Hatay'dan İki Tabur Askerin Ankara'ya Götürülme Girişimi Davası
Darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'nin emri doğrultusunda, 2 tabur Özel Kuvvetler Komutanlığı personelini darbe girişiminde kullanmak amacıyla Ankara'ya götürmek istediği gerekçesiyle tutuklanan ve Hava Kuvvetlerinden atılan 6 askerin yargılanmasına başlandı Sanık Pilot Yüzbaşı Pelen: '15 Temmuz'dan önce son üç aydır terörle mücadele planlaması kapsamında yoğun bir şekilde çalışıyorduk. Görevin nereye olduğunu sorduğumda belli olmadığı belirtildi'
Hatay'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, Astsubay Başçavuş Ömer Halisdemir tarafından vurularak öldürülen darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'nin emri doğrultusunda, 2 tabur Özel Kuvvetler Komutanlığı personelini darbe girişiminde kullanmak amacıyla Ankara'ya götürmek istediği gerekçesiyle tutuklanan ve Hava Kuvvetleri Komutanlığından atılan 6 asker yargılanmasına başlandı.
Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanıklar Pilot Yüzbaşı Ferdi Pelen, Üsteğmen Onur Baykal, Pilot Teğmen Yasin Uzun, Astsubay Kıdemli Başçavuş Yaşar Sönmez, Astsubay Kıdemli Üstçavuş Volkan Akoğlu ve Astsubay Kıdemlı Çavuş Erol Balçın bulundukları İskenderun T Tipi Cezaevi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Avukatların da hazır bulunduğu duruşmada, sanıkların kimlik tespitinin ardından, 'Cebir ve şiddet kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti anayasasının ön gördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' ve 'FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği' suçlamasıyla yargılanan sanıkların savunmalarına geçildi.
Sanıklardan Ferdi Pelen suçlamaları kabul etmeyerek, darbe girişiminde bulunmadığını, FETÖ üyesi de olmadığını iddia etti.
Darbe girişiminin olduğu gün evde olduğu sırada kendisinin arandığını ve 23.30'da görevinin olduğu söylenerek filoya gelmesinin iletildiğini belirten Pelen, 'Bu çok normaldir. 15 Temmuz'dan önce son üç aydır terörle mücadele planlaması kapsamında yoğun bir şekilde çalışıyorduk. Görevin nereye olduğunu sorduğumda belli olmadığı belirtildi. O gün, eşimle, arkadaşlarımla dolaştım. 23.30 civarı filoda olacak şekilde evden ayrıldım. Görev arkadaşım Onur Baykal ile filoya geldim.' diye konuştu.
İddianamede belirtildiği gibi plansız bir uçuş yapmadıklarını savunan Pelen, uçuş planı dahilinde uçakta kimlerin olduğu, nereye, ne için gittiği, kaç feet de uçacağı dahil bütün bilgilerin yer aldığını iddia etti.
Uçuş planı dahilinde Kayseri'den 00.49'da kalktıklarını ifade eden Pelen, havadayken Hatay kule ile irtibat kurduklarını, iniş için izin verildiğini, indikten sonra da bir görevlinin kendilerine yardımcı olduğunu kaydetti.
Pelen, uçağın inmesinin ardından alacakları personelin gelmemesi üzerine üstlerinin bilgisi ve emri dahilinde iki motoru kapatarak beklemeye başladıklarını bu sırada yanlarına gelen polise de Hatay'dan 70 kişilik özel kuvvetler personelini Ankara'ya götürmek için geldiklerini ilettiğini belirtti.
Bekledikleri sırada, yakınları ve eşleriyle yaptıkları telefon görüşmeleriyle olayları öğrendiklerini dile getiren Pelen bu sırada yanlarına çok sayıda polisin geldiğini ve kendilerini gözaltına aldığını, o anda ne olduğunu anlayamadıklarını söyledi.
Sanık Onur Baykal da hakkındaki suçlamaları kabul etmedi
Hazırlanan iddianamede yer alan 'plansız uçuş' ibaresini kabul etmediğini kaydeden Baykal, uçağın kalkışı ve inişiyle alakalı tüm bilgilerin gerekli birimlerde mevcut olduğunu belirterek hepsinin incelenmesini istedi.
Yine iddianamede yer alan 'iniş sonrası gelen özel hareket polislerine kimliklerini göstermeyip mukavemette bulundukları' iddiasının gerçeği yansıtmadığını ileri süren Baykal, şöyle devam etti:
'Polislerin sorduğu tüm sorulara cevap verdik. Özel harekatçılar uçağa doğru yönelerek 'Biz buraya ölmeye geldik' diye bağırdı. Biz bunu anlamadık, polislere rahatsızlığımızı, şaşkınlığımızı belirttik. Telefonlarımızı, kimliklerimizi direkt polislere verdik. Ben o gün personel nakli görevini icra etmek için oradaydım darbenin tarafı olmak için değil. Mukavemet göstermediğimizi kamera kayıtlarından da görebilirsiniz, kelepçe takılmadı, hastane kontrolünde de kelepçe takılmadı yani biz mukavemet göstermedik.'
ByLock kullanmadığını ifade eden Baykal, 'Devletime, milletime bağlılığımı mesleğe başlarken ettiğim yeminle bildirdim. Bu yeminimin aksine bir harekette bulunmam söz konusu değildir.' dedi.
Sanıklardan Yasin Uzun da darbe girişiminden haberdar olmadığını öne sürerek, 15 Temmuz öncesi işinin yanı sıra sürekli evlilik hazırlıklarıyla ilgilendiğini, darbe girişimi günü de yorgun olduğunu ve sabah nöbetçi görevlinin kendisini arayarak görev olduğunu bildirdiğini söyledi.
Sanık Yaşar Sönmez de Hatay'a 70 personeli alma göreviyle geldiklerini ama personellerin ne için alındığını bilmediğini iddia ederek, Türk Silahlı Kuvvetlerinde tüm olayların emir komuta zincirinde geliştiğini, kendilerinin de mevcut amirlere itaat ederek o görevi yaptıklarını ileri sürdü.
Volkan Akoğlu ve Erol Balçın da üzerilerine atılı olan suçlamaları kabul etmediklerini ifade etti.
Avukatların da savunmaları alınan duruşma, tanıkların dinlenmesi ve delillerin incelenmesi için sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek, 9 Mart'a ertelendi.
Kaynak: AA
Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanıklar Pilot Yüzbaşı Ferdi Pelen, Üsteğmen Onur Baykal, Pilot Teğmen Yasin Uzun, Astsubay Kıdemli Başçavuş Yaşar Sönmez, Astsubay Kıdemli Üstçavuş Volkan Akoğlu ve Astsubay Kıdemlı Çavuş Erol Balçın bulundukları İskenderun T Tipi Cezaevi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Avukatların da hazır bulunduğu duruşmada, sanıkların kimlik tespitinin ardından, 'Cebir ve şiddet kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti anayasasının ön gördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' ve 'FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği' suçlamasıyla yargılanan sanıkların savunmalarına geçildi.
Sanıklardan Ferdi Pelen suçlamaları kabul etmeyerek, darbe girişiminde bulunmadığını, FETÖ üyesi de olmadığını iddia etti.
Darbe girişiminin olduğu gün evde olduğu sırada kendisinin arandığını ve 23.30'da görevinin olduğu söylenerek filoya gelmesinin iletildiğini belirten Pelen, 'Bu çok normaldir. 15 Temmuz'dan önce son üç aydır terörle mücadele planlaması kapsamında yoğun bir şekilde çalışıyorduk. Görevin nereye olduğunu sorduğumda belli olmadığı belirtildi. O gün, eşimle, arkadaşlarımla dolaştım. 23.30 civarı filoda olacak şekilde evden ayrıldım. Görev arkadaşım Onur Baykal ile filoya geldim.' diye konuştu.
İddianamede belirtildiği gibi plansız bir uçuş yapmadıklarını savunan Pelen, uçuş planı dahilinde uçakta kimlerin olduğu, nereye, ne için gittiği, kaç feet de uçacağı dahil bütün bilgilerin yer aldığını iddia etti.
Uçuş planı dahilinde Kayseri'den 00.49'da kalktıklarını ifade eden Pelen, havadayken Hatay kule ile irtibat kurduklarını, iniş için izin verildiğini, indikten sonra da bir görevlinin kendilerine yardımcı olduğunu kaydetti.
Pelen, uçağın inmesinin ardından alacakları personelin gelmemesi üzerine üstlerinin bilgisi ve emri dahilinde iki motoru kapatarak beklemeye başladıklarını bu sırada yanlarına gelen polise de Hatay'dan 70 kişilik özel kuvvetler personelini Ankara'ya götürmek için geldiklerini ilettiğini belirtti.
Bekledikleri sırada, yakınları ve eşleriyle yaptıkları telefon görüşmeleriyle olayları öğrendiklerini dile getiren Pelen bu sırada yanlarına çok sayıda polisin geldiğini ve kendilerini gözaltına aldığını, o anda ne olduğunu anlayamadıklarını söyledi.
Sanık Onur Baykal da hakkındaki suçlamaları kabul etmedi
Hazırlanan iddianamede yer alan 'plansız uçuş' ibaresini kabul etmediğini kaydeden Baykal, uçağın kalkışı ve inişiyle alakalı tüm bilgilerin gerekli birimlerde mevcut olduğunu belirterek hepsinin incelenmesini istedi.
Yine iddianamede yer alan 'iniş sonrası gelen özel hareket polislerine kimliklerini göstermeyip mukavemette bulundukları' iddiasının gerçeği yansıtmadığını ileri süren Baykal, şöyle devam etti:
'Polislerin sorduğu tüm sorulara cevap verdik. Özel harekatçılar uçağa doğru yönelerek 'Biz buraya ölmeye geldik' diye bağırdı. Biz bunu anlamadık, polislere rahatsızlığımızı, şaşkınlığımızı belirttik. Telefonlarımızı, kimliklerimizi direkt polislere verdik. Ben o gün personel nakli görevini icra etmek için oradaydım darbenin tarafı olmak için değil. Mukavemet göstermediğimizi kamera kayıtlarından da görebilirsiniz, kelepçe takılmadı, hastane kontrolünde de kelepçe takılmadı yani biz mukavemet göstermedik.'
ByLock kullanmadığını ifade eden Baykal, 'Devletime, milletime bağlılığımı mesleğe başlarken ettiğim yeminle bildirdim. Bu yeminimin aksine bir harekette bulunmam söz konusu değildir.' dedi.
Sanıklardan Yasin Uzun da darbe girişiminden haberdar olmadığını öne sürerek, 15 Temmuz öncesi işinin yanı sıra sürekli evlilik hazırlıklarıyla ilgilendiğini, darbe girişimi günü de yorgun olduğunu ve sabah nöbetçi görevlinin kendisini arayarak görev olduğunu bildirdiğini söyledi.
Sanık Yaşar Sönmez de Hatay'a 70 personeli alma göreviyle geldiklerini ama personellerin ne için alındığını bilmediğini iddia ederek, Türk Silahlı Kuvvetlerinde tüm olayların emir komuta zincirinde geliştiğini, kendilerinin de mevcut amirlere itaat ederek o görevi yaptıklarını ileri sürdü.
Volkan Akoğlu ve Erol Balçın da üzerilerine atılı olan suçlamaları kabul etmediklerini ifade etti.
Avukatların da savunmaları alınan duruşma, tanıkların dinlenmesi ve delillerin incelenmesi için sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek, 9 Mart'a ertelendi.