İTÜ'deki FETÖ Yapılanması Davasında Tahliye Yok
FETÖ'nün İTÜ'deki akademik yapılanmasına ilişkin 17'si tutuklu, 3'ü firari 35 sanığın ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan yargılandığı davada, tutuklu sanıkların tahliye talepleri reddedildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) İstanbul Teknik Üniversitesi'ndeki (İTÜ) akademik yapılanmasına ilişkin, aralarında akademisyenlerin de bulunduğu 17'si tutuklu, 3'ü firari 35 sanığın ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 15'er yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada, tahliye taleplerinin reddine karar verildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanıklar Doç. Dr. Fatih Özbay, Doç. Dr. Hatice Dinçer, Yrd. Doç. Dr. Yaşar Hanifi Gedik, bilgisayar işletmeni Mehmet Şahin, üniversite güvenlik görevlisi Ahmet Tekin, araştırma görevlisi Bayram Türk, araştırma görevlisi Cafer Uyanık, teknisyen Dursun Ayhan, araştırma görevlisi Esra Şerife Pampal, araştırma görevlisi Hafize Tokgöz, araştırma görevlisi Hülya Yeltepe, araştırma görevlisi İbrahim Kılıç, bilgisayar işletmecisi İnci Coşkuner, mühendis Mahmut Türk, araştırma görevlisi Murat Özkan, araştırma görevlisi Sultan Sönmez, araştırma görevlisi Volkan Çakır ile taraf avukatları hazır bulundu.
Tutuksuz 15 sanığın da katıldığı duruşmaya, firari sanıklar araştırma görevlileri Abdullah Arslan, Yusuf Volkan Aydoğdu ve Şuheda Yetim ise gelmedi.
Duruşmada, mahkemeye gelen evrak okundu. ByLock kullandıkları belirtilen sanıkların yazışma trafiğinin tespiti için kullandıkları telefon numarası, IMEİ ile HTS kayıtlarının gönderilmesi amacıyla BTK'ya yazılan yazıya cevap verildiği kaydedildi.
Sanıklardan Volkan Çakır'ın avukatı, müvekkilinin etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğine ilişkin dilekçeyi mahkemeye sunarken, yine tutuklu sanıklardan Mehmet Şahin'in avukatı da bankacılık alanlarında uzman bilirkişi atanarak dosyaya ilişkin rapor alınmasını talep etti.
Duruşmada söz alan sanık Hatice Dinçer'in avukatı da müvekkilinin baştan beri ByLock kullandığını beyan ettiğini, kimlerin yüklediğini ifadesinde söylediğini belirterek, bu beyanların etkin pişmanlık yönünden değerlendirilip müvekkilinin tahliye edilmesi talebinde bulundu.
Tutuklu sanık Mehmet Şahin'in avukatı Serdar Atılgan da söz alarak, HTS kayıtlarında bin 700 giriş tespit edildiğini ancak bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu öne sürerek, 2016 itibarıyla bu serverların kaldırıldığının iddia edildiğini, söz konusu tespitin de bu tarihler arasında yapıldığını söyledi. Avukat Atılgan, müvekkilinin uzun süredir tutuklu olduğunu vurgulayarak, bu nedenle tahliyesini talep etti.
Tutuklu sanık Volkan Çakır'ın avukatı Ömer Cihad Bekaroğlu da müvekkilinin etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini, müvekkilinin babasının da aynı nedenlerden dolayı tutuklu bulunduğunu, annesinin de şizofreni hastası olduğunu ve bu nedenle kendisinin yalnız kalmaması gerektiğini söyledi. Bekaroğlu, müvekkilinin tahliye edilmesi talebinde bulundu.
Tutuklu sanıklar tek tek söz alarak tahliyelerini, tutuksuz sanıklar ise duruşmalardan vareste tutulmalarını talep etti.
Talepleri karara bağlayan mahkeme heyet, 17 sanığın da üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, ByLock tespit raporları, HTS kayıtları, sanıklar üzerindeki adli kontrol hükümlerinin yetersiz oluşunu dikkate alarak tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Tutuksuz sanıkların duruşmalardan vareste (ayrı) tutulmalarını kararlaştıran heyet, adli kontrolün kaldırılması talebinin ise reddine hükmetti. Heyet, etkin pişmanlıktan yararlanmak isten sanık Volkan Çakır'ın dilekçesinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilerek değerlendirilmesinin istenilmesine ve gelecek cevap doğrultusunda sanığın taleplerinin değerlendirmeye alınmasına, yakalamalı sanıkların infazının beklenilmesine hükmederek, duruşmayı 29 Kasım'a erteledi.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen 233 sayfalık iddianamede, diğer FETÖ/PDY iddianamelerinde olduğu gibi, örgütün mali, kültürel, yargı, askeri ve emniyet yapılanması ile Türkiye'deki eylemleri anlatılıyor.
İddianamede, İTÜ Rektörlüğü tarafından darbe girişiminin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen 25 Temmuz 2016 tarihli yazıda, '15 Temmuz 2016'da FETÖ tarafından darbe kalkışması başlatıldığı, halen devlet imkanları kullanılarak çeşitli fiili saldırı ve tehdit yöntemleriyle kaos ortamı yaratılarak sürdürülmeye çalışıldığı' bilgisine yer verilerek, bu örgütle bağı kuvvetle muhtemel olan ve üniversite imkanlarını bu hain amaç için kullanma şüphesi bulunan personel hakkında idari işlem başlatıldığı, söz konusu kişilerin de savcılığa bildirildiği ve bu şekilde soruşturmanın başlatıldığı belirtildi.
FETÖ'nün akademideki yapılanmasının anlatıldığı iddianamede, 7'si doçent, 16'sı araştırma görevlisi, 12'si memur olmak üzere toplam 3'ü firari 35 şüpheliden 18'inin örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock' kullanıcısı olduğu vurgulanarak, 3 şüphelinin etkin pişmanlıktan yararlanarak hem ByLock programını kullandıklarını kabul ettikleri hem de söz konusu programı kim aracılığıyla indirdiklerini anlattıkları kaydedildi. Şüpheli itirafçıların ifadelerinin de yer aldığı iddianamede, ifadelerde örgüte ilişkin bilgilere ve örgüt içerisinde ''ağabey'' ve ''abla'' konumunda bulunan şüphelilerin isimlerine de yer verildiği belirtildi.
Şüphelilerin, ByLock isimli programı kullanmaları, örgütün çağrısı üzerine Bank Asya'da yeni hesap açmaları ya da açılmış hesaplara yüklü miktarda para yatırmaları, örgütsel simge olan 1 doların ele geçirilmesi ve yine örgütün çağrısı üzerine Digiturk platformundan çıkmalarının delil olarak gösterildiği iddianamede, tüm dosya kapsamında şüpheliler hakkında yeterli delillerin bulunduğu aktarıldı.
İddianamede, şüphelilerin bu nedenle ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Kaynak: AA
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanıklar Doç. Dr. Fatih Özbay, Doç. Dr. Hatice Dinçer, Yrd. Doç. Dr. Yaşar Hanifi Gedik, bilgisayar işletmeni Mehmet Şahin, üniversite güvenlik görevlisi Ahmet Tekin, araştırma görevlisi Bayram Türk, araştırma görevlisi Cafer Uyanık, teknisyen Dursun Ayhan, araştırma görevlisi Esra Şerife Pampal, araştırma görevlisi Hafize Tokgöz, araştırma görevlisi Hülya Yeltepe, araştırma görevlisi İbrahim Kılıç, bilgisayar işletmecisi İnci Coşkuner, mühendis Mahmut Türk, araştırma görevlisi Murat Özkan, araştırma görevlisi Sultan Sönmez, araştırma görevlisi Volkan Çakır ile taraf avukatları hazır bulundu.
Tutuksuz 15 sanığın da katıldığı duruşmaya, firari sanıklar araştırma görevlileri Abdullah Arslan, Yusuf Volkan Aydoğdu ve Şuheda Yetim ise gelmedi.
Duruşmada, mahkemeye gelen evrak okundu. ByLock kullandıkları belirtilen sanıkların yazışma trafiğinin tespiti için kullandıkları telefon numarası, IMEİ ile HTS kayıtlarının gönderilmesi amacıyla BTK'ya yazılan yazıya cevap verildiği kaydedildi.
Sanıklardan Volkan Çakır'ın avukatı, müvekkilinin etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğine ilişkin dilekçeyi mahkemeye sunarken, yine tutuklu sanıklardan Mehmet Şahin'in avukatı da bankacılık alanlarında uzman bilirkişi atanarak dosyaya ilişkin rapor alınmasını talep etti.
Duruşmada söz alan sanık Hatice Dinçer'in avukatı da müvekkilinin baştan beri ByLock kullandığını beyan ettiğini, kimlerin yüklediğini ifadesinde söylediğini belirterek, bu beyanların etkin pişmanlık yönünden değerlendirilip müvekkilinin tahliye edilmesi talebinde bulundu.
Tutuklu sanık Mehmet Şahin'in avukatı Serdar Atılgan da söz alarak, HTS kayıtlarında bin 700 giriş tespit edildiğini ancak bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu öne sürerek, 2016 itibarıyla bu serverların kaldırıldığının iddia edildiğini, söz konusu tespitin de bu tarihler arasında yapıldığını söyledi. Avukat Atılgan, müvekkilinin uzun süredir tutuklu olduğunu vurgulayarak, bu nedenle tahliyesini talep etti.
Tutuklu sanık Volkan Çakır'ın avukatı Ömer Cihad Bekaroğlu da müvekkilinin etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini, müvekkilinin babasının da aynı nedenlerden dolayı tutuklu bulunduğunu, annesinin de şizofreni hastası olduğunu ve bu nedenle kendisinin yalnız kalmaması gerektiğini söyledi. Bekaroğlu, müvekkilinin tahliye edilmesi talebinde bulundu.
Tutuklu sanıklar tek tek söz alarak tahliyelerini, tutuksuz sanıklar ise duruşmalardan vareste tutulmalarını talep etti.
Talepleri karara bağlayan mahkeme heyet, 17 sanığın da üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, ByLock tespit raporları, HTS kayıtları, sanıklar üzerindeki adli kontrol hükümlerinin yetersiz oluşunu dikkate alarak tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Tutuksuz sanıkların duruşmalardan vareste (ayrı) tutulmalarını kararlaştıran heyet, adli kontrolün kaldırılması talebinin ise reddine hükmetti. Heyet, etkin pişmanlıktan yararlanmak isten sanık Volkan Çakır'ın dilekçesinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilerek değerlendirilmesinin istenilmesine ve gelecek cevap doğrultusunda sanığın taleplerinin değerlendirmeye alınmasına, yakalamalı sanıkların infazının beklenilmesine hükmederek, duruşmayı 29 Kasım'a erteledi.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen 233 sayfalık iddianamede, diğer FETÖ/PDY iddianamelerinde olduğu gibi, örgütün mali, kültürel, yargı, askeri ve emniyet yapılanması ile Türkiye'deki eylemleri anlatılıyor.
İddianamede, İTÜ Rektörlüğü tarafından darbe girişiminin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen 25 Temmuz 2016 tarihli yazıda, '15 Temmuz 2016'da FETÖ tarafından darbe kalkışması başlatıldığı, halen devlet imkanları kullanılarak çeşitli fiili saldırı ve tehdit yöntemleriyle kaos ortamı yaratılarak sürdürülmeye çalışıldığı' bilgisine yer verilerek, bu örgütle bağı kuvvetle muhtemel olan ve üniversite imkanlarını bu hain amaç için kullanma şüphesi bulunan personel hakkında idari işlem başlatıldığı, söz konusu kişilerin de savcılığa bildirildiği ve bu şekilde soruşturmanın başlatıldığı belirtildi.
FETÖ'nün akademideki yapılanmasının anlatıldığı iddianamede, 7'si doçent, 16'sı araştırma görevlisi, 12'si memur olmak üzere toplam 3'ü firari 35 şüpheliden 18'inin örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock' kullanıcısı olduğu vurgulanarak, 3 şüphelinin etkin pişmanlıktan yararlanarak hem ByLock programını kullandıklarını kabul ettikleri hem de söz konusu programı kim aracılığıyla indirdiklerini anlattıkları kaydedildi. Şüpheli itirafçıların ifadelerinin de yer aldığı iddianamede, ifadelerde örgüte ilişkin bilgilere ve örgüt içerisinde ''ağabey'' ve ''abla'' konumunda bulunan şüphelilerin isimlerine de yer verildiği belirtildi.
Şüphelilerin, ByLock isimli programı kullanmaları, örgütün çağrısı üzerine Bank Asya'da yeni hesap açmaları ya da açılmış hesaplara yüklü miktarda para yatırmaları, örgütsel simge olan 1 doların ele geçirilmesi ve yine örgütün çağrısı üzerine Digiturk platformundan çıkmalarının delil olarak gösterildiği iddianamede, tüm dosya kapsamında şüpheliler hakkında yeterli delillerin bulunduğu aktarıldı.
İddianamede, şüphelilerin bu nedenle ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.