İklim Değişikliğinin Göç Hareketlerine Etkisi Ele Alındı
Kartepe Zirvesi’nde düzenlenen panelde iklim değişikliğinin Türkiye ve dünyadaki göç hareketlerine etkisi ele alındı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “Göç ve Mültecilik” başlıklı Kartepe Zirvesi, göç ve mülteciliğe neden olan unsurları farklı konukların sunumlarıyla dikkat çekiyor. Zirvede düzenlenen İklim Değişikliği ve Göç konulu panelde iklim ve göç arasındaki ilişki konuşuldu. Panele gazeteci Coşkun Aral, Orman ve Köy İşleri eski Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, İTÜ Afet Yönetim Merkezi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Bölgesel Çevre Merkezi REC Türkiye Direktörü Onur Akpulat, CNN Türk programcısı Güven İslamoğlu katıldı.
Panelde Orman ve Köy İşleri eski Bakanı Eroğlu, iklim değişikliği ile ülkemizdeki ve dünyadaki göç hareketleri konusunda konuştu.
Eroğlu, “26 ağustos 2009’da KYOTO protokolüne taraf olduk. Çevre konusunda çok şey yapıldı. Türkiye’de doğru dürüst arıtma tesisi yoktu. Bugün çevre konusunda pek çok tesis yaptık. Enerjide temiz enerjiye yöneldik. Ulaşımda toplu taşımaya yöneldik. Ekolojik tarım konusunda ciddi mesafe kaydettik. Ekolojik mücadeleyi en iyi ormanlar yapmaktadır. Sera gazının yutarlar. Bu yüzden ormanlarımıza önem veriyoruz. Bakanlık dönemimde 4 milyar fidanı toprakla buluşturduk. 2023’e kadar dünyadaki her insan için bir fidan dikme hedefimiz var. Amerika iklim değişikliği konferanslarında yer almamasına rağmen en yüksek emisyonu salan ülke olarak biliniyor. Sel, aşırı sıcak, su kaynaklarının azalması gıda üretiminin azalması ve kuraklık iklim değişikliklerinin etkileridir. Bunların sonucunda göç ortaya çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bulaşıcı hastalıkların çoğu temiz içme suyuna sahip olamamaktan kaynaklanıyor. Orta Asya’dan Batıya göçün nedeni iklim değişikliği ve kuraklıktır. Dünyada 25 milyon mülteci bulunuyor. Hızlı nüfus artışı, tarım alanlarının miras yoluyla bölünüşü, iş makineleri, terör, kan davaları, sağlık hizmeti gibi konular göçün nedenleri arasında yer alıyor. Ülkemizde terör ve iç savaş sebebiyle 3 milyon 6 bin Suriyeli var. Şu ana kadar 31 milyar dolar harcama yaptık. 2040 yılına kadar hazırladığımız içme suyu planının Suriyelilerle birlikte yetmediğini gördük. Daha büyük projeler hazırladık” dedi.
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu da konuşmasında, “Tarihte iklim değişikliğinde birçok medeniyetin yok olduğunu görebiliyoruz. Büyük olayların temelinde iklim değişikliği vardır. Osmanlı’da da Celali İsyanı iklim değişikliği ile alakalıdır. Güney Avrupa’ya iklim değişikliğinden dolayı göç dalgası olacağı öngörülüyor. Bu yüzden Avrupa iklim değişikliğini önemsiyor. Avrupa’ya geçişler en çok Cebelitarık’tan oluyor. Türkiye’de toprak su dengesini oluşturmalıyız. Doğru yerde doğru ürün üretilmesi gerekiyor. Kış kuraklığı önemlidir. Kışın yağmayan yağmur yazın felakete sebep oluyor. Kentlerin altyapıları yeni yağış sistemini kaldıramıyor. İklim değişikliği için risk yönetimine girmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Panelde Orman ve Köy İşleri eski Bakanı Eroğlu, iklim değişikliği ile ülkemizdeki ve dünyadaki göç hareketleri konusunda konuştu.
Eroğlu, “26 ağustos 2009’da KYOTO protokolüne taraf olduk. Çevre konusunda çok şey yapıldı. Türkiye’de doğru dürüst arıtma tesisi yoktu. Bugün çevre konusunda pek çok tesis yaptık. Enerjide temiz enerjiye yöneldik. Ulaşımda toplu taşımaya yöneldik. Ekolojik tarım konusunda ciddi mesafe kaydettik. Ekolojik mücadeleyi en iyi ormanlar yapmaktadır. Sera gazının yutarlar. Bu yüzden ormanlarımıza önem veriyoruz. Bakanlık dönemimde 4 milyar fidanı toprakla buluşturduk. 2023’e kadar dünyadaki her insan için bir fidan dikme hedefimiz var. Amerika iklim değişikliği konferanslarında yer almamasına rağmen en yüksek emisyonu salan ülke olarak biliniyor. Sel, aşırı sıcak, su kaynaklarının azalması gıda üretiminin azalması ve kuraklık iklim değişikliklerinin etkileridir. Bunların sonucunda göç ortaya çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bulaşıcı hastalıkların çoğu temiz içme suyuna sahip olamamaktan kaynaklanıyor. Orta Asya’dan Batıya göçün nedeni iklim değişikliği ve kuraklıktır. Dünyada 25 milyon mülteci bulunuyor. Hızlı nüfus artışı, tarım alanlarının miras yoluyla bölünüşü, iş makineleri, terör, kan davaları, sağlık hizmeti gibi konular göçün nedenleri arasında yer alıyor. Ülkemizde terör ve iç savaş sebebiyle 3 milyon 6 bin Suriyeli var. Şu ana kadar 31 milyar dolar harcama yaptık. 2040 yılına kadar hazırladığımız içme suyu planının Suriyelilerle birlikte yetmediğini gördük. Daha büyük projeler hazırladık” dedi.
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu da konuşmasında, “Tarihte iklim değişikliğinde birçok medeniyetin yok olduğunu görebiliyoruz. Büyük olayların temelinde iklim değişikliği vardır. Osmanlı’da da Celali İsyanı iklim değişikliği ile alakalıdır. Güney Avrupa’ya iklim değişikliğinden dolayı göç dalgası olacağı öngörülüyor. Bu yüzden Avrupa iklim değişikliğini önemsiyor. Avrupa’ya geçişler en çok Cebelitarık’tan oluyor. Türkiye’de toprak su dengesini oluşturmalıyız. Doğru yerde doğru ürün üretilmesi gerekiyor. Kış kuraklığı önemlidir. Kışın yağmayan yağmur yazın felakete sebep oluyor. Kentlerin altyapıları yeni yağış sistemini kaldıramıyor. İklim değişikliği için risk yönetimine girmemiz gerekiyor” diye konuştu.