Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Nevzat Yalçıntaş'ı Anlattı
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İstanbul Üniversitesinde düzenlenen “Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ı Anma ve Anlama” programında hocası Nevzat Yalçıntaş’ı anlattı.
İstanbul Üniversitesi ve İstanbul İktisatçılar Derneği tarafından düzenlenen programda Türk siyasetinin aktör isimlerinden Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş anıldı. Programa Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş, Yalçıntaş’ın ailesi ve çok sayıda davetli katıldı.
Hem üniversite yıllarından hem de siyaset yaptığı dönemlerde birlikte çalıştığı ve hocam diye hitap ettiği Nevzat Yalçıntaş’ı anlatan Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Nevzat Yalçıntaş hocamızın hayatı, bir kişinin hayatı olmaktan da öte aslında bir devrin de özeti mahiyetindedir. Nevzat Yalçıntaş hocam, Türkiye’nin fikir ve siyaset bakımından büyük fırtınalar içerisinden geçtiği, yok oluşların ve yeniden doğuşların yaşandığı çok fırtınalı bir dönemde, gerek şahsiyeti gerekse fikirleri ile o dönemlere tanıklık etmiş, o dönemin bütün önemli olaylarında yer almış, o dönem verilen fikir mücadelelerinin içerisinde olmuş ve Türkiye’nin milli siyaset geleneği diyebileceğimiz siyaset aksının gelişmesine katkıda bulunmuş olan değerli bir büyüğümüzdür. Sonraki yıllarda siyasetçi olarak, önceki yıllarda da ilim adamı ve bürokrat olarak Türkiye’nin milli siyaset geleneğinin gelişmesinde de önemli rol oynamıştır” dedi.
“Ben iki kere Nevzat Yalçıntaş Hocamızla birlikte olma imkanına, şerefine nail oldum” diyen Kurtulmuş, “ İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi bölümündeki asistanlığım, öğretim üyeliği süresinde birlikte çalıştık. Kendisinden çok istifade ettiğimiz, çok izler taşıdığımız, ondan çok şeyler öğrenmeye gayret ettiğimiz bir büyüğümüz olarak, arkadaşlarımıza yol göstericilik yaptı. Nevzat Hocamla siyasette de birlikte çalışma fırsatımız oldu. O Fazilet Partisi İstanbul milletvekiliydi. Ben de üniversiteden doçent unvanıyla ayrılmış, Fazilet Partisi İstanbul il başkanıydım. Birlikte siyasi mücadelemiz oldu. Çok güzel hatıralarımız oldu. Allah rahmet eylesin” diye konuştu.
Uzun yıllar birlikte mücadele ettiklerini aktaran Kurtulmuş, “Aydın ve entelektüel olmanın esas itibariyle aslında mutlak suretle batıcı olmak, modern olmanın da mutlak manada batı taklitçisi olmak olarak değerlendirildiği bir dönemde Nevzat Yalçıntaş, modern olmayı hem iyi bir şekilde anlamış, hem de aydın olmanın, entelektüel olmanın batı taklitçisi olmak olmadığını, tam tersine bu milletin kendi ruh köküyle, milli değerleriyle, bu milletin kültürüyle, sanatıyla, edebiyatıyla, var oluş nedenleriyle ilgili olduğunu ortaya koymuş, hayatında da bunu ispat etmiş birisidir” dedi.
Osmanlı’nın son dönemlerinden ve Cumhuriyet’in kuruluş dönemindeki fikri mücadelelerinden gelen üç temel siyasi akım olduğunu belirten Kurtulmuş, “Bunlardan birincisi, mutlaka manada batıcı olanlardır. Cemil Meriç’in tabiriyle, ‘mustarip’ olanlardır. Zihinlerini, gönüllerini batıya satmış olanlardır. Bunlar bazen solcu, bazen sağcı olarak görünürler. Siyasette hangi yelpazede yer aldıklarının bir önemi yok. Zihinlerinin ve gönüllerinin batının karşısında kamaşmış olması önemlidir. İkincisi de Türkiye’de İslami geleneği, milli siyaset çizgisini benimsemiş olan İslami çizgidir. Üçüncüsü ise Türkiye’de daha çok milliyetçi, daha çok ırkçı bir siyasi çizgidir. Nevzat Hocamız ve Sebahattin Zaim Hocamızın önemli katkılarından birisi de Türkiye siyasetinde bu iki çizgiyi birbirine yakınlaştırma gayretleridir. Milliyetçi kanatla İslami kanadı birbirlerine yakınlaştırmak, aralarındaki farklılıkları ortadan kaldırmaya, en azından en aza indirmeye çalışmak için çok gayret sarf ettiğini biliyoruz” dedi.
Kaynak: İHA
Hem üniversite yıllarından hem de siyaset yaptığı dönemlerde birlikte çalıştığı ve hocam diye hitap ettiği Nevzat Yalçıntaş’ı anlatan Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Nevzat Yalçıntaş hocamızın hayatı, bir kişinin hayatı olmaktan da öte aslında bir devrin de özeti mahiyetindedir. Nevzat Yalçıntaş hocam, Türkiye’nin fikir ve siyaset bakımından büyük fırtınalar içerisinden geçtiği, yok oluşların ve yeniden doğuşların yaşandığı çok fırtınalı bir dönemde, gerek şahsiyeti gerekse fikirleri ile o dönemlere tanıklık etmiş, o dönemin bütün önemli olaylarında yer almış, o dönem verilen fikir mücadelelerinin içerisinde olmuş ve Türkiye’nin milli siyaset geleneği diyebileceğimiz siyaset aksının gelişmesine katkıda bulunmuş olan değerli bir büyüğümüzdür. Sonraki yıllarda siyasetçi olarak, önceki yıllarda da ilim adamı ve bürokrat olarak Türkiye’nin milli siyaset geleneğinin gelişmesinde de önemli rol oynamıştır” dedi.
“Ben iki kere Nevzat Yalçıntaş Hocamızla birlikte olma imkanına, şerefine nail oldum” diyen Kurtulmuş, “ İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi bölümündeki asistanlığım, öğretim üyeliği süresinde birlikte çalıştık. Kendisinden çok istifade ettiğimiz, çok izler taşıdığımız, ondan çok şeyler öğrenmeye gayret ettiğimiz bir büyüğümüz olarak, arkadaşlarımıza yol göstericilik yaptı. Nevzat Hocamla siyasette de birlikte çalışma fırsatımız oldu. O Fazilet Partisi İstanbul milletvekiliydi. Ben de üniversiteden doçent unvanıyla ayrılmış, Fazilet Partisi İstanbul il başkanıydım. Birlikte siyasi mücadelemiz oldu. Çok güzel hatıralarımız oldu. Allah rahmet eylesin” diye konuştu.
Uzun yıllar birlikte mücadele ettiklerini aktaran Kurtulmuş, “Aydın ve entelektüel olmanın esas itibariyle aslında mutlak suretle batıcı olmak, modern olmanın da mutlak manada batı taklitçisi olmak olarak değerlendirildiği bir dönemde Nevzat Yalçıntaş, modern olmayı hem iyi bir şekilde anlamış, hem de aydın olmanın, entelektüel olmanın batı taklitçisi olmak olmadığını, tam tersine bu milletin kendi ruh köküyle, milli değerleriyle, bu milletin kültürüyle, sanatıyla, edebiyatıyla, var oluş nedenleriyle ilgili olduğunu ortaya koymuş, hayatında da bunu ispat etmiş birisidir” dedi.
Osmanlı’nın son dönemlerinden ve Cumhuriyet’in kuruluş dönemindeki fikri mücadelelerinden gelen üç temel siyasi akım olduğunu belirten Kurtulmuş, “Bunlardan birincisi, mutlaka manada batıcı olanlardır. Cemil Meriç’in tabiriyle, ‘mustarip’ olanlardır. Zihinlerini, gönüllerini batıya satmış olanlardır. Bunlar bazen solcu, bazen sağcı olarak görünürler. Siyasette hangi yelpazede yer aldıklarının bir önemi yok. Zihinlerinin ve gönüllerinin batının karşısında kamaşmış olması önemlidir. İkincisi de Türkiye’de İslami geleneği, milli siyaset çizgisini benimsemiş olan İslami çizgidir. Üçüncüsü ise Türkiye’de daha çok milliyetçi, daha çok ırkçı bir siyasi çizgidir. Nevzat Hocamız ve Sebahattin Zaim Hocamızın önemli katkılarından birisi de Türkiye siyasetinde bu iki çizgiyi birbirine yakınlaştırma gayretleridir. Milliyetçi kanatla İslami kanadı birbirlerine yakınlaştırmak, aralarındaki farklılıkları ortadan kaldırmaya, en azından en aza indirmeye çalışmak için çok gayret sarf ettiğini biliyoruz” dedi.