Okul Öncesi Eğitim Zirvesi'nde 'Geleceğe Hazır Çocuklar' Konuşuldu

Gelecek Eğitimde Derneği tarafından düzenlenen ‘2’nci Okul Öncesi Eğitim Zirvesi’ İstanbul’da yapıldı. Zirvede Okul öncesi eğitimine dikkat çekilerek, farkındalık oluşturmak amacıyla nelere dikkat edilmesi gerektiği konuşuldu.

Okul Öncesi Eğitim Zirvesi'nde 'Geleceğe Hazır Çocuklar' Konuşuldu
‘Geleceğe Hazır Çocuklar’ temasıyla Gelecek Eğitimde Derneği tarafından düzenlenen ‘2’nci Okul Öncesi Eğitim Zirvesi’ İstanbul’da yapıldı. Konusunda uzman konuşmacılar ve yaklaşık bin katılımcı ile gerçekleştirilen zirvede okul öncesi eğitimine dikkat çekilerek, eğitimde farkındalık oluşturmak için yapılması gerekenler masaya yatırıldı.

‘Türkiye İçin Gelecek Eğitimde’ sloganıyla ile yapılan zirveye bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Temel Eğitim Genel Müdürü Dr. Cem Gençoğlu, Doğan Cüceloğlu, Prof.Dr. Artin Göncü, Prof. Dr. Belma Tuğrul, Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Prof. Dr. Sinan Canan, eğitimci Kayhan Karlı, eğitimci Raife Cebeci, Yrd. Doç. Dr. Özgül Polat, Dr. Yasemin Allsop, dil bilimci ve masal anlatıcısı Ayşegül Dede, yazar Hayati İnanç, Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, Dr. Tülay Kılıç, Hale Güneş, aşkım Kapışmak ve 2015’de yılın öğretmeni seçilen Nurten Akkuş konuşmacı olarak katıldı.

Zirvenin moderatörlüğünü ise gazeteci ve televizyoncu Aynur Ayaz yaptı.

“3 yılda güzel çalışmalar yaptık, yapamaya da devam edeceğiz”

Zirvenin açılış konuşmasını yapan Gelecek Eğitimde Derneği Başkanı Erdinç Aydoğan, güzel bir günün katılımcıları beklediğini ve kendisinin de oturup konuşmaları zevkle dinleyeceğini söyledi.

Katılımcılara ve emeği geçen herkese teşekkür eden Aydoğan,“Bu zirveyi gerçekleştirmek için 1 yıl boyunca çok çalıştık. Gelecek Eğitimde Derneği olarak gönüllü birkaç öğretmen tarafından kurulduk. Amacımız bildiklerimizi duyduklarımızı diğer öğretmen arkadaşlarla paylaşmak ve öğretmenlik mesleğinin toplumdaki itibarını bir nebze olsun daha yukarılara çıkmasını sağlamak. 3 yıl içinde güzel çalışmalar yaptık. Yapmaya da devam edeceğiz güzel planlarımız var. Bizim bu etkinliği yapmamız için destek olan kurumlara çok teşekkür ediyorum. Aylarca süren yoğun bir çalışmanın sonucunda biz buraya toplandık. Bu süreçte bana yardımcı olan bütün arkadaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum. Çalışmalarımızın sonucunda öğretmenlerin için küçükte olsa gelişmelerine katkı sağladıysak bu bizim için gurur kaynağıdır” dedi.

Zirvede ‘Zorunlu Okul Öncesi Eğitime Doğru’ başlıklı bir konuşma yapan Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Dr. Cem Gençoğlu, her çocuğun dünyaya potansiyelle geldiğini ve bu potansiyeli ortaya çıkaracak olan sistemin eğitim, kişilerin ise öğretmenler olduğunu belirtti.

Gençoğlu, “Çocuğun bu potansiyeli en üst seviyede kullanılması çocuğunun çevresi tarafından ne denli desteklendiğiyle doğrudan orantılıdır. Erken çocukluk eğitimi deneyimi ile elde edilecek olan temel bilgiler, beceri ve alışkanlık çocuğun sosyal yaşamına etki etmenin yanı sıra daha sonraki eğitim yaşamına eğitimle ilgili algılarını, beklentilerini şekillendirecektir” diye konuştu.

“90’lı yıllarda okul öncesi eğitimde sıçrama yaşandı”

Okul öncesi eğitim Tanzimat dönemiyle ilişkilendirildiğini ifade eden Gençoğlu, “Özellikle kadınların iş yaşamına girmesiyle birlikte uygulama artışını görüyoruz. 90’lı yıllarda üst seviyeye çıktı. 90’lı yıllarda okul öncesi eğitimde sıçramanın yaşandığı yıllar olarak kabul edilir. Bu yıl okul öncesi eğitimde 4-5 yaşta yüzde 45 olduğumuzu ifade etmek istiyorum. 5 yaşta ise yüzde 58’lerdeyiz. İlkokul çocuklarını da katarsak bu yüzde 70’lere gelir. Her 100 çocuktan 70’ı aktif bir şekilde eğitimin hayatının içindedir demektir. Gerek 10’uncu kalkınma planında gerekse orta vadeli 2017-2019 kalkınma planında ifade edildiği gibi okul öncesi eğitiminde zorunluluk bizim için temel unsurlardan bir tanesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Okul öncesi eğitiminde yeni bir takım uygulamalar ortaya koymaya çalışıyoruz. Kamu okul öncesi eğitme ayırdığı finansmanı biraz artıracak. Yakın zamanda özellikle Türkiye’deki bütün eğitim paydaşları kapsayacak bir örneklemden yaptığımız bir çalışmada bir çocuğunun okul öncesi eğitim alırken ihtiyaç duyacağı bütün materyalle belirlenmiştir. Planımız aileye düşen bu eğitim materyali maliyetini en alt seviyeye indirmek” şeklinde konuştu.

“Çocuğunun milli, manevi, ahlaki ve insani gelişimini destekleyecek etkinliler geliştireceğiz”

Okul öncesi eğitimin biraz pahalı birazda paralıdır algısını mümkün olduğunca ortadan kaldırmak arzusunda olduklarını aktaran Dr. Gençoğlu, “ Zorunlu okul öncesi eğitim için sıkı bir çalışma yaptığımız dönemdeyiz. Bu zirveden elde edilecek veriler ve sonuçlar bizim çalışmalarımıza ışık tutacak mekanizmalardan bir tanesi olacaktır. Okul öncesi eğitiminde sınıf içerisindeki uygulamaları güçlendirmek yönünde yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında öğretmenlerimize kılavuzluk edecek çocuğunun 5 temel gelişim alanının yanı sıra milli, manevi, ahlaki ve insani gelişimini destekleyecek etkinliklerden oluşan bir etkinlik havuzu önümüzdeki yıldan itibaren pilot uygulamaya sokulacaktır. Bu uygulama öğrencilerimizin hem evrensel değerlere hem milli ve manevi değerlerimize uygun olarak yetişmelerini bununla birlikte 21’inci yüzyıl becerileri olarak tanımlanan becerilerinde sürecin içerisine dâhil edilmesini sağlamış olduk. Okul öncesi eğitim müfredatımız var bu müfredat gelişimsel bir müfredattır. Bu müfredat esasında öğretmenlerimize çok geniş, esnek bir takım uygulama olanakları sağlamaktadır. Bu uygulamaya yönelik bir takım eleştirilerin de olabileceğini, düşünüyoruz. Bu eleştiriler bizim açımızdan çok önemli katkılar olarak değerlendirilecektir” ifadelerini kullandı.

“Çocuğa okul öncesi eğitimde harf, hece ve okuma yazma öğretilmemeli”

Okul öncesi eğitimin çocuğun akademik becerilerden ziyade bütünsel gelişimine odaklanan bir eğitim kalitesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini bildiren Dr. Gençoğlu, “Okul öncesi eğitimle ilgili önümüzdeki eğitim döneminde hem öğretmenlerimize hem okul yöneticilerimize il ve ilçe yöneticilerimize yönelik okul öncesi eğitim bilgilendirme eğitimleri planlanmıştır. Yapılan tüm etkinlikler bu doğrultuda şekillenmelidir. Oyun temelli çocuğunun gelişimine odaklanan özellikle sosyal becerilerinin gelişimine merkeze alan bir eğitim olarak hedeflenmelidir. Bu eğitim kademesi çocuğun ileri ya da alt düzeyde okuma yazma becerileri arasında sayılan harf, heceleme, okuma yazma eğitiminin verildiği bir eğitim kademesi olmamalıdır. Bu şekilde değerlendirilmemelidir” dedi.

Temel amaçlarının ilkokula başlamadan önce her çocuğunun en az 1 yıl boyunca okul öncesi eğitim almasını sağlamak olduğunu dile getiren Dr. Gençoğlu, “Okul öncesi eğitimin zorunlulaşması kapsamında ele alacağımız planlar 2016-2017 eğitim-öğretim yılında bir önceki eğitim öğretim yılına göre 106 bin öğrenci sayısında bir artış söz konusudur. Bu artış son yıllardaki en büyük gelişim artışıdır.

Son 3 yılda yaklaşık 256 bin çocuk daha okulla buluştuğunu söyleyen Dr. Gençoğlu şöyle konuştu:

“Önümüzdeki 3 yıllık sürede il, ilçe düzeyinde mevcut fiziki potansiyelimiz ve insan bulma kaynağı potansiyelimiz yeniden değerlendirilecektir. Bu amaçla 2017-2018 yılı için belirlenen 22 pilot il bu illerde zorunlu eğitim yapılması ve diğer illerde zorunlu eğitime geçiş için bir takım çalışmaların başlatılması hedeflenmiştir. Okul öncesi eğitme geçmek için özellikle nüfusun seyrek olduğu okulsuz yerleşim yerlerinin ve göç alan bölgelerdeki derslik ihtiyacının fazla olduğu yerleşim yerlerine göre bir yerleşim dizaynı söz konusu olacaktır. Nüfusun az olduğu ve okul açılamayan kırsal kesimde ki çocukların eğitimi için farklı bir takım eğitim uygulamaları modelleri öngörüyoruz. Bakanlık olarak nihai hedefimiz bütün çocukların bu alandaki eğitimlerinin karşılanması okullarımızda sabah ve öğleden sonrayı kapsayacak normal bir eğitim hedefi sağlanması ve çocuklarımızın bütüncül gelişimini destekleyecek eğitim ortamlarının oluşturulması geniş eğitim alanları hareket eğitiminin ve beden eğitiminin üst seviyeye çıkartacak bahçe ve oyun alanları uygun ve hijyenik yemekhaneler ve güvenlik sistemleri gibi. Her mahallede çocuklarımızın rahatlıkla ulaşabilecekleri eğitim mekanlarını da dahil ediyoruz. Materyal ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanması da bu hedef içerisindedir. Tabi burada özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklarımız da unutmadık”.
Kaynak: İHA