49 Yıllık Sipsi Ustası Burdur'u Dünyaya Tanıtıyor
Burdur’da ilkokul yıllarında öğretmenlerinin de verdiği destekle sipsi yapmaya ve çalmaya başlayan 58 yaşındaki Hüseyin Demir, 49 yıldan bu yana devam eden sipsi serüveniyle memleketini, Teke Yöresi ve Yörük kültürünü dünyaya tanıtıyor.
Burdur’da müzikle uğraşan bir ailede dünyaya gelen Hüseyin Demir, ilkokul 3. sınıfta sipsi yapmaya başladı.
Yaklaşık 49 yıldır sipsi üreten Demir, icrasıyla katıldığı ulusal ve uluslararası yarışmalarda da memleketini dünyaya tanıtıyor.
49 yıllık sipsi serüvenini İHA muhabirine anlatan Hüseyin Demir, "İlkokul 3. sınıftan bu yana kendi sipsimi yaparak hem imalatçı hem icracı olarak hayatıma devam etmekteyim. Bu işe gönül ve emek vereli 49 yıl oldu. Bu zaman içerisinde çok güzel müzik ve derlemeler yaptım. Ben küçükken o yaşıma rağmen sipsiyi yapabiliyordum, bu da beni müziğe ve icraya sürükledi" dedi.
İlkokuldaki öğretmeninin hoşgörüsü ona müziği sevdirdi
Sipsinin, ova ve derelerde yetişen su kamışından imal edildiğini anlatan Hüseyin Demir, en önemli kısmın ‘Cuk cuk’ adı verilen ağız kısmı olduğunu belirtti.
‘Ağızlığını yapabilen usta, sipsiyi yapabilir’ diyerek müzikle ilgilenen bir aileden geldiğini dile getiren Hüseyin Demir, "Bizim ailede ben küçük yaşlardan itibaren bu işe yönlendim. Ağabeylerim var ama daha çok yürüyebilen ben oldum. Beni küçük yaşlarda en çok destekleyen de ilkokul 4 ve 5. sınıflarda öğretmenim olan, aynı zamanda Burdur türkülerinin birçoğunda imzası olan Faik İnce hocam oldu. Onunla birlikte bulunmaktan, onun cura ve müzik ile bizim sipsimize hoşgörülü davranması beni motive etti" diye konuştu.
49 yıllık sipsi serüveninin 33 yılında halk oyunları ekiplerine eşlik etti
Aslen Burdur’un eski adıyla Dirmil, yeni adıyla Altınyayla ilçesinde doğup büyüyen Demir, öğrenimini sürdürdüğü Burdur merkezde sipsi çalarak halk oyunları ekiplerinde müzisyen olarak görev yaptığını aktardı. 33 yıl boyunca halk oyunları ekiplerinde sipsi çaldığını dile getiren Demir, "Burdur’da eğitimime devam ederken Halk Eğitim Merkezi’nin halk oyunları ekibine eşlik etmeye başladım. Yaklaşık 49 yıl süren bu tecrübelerimde güzel anılarım oldu" şeklinde konuştu.
Uluslararası birçok yarışmada sipsi ile derece yaptı
Halk oyunları ekiplerine eşlik ettiği süreçte, sipsi yapmaya, kendini geliştirmeye, yurt içi ve yurt dışındaki yarışmalara katılmaya başladığını özetleyen Demir "1986 yılında İngiltere’de düzenlenen Dünya Halk Çalgıları Yarışması’na ferdi olarak katıldım. Orada yarıştığım 30 ekip arasında; Bolivya birinci, Türkiye’yi temsilen ben ferdi olarak ikinci, benden sonra da Gallerli ikili grup üçüncü oldu. 2011 yılında yine UNESCO tarafından Bulgaristan’da düzenlenen Dünya Halk Çalgıları Yarışması’na ferdi ve ekip olarak birincilik ödülü aldım. 2013 yılında, Kültür Bakanlığının önerisiyle Azerbaycan’da bir öğrencimle birlikte Mugan Yarışması’na katıldım. Orada da bu kez Azerbaycan ve Türkiye olarak birinciliği paylaştık" ifadelerini kullandı.
Hediyelik sipsi için ‘Burdur Hatırası’ yazılı ambalaj
Yaptığı işi hem ustalık, hem de icracılık yönünün yanı sıra bir tanıtım mekanizması haline getirmek için gayret gösterdiğini anlatan Demir, Burdur’a gelen insanların ‘Buranın nesi meşhurdur?’ sorusuna yanıt olarak ‘ceviz ezmesi, sipsi ve alaca dokuma’ yanıtını aldıklarını kaydetti.
Kente gelenlerin daha çok yöresel ürün ve hatıra olarak sipsi almayı tercih ettiklerine değinen Demir, "Buraya gelenler daha çok bizim otantik şekilde imal ettiğimiz sipsilerden satın alırlar. Herkesin ustalığı farklıdır ama biz elimizden geldiğince özenerek işimizi yaparız. Bu şekilde aynı zamanda Burdur’umuza ve turizmimize katkı sağlamış oluyoruz" ifadelerini kullandı.
Sipsinin müzikal anlamda icrasının yanında materyal olarak tanıtımı için de emek verdiklerini vurgulayan Demir, ürettiği sipsilerin hediyelik olarak satışının da yapıldığını belirtti.
Demir, sipsinin Burdur’dun simgesi olarak daha farklı noktalara ulaşabilmesi adına, üzerinde ‘Burdur Hatırası’ yazan özel ambalaj yaptırdıklarını belirterek, hem enstrümanın görselliğini hem de tanıtım ve ulaşım değerini artırmayı amaçladıklarını söyledi.
Yurt içi, yurt dışında sipsi ile Burdur, Teke Yöresi ve Yörük kültürü tanıtımı
Sipsi üretimi ile uğraşının yanında Burdur Yörük Kültürü Araştırma Derneği’nin de ikinci başkanlığını yürüttüğüne değinen Demir, "Bu dernek çatısı altında sosyal ve kültürel işlere de bakıyorum. Aynı zamanda Yörük geleneğinde sipsiyi de işliyoruz, tanıtıyoruz. Türkiye’nin çok çeşitli yörelerine bizim sipsilerimizden gidiyoruz. Yurt dışında da yörük kültürümüzü, yöremizi ve sipsimizi tanıtıyoruz. TRT’de çalışan 2 Burdurlu arkadaşımla birlikte, yeni bir orkestra oluşturduk. ‘Teke Project-Trio’ adını verdiğimiz grupta, benim dışımdaki arkadaşlarımdan birisi Tonmaister Can Yeşilyurt, diğeri de kabak kemanede yetişen Uğur Önür kardeşimiz. Bu grubumuzla yurt dışındaki temsillere katılıyoruz. Teke Yöresini ve bu bölgeyi dünyaya tanıtıyoruz, uluslararası tanıtıma da çaba gösteriyoruz" ifadelerine yer verdi.
Kaynak: İHA
Yaklaşık 49 yıldır sipsi üreten Demir, icrasıyla katıldığı ulusal ve uluslararası yarışmalarda da memleketini dünyaya tanıtıyor.
49 yıllık sipsi serüvenini İHA muhabirine anlatan Hüseyin Demir, "İlkokul 3. sınıftan bu yana kendi sipsimi yaparak hem imalatçı hem icracı olarak hayatıma devam etmekteyim. Bu işe gönül ve emek vereli 49 yıl oldu. Bu zaman içerisinde çok güzel müzik ve derlemeler yaptım. Ben küçükken o yaşıma rağmen sipsiyi yapabiliyordum, bu da beni müziğe ve icraya sürükledi" dedi.
İlkokuldaki öğretmeninin hoşgörüsü ona müziği sevdirdi
Sipsinin, ova ve derelerde yetişen su kamışından imal edildiğini anlatan Hüseyin Demir, en önemli kısmın ‘Cuk cuk’ adı verilen ağız kısmı olduğunu belirtti.
‘Ağızlığını yapabilen usta, sipsiyi yapabilir’ diyerek müzikle ilgilenen bir aileden geldiğini dile getiren Hüseyin Demir, "Bizim ailede ben küçük yaşlardan itibaren bu işe yönlendim. Ağabeylerim var ama daha çok yürüyebilen ben oldum. Beni küçük yaşlarda en çok destekleyen de ilkokul 4 ve 5. sınıflarda öğretmenim olan, aynı zamanda Burdur türkülerinin birçoğunda imzası olan Faik İnce hocam oldu. Onunla birlikte bulunmaktan, onun cura ve müzik ile bizim sipsimize hoşgörülü davranması beni motive etti" diye konuştu.
49 yıllık sipsi serüveninin 33 yılında halk oyunları ekiplerine eşlik etti
Aslen Burdur’un eski adıyla Dirmil, yeni adıyla Altınyayla ilçesinde doğup büyüyen Demir, öğrenimini sürdürdüğü Burdur merkezde sipsi çalarak halk oyunları ekiplerinde müzisyen olarak görev yaptığını aktardı. 33 yıl boyunca halk oyunları ekiplerinde sipsi çaldığını dile getiren Demir, "Burdur’da eğitimime devam ederken Halk Eğitim Merkezi’nin halk oyunları ekibine eşlik etmeye başladım. Yaklaşık 49 yıl süren bu tecrübelerimde güzel anılarım oldu" şeklinde konuştu.
Uluslararası birçok yarışmada sipsi ile derece yaptı
Halk oyunları ekiplerine eşlik ettiği süreçte, sipsi yapmaya, kendini geliştirmeye, yurt içi ve yurt dışındaki yarışmalara katılmaya başladığını özetleyen Demir "1986 yılında İngiltere’de düzenlenen Dünya Halk Çalgıları Yarışması’na ferdi olarak katıldım. Orada yarıştığım 30 ekip arasında; Bolivya birinci, Türkiye’yi temsilen ben ferdi olarak ikinci, benden sonra da Gallerli ikili grup üçüncü oldu. 2011 yılında yine UNESCO tarafından Bulgaristan’da düzenlenen Dünya Halk Çalgıları Yarışması’na ferdi ve ekip olarak birincilik ödülü aldım. 2013 yılında, Kültür Bakanlığının önerisiyle Azerbaycan’da bir öğrencimle birlikte Mugan Yarışması’na katıldım. Orada da bu kez Azerbaycan ve Türkiye olarak birinciliği paylaştık" ifadelerini kullandı.
Hediyelik sipsi için ‘Burdur Hatırası’ yazılı ambalaj
Yaptığı işi hem ustalık, hem de icracılık yönünün yanı sıra bir tanıtım mekanizması haline getirmek için gayret gösterdiğini anlatan Demir, Burdur’a gelen insanların ‘Buranın nesi meşhurdur?’ sorusuna yanıt olarak ‘ceviz ezmesi, sipsi ve alaca dokuma’ yanıtını aldıklarını kaydetti.
Kente gelenlerin daha çok yöresel ürün ve hatıra olarak sipsi almayı tercih ettiklerine değinen Demir, "Buraya gelenler daha çok bizim otantik şekilde imal ettiğimiz sipsilerden satın alırlar. Herkesin ustalığı farklıdır ama biz elimizden geldiğince özenerek işimizi yaparız. Bu şekilde aynı zamanda Burdur’umuza ve turizmimize katkı sağlamış oluyoruz" ifadelerini kullandı.
Sipsinin müzikal anlamda icrasının yanında materyal olarak tanıtımı için de emek verdiklerini vurgulayan Demir, ürettiği sipsilerin hediyelik olarak satışının da yapıldığını belirtti.
Demir, sipsinin Burdur’dun simgesi olarak daha farklı noktalara ulaşabilmesi adına, üzerinde ‘Burdur Hatırası’ yazan özel ambalaj yaptırdıklarını belirterek, hem enstrümanın görselliğini hem de tanıtım ve ulaşım değerini artırmayı amaçladıklarını söyledi.
Yurt içi, yurt dışında sipsi ile Burdur, Teke Yöresi ve Yörük kültürü tanıtımı
Sipsi üretimi ile uğraşının yanında Burdur Yörük Kültürü Araştırma Derneği’nin de ikinci başkanlığını yürüttüğüne değinen Demir, "Bu dernek çatısı altında sosyal ve kültürel işlere de bakıyorum. Aynı zamanda Yörük geleneğinde sipsiyi de işliyoruz, tanıtıyoruz. Türkiye’nin çok çeşitli yörelerine bizim sipsilerimizden gidiyoruz. Yurt dışında da yörük kültürümüzü, yöremizi ve sipsimizi tanıtıyoruz. TRT’de çalışan 2 Burdurlu arkadaşımla birlikte, yeni bir orkestra oluşturduk. ‘Teke Project-Trio’ adını verdiğimiz grupta, benim dışımdaki arkadaşlarımdan birisi Tonmaister Can Yeşilyurt, diğeri de kabak kemanede yetişen Uğur Önür kardeşimiz. Bu grubumuzla yurt dışındaki temsillere katılıyoruz. Teke Yöresini ve bu bölgeyi dünyaya tanıtıyoruz, uluslararası tanıtıma da çaba gösteriyoruz" ifadelerine yer verdi.