Kanser Tanısını Yalanlayan Doktorun Raporda İmzası Çıktı
Adana’da ’kolon kanseri’ tanısı konulan ve 10 yıl boyunca gereksiz tedaviler gördükten sonra Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü’nün “Crohn hastası” olduğunu tespit etmesiyle sağlığına kavuşan Salih Murat, kendisine kanser tanısı koyan doktorun Yrd. Doç. İsmail Cem Eray olduğunu belirterek Eray’ın imzasının olduğu belgeyi gösterdi. Salih Murat’ın avukatı Seda Şahin, haberi yalanlayan basın kuruluşuna ve yanlış tanı koyarak tedavi uygulayan hastane ve doktorlara dava açacaklarını söylerken, Prof. Dr. Gümürdülü de, “Kolon malign neoplazmı’ kötü huylu kalın bağırsak kanseri demektir. Rapor var altında da açıklamayı yapanın imzası var” dedi.
Adana’da yaşayan 26 yaşındaki Salih Murat, 10 yıl önce, 16 yaşındayken karın ağrısı nedeniyle bir hastaneye başvurdu. Hastalığının ne olduğu tespit edilemeyen genç, ailesiyle birlikte adeta gezmedik hastane bırakmadı. Aralarında özel hastanelerin de bulunduğu birkaç hastane, gence ’kolon kanseri’ tanısı koydu ve buna yönelik tedavi programı izledi.
Tedavi sürecinde 7 ameliyat geçiren genç ve apandisit ile safra kesesinin alındığını söyleyen Salih Murat’ın 26 kiloya düştükten sonra kanser olmadığı anlaşıldı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Anabilim Dalı Profesörlerinden Yüksel Gümürdülü’nün “Crohn hastası” olduğunu tespit ettiği genç, bu yönde yapılan tedavinin ardından sağlığına kavuştu.
Salih Murat ve Prof. Dr. Gümürdülü, hastalıkların pençesindeki gençlere umut ışığı olmak amacıyla İHA’ya röportaj verdikten hemen sonra Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde görevli Yrd. Doç. Dr. İsmail Cem Eray, Salih Murat’a kanser tanısı koymadıklarını belirterek, bir basın kuruluşunun muhabirine, “Hasta bize kendisi öyle şeyler söyledi ama biz söylediği şeylere değil, belgelere bakarak konuşuruz” şeklinde açıklama yaptı.
Tanıyı yalanlayan hocanın tanı koyduğu ortaya çıktı
Bu sırada, 2 Ocak 2015 tarihli, Çukurova Üniversitesi Hastanesi Başhekimliği İlaç Kullanımı ve Hasta Katılım Payından Muaf İlaç Raporu başlıklı, Salih Murat’a ’kolon malign neoplazmı’ tanısının konulduğu bir rapor ortaya çıktı. Raporda, Salih Murat’a kanser tanısı konulmadığını öne sürerek haberi yalanlayan Yrd. Doç. Dr. İsmail Cem Eray ile Yrd. Doç. Orçun Yalav ve Uzm. Dr. Ahmet Rencüzoğulları’nın imzasının da bulunması dikkat çekti.
“Bu hastalığın yalanı olur mu?”
Salih Murat’ın annesi Demet Özgür, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuğuna kanser tanısı konularak yanlış tedaviler uygulandığı haberinin yalanlanmasına tepki göstererek, “Gitmediğimiz doktor, hastane kalmadı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi dışında başka hastanelerde de oğluma kanser tanısı konuldu. Çeşitli ameliyatlar yapıldı. 10 senede daha yeni nefes aldık. 10 senede yaşadıklarımızı bir ben, bir Allah biliyor. Bu hastalığın yalanı olur mu? İyice araştırılsın zaten her şey çıkar” şeklinde konuştu.
“Tüm hastanelere dava açacağız”
Salih Murat’ın avukatı Seda Şahin ise ellerindeki belgenin kanıt niteliği taşıdığını belirterek, “2 sene önce Murat kardeşimize kalın bağırsak kanseri tanısı konulmuş ve altında imzalar bulunmaktadır. Yalan haberi yapan basın kuruluşuna ve hem tanıyı koyup hem yalanlayanlara dava açacağız. Bu sadece bu belgede yer alan hastanenin sorunu değil, pek çok hastane ve doktoru ilgilendiriyor. Bu tanıyı koyan ve tedavi programı uygulayan tüm hastanelere dava açacağız” ifadelerini kullandı.
“Diğer hastalar savaşsın diye röportaj verdim”
Salih Murat ise röportaj vermesindeki amacın diğer hastalara örnek teşkil etmek olduğunu ve açıklama yaparken hiçbir şekilde hastane ve doktor ismi söylememişken karşı atağa geçilmesini anlamadığını vurgulayarak, “’Böyle bir tanı kesinlikle yok’ diyen İsmail Cem hocamın altında da zaten bu tanının imzası var. İnsan hayatında yanlış yapabilir. Ben sadece bu tarz hastalıklarda insanlar umutsuzluğa düşmesin, savaşsın diye verdim. Ben herhangi bir atak yapmadım. Karşıdan atak geldi. Böyle bir açıklama neden yaptılar bilmiyorum. Umarım iyi olur sonu. Galiba başka bir hastayla karıştırdı” diye konuştu.
Salih Murat’ın tekrar hayata tutunmasını sağlayan Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü ise röportaj konusunu ilk başta bin basın kuruluşunun muhabirine bildirdiğini ancak ilgilenmediğini, İHA’nın röportajından sonra ise diğer basın kuruluşunun muhabirinin kendisini arayarak sitem ettiğini anlattı. Çalıştığı aynı kurumdan bir öğretim üyesinin, ortada kendi imzası varken neden olayı yalanladığını anlamadığını da vurgulayan Prof. Dr. Gümürdülü, şöyle konuştu:
“Üniversiteden bir öğretim üyesi ne amaçla yaptı bilmiyorum ama üniversiteme zarar verdi, üzgünüm. Bir hastanın hayatını kurtardık diye suç işlemediğimi düşünüyorum. Çukurova Üniversitesi’nin raporu ’kolon malign neoplazmı’ kötü huylu kalın bağırsak kanseri demektir. Rapor var altında da açıklamayı yapanın imzası var. Kamuoyuna ve yetkililere bırakıyorum. Kıskançlık veya herhangi bir nedenden bu açıklama düşünülmeden yapılmaz. Ne olursa olsun Çukurova Üniversitesi’ne zarar veren bir açıklamadır. Yetkililerin bu arkadaş hakkında gereğini yapmasını bekliyorum. Hasta adına da üzgünüm, yalancı pozisyonuna düştüğü için üniversitem adına özür diliyorum. Burada kanser diyor, 3 imza var. Tüm raporlarda kolon tümörü diye geçiyor ama patolojik bir tanısı yok. Parçayı almışlar, parçada kolon kanseri çıkar orada yok zaten diye söylüyorum. Ameliyatlar falan hepsi yapılmış. Kolon kanseri diye tedavi aldığını. Bu arkadaş yardımcı doçent. Biraz daha deneyimli olması gerekiyor. Bazı şeyleri 2 kere ölçmeli. Üniversite adına konuşuyorsa daha büyük bir ayıptır. Zaten Salih Murat’ın kolon kanseri olmadığını söyleyen benim. Ben kimseyi hedef göstermedim, tek ilgilendiğim hastalıktı. Hayat bir umuttur, umudunuzu kaybederseniz her şeyinizi kaybedersiniz. Diğer hastalara umut olsun diye bu röportajı yaptık. Üniversitem adına utanç duyuyorum çünkü bir hocasının yaptığı açıklamayı yalandır diye açıklamanın, o arkadaşın boyunu aşacağını düşünüyorum. Üniversitemin bu konuda gerekli araştırmayı yapmasını, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ve Sağlık Bakanlığının da araştırmayı katılmasını talep ediyorum.”
“’Atlattınız’ diye sitem etti sonra yalanladı”
Yalan haberi servis eden basın kuruluşunun muhabiri ile yaptığı görüşmeye ilişkin detaylardan da bahseden Prof. Dr. Gümürdülü, “Daha önce kendisini aramıştım, döneceğini söyledi dönmedi. Röportaj yayınlanınca haberi niye kendisine vermediğimi, ona haber atlattığımı söyledi.
Kendisine de röportaj verebileceğini söyledim, çağırdım. Daha sonra basında bu yalanlama haberini gördüm. Yorumu kamuoyuna bırakıyorum. Haberde o arkadaşın ismini görünce kafam karıştı” ifadelerini sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA
Tedavi sürecinde 7 ameliyat geçiren genç ve apandisit ile safra kesesinin alındığını söyleyen Salih Murat’ın 26 kiloya düştükten sonra kanser olmadığı anlaşıldı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Anabilim Dalı Profesörlerinden Yüksel Gümürdülü’nün “Crohn hastası” olduğunu tespit ettiği genç, bu yönde yapılan tedavinin ardından sağlığına kavuştu.
Salih Murat ve Prof. Dr. Gümürdülü, hastalıkların pençesindeki gençlere umut ışığı olmak amacıyla İHA’ya röportaj verdikten hemen sonra Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde görevli Yrd. Doç. Dr. İsmail Cem Eray, Salih Murat’a kanser tanısı koymadıklarını belirterek, bir basın kuruluşunun muhabirine, “Hasta bize kendisi öyle şeyler söyledi ama biz söylediği şeylere değil, belgelere bakarak konuşuruz” şeklinde açıklama yaptı.
Tanıyı yalanlayan hocanın tanı koyduğu ortaya çıktı
Bu sırada, 2 Ocak 2015 tarihli, Çukurova Üniversitesi Hastanesi Başhekimliği İlaç Kullanımı ve Hasta Katılım Payından Muaf İlaç Raporu başlıklı, Salih Murat’a ’kolon malign neoplazmı’ tanısının konulduğu bir rapor ortaya çıktı. Raporda, Salih Murat’a kanser tanısı konulmadığını öne sürerek haberi yalanlayan Yrd. Doç. Dr. İsmail Cem Eray ile Yrd. Doç. Orçun Yalav ve Uzm. Dr. Ahmet Rencüzoğulları’nın imzasının da bulunması dikkat çekti.
“Bu hastalığın yalanı olur mu?”
Salih Murat’ın annesi Demet Özgür, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuğuna kanser tanısı konularak yanlış tedaviler uygulandığı haberinin yalanlanmasına tepki göstererek, “Gitmediğimiz doktor, hastane kalmadı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi dışında başka hastanelerde de oğluma kanser tanısı konuldu. Çeşitli ameliyatlar yapıldı. 10 senede daha yeni nefes aldık. 10 senede yaşadıklarımızı bir ben, bir Allah biliyor. Bu hastalığın yalanı olur mu? İyice araştırılsın zaten her şey çıkar” şeklinde konuştu.
“Tüm hastanelere dava açacağız”
Salih Murat’ın avukatı Seda Şahin ise ellerindeki belgenin kanıt niteliği taşıdığını belirterek, “2 sene önce Murat kardeşimize kalın bağırsak kanseri tanısı konulmuş ve altında imzalar bulunmaktadır. Yalan haberi yapan basın kuruluşuna ve hem tanıyı koyup hem yalanlayanlara dava açacağız. Bu sadece bu belgede yer alan hastanenin sorunu değil, pek çok hastane ve doktoru ilgilendiriyor. Bu tanıyı koyan ve tedavi programı uygulayan tüm hastanelere dava açacağız” ifadelerini kullandı.
“Diğer hastalar savaşsın diye röportaj verdim”
Salih Murat ise röportaj vermesindeki amacın diğer hastalara örnek teşkil etmek olduğunu ve açıklama yaparken hiçbir şekilde hastane ve doktor ismi söylememişken karşı atağa geçilmesini anlamadığını vurgulayarak, “’Böyle bir tanı kesinlikle yok’ diyen İsmail Cem hocamın altında da zaten bu tanının imzası var. İnsan hayatında yanlış yapabilir. Ben sadece bu tarz hastalıklarda insanlar umutsuzluğa düşmesin, savaşsın diye verdim. Ben herhangi bir atak yapmadım. Karşıdan atak geldi. Böyle bir açıklama neden yaptılar bilmiyorum. Umarım iyi olur sonu. Galiba başka bir hastayla karıştırdı” diye konuştu.
Salih Murat’ın tekrar hayata tutunmasını sağlayan Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü ise röportaj konusunu ilk başta bin basın kuruluşunun muhabirine bildirdiğini ancak ilgilenmediğini, İHA’nın röportajından sonra ise diğer basın kuruluşunun muhabirinin kendisini arayarak sitem ettiğini anlattı. Çalıştığı aynı kurumdan bir öğretim üyesinin, ortada kendi imzası varken neden olayı yalanladığını anlamadığını da vurgulayan Prof. Dr. Gümürdülü, şöyle konuştu:
“Üniversiteden bir öğretim üyesi ne amaçla yaptı bilmiyorum ama üniversiteme zarar verdi, üzgünüm. Bir hastanın hayatını kurtardık diye suç işlemediğimi düşünüyorum. Çukurova Üniversitesi’nin raporu ’kolon malign neoplazmı’ kötü huylu kalın bağırsak kanseri demektir. Rapor var altında da açıklamayı yapanın imzası var. Kamuoyuna ve yetkililere bırakıyorum. Kıskançlık veya herhangi bir nedenden bu açıklama düşünülmeden yapılmaz. Ne olursa olsun Çukurova Üniversitesi’ne zarar veren bir açıklamadır. Yetkililerin bu arkadaş hakkında gereğini yapmasını bekliyorum. Hasta adına da üzgünüm, yalancı pozisyonuna düştüğü için üniversitem adına özür diliyorum. Burada kanser diyor, 3 imza var. Tüm raporlarda kolon tümörü diye geçiyor ama patolojik bir tanısı yok. Parçayı almışlar, parçada kolon kanseri çıkar orada yok zaten diye söylüyorum. Ameliyatlar falan hepsi yapılmış. Kolon kanseri diye tedavi aldığını. Bu arkadaş yardımcı doçent. Biraz daha deneyimli olması gerekiyor. Bazı şeyleri 2 kere ölçmeli. Üniversite adına konuşuyorsa daha büyük bir ayıptır. Zaten Salih Murat’ın kolon kanseri olmadığını söyleyen benim. Ben kimseyi hedef göstermedim, tek ilgilendiğim hastalıktı. Hayat bir umuttur, umudunuzu kaybederseniz her şeyinizi kaybedersiniz. Diğer hastalara umut olsun diye bu röportajı yaptık. Üniversitem adına utanç duyuyorum çünkü bir hocasının yaptığı açıklamayı yalandır diye açıklamanın, o arkadaşın boyunu aşacağını düşünüyorum. Üniversitemin bu konuda gerekli araştırmayı yapmasını, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ve Sağlık Bakanlığının da araştırmayı katılmasını talep ediyorum.”
“’Atlattınız’ diye sitem etti sonra yalanladı”
Yalan haberi servis eden basın kuruluşunun muhabiri ile yaptığı görüşmeye ilişkin detaylardan da bahseden Prof. Dr. Gümürdülü, “Daha önce kendisini aramıştım, döneceğini söyledi dönmedi. Röportaj yayınlanınca haberi niye kendisine vermediğimi, ona haber atlattığımı söyledi.
Kendisine de röportaj verebileceğini söyledim, çağırdım. Daha sonra basında bu yalanlama haberini gördüm. Yorumu kamuoyuna bırakıyorum. Haberde o arkadaşın ismini görünce kafam karıştı” ifadelerini sözlerine ekledi.