'24 Haziran Seçimleri İlk Turda Sonuçlanacak'
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık: '24 Haziran seçimlerinde inşallah ilk turda Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri sonuçlanacak. Türkiye artık yeni sistemle idare edilmeye başlanacak. Elbette birilerinin uykusu kaçıyor, elbette birilerinin morali fena halde bozuluyor. Hele hele halkımızdaki bu güçlü iradeyi ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik bu güçlü teveccühü gördükçe birileri zıvanadan çıkıyor' 'Bugün eğer terör örgütleri PKK, PYD, YPG, DEAŞ Türkiye'ye karşı içeride ve dışarıda adeta kıpırdayamaz, eylem yapamaz hale geldiyse bu o nitelikli insan unsurunun yanında savunma sanayinde geliştirdiğimiz teknolojik silahların askerimizin, polisimizin, güvenlik güçlerimizin emrine verilmesi sayesindedir'
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, 24 Haziran seçimlerinin ilk turda sonuçlanarak Türkiye'nin yeni sistemle idare edilmeye başlanacağını belirterek, "Elbette birilerinin uykusu kaçıyor, elbette birilerinin morali fena halde bozuluyor. Hele hele halkımızdaki bu güçlü iradeyi ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik bu güçlü teveccühü gördükçe birileri zıvanadan çıkıyor." dedi.
AK Parti Kartepe İlçe Teşkilatı'nca Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Büyük STK Buluşması"nda konuşan Işık, AK Parti'nin iktidara geldiğinden bu yana hem yerelde hem genelde çok önemli hizmetler ve köklü reformlar yaptığını söyledi.
Işık, bir taraftan belediyeleri güçlendirirken bir taraftan belediyeler eliyle halkın daha fazla ve daha iyi hizmet almasını sağladıklarını, diğer taraftan da hükümet olarak şehrin her türlü ihtiyacının en kısa sürede ve en verimli olarak karşılanması için gayret gösterdiklerini dile getirerek, özelikle belediye gelirlerini en az 6 kat artırdıklarını ifade etti.
- "Türkiye'yi IMF'den kurtardık"
Türkiye'nin 3 Kasım 2002'de yepyeni bir dönem başlattığını, bu tarihin demokrasi ve kalkınma tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"O döneme kadar Türkiye IMF'nin 3 kuruşuna muhtaçtı. IMF'den 3 kuruş gelmezse memur ve emekli maaşını veremeyen, ekonomisini ayakta tutamayan, bundan dolayı da IMF'den hangi talimat gelirse gelsin kayıtsız şartsız uygulamak durumunda olan bir ülke konumundaydık. O dönem Bülent Ecevit, 'Kocaeli'deki deprem için dünyadan gelen yardımların bir kısmını biz memur ve emeklilerin maaşını ödemek için kullandık.' demişti. Ama bu Türkiye'ye yakışmayan bir tabloydu. 2002'de iktidara gelir gelmez yoğun bir çalışmayla özellikle ekonomide alınması gereken tedbirler, atılması gereken adımlar, yapılması gereken reformlara hızla odaklandık ve çok hızlı bir şekilde Türkiye'yi IMF'nin 3 kuruşluk yardımına muhtaç konumundan kurtardık."
Dünyada küresel bir sıkıntı olduğunu, Amerika ve Çin arasında artık resmi ticari savaşlarının başladığını vurgulayan Işık, "Gelişmekte olan piyasalara yönelik ciddi endişeler var. Ama buna rağmen Allah'ın izniyle Türkiye ekonomik anlamda da alması gereken her türlü tedbirleri alıyor ve almaya devam ederek yoluna devam edecek." diye konuştu.
- "Erdoğan olmasaydı, operasyonları yapamazdık"
Başbakan Yardımcısı Işık, bölgenin başına sarılan DEAŞ belasının ortadan yok olduğunu ama hala bölge ile ilgili mücadelenin sürdüğünü anlatarak, şöyle devam etti:
"Bölgede bu mücadeleler sürerken isteniyor ki, Türkiye oyuna müdahil olmasın, Türkiye masada olmasın. Bölgenin geleceği ile ilgili karar verme sürecinde, Türkiye'nin etkisi ve gücü olmasın. Hatta bizim burada bölge ile ilgili yapacağımız oyun planında, Türkiye'ye zarar versek dahi Türkiye'nin sesi çıkmasın. Daha önceden bunu yapıyorlardı. Yanı başımızda PKK'nın lider kadrosundan doğrudan emir alan bir PYD/YPG terör örgütü var. Bu terör örgütünün bölgede hakimiyet kurması ve bir devletleşme süreci yaşaması için her türlü gayreti gösteriyorlar ve diyorlar ki, 'Türkiye'ye, aman siz bu işe karışmayın.'
Pardon, sen 8-10 bin kilometre öteden geleceksin, bölgenin geleceği ile ilgili bir dizayn, bir tasarı yapacaksın, benim milli güvenliğimi doğrudan etkileyen konuda müdahil olmamı istemeyeceksin. Kimse kusura bakmasın. Türkiye hem kendi milli güvenliği hem de bölgenin huzur ve istikrarı için bölgedeki her gelişmeye müdahil olmak durumundadır. Bu Türkiye'nin en tabii hakkıdır. İşte Fırat Kalkanı Harekatı, Zeytin Dalı Harekatı'nı bunun için yaptık. Eğer, Türkiye'nin başında Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir lider olmasaydı, ne Fırat Kalkanı Harekatı ne de Zeytin Dalı Operasyonu yapılırdı. Türkiye, ekonomide kendi ayaklarının üzerinde duran bir ülke olmasaydı, etrafımızda olan hiçbir şeye müdahil olamazdık. Siz eğer savunma sanayinde tamamen dışa bağımlı bir ülke konumunda olursanız, bırakın harekat yapmayı, harekatın 'H'sini bile ağzınıza alamazsınız."
- "Terör örgütleri eylem yapamaz hale geldi"
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Türkiye'nin en buhranlı döneminde, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Milli Savunma Bakanlığı yaptığını, daha önce de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı görevinde bulunduğunu hatırlatarak, şunları anlattı:
"Eğer Türkiye, 2002 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın, o dönemde Başbakan olarak verdiği talimatlarla harekete geçmemiş olsaydı, 2002 yılından itibaren savunma sanayinde yerlileşme ve millileştirme hamlelerini başlatmamış olsaydık, inanın biz ne Fırat Kalkanı'nı ne Zeytin Dalı Operasyonu'nu yapamazdık. Bugün Allah'a hamdolsun, Türkiye, dışarıdan bir cıvata gelmediği zaman helikopterlerinin kalkmadığı bir ülke değil. Aksine kendi helikopterini yapan bir ülke konumuna geldi. Bugün artık Türkiye kendi tankını yapan, kendi insansız hava aracını yapan bir ülke konumuna geldi. Bugün eğer terör örgütleri PKK, PYD, YPG, DEAŞ Türkiye'ye karşı içeride ve dışarıda adeta kıpırdayamaz, eylem yapamaz hale geldiyse bu o nitelikli insan unsurunun yanında savunma sanayinde geliştirdiğimiz teknolojik silahların, askerimizin, polisimizin, güvenlik güçlerimizin emrine verilmesi sayesindedir."
Başbakan Yardımcısı Işık, 24 Haziran'da Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin ilk turda sonuçlanacağını, artık Türkiye'nin yeni sistemle idare edileceğini ifade ederek, "Elbette birilerinin uykusu kaçıyor, elbette birilerinin morali fena halde bozuluyor. Hele hele halkımızdaki bu güçlü iradeyi ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik bu güçlü teveccühü gördükçe birileri zıvanadan çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.
-"AK Parti'yi 300 milletvekilinin altına düşürmek için sinsi plan yapıyorlar"
Muhalefetin şu anda Cumhurbaşkanlığından ümidini kestiğini, onların tek derdinin, "Acaba parlamentoda AK Parti'yi salt çoğunluğun altına düşürebilir miyiz? AK Parti 300 milletvekilinin altında kalırsa biz Recep Tayyip Erdoğan'ı da yeni sistemde tıkarız." olduğunu vurgulayan Işık, şunları kaydetti:
"Bununla ilgili çok sinsice çalışmaların yapıldığını biliyoruz. 24 Haziran'da sizler de bu konuda hem Cumhurbaşkanlığı hem de milletvekilliği pusulasında bu konuyu özellikle dikkate alarak değerlendirme yapın. Bu dönem, özellikle ilk 5 yıl Türkiye'nin sistemini oturtması açısından, parlamentoda AK Parti'nin çoğunluğunun bulunması önemli. Eğer meclis aritmetiği bu noktada, özellikle ikinci sıçrama dönemi için yapılması gereken reformları engeller bir pozisyonda oluşursa, bu o zaman Türkiye'nin hızını keser. Türkiye'nin atması gereken adımları zamanında etkili ve süratli şekilde atmasını önler. Onun için sizlerden bu konudaki isteğimiz nasıl Kocaeli'de bütün belediyeler AK Partili, hükümet AK Partili ise şimdi de diyoruz ki, hem Cumhurbaşkanlığında Cumhur İttifakı'nın adayı Recep Tayyip Erdoğan'a hem de milletvekili seçiminde de AK Parti'nin listesine oy vereceğiz."
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık'ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam etti.
Toplantı'ya, AK Parti Kartepe İlçe Başkanı Mustafa Kocaman, Kartepe Belediye Başkanı Hüseyin Üzülmez, AK Parti Kocaeli Milletvekili aday adayı Şemsettin Ceyhan, AK Parti il ve ilçe yönetim kurulu üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve temsilcileri katıldı.
Kaynak: AA
AK Parti Kartepe İlçe Teşkilatı'nca Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Büyük STK Buluşması"nda konuşan Işık, AK Parti'nin iktidara geldiğinden bu yana hem yerelde hem genelde çok önemli hizmetler ve köklü reformlar yaptığını söyledi.
Işık, bir taraftan belediyeleri güçlendirirken bir taraftan belediyeler eliyle halkın daha fazla ve daha iyi hizmet almasını sağladıklarını, diğer taraftan da hükümet olarak şehrin her türlü ihtiyacının en kısa sürede ve en verimli olarak karşılanması için gayret gösterdiklerini dile getirerek, özelikle belediye gelirlerini en az 6 kat artırdıklarını ifade etti.
- "Türkiye'yi IMF'den kurtardık"
Türkiye'nin 3 Kasım 2002'de yepyeni bir dönem başlattığını, bu tarihin demokrasi ve kalkınma tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"O döneme kadar Türkiye IMF'nin 3 kuruşuna muhtaçtı. IMF'den 3 kuruş gelmezse memur ve emekli maaşını veremeyen, ekonomisini ayakta tutamayan, bundan dolayı da IMF'den hangi talimat gelirse gelsin kayıtsız şartsız uygulamak durumunda olan bir ülke konumundaydık. O dönem Bülent Ecevit, 'Kocaeli'deki deprem için dünyadan gelen yardımların bir kısmını biz memur ve emeklilerin maaşını ödemek için kullandık.' demişti. Ama bu Türkiye'ye yakışmayan bir tabloydu. 2002'de iktidara gelir gelmez yoğun bir çalışmayla özellikle ekonomide alınması gereken tedbirler, atılması gereken adımlar, yapılması gereken reformlara hızla odaklandık ve çok hızlı bir şekilde Türkiye'yi IMF'nin 3 kuruşluk yardımına muhtaç konumundan kurtardık."
Dünyada küresel bir sıkıntı olduğunu, Amerika ve Çin arasında artık resmi ticari savaşlarının başladığını vurgulayan Işık, "Gelişmekte olan piyasalara yönelik ciddi endişeler var. Ama buna rağmen Allah'ın izniyle Türkiye ekonomik anlamda da alması gereken her türlü tedbirleri alıyor ve almaya devam ederek yoluna devam edecek." diye konuştu.
- "Erdoğan olmasaydı, operasyonları yapamazdık"
Başbakan Yardımcısı Işık, bölgenin başına sarılan DEAŞ belasının ortadan yok olduğunu ama hala bölge ile ilgili mücadelenin sürdüğünü anlatarak, şöyle devam etti:
"Bölgede bu mücadeleler sürerken isteniyor ki, Türkiye oyuna müdahil olmasın, Türkiye masada olmasın. Bölgenin geleceği ile ilgili karar verme sürecinde, Türkiye'nin etkisi ve gücü olmasın. Hatta bizim burada bölge ile ilgili yapacağımız oyun planında, Türkiye'ye zarar versek dahi Türkiye'nin sesi çıkmasın. Daha önceden bunu yapıyorlardı. Yanı başımızda PKK'nın lider kadrosundan doğrudan emir alan bir PYD/YPG terör örgütü var. Bu terör örgütünün bölgede hakimiyet kurması ve bir devletleşme süreci yaşaması için her türlü gayreti gösteriyorlar ve diyorlar ki, 'Türkiye'ye, aman siz bu işe karışmayın.'
Pardon, sen 8-10 bin kilometre öteden geleceksin, bölgenin geleceği ile ilgili bir dizayn, bir tasarı yapacaksın, benim milli güvenliğimi doğrudan etkileyen konuda müdahil olmamı istemeyeceksin. Kimse kusura bakmasın. Türkiye hem kendi milli güvenliği hem de bölgenin huzur ve istikrarı için bölgedeki her gelişmeye müdahil olmak durumundadır. Bu Türkiye'nin en tabii hakkıdır. İşte Fırat Kalkanı Harekatı, Zeytin Dalı Harekatı'nı bunun için yaptık. Eğer, Türkiye'nin başında Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir lider olmasaydı, ne Fırat Kalkanı Harekatı ne de Zeytin Dalı Operasyonu yapılırdı. Türkiye, ekonomide kendi ayaklarının üzerinde duran bir ülke olmasaydı, etrafımızda olan hiçbir şeye müdahil olamazdık. Siz eğer savunma sanayinde tamamen dışa bağımlı bir ülke konumunda olursanız, bırakın harekat yapmayı, harekatın 'H'sini bile ağzınıza alamazsınız."
- "Terör örgütleri eylem yapamaz hale geldi"
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Türkiye'nin en buhranlı döneminde, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Milli Savunma Bakanlığı yaptığını, daha önce de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı görevinde bulunduğunu hatırlatarak, şunları anlattı:
"Eğer Türkiye, 2002 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın, o dönemde Başbakan olarak verdiği talimatlarla harekete geçmemiş olsaydı, 2002 yılından itibaren savunma sanayinde yerlileşme ve millileştirme hamlelerini başlatmamış olsaydık, inanın biz ne Fırat Kalkanı'nı ne Zeytin Dalı Operasyonu'nu yapamazdık. Bugün Allah'a hamdolsun, Türkiye, dışarıdan bir cıvata gelmediği zaman helikopterlerinin kalkmadığı bir ülke değil. Aksine kendi helikopterini yapan bir ülke konumuna geldi. Bugün artık Türkiye kendi tankını yapan, kendi insansız hava aracını yapan bir ülke konumuna geldi. Bugün eğer terör örgütleri PKK, PYD, YPG, DEAŞ Türkiye'ye karşı içeride ve dışarıda adeta kıpırdayamaz, eylem yapamaz hale geldiyse bu o nitelikli insan unsurunun yanında savunma sanayinde geliştirdiğimiz teknolojik silahların, askerimizin, polisimizin, güvenlik güçlerimizin emrine verilmesi sayesindedir."
Başbakan Yardımcısı Işık, 24 Haziran'da Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin ilk turda sonuçlanacağını, artık Türkiye'nin yeni sistemle idare edileceğini ifade ederek, "Elbette birilerinin uykusu kaçıyor, elbette birilerinin morali fena halde bozuluyor. Hele hele halkımızdaki bu güçlü iradeyi ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik bu güçlü teveccühü gördükçe birileri zıvanadan çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.
-"AK Parti'yi 300 milletvekilinin altına düşürmek için sinsi plan yapıyorlar"
Muhalefetin şu anda Cumhurbaşkanlığından ümidini kestiğini, onların tek derdinin, "Acaba parlamentoda AK Parti'yi salt çoğunluğun altına düşürebilir miyiz? AK Parti 300 milletvekilinin altında kalırsa biz Recep Tayyip Erdoğan'ı da yeni sistemde tıkarız." olduğunu vurgulayan Işık, şunları kaydetti:
"Bununla ilgili çok sinsice çalışmaların yapıldığını biliyoruz. 24 Haziran'da sizler de bu konuda hem Cumhurbaşkanlığı hem de milletvekilliği pusulasında bu konuyu özellikle dikkate alarak değerlendirme yapın. Bu dönem, özellikle ilk 5 yıl Türkiye'nin sistemini oturtması açısından, parlamentoda AK Parti'nin çoğunluğunun bulunması önemli. Eğer meclis aritmetiği bu noktada, özellikle ikinci sıçrama dönemi için yapılması gereken reformları engeller bir pozisyonda oluşursa, bu o zaman Türkiye'nin hızını keser. Türkiye'nin atması gereken adımları zamanında etkili ve süratli şekilde atmasını önler. Onun için sizlerden bu konudaki isteğimiz nasıl Kocaeli'de bütün belediyeler AK Partili, hükümet AK Partili ise şimdi de diyoruz ki, hem Cumhurbaşkanlığında Cumhur İttifakı'nın adayı Recep Tayyip Erdoğan'a hem de milletvekili seçiminde de AK Parti'nin listesine oy vereceğiz."
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık'ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam etti.
Toplantı'ya, AK Parti Kartepe İlçe Başkanı Mustafa Kocaman, Kartepe Belediye Başkanı Hüseyin Üzülmez, AK Parti Kocaeli Milletvekili aday adayı Şemsettin Ceyhan, AK Parti il ve ilçe yönetim kurulu üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve temsilcileri katıldı.