CHP Grup Başkanvekili Altay Açıklaması
'Türkiye'nin bir Erdoğan yorgunluğu var. Erdoğan'ın hırsı, kini, üslubu Türkiye'nin kabul edebileceği sınırların çok üstünde. Erdoğan yorgunluğunu Türkiye iddia ediyorum; 2018'de üzerinden atacaktır''Ben 2018'de bir cumhurbaşkanlığı seçimi ve 600 üyeli parlamentonun üyelerinin seçiminin gerçekleşeceğini öngörüyorum''Sınavsız girilen genel liseler tekrar açılmalıdır. Anadolu liselerinin niteliği artırılmalıdır''Barzani'nin bu noktaya gelmesi AK Parti politikalarının sonucudur. Yapılırsa bu referandumun sponsoru AK Parti'dir'
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 'Türkiye'nin bir Erdoğan yorgunluğu var. Erdoğan'ın hırsı, kini, üslubu Türkiye'nin kabul edebileceği sınırların çok üstünde. Erdoğan yorgunluğunu Türkiye iddia ediyorum; 2018'de üzerinden atacaktır. Ben 2018'de bir cumhurbaşkanlığı seçimi ve 600 üyeli parlamentonun üyelerinin seçiminin gerçekleşeceğini öngörüyorum.' dedi.
Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısına 2017-2018 eğitim öğretim yılının sancılı ve sıkıntılı bir şekilde başladığını belirterek, öğrenci ve öğretmenlere başarılar diledi.
Eğitim alanında AK Parti döneminde 6 bakan ve iki müfredat değişikliği yapıldığını anımsatan Altay, 'Kendi çocuklarını eğitimde denek olarak kullanan dünyadaki tek ülkeyiz.' ifadesini kullandı.
Altay eğitimin; eğitime erişim, seviye farklılığı, nitelik, güven ve başarı, öğretmen yeterliliği, fiziki kapasite ile ekipman ve donanım sorunları bulunduğunu savundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TEOG'un kaldırılmasına yönelik sözleri ve ardından yapılan açıklamalara değinen Altay, şunları söyledi:
'AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı; 'Başbakan'a söylerim TEOG kalkar' dedi. Padişah fermanı gibi. Bildiği, bilmediği her konuda ferman vermeyi marifet sanan bir AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız. Cumhurbaşkanının genel liselerin kalktığından haberi yok. TEOG mutlaka kaldırılmalıdır. Biz getirildiğinde de itirazlarımızı yaptık, eğitim bilimciler de yaptı. Ama bunlar Amerika'yı yeniden keşfetmiş gibi bu uygulamayı getirdiler. Kendi getirdikleri uygulamayı, şimdi kendileri sonlandıracaklar. Türkiye'de yapılması gereken eğitimin temel sorunlarının ortadan kaldırılmasıdır. Bütün okullarda nicelik ve nitelik eşitliği sağlanmadan hiçbir eğitim sorunu çözülemez.'
İktidarın, muhalefetin eğitim politikalarına ilişkin uyarılarına kulak vermesi gerektiğine işaret eden Engin Altay, 'Biz diyoruz ki sınavsız girilen genel liseler tekrar açılmalıdır. Anadolu liselerinin niteliği artırılmalıdır. Sınav sadece fen liseleri, sosyal bilimler, mesleki ve teknik liseler ile niteliği artırılmış anadolu liseleri için toplu ya da ayrı ayrı yapılabilir. Ama her velinin çocuğunu evine en yakın genel liseye gönderme hakkı mutlaka sağlanmalıdır. Sınava giremeyen veya girmeyen öğrenciler, adrese dayalı geçiş sistemi ile genel liseye yerleştirilir.' diye konuştu.
-'Atatürk'ü milletin kalbinden kazıyamazsın'
Altay, AK Parti'nin eğitim politikalarını bilimsellikten uzak, dogmatik bir sistem üzerine inşa ettiğini, eğitimli insanlardan korktuğunu ileri sürdü.
Müfredat tartışmalarına değinen Altay, 'Milli Eğitim Bakanlığından, ders kitaplarından Atatürk'ü kazısan bile bu milletin kalbinden ve gönlünden kazıyamazsın. Atatürk'le uğraşma, yanarsın.' dedi.
Altay, AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin'in bir konuşmasında, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'na yönelik 'Daha önce bölücü terör örgütü elebaşının avukatlığını yapan bir milletvekili' ifadesini kullandığını hatırlatarak, buna tepki gösterdi.
İktidar partisinin genel sekreterinin sözlerine özellikle dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Altay, 'Sezgin Tanrıkulu'nun terörist başının avukatlığını yaptığına dair bir bilgiyi, belgeyi ortaya koymazsan müfterisin, edepsizsin, siyaseten ahlaksızsın. Toplumu kamplaştırarak, insanları hedef göstererek siyaset yapmak kalitesiz insanların işidir. Sezgin Tanrıkulu terörist başının avukatlığını yapmamıştır.' diye konuştu.
Altay, CHP'nin hükümetin terörle mücadelesini sonuna kadar desteklediğini, ancak bu mücadelede tek bir sivilin ölümüne bile tahammüllerinin bulunmadığını vurguladı.
-'Barzani'yi AK Parti kurultayına niye çağırdınız?'
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) 25 Eylül'de yapmayı planladığı bağımsızlık referandumuna ilişkin de açıklamalarda bulunan Altay, şunları söyledi:
'Irak'ta gelinen süreç; AK Parti'nin 10 yıllık bölge politikalarının sonucudur. Be referandumun sponsoru da AK Parti'dir. Irak'ta merkezi yönetimle bölgesel yönetim arasında yapılmış bir anlaşma var. Petrol gelirlerinin nasıl taksim edileceği ortada. Türkiye merkezi yönetimin uyarısına rağmen yıllardır Barzani'den petrol alıp parayı Barzani'ye verdi mi, vermedi mi? Barzani'nin bu noktaya gelmesi AK Parti politikalarının sonucudur. Yapılırsa bu referandumun sponsoru AK Parti'dir. Şimdi tepesine çökmekle tehdit ettiğiniz Barzani'yi AK Parti kurultayına niye çağırdınız, ne sıfatla çağırdınız? Seçim vardı, size oy lazımdı, öyle mi? Ayıp. Türkiye'nin geleceği, güvenliği 3-5 oya satılamaz.'
Altay, CHP'nin Irak'ın toprak bütünlüğünden yana olduğunu, bölge barışına hizmet etmeyen her adımı, temkinli ve tedbirle karşılayacaklarını dile getirdi.
Cezaevinde tutuklu bulunan eski milletvekili Aysel Tuğluk'un vefat eden annesi Hatun Tuğluk'un cenazesinde yaşananların kabul edilemez olduğunu vurgulayan CHP Grup Başkanvekili Altay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun olay nedeniyle gözaltına alınan bir kişiyle fotoğrafının bulunmasını da eleştirdi.
'Sayın İçişleri Bakanı; aşağılık olan 78 yaşındaki bir kadının cenazesine saldıracak kadar aşağılık biriyle fotoğraf çektirmektir.' diyen Altay, bu kişinin AK Parti'li başka isimlerle de fotoğraflarının bulunduğunun iddia edildiğini, bu konuda hükümetten sağlıklı bir açıklama beklediklerini belirtti.
Altay, AK Parti'de bir metal yorgunluğu olmadığının altını çizerek, 'AK Parti'de bir metal yorgunluğu yok ama Türkiye'nin bir Erdoğan yorgunluğu var. Erdoğan'ın hırsı, kini, üslubu Türkiye'nin kabul edebileceği sınırların çok üstünde. Erdoğan yorgunluğunu Türkiye iddia ediyorum; 2018'de üzerinden atacaktır. Türkiye rahat bir nefes alacaktır.' değerlendirmesinde bulundu.
-'Adil Öksüz'le ilintili birisini başkan yapmak neyin nesi?'
Diyanet İşleri Başkanlığı'na Ali Erbaş'ın atanmasını eleştiren Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ali Erbaş, Adil Öksüz'ün doktora tezi savunmasında jüri üyesi. FETÖ'nün Kültürler Arası Diyalog Platformunda da yönetim kurulu üyesi olduğu ortaya çıktı. Erdoğan'ın FETÖ'ye zeytin dalı uzatmasının ilk örneği bu değil. Bu gördüğümüz manzarada insanın aklına şu geliyor; 'Sen gel benle uğraşma, ben de seninle uğraşmayayım mı' demek istiyor. Bu Adil Öksüz 15 Temmuz hain kalkışmasının koordinatörü değil mi? Şimdi Adil Öksüz'le ilintili birisini, yakın birisini Diyanet İşleri Başkanı yapmak neyin nesi? Mehmet Dişli, darbe girişiminin 3 numaralı adamı. Kardeşini saraya başdanışman yapıyorsun. Neden korkuyorsun? FETÖ'den tutuklanmış insanın altı aylık bebeğinden intikam alırken, 15 Temmuz darbesinin 3 numaralı adamının kardeşini dizinin dibine neden alırsın? Bundan ne murat ediyorsun? Ey Erdoğan, sen hangi FETÖ ile mücadele ediyorsun? Bank Asya'ya 100 lira yatırdı diye adamı içeri alıyorsun, karısı çocuğuna süt alamıyor ama darbenin iki numarasının yakın ilişki içinde olduğu bilinen, FETÖ'nün vakfının yöneticisi olduğu bilinen birini Türkiye'ye Diyanet İşleri Başkanı yapıyorsun. Bu millet seni affetmez, Allah da affetmez.'
Engin Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD gezisine yakın koruması olarak yeğeniyle gittiği yönündeki haberleri hatırlatarak, bu durumu garipsediğini dile getirdi. 'Memlekette polis mi yok? Niye başka polis götürmüyorsun?' diye soran Altay, Erdoğan'ın tüm ülkelerle kavgalı olduğunu, sorun yaşadığını ve ülkenin itibarına zarar verdiğini iddia etti.
-'Meclise oda yapmak zor iş değil'
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altay, Silopi-Habur bölgesinde tatbikat başlatıldığının hatırlatılması üzerine ise Türkiye'nin belli reflekslerde bulunmasının doğal olduğunu söyledi.
Altay, İdlib ve bu bölgedeki olumsuzluklara da işaret ederek, Türkiye'nin İdlib odaklı tedbirleri almak zorunda olduğunu dile getirdi.
Engin Altay, sayılarının 600'e çıkması üzerine milletvekillerine, Meclis kampüsü dışında büro kiralamaları için maddi kaynak ayrılacağı yönündeki haberlerle ilgili soruyu yanıtlarken de 'Bu Meclise oda yapmak zor iş değil. Milletvekillerinin bir kısmı burada, diğerleri dışarıda; doğru değil. Ben Meclis Başkanlık Divanının böyle bir kararı olduğunu da zannetmiyorum. Bir aklı evvel bunu söylemiştir. Bu da basına düşmüştür.' dedi.
Bir gazetecinin 'Konuşmanızda 'Türkiye Erdoğan yorgunluğunu 2018'de atacak' dediniz. Bunu bilerek mi söylediniz?' sorusuna Altay, 'Bilerek söyledim. Ben 2018'de bir cumhurbaşkanlığı seçimi ve 600 üyeli parlamentonun üyelerinin seçiminin gerçekleşeceğini öngörüyorum.' karşılığını verdi.
Kaynak: AA
Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısına 2017-2018 eğitim öğretim yılının sancılı ve sıkıntılı bir şekilde başladığını belirterek, öğrenci ve öğretmenlere başarılar diledi.
Eğitim alanında AK Parti döneminde 6 bakan ve iki müfredat değişikliği yapıldığını anımsatan Altay, 'Kendi çocuklarını eğitimde denek olarak kullanan dünyadaki tek ülkeyiz.' ifadesini kullandı.
Altay eğitimin; eğitime erişim, seviye farklılığı, nitelik, güven ve başarı, öğretmen yeterliliği, fiziki kapasite ile ekipman ve donanım sorunları bulunduğunu savundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TEOG'un kaldırılmasına yönelik sözleri ve ardından yapılan açıklamalara değinen Altay, şunları söyledi:
'AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı; 'Başbakan'a söylerim TEOG kalkar' dedi. Padişah fermanı gibi. Bildiği, bilmediği her konuda ferman vermeyi marifet sanan bir AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız. Cumhurbaşkanının genel liselerin kalktığından haberi yok. TEOG mutlaka kaldırılmalıdır. Biz getirildiğinde de itirazlarımızı yaptık, eğitim bilimciler de yaptı. Ama bunlar Amerika'yı yeniden keşfetmiş gibi bu uygulamayı getirdiler. Kendi getirdikleri uygulamayı, şimdi kendileri sonlandıracaklar. Türkiye'de yapılması gereken eğitimin temel sorunlarının ortadan kaldırılmasıdır. Bütün okullarda nicelik ve nitelik eşitliği sağlanmadan hiçbir eğitim sorunu çözülemez.'
İktidarın, muhalefetin eğitim politikalarına ilişkin uyarılarına kulak vermesi gerektiğine işaret eden Engin Altay, 'Biz diyoruz ki sınavsız girilen genel liseler tekrar açılmalıdır. Anadolu liselerinin niteliği artırılmalıdır. Sınav sadece fen liseleri, sosyal bilimler, mesleki ve teknik liseler ile niteliği artırılmış anadolu liseleri için toplu ya da ayrı ayrı yapılabilir. Ama her velinin çocuğunu evine en yakın genel liseye gönderme hakkı mutlaka sağlanmalıdır. Sınava giremeyen veya girmeyen öğrenciler, adrese dayalı geçiş sistemi ile genel liseye yerleştirilir.' diye konuştu.
-'Atatürk'ü milletin kalbinden kazıyamazsın'
Altay, AK Parti'nin eğitim politikalarını bilimsellikten uzak, dogmatik bir sistem üzerine inşa ettiğini, eğitimli insanlardan korktuğunu ileri sürdü.
Müfredat tartışmalarına değinen Altay, 'Milli Eğitim Bakanlığından, ders kitaplarından Atatürk'ü kazısan bile bu milletin kalbinden ve gönlünden kazıyamazsın. Atatürk'le uğraşma, yanarsın.' dedi.
Altay, AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin'in bir konuşmasında, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'na yönelik 'Daha önce bölücü terör örgütü elebaşının avukatlığını yapan bir milletvekili' ifadesini kullandığını hatırlatarak, buna tepki gösterdi.
İktidar partisinin genel sekreterinin sözlerine özellikle dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Altay, 'Sezgin Tanrıkulu'nun terörist başının avukatlığını yaptığına dair bir bilgiyi, belgeyi ortaya koymazsan müfterisin, edepsizsin, siyaseten ahlaksızsın. Toplumu kamplaştırarak, insanları hedef göstererek siyaset yapmak kalitesiz insanların işidir. Sezgin Tanrıkulu terörist başının avukatlığını yapmamıştır.' diye konuştu.
Altay, CHP'nin hükümetin terörle mücadelesini sonuna kadar desteklediğini, ancak bu mücadelede tek bir sivilin ölümüne bile tahammüllerinin bulunmadığını vurguladı.
-'Barzani'yi AK Parti kurultayına niye çağırdınız?'
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) 25 Eylül'de yapmayı planladığı bağımsızlık referandumuna ilişkin de açıklamalarda bulunan Altay, şunları söyledi:
'Irak'ta gelinen süreç; AK Parti'nin 10 yıllık bölge politikalarının sonucudur. Be referandumun sponsoru da AK Parti'dir. Irak'ta merkezi yönetimle bölgesel yönetim arasında yapılmış bir anlaşma var. Petrol gelirlerinin nasıl taksim edileceği ortada. Türkiye merkezi yönetimin uyarısına rağmen yıllardır Barzani'den petrol alıp parayı Barzani'ye verdi mi, vermedi mi? Barzani'nin bu noktaya gelmesi AK Parti politikalarının sonucudur. Yapılırsa bu referandumun sponsoru AK Parti'dir. Şimdi tepesine çökmekle tehdit ettiğiniz Barzani'yi AK Parti kurultayına niye çağırdınız, ne sıfatla çağırdınız? Seçim vardı, size oy lazımdı, öyle mi? Ayıp. Türkiye'nin geleceği, güvenliği 3-5 oya satılamaz.'
Altay, CHP'nin Irak'ın toprak bütünlüğünden yana olduğunu, bölge barışına hizmet etmeyen her adımı, temkinli ve tedbirle karşılayacaklarını dile getirdi.
Cezaevinde tutuklu bulunan eski milletvekili Aysel Tuğluk'un vefat eden annesi Hatun Tuğluk'un cenazesinde yaşananların kabul edilemez olduğunu vurgulayan CHP Grup Başkanvekili Altay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun olay nedeniyle gözaltına alınan bir kişiyle fotoğrafının bulunmasını da eleştirdi.
'Sayın İçişleri Bakanı; aşağılık olan 78 yaşındaki bir kadının cenazesine saldıracak kadar aşağılık biriyle fotoğraf çektirmektir.' diyen Altay, bu kişinin AK Parti'li başka isimlerle de fotoğraflarının bulunduğunun iddia edildiğini, bu konuda hükümetten sağlıklı bir açıklama beklediklerini belirtti.
Altay, AK Parti'de bir metal yorgunluğu olmadığının altını çizerek, 'AK Parti'de bir metal yorgunluğu yok ama Türkiye'nin bir Erdoğan yorgunluğu var. Erdoğan'ın hırsı, kini, üslubu Türkiye'nin kabul edebileceği sınırların çok üstünde. Erdoğan yorgunluğunu Türkiye iddia ediyorum; 2018'de üzerinden atacaktır. Türkiye rahat bir nefes alacaktır.' değerlendirmesinde bulundu.
-'Adil Öksüz'le ilintili birisini başkan yapmak neyin nesi?'
Diyanet İşleri Başkanlığı'na Ali Erbaş'ın atanmasını eleştiren Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ali Erbaş, Adil Öksüz'ün doktora tezi savunmasında jüri üyesi. FETÖ'nün Kültürler Arası Diyalog Platformunda da yönetim kurulu üyesi olduğu ortaya çıktı. Erdoğan'ın FETÖ'ye zeytin dalı uzatmasının ilk örneği bu değil. Bu gördüğümüz manzarada insanın aklına şu geliyor; 'Sen gel benle uğraşma, ben de seninle uğraşmayayım mı' demek istiyor. Bu Adil Öksüz 15 Temmuz hain kalkışmasının koordinatörü değil mi? Şimdi Adil Öksüz'le ilintili birisini, yakın birisini Diyanet İşleri Başkanı yapmak neyin nesi? Mehmet Dişli, darbe girişiminin 3 numaralı adamı. Kardeşini saraya başdanışman yapıyorsun. Neden korkuyorsun? FETÖ'den tutuklanmış insanın altı aylık bebeğinden intikam alırken, 15 Temmuz darbesinin 3 numaralı adamının kardeşini dizinin dibine neden alırsın? Bundan ne murat ediyorsun? Ey Erdoğan, sen hangi FETÖ ile mücadele ediyorsun? Bank Asya'ya 100 lira yatırdı diye adamı içeri alıyorsun, karısı çocuğuna süt alamıyor ama darbenin iki numarasının yakın ilişki içinde olduğu bilinen, FETÖ'nün vakfının yöneticisi olduğu bilinen birini Türkiye'ye Diyanet İşleri Başkanı yapıyorsun. Bu millet seni affetmez, Allah da affetmez.'
Engin Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD gezisine yakın koruması olarak yeğeniyle gittiği yönündeki haberleri hatırlatarak, bu durumu garipsediğini dile getirdi. 'Memlekette polis mi yok? Niye başka polis götürmüyorsun?' diye soran Altay, Erdoğan'ın tüm ülkelerle kavgalı olduğunu, sorun yaşadığını ve ülkenin itibarına zarar verdiğini iddia etti.
-'Meclise oda yapmak zor iş değil'
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altay, Silopi-Habur bölgesinde tatbikat başlatıldığının hatırlatılması üzerine ise Türkiye'nin belli reflekslerde bulunmasının doğal olduğunu söyledi.
Altay, İdlib ve bu bölgedeki olumsuzluklara da işaret ederek, Türkiye'nin İdlib odaklı tedbirleri almak zorunda olduğunu dile getirdi.
Engin Altay, sayılarının 600'e çıkması üzerine milletvekillerine, Meclis kampüsü dışında büro kiralamaları için maddi kaynak ayrılacağı yönündeki haberlerle ilgili soruyu yanıtlarken de 'Bu Meclise oda yapmak zor iş değil. Milletvekillerinin bir kısmı burada, diğerleri dışarıda; doğru değil. Ben Meclis Başkanlık Divanının böyle bir kararı olduğunu da zannetmiyorum. Bir aklı evvel bunu söylemiştir. Bu da basına düşmüştür.' dedi.
Bir gazetecinin 'Konuşmanızda 'Türkiye Erdoğan yorgunluğunu 2018'de atacak' dediniz. Bunu bilerek mi söylediniz?' sorusuna Altay, 'Bilerek söyledim. Ben 2018'de bir cumhurbaşkanlığı seçimi ve 600 üyeli parlamentonun üyelerinin seçiminin gerçekleşeceğini öngörüyorum.' karşılığını verdi.