''GSM'ler Suriyelilere Hızlı Sağlık Hizmeti Sunacak''
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi'nce (İPM) düzenlenen 'Türkiye'deki Suriyeliler' paneli Beyoğlu İKSV'de gerçekleştirildi İPM Araştırmacısı Souad Osseiran: ''Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü ile iş birliği içinde hareket ederek, sağlık eğitimi kursu geliştirildi. Göçmen Sağlığı Merkezlerinin (GSM) 2018'de 2000 ila 4000 hastaya birinci basamak sağlık hizmeti sunması beklenmektedir''
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) tarafından düzenlenen "Türkiye'deki Suriyeliler" paneli Beyoğlu İKSV'de gerçekleştirildi
Panelde, Suriyeli gençlerin dil eğitimine erişimi, yetişkin Suriyelilerin iş yeri entegrasyonu, kültür eğitimi yoluyla Türkiye’ye kaynaştırılması konuları tartışıldı
Oturum başkanılığını Doç. Dr. Senem Aydın Düzgit'in yaptığı panelde, Sabancı Üniversitesi İPM Araştırmacısı Souad Osseiran, Türkiye'de bulunan Suriyeliler ilgili ''Sağlık ve İş Gücü'' başlıklı sunumunu yaptı.
Osseiran, Suriyelilerin 2011-2012'den itibaren Türkiye’nin güneyinde yer alan 11 ilde ücretsiz sağlık hizmetlerine erişebilir duruma geldiğini, diğer illerde yaşayan Suriyelilerin ise temel ve acil sağlık hizmetlerine geçici erişime sahip olduğunu söyledi.
Eylül 2013’te sağlık hizmetlerine erişimin ülke çapındaki Suriyeli mültecileri kapsayacak şekilde genişletildiğini belirten Osseiran, ''2016 yılında Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile iş birliği içinde hareket ederek, Suriye’de doktor ve hemşire olarak eğitilmiş ve çalışmış olan Suriyeli sağlık personeline yönelik hızlandırılmış bir eğitim kursu geliştirildi. Bu kurslar sayesinde Sağlık Bakanlığı’nın söz konusu personeli AB fonlarıyla Türkiye çapında açılmakta olan Göçmen Sağlığı Merkezlerinde (GSM’ler) istihdam etmesi mümkün halegeldi.'' diye konuştu.
"Sıhhat Projesi" kapsamında yakın gelecekte toplam 178 sağlık merkezinin işler hale getirilmesinin hedeflendiği bilgisini veren Osseiran, şunları kaydetti:
''Kasım 2017 itibariyle bunlarından 90 tanesi faaliyete geçirilmiştir. Sağlık Bakanlığı sayıları tahmini bin 580’i bulan sağlık personelinin neredeyse tamamını eğitimden geçirmiştir. GSM’lerde çalışan Suriyeli sağlık personeli Suriyelilere ve Arapça konuşan diğer mültecilere birinci basamak sağlık hizmetleri sunmaktadır. Her bir GSM’nin 2000 ila 4000 hastaya birinci basamak sağlık hizmeti sunması beklenmektedir. 2017 yılında GSM’lerde tahminen bir milyon muayene gerçekleştirilmiştir. Şu anda faal durumda olan 158 sağlık merkezi ile söz konusu muayene sayısının 2018 yılında daha da artması bekleniyor. GSM’ler ayrıca hastaların ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerine (devlet, araştırma ve üniversite hastaneleri) erişimini de kolaylaştırmaktadır. Sağlık Bakanlığı ve WHO bugüne dek, sağlık personeli eğitiminin yanı sıra, hastaların sağlık hizmetlerine erişimine yardımcı olmak amacıyla sağlık merkezlerinde ve devlet hastanelerinde görevlendirilecek Türkçe ve Arapça bilen 960 hasta rehberine de eğitim vermiş bulunmaktadır."
- ''Geniş ve uzun süreli eğitim politikası benimsendi''
İPM Araştırmacısı Emre Üçkardeşler ise, Milli Eğitim Bakanlığı'nın mevzuat düzenlemeleri ile Suriyeli öğrencilerin eğitimine yönelik kapsamlı ve acil tedbirler içeren planlamalara gittiğini söyledi.
Bakanlığın 2014 tarihli genelgesinde,Türkiye’de Türk vatandaşı olmayan kişilere sağlanacak eğitim hizmetlerine ilişkin usullerin de belirlendiğini aktaran Üçkardeşler, şunları anlattı:
''Devlet okullarına kayıt yapabilmek için yeterli evrak olarak yabancı kimlik belgesi öngörüldü. Ayrıca, yeni geliştirilen 'Ulusal Uyum Stratejisi' doğrultusunda Hükümet, okul çağındaki Suriyeli çocukların tamamının ulusal eğitim sistemine entegrasyonunu amaçlayan uzun süreli bir mülteci eğitim politikası benimsedi. 2016 yılında MEB, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü bünyesinde Göç ve Acil Durum Eğitim Daire Başkanlığı’nı (GADEDB) kurdu. GADEDB ülkedeki kalış sürelerine ve ikamet statülerine bakılmaksızın, Türkiye’de ikamet etmekte olan bütün mültecilere yönelik eğitim ve destek hizmetlerinin planlanması, mevzuatı, uygulanması ve koordinasyonundan sorumlu temel birim olarak görevlendirdi.
AB, MEB, KFW Kalkınma Bankası ve Dünya Bankası’nın iş birliğiyle,AB fonuyla, Türkiye çapında 155 beton bina ve 60 prefabrik okul inşa edilecek ve donatılacaktır. Bu yeni altyapıdan yılda 150 bin öğrenci yararlanacaktır. 2017 yılında Türkiye, Şartlı Eğitim Yardımı (ŞEY) programını başlatmıştır. ŞEY, okula gitmeyen çocukların okullara kaydının sağlanmasını, öğrencilerin devamlılığının artırılmasını ve okulu bırakma oranlarının azalmasını amaçlamaktadır.
Türk üniversitelerine 20 bin 700 Suriyeli öğrenci kayıt yaptırmıştır. Bu sayı, üniversite çağındaki Suriyelilerin yüzde 3-4’üne denk gelmektedir. 2014 yılında, Türkiye Bursları adlı devlet burs programı kapsamında, beş yıllık bir dönem için özel olarak Suriyelilere yönelik tam kapsamlı 5000 adet burs sağlayacak bir burs programı başlatılmıştır.''
- ''STK'lara Suriyeli kadınların topluma entegrasyonu için çalışıyor''
Alman Mercator ve İPM Araştırmacısı Gabriele Cloeters de ''Toplumsal Cinsiyete İlişkin Konular'' başlıklı sunumunda, Türkiye’de bulunan Suriyelilerin üçte ikisinin kadın ve çocuklardan oluştuğunu söyledi.
Suriyeli kadınların ve genç kızların eğitim, iş gücü ve topluma katılım konusunda erkeklerden daha pasif konumda olduğuna değinen Cloeters, kadınların genellikle evin ve çocukların sorumluluğunu üstlenen geleneksel rollerini sürdürse de, birçok kadın erkek akrabaları veya kocaları olmadığı için çalışmak zorunda kaldığını belirterek, ''Ancak, kadınlar ailelerinin geçimini sağlamak konusunda bazı zorluklarla karşılaşabiliyor. Türkiye’de Suriyeli kadınlara destek konusunda aktif rol oynayan sivil toplum kuruluşları, Suriyeli mülteci kadınların ve genç kızların iş gücü piyasasına entegrasyona yönelik kadını güçlendirme ve beceri kazandırma programları geliştirmektedir. Bazı belediyeler de mülteci kadınlara ve genç kızlara yönelik özel programları desteklemektedir." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Panelde, Suriyeli gençlerin dil eğitimine erişimi, yetişkin Suriyelilerin iş yeri entegrasyonu, kültür eğitimi yoluyla Türkiye’ye kaynaştırılması konuları tartışıldı
Oturum başkanılığını Doç. Dr. Senem Aydın Düzgit'in yaptığı panelde, Sabancı Üniversitesi İPM Araştırmacısı Souad Osseiran, Türkiye'de bulunan Suriyeliler ilgili ''Sağlık ve İş Gücü'' başlıklı sunumunu yaptı.
Osseiran, Suriyelilerin 2011-2012'den itibaren Türkiye’nin güneyinde yer alan 11 ilde ücretsiz sağlık hizmetlerine erişebilir duruma geldiğini, diğer illerde yaşayan Suriyelilerin ise temel ve acil sağlık hizmetlerine geçici erişime sahip olduğunu söyledi.
Eylül 2013’te sağlık hizmetlerine erişimin ülke çapındaki Suriyeli mültecileri kapsayacak şekilde genişletildiğini belirten Osseiran, ''2016 yılında Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile iş birliği içinde hareket ederek, Suriye’de doktor ve hemşire olarak eğitilmiş ve çalışmış olan Suriyeli sağlık personeline yönelik hızlandırılmış bir eğitim kursu geliştirildi. Bu kurslar sayesinde Sağlık Bakanlığı’nın söz konusu personeli AB fonlarıyla Türkiye çapında açılmakta olan Göçmen Sağlığı Merkezlerinde (GSM’ler) istihdam etmesi mümkün halegeldi.'' diye konuştu.
"Sıhhat Projesi" kapsamında yakın gelecekte toplam 178 sağlık merkezinin işler hale getirilmesinin hedeflendiği bilgisini veren Osseiran, şunları kaydetti:
''Kasım 2017 itibariyle bunlarından 90 tanesi faaliyete geçirilmiştir. Sağlık Bakanlığı sayıları tahmini bin 580’i bulan sağlık personelinin neredeyse tamamını eğitimden geçirmiştir. GSM’lerde çalışan Suriyeli sağlık personeli Suriyelilere ve Arapça konuşan diğer mültecilere birinci basamak sağlık hizmetleri sunmaktadır. Her bir GSM’nin 2000 ila 4000 hastaya birinci basamak sağlık hizmeti sunması beklenmektedir. 2017 yılında GSM’lerde tahminen bir milyon muayene gerçekleştirilmiştir. Şu anda faal durumda olan 158 sağlık merkezi ile söz konusu muayene sayısının 2018 yılında daha da artması bekleniyor. GSM’ler ayrıca hastaların ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerine (devlet, araştırma ve üniversite hastaneleri) erişimini de kolaylaştırmaktadır. Sağlık Bakanlığı ve WHO bugüne dek, sağlık personeli eğitiminin yanı sıra, hastaların sağlık hizmetlerine erişimine yardımcı olmak amacıyla sağlık merkezlerinde ve devlet hastanelerinde görevlendirilecek Türkçe ve Arapça bilen 960 hasta rehberine de eğitim vermiş bulunmaktadır."
- ''Geniş ve uzun süreli eğitim politikası benimsendi''
İPM Araştırmacısı Emre Üçkardeşler ise, Milli Eğitim Bakanlığı'nın mevzuat düzenlemeleri ile Suriyeli öğrencilerin eğitimine yönelik kapsamlı ve acil tedbirler içeren planlamalara gittiğini söyledi.
Bakanlığın 2014 tarihli genelgesinde,Türkiye’de Türk vatandaşı olmayan kişilere sağlanacak eğitim hizmetlerine ilişkin usullerin de belirlendiğini aktaran Üçkardeşler, şunları anlattı:
''Devlet okullarına kayıt yapabilmek için yeterli evrak olarak yabancı kimlik belgesi öngörüldü. Ayrıca, yeni geliştirilen 'Ulusal Uyum Stratejisi' doğrultusunda Hükümet, okul çağındaki Suriyeli çocukların tamamının ulusal eğitim sistemine entegrasyonunu amaçlayan uzun süreli bir mülteci eğitim politikası benimsedi. 2016 yılında MEB, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü bünyesinde Göç ve Acil Durum Eğitim Daire Başkanlığı’nı (GADEDB) kurdu. GADEDB ülkedeki kalış sürelerine ve ikamet statülerine bakılmaksızın, Türkiye’de ikamet etmekte olan bütün mültecilere yönelik eğitim ve destek hizmetlerinin planlanması, mevzuatı, uygulanması ve koordinasyonundan sorumlu temel birim olarak görevlendirdi.
AB, MEB, KFW Kalkınma Bankası ve Dünya Bankası’nın iş birliğiyle,AB fonuyla, Türkiye çapında 155 beton bina ve 60 prefabrik okul inşa edilecek ve donatılacaktır. Bu yeni altyapıdan yılda 150 bin öğrenci yararlanacaktır. 2017 yılında Türkiye, Şartlı Eğitim Yardımı (ŞEY) programını başlatmıştır. ŞEY, okula gitmeyen çocukların okullara kaydının sağlanmasını, öğrencilerin devamlılığının artırılmasını ve okulu bırakma oranlarının azalmasını amaçlamaktadır.
Türk üniversitelerine 20 bin 700 Suriyeli öğrenci kayıt yaptırmıştır. Bu sayı, üniversite çağındaki Suriyelilerin yüzde 3-4’üne denk gelmektedir. 2014 yılında, Türkiye Bursları adlı devlet burs programı kapsamında, beş yıllık bir dönem için özel olarak Suriyelilere yönelik tam kapsamlı 5000 adet burs sağlayacak bir burs programı başlatılmıştır.''
- ''STK'lara Suriyeli kadınların topluma entegrasyonu için çalışıyor''
Alman Mercator ve İPM Araştırmacısı Gabriele Cloeters de ''Toplumsal Cinsiyete İlişkin Konular'' başlıklı sunumunda, Türkiye’de bulunan Suriyelilerin üçte ikisinin kadın ve çocuklardan oluştuğunu söyledi.
Suriyeli kadınların ve genç kızların eğitim, iş gücü ve topluma katılım konusunda erkeklerden daha pasif konumda olduğuna değinen Cloeters, kadınların genellikle evin ve çocukların sorumluluğunu üstlenen geleneksel rollerini sürdürse de, birçok kadın erkek akrabaları veya kocaları olmadığı için çalışmak zorunda kaldığını belirterek, ''Ancak, kadınlar ailelerinin geçimini sağlamak konusunda bazı zorluklarla karşılaşabiliyor. Türkiye’de Suriyeli kadınlara destek konusunda aktif rol oynayan sivil toplum kuruluşları, Suriyeli mülteci kadınların ve genç kızların iş gücü piyasasına entegrasyona yönelik kadını güçlendirme ve beceri kazandırma programları geliştirmektedir. Bazı belediyeler de mülteci kadınlara ve genç kızlara yönelik özel programları desteklemektedir." ifadelerini kullandı.