün savaş uçağımız da olacaktı. Ekosistem dediğimiz sadece mevzuat anlamına gelmiyor, sadece kurumsal yapı anlamına gelmiyor. Aynı zamanda milli ve yerli duruşa sahip çıkan bir siyasi iradeyi de gerektiriyor. Bu siyasi irade maalesef Cumhurbaşkanımızın liderliğinden önce hep akamete uğratıldı. Menderes'in idamı, Özal'ın, rahmetli Erbakan'ın başına gelenler. Cumhurbaşkanımız, 15 yıldır Türkiye'nin başında ama parti kapatma mı görmedik, darbe girişimi mi görmedik? Başımıza gelmeyen kalmadı. 15 senede 'Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun' diye bütün Türkiye'nin düşmanları ve işbirlikçileri bir araya geldiler ama bu ülke bu dönemde 5,8 büyümeyi başardı."
Türkiye'nin bağımsızlığına yenik düşenlerin, Çanakkale'yi geçemeyenlerin, Kurtuluş Savaşında Anadolu'yu işgal edemeyenlerin işgal edemedikleri topraklarda bazı zihinleri esir alarak, Türkiye'yi işgale yeltendiğini ifade eden Erdoğan. ülkenin aydınlarının, büyük projelere karşı çıkan, zihinleri esir alınan insanlar olduğunu söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin yeni dönemde yerli ve milli aydınlarını yetiştirerek, zihinlerdeki prangaları da atacağını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Cumhuriyetten itibaren Anadolu girişimcisinin ön plana çıktığı dönemler hep akamete uğratılmış. Son 15 yılda Anadolu'nun dört bir yanında organize sanayi bölgelerinde, ihracatı milyonlarca, yüz milyonlarca doları bulan nice şirketlerimiz var. Bunlar çok değerli. Bunlar aslında iyi bir noktaya doğru gittiğimizin de göstergesi. Ne zaman ki bu yürüyüş eskileri gibi sekteye uğratılır, o zaman bunları yine 'unutun' diyebiliriz. Çünkü hangi darbe başarılı olduysa, hangi milletin teveccüh gösterdiği lider saf dışı bırakıldıysa, ondan sonra Türkiye hep çalkantılı dönemleri yaşamış, hep koalisyon yılları yaşamış, hep istikrarsızlara, hep krizlere düçar olmuştur."
-"Fikrin Yerinde Durmasın, Harekete Geçir"
GİV Başkanı Mehmet Koç, vakıf olarak "Fikrin Yerinde Durmasın, Harekete Geçir" temasıyla 6. GİV Girişimcilik Ödülleri'ni sahiplerine vermenin gururunu duyduklarını kaydetti.
Bu etkinlikle girişimciliğin gelişmesi özellikle gençler arasında yayılması için çaba sarf ettiklerini dile getiren Koç, "Türkiye büyük bir ülke. Hem bir cihan devleti bakiyesine sahip olmak hem de kendi nüfusumuz 81 milyon olmasına rağmen kültür ve gönül coğrafyamızdaki milyarı geçen nüfus ile etkinliğini artırmaya devam edecektir. Bu potansiyeli kullanabilmek için en çok ihtiyacımız olan, bu işin önemini bilen yeterli sayıda ve nitelikte girişimciye sahip olmak. İşsizliğin, cari açığın, göçün, gelir dağılımı eşitsizliğinin, özellikle gençleri pençesine alan kötü alışkanlıkların ve daha nice problemin, iyi bir girişimcilik aşısıyla ortadan kaldırılabileceğine inanıyoruz. Eğer siz gençleri iş ve heyecan duyacakları projeler ile meşgul etmezseniz, onlar mutlaka meşgul olacak başka alanlar bulurlar. Yeterince meşgul olan, bir girişime başlamış bir gencin boşa harcayacak zamanı ve parası olmaz diye düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
Koç, 2011 yılında, girişimcilik ödül töreninde bugün ülkemizin güvenliği açısından çok büyük öneme sahip İHA üretimine birincilik ödülü verdiklerini hatırlatarak, "Bugün bu projenin ülke ve ümmetin bekası için ne kadar değerli olduğuna, çok daha az Mehmetçik'imizi riske atarak, daha büyük etki alanı oluşturulduğuna şahit oluyoruz. Eğer biz İHA'ları başka ülkelerden satın alıyor olsaydık, bu sınır ötesi hareketlerde kullanılmasına izin vermeyeceklerinden emin olabilirsiniz. Tıpkı pek çok askeri teçhizatta olduğu gibi. Sadece İHA değil, İHA gibi yüzlerce konuda şu anda ülke olarak açığımız var. Eğer ömrünüzün daha bereketli, amel defterinizin kıyamete kadar açık olmasını arzuluyorsanız lütfen bu alanlara eğilin, bir vida üretimi bile olsa yerinizi alın." diye konuştu.
Programda, vakfın çalışmalarını anlatan kısa filmin izlenmesinin ardından Erdoğan, "Proje/Fikir" dalında birinci olan Doç Dr. Nurcan Doğan, ikinci olan Yrd. Dr. Leyla Türker Şener ve üçüncü olan Şule Başarslan'a "Kurumsal Girişimcilik" dalında Ali Acur, "Yeni Girişimcilik" dalında Onur Aras'a, "Üniversite Girişimcilik Kulüp" dalında İstanbul Üniversitesi Girişimcilik Kulübü Başkanı Kadir Altun'a, "Akademisyen Ödülü"nü İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr Haluk Zülfikar'a, "Kamu Yöneticisi Ödülü”nü İBB Genel Sekreteri Hayri Baraçlı'ya, "Basın/Yayın Ödülü"nü Anadolu Ajası Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Mutanoğlu'na, "E-Ticaret Ödülü"nü Güçlü Gökozan'a ve "GİV Özel Ödülü"nü de Numan Tekin'e verdi.
Kaynak: AA
Erdoğan, Bahariye Mevlevihanesinde düzenlenen Girişimci İş Adamları Vakfı (GİV) 6. Girişimcilik Ödül Töreninde, girişimcinin, bir işi başkalarından daha iyi yaparak kitlelere beğendiren ya da yapılmayan bir işi toplumla buluşturan kişi olduğunu belirtti.
Peygamber Efendimiz'in Allah'ın mesajını insanlara ulaştırarak çok iyi bir girişimcilik örneği gösterdiğini ifade eden Erdoğan, "Malazgirt'i, İstanbul'un fethini biliyoruz. İstanbul'un fethi, İstanbul'un aslında yeniden medeniyetle buluşmasını sağlayan bir fetihtir. Çünkü Latin istilası 13. yüzyılın başında gerçekleşmiştir. Hala o Latin istilasında İstanbul'dan çalınan birçok güzelim eser Venedik'tedir, alıp götürmüşlerdir. İstanbul, belki 300-400 sene bir medeniyet merkezi olma özelliğini yitirmişken, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethi İstanbul'un yeniden bir medeniyet merkezi vasfı kazanmasına yol açmıştır. Elbette İslam medeniyeti. Şimdi medeniyetimizin geri çekildiği son 200-300 yılın sonunda dünyada yeniden bir arayışın olduğunu görüyoruz. Batı'da sosyal buhranların artmakta olduğunu görüyoruz. Çok büyük emekler neticesinde kurulan birliklerin, paktların artık işlemez hale geldiğini görüyoruz. Büyük oyuncular arasındaki rekabetin yavaş yavaş çatışma potansiyeli arz etmeye başladığını görüyoruz. Bunlar olurken, bir yandan Doğu medeniyetinin yeniden yükselmeye başladığını, Çin'de izliyoruz, Hindistan'da emarelerini görüyoruz ve önümüzdeki dönemde dünyanın bir medeniyet buhranına doğru ilerleyebileceğini izliyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, son 15 yılda Türkiye'nin aldığı mesafeyle, ekonomideki 3 kattan fazla büyümenin ve sadece kendi vatandaşlarına artan bir refahı sunmak değil, dünya mazlumları için de bir ümit haline geldiğini vurguladı.
Dünyanın artık ulaşım imkanlarının, teknoloji bakımından küçüldüğünü dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bin 400 yıl önce Hicaz'dan çıkıp, Semerkant'a, Çin'e, Endülüs'e uzanan o girişimci ruh, şimdi bizde var mı? İşte bunun sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Girişimcilik dediğimiz zaman çok daha global düşünen girişimciler yetiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Girişimciliği sadece başkalarının düşünmediği işleri piyasaya hazır hale getirmek olarak değil, başkalarının gitmediği yerlere gitmek olarak da görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de girişimcilik ekosisteminin bir siyasete bakan tarafı var, bir de teknik bir regülasyon, kural, kaide bakımından değerlendirilmesi gereken tarafı var."
Türkiye'de bugüne kadar çok büyük hayallerle, çok büyük emeklerle girişilen çok büyük projelerin düşmanların içerideki işbirlikçileri veya maşaları tarafından hep akamete uğratıldığını hatırlatan Erdoğan, Türkiye'yi ileri götürmek isteyen liderlerin de önlerinin kesildiğini söyledi.
- "Hala o idamlara sahip çıkan insanlar bugün toplumumuzda var"
Erdoğan, Adnan Menderes'in 10 yıl halkın iktidarından sonra idam edildiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Hala o idamlara sahip çıkan insanlar bugün toplumumuzda var. Atatürkçü Düşünce Derneği'nin bu son açıklamasını böyle okumak lazım. O idamın da sonuna kadar arkasındalar, o darbelerin de sonuna kadar arkasındalar. İşte böyle insanların, böyle kesimlerin ülkemizde hala olması, siyasete bakan yönü girişimciliğin. Türkiye'de ne zaman bir Nuri Demirağ, uçaktan, demir yolundan, demir ağlardan bahsetmiş olsa, bununla ilgili projeleri hayata geçirmiş olsa, Vecihi Hürkuş, tasarladığı uçağı hayata geçirmek için çalışmalar yapsa ya da Devrim otomobili asfalta tekerini değdirmiş olsa bunlara mani olundu. Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Devrim otomobillerin önünün kesilmediğini düşünün, bugün otomobilimiz de olacaktı, hem de dünya markası olacaktı, Bugün savaş uçağımız da olacaktı. Ekosistem dediğimiz sadece mevzuat anlamına gelmiyor, sadece kurumsal yapı anlamına gelmiyor. Aynı zamanda milli ve yerli duruşa sahip çıkan bir siyasi iradeyi de gerektiriyor. Bu siyasi irade maalesef Cumhurbaşkanımızın liderliğinden önce hep akamete uğratıldı. Menderes'in idamı, Özal'ın, rahmetli Erbakan'ın başına gelenler. Cumhurbaşkanımız, 15 yıldır Türkiye'nin başında ama parti kapatma mı görmedik, darbe girişimi mi görmedik? Başımıza gelmeyen kalmadı. 15 senede 'Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun' diye bütün Türkiye'nin düşmanları ve işbirlikçileri bir araya geldiler ama bu ülke bu dönemde 5,8 büyümeyi başardı."
Türkiye'nin bağımsızlığına yenik düşenlerin, Çanakkale'yi geçemeyenlerin, Kurtuluş Savaşında Anadolu'yu işgal edemeyenlerin işgal edemedikleri topraklarda bazı zihinleri esir alarak, Türkiye'yi işgale yeltendiğini ifade eden Erdoğan. ülkenin aydınlarının, büyük projelere karşı çıkan, zihinleri esir alınan insanlar olduğunu söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin yeni dönemde yerli ve milli aydınlarını yetiştirerek, zihinlerdeki prangaları da atacağını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Cumhuriyetten itibaren Anadolu girişimcisinin ön plana çıktığı dönemler hep akamete uğratılmış. Son 15 yılda Anadolu'nun dört bir yanında organize sanayi bölgelerinde, ihracatı milyonlarca, yüz milyonlarca doları bulan nice şirketlerimiz var. Bunlar çok değerli. Bunlar aslında iyi bir noktaya doğru gittiğimizin de göstergesi. Ne zaman ki bu yürüyüş eskileri gibi sekteye uğratılır, o zaman bunları yine 'unutun' diyebiliriz. Çünkü hangi darbe başarılı olduysa, hangi milletin teveccüh gösterdiği lider saf dışı bırakıldıysa, ondan sonra Türkiye hep çalkantılı dönemleri yaşamış, hep koalisyon yılları yaşamış, hep istikrarsızlara, hep krizlere düçar olmuştur."
-"Fikrin Yerinde Durmasın, Harekete Geçir"
GİV Başkanı Mehmet Koç, vakıf olarak "Fikrin Yerinde Durmasın, Harekete Geçir" temasıyla 6. GİV Girişimcilik Ödülleri'ni sahiplerine vermenin gururunu duyduklarını kaydetti.
Bu etkinlikle girişimciliğin gelişmesi özellikle gençler arasında yayılması için çaba sarf ettiklerini dile getiren Koç, "Türkiye büyük bir ülke. Hem bir cihan devleti bakiyesine sahip olmak hem de kendi nüfusumuz 81 milyon olmasına rağmen kültür ve gönül coğrafyamızdaki milyarı geçen nüfus ile etkinliğini artırmaya devam edecektir. Bu potansiyeli kullanabilmek için en çok ihtiyacımız olan, bu işin önemini bilen yeterli sayıda ve nitelikte girişimciye sahip olmak. İşsizliğin, cari açığın, göçün, gelir dağılımı eşitsizliğinin, özellikle gençleri pençesine alan kötü alışkanlıkların ve daha nice problemin, iyi bir girişimcilik aşısıyla ortadan kaldırılabileceğine inanıyoruz. Eğer siz gençleri iş ve heyecan duyacakları projeler ile meşgul etmezseniz, onlar mutlaka meşgul olacak başka alanlar bulurlar. Yeterince meşgul olan, bir girişime başlamış bir gencin boşa harcayacak zamanı ve parası olmaz diye düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
Koç, 2011 yılında, girişimcilik ödül töreninde bugün ülkemizin güvenliği açısından çok büyük öneme sahip İHA üretimine birincilik ödülü verdiklerini hatırlatarak, "Bugün bu projenin ülke ve ümmetin bekası için ne kadar değerli olduğuna, çok daha az Mehmetçik'imizi riske atarak, daha büyük etki alanı oluşturulduğuna şahit oluyoruz. Eğer biz İHA'ları başka ülkelerden satın alıyor olsaydık, bu sınır ötesi hareketlerde kullanılmasına izin vermeyeceklerinden emin olabilirsiniz. Tıpkı pek çok askeri teçhizatta olduğu gibi. Sadece İHA değil, İHA gibi yüzlerce konuda şu anda ülke olarak açığımız var. Eğer ömrünüzün daha bereketli, amel defterinizin kıyamete kadar açık olmasını arzuluyorsanız lütfen bu alanlara eğilin, bir vida üretimi bile olsa yerinizi alın." diye konuştu.
Programda, vakfın çalışmalarını anlatan kısa filmin izlenmesinin ardından Erdoğan, "Proje/Fikir" dalında birinci olan Doç Dr. Nurcan Doğan, ikinci olan Yrd. Dr. Leyla Türker Şener ve üçüncü olan Şule Başarslan'a "Kurumsal Girişimcilik" dalında Ali Acur, "Yeni Girişimcilik" dalında Onur Aras'a, "Üniversite Girişimcilik Kulüp" dalında İstanbul Üniversitesi Girişimcilik Kulübü Başkanı Kadir Altun'a, "Akademisyen Ödülü"nü İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr Haluk Zülfikar'a, "Kamu Yöneticisi Ödülü”nü İBB Genel Sekreteri Hayri Baraçlı'ya, "Basın/Yayın Ödülü"nü Anadolu Ajası Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Mutanoğlu'na, "E-Ticaret Ödülü"nü Güçlü Gökozan'a ve "GİV Özel Ödülü"nü de Numan Tekin'e verdi.