MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Açıklaması
'Milletimiz, öz evlatlarına 'it' yakıştırması yapan kendini bilmez ve ahlaksızları da demokrasimizin mabedi olan TBMM’de kendini temsil etmekten sonsuza kadar men edecek iradeyi ilk seçimde gösterecektir' 'CHP'ye, Mustafa Kemal Atatürk döneminde, 20 Temmuz 1931'de çıkarılan bir kanunu hatırlatalım. Söz konusu yasanın çıkarılma sebebi, Türkiye’nin doğusunda devletin bütünlüğünü hedef alan bir isyanın bastırılmasında pay sahibi insanların hukuki kovuşturmadan masun tutulmasını sağlamaktır'
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "Milletimiz, öz evlatlarına 'it' yakıştırması yapan kendini bilmez ve ahlaksızları da demokrasimizin mabedi olan TBMM’de kendini temsil etmekten sonsuza kadar men edecek iradeyi ilk seçimde gösterecektir." ifadesini kullandı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, Hükümetçe yapılan ve MHP’nin de desteklediği bazı icraatların ölçüsüzce, sorumsuzca eleştirildiğini anımsatarak, 696 sayılı KHK etrafındaki tartışmaların bu sorumsuzluk ve aşırılıklara çarpıcı örnek oluşturduğunu belirtti.
Herhangi bir konuda aklına geleni söylemenin, işine gelen yorumu yapmanın siyasette ilkesizlik alameti olduğunu ifade eden Yalçın, "Önünü sonunu düşünmeden, uzmanlık veya en azından iyi araştırma gerektiren konularda fikir serdetmek, akılsızlık belirtisidir." ifadelerine yer verdi.
- "Siyasi hava kirlenmiş demektir"
Siyasi mücadelede baskın çıkmak gayesiyle haysiyet ve şerefe tasallut mahiyetinde saldırılarda bulunulduğunu ifade eden Yalçın şu değerlendirmelerde bulundu:
"Son KHK etrafında bir bardak suda fırtına koparılması, gerçekçiliğin, doğruluğun milletin çıkarlarını esas alan siyasi anlayışın terk edilerek çıkarcılığın en pespaye türlerinin tercih edildiğine örnek oluşturmuştur. Hukuk devletinin tabutuna çivi çakmak, ülkeyi iç savaşa sürüklemek türünden ucuz, sorumsuz ve seviyesiz suçlamalarla; 'itlerini sokağa salmak' gibi ahlaksızca ifadelerle değerlendirilmesi bu cümledendir."
15 Temmuz şehit ve gazilerinin kahramanlıkları hakkında en küçük şüphe yaratmanın bile en hafif tabirle "vefasızlık" ve cibilliyetsizlik" olduğunu belirten Yalçın, "TBMM’deki vekiller, 15 Temmuz kahramanlarının arkasında en fazla durması gerekenlerdir. Buna rağmen onların korunmasına yönelik alkışlanacak bir devlet vefası ve refleksi, kör bir muhalefet uğruna kendilerine çok görülmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
- "Milli refleksin yasası, anayasası olmaz"
Milli refleksin yasası veya anayasası olmayacağını vurgulayan Yalçın, "Millet, bekası söz konusu olduğunda kendi yaptığı yasaları kendi koyduğu demokratik kuralları çiğneyenlere, kendi kurduğu devleti bölmek isteyenlere, kimseden, hiçbir güçten izin ve icazet almadan haddini bildirir." ifadelerine yer verdi.
TBMM'yi "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" düsturunun aydınlattığına, istikametini ve icraatını tayin ettiğine dikkati çeken Yalçın, bu düsturun gölgesinde yasama görevini yürütenlerin, milletin haklarını teslim eden bir KHK hakkında millete dayatmada bulunmalarının kabul edilemez olduğunu belirtti.
- Bahçeli'nin açıklamaları
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, kalkışma sırasında ölen askerlerden birinin yanında bozkurt işareti yapan birinin provokatif eylemine gösterdiği tepki üzerinden eleştiri getirilmesinin haksız ve yersiz olduğunu ifade eden Yalçın şunları kaydetti:
"Hain kalkışma sırasında komutanlarınca emir verilen bazı askerlerin masumiyeti başka bir konudur, bir ahlaksızın bozkurt işaretini istismarı başka bir konudur. Sayın Devlet Bahçeli, o zaman hem iktidarı suçlu ile masumların ayrılması konusunda uyarmış hem de bu arada darbe girişimini engellemek için sokaklara inen ülkücüler üzerinden kışkırtma yapılmasını ve ülkücülerin asker katili gibi gösterilmesini engellemek istemiştir. O bakımdan Sayın Genel Başkanımızın, milletimizin fertleri olarak ihanet kalkışmasına göğsünü siper eden ülkücülerin meşru eylemlerinin suç sayılmamasını sağlayan bir KHK’ya destek vermesi doğaldır. Tahrik ve algı kokan münferit bir eyleme gösterilen tepkinin, fotoğrafın geneli gözden kaçırılarak 15 Temmuz ve ertesi günü cereyan eden hadiselerin bütününe irca edilmesi, sağlıklı bir bakış açısı değildir. Sapla saman birbirine karıştırılmamalı, yalan ve temelsiz isnatlarla gerçeklerin üzeri örtülmemelidir."
- Atatürk döneminde çıkarılan kanun
"Yandaşlara adalet, karşıtlara zulüm uğrunda Meclisi, yargıyı devre dışı bırakanlar…" şeklindeki ifadelerin sakat olduğunu kaydeden Yalçın, bu ve benzeri şahısların beyanlarından sızan kötü kokunun milletin nefesi değil, millet düşmanlarını kollamak isteyenlerin üflediği mesajların ufuneti olduğunun altını çizdi.
"696 sayılı KHK 15 Temmuz’da şahlanan millet iradesine karşı bir cemile, millet celadetine ve kahramanlığına karşı bir liyakat ibrazıdır." yorumunu yapan Yalçın, bu realiteye karşı çıkmanın kendini milletten ve milli iradeden üstün görmek olduğunu belirtti.
Yalçın, "Milletimiz, öz evlatlarına 'it' yakıştırması yapan kendini bilmez ve ahlaksızları da demokrasimizin mabedi olan TBMM’de kendini temsil etmekten sonsuza kadar men edecek iradeyi ilk seçimde gösterecektir. Bu ahlaksızlığın merkezindeki ana muhalefet partisi, sadece milletten uzak, milli değerlerimizden mahrum olmakla kalmayıp kendi siyasi geçmişinden de bihaberdir." ifadelerini kullandı.
Mustafa Kemal Atatürk döneminde, 20 Temmuz 1931'de çıkarılan bir kanuna işaret eden Yalçın, "İsyan Mıntıkasında İşlenen Ef'alin Suç Sayılmayacağına Dair Kanun"un çıkarılma sebebinin, Türkiye'nin doğusunda devletin bütünlüğünü hedef alan bir isyanın bastırılmasında pay sahibi insanların hukuki kovuşturmadan masun tutulmasını sağladığına dikkati çekti.
Bugün de 696 sayılı Kanun Hükmünde kararname ile yapılanın benzeri bir icraat olduğunu vurgulayan Yalçın, "10 Temmuz 2014 tarihli Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun’da belirtilen görevleri yerine getirin kişilerin bu görevlerini nedeniyle hukuki, idari veya cezai sorumluluklarının doğmayacağına dair hüküm mevcuttur. 696 sayılı KHK’ya itiraz eden ve AYM’ye götüren CHP’nin, bu yasayı atlaması manidardır. En acınası durumsa ana muhalefet partisinin geçmişine yönelik nisyanıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, Hükümetçe yapılan ve MHP’nin de desteklediği bazı icraatların ölçüsüzce, sorumsuzca eleştirildiğini anımsatarak, 696 sayılı KHK etrafındaki tartışmaların bu sorumsuzluk ve aşırılıklara çarpıcı örnek oluşturduğunu belirtti.
Herhangi bir konuda aklına geleni söylemenin, işine gelen yorumu yapmanın siyasette ilkesizlik alameti olduğunu ifade eden Yalçın, "Önünü sonunu düşünmeden, uzmanlık veya en azından iyi araştırma gerektiren konularda fikir serdetmek, akılsızlık belirtisidir." ifadelerine yer verdi.
- "Siyasi hava kirlenmiş demektir"
Siyasi mücadelede baskın çıkmak gayesiyle haysiyet ve şerefe tasallut mahiyetinde saldırılarda bulunulduğunu ifade eden Yalçın şu değerlendirmelerde bulundu:
"Son KHK etrafında bir bardak suda fırtına koparılması, gerçekçiliğin, doğruluğun milletin çıkarlarını esas alan siyasi anlayışın terk edilerek çıkarcılığın en pespaye türlerinin tercih edildiğine örnek oluşturmuştur. Hukuk devletinin tabutuna çivi çakmak, ülkeyi iç savaşa sürüklemek türünden ucuz, sorumsuz ve seviyesiz suçlamalarla; 'itlerini sokağa salmak' gibi ahlaksızca ifadelerle değerlendirilmesi bu cümledendir."
15 Temmuz şehit ve gazilerinin kahramanlıkları hakkında en küçük şüphe yaratmanın bile en hafif tabirle "vefasızlık" ve cibilliyetsizlik" olduğunu belirten Yalçın, "TBMM’deki vekiller, 15 Temmuz kahramanlarının arkasında en fazla durması gerekenlerdir. Buna rağmen onların korunmasına yönelik alkışlanacak bir devlet vefası ve refleksi, kör bir muhalefet uğruna kendilerine çok görülmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
- "Milli refleksin yasası, anayasası olmaz"
Milli refleksin yasası veya anayasası olmayacağını vurgulayan Yalçın, "Millet, bekası söz konusu olduğunda kendi yaptığı yasaları kendi koyduğu demokratik kuralları çiğneyenlere, kendi kurduğu devleti bölmek isteyenlere, kimseden, hiçbir güçten izin ve icazet almadan haddini bildirir." ifadelerine yer verdi.
TBMM'yi "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" düsturunun aydınlattığına, istikametini ve icraatını tayin ettiğine dikkati çeken Yalçın, bu düsturun gölgesinde yasama görevini yürütenlerin, milletin haklarını teslim eden bir KHK hakkında millete dayatmada bulunmalarının kabul edilemez olduğunu belirtti.
- Bahçeli'nin açıklamaları
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, kalkışma sırasında ölen askerlerden birinin yanında bozkurt işareti yapan birinin provokatif eylemine gösterdiği tepki üzerinden eleştiri getirilmesinin haksız ve yersiz olduğunu ifade eden Yalçın şunları kaydetti:
"Hain kalkışma sırasında komutanlarınca emir verilen bazı askerlerin masumiyeti başka bir konudur, bir ahlaksızın bozkurt işaretini istismarı başka bir konudur. Sayın Devlet Bahçeli, o zaman hem iktidarı suçlu ile masumların ayrılması konusunda uyarmış hem de bu arada darbe girişimini engellemek için sokaklara inen ülkücüler üzerinden kışkırtma yapılmasını ve ülkücülerin asker katili gibi gösterilmesini engellemek istemiştir. O bakımdan Sayın Genel Başkanımızın, milletimizin fertleri olarak ihanet kalkışmasına göğsünü siper eden ülkücülerin meşru eylemlerinin suç sayılmamasını sağlayan bir KHK’ya destek vermesi doğaldır. Tahrik ve algı kokan münferit bir eyleme gösterilen tepkinin, fotoğrafın geneli gözden kaçırılarak 15 Temmuz ve ertesi günü cereyan eden hadiselerin bütününe irca edilmesi, sağlıklı bir bakış açısı değildir. Sapla saman birbirine karıştırılmamalı, yalan ve temelsiz isnatlarla gerçeklerin üzeri örtülmemelidir."
- Atatürk döneminde çıkarılan kanun
"Yandaşlara adalet, karşıtlara zulüm uğrunda Meclisi, yargıyı devre dışı bırakanlar…" şeklindeki ifadelerin sakat olduğunu kaydeden Yalçın, bu ve benzeri şahısların beyanlarından sızan kötü kokunun milletin nefesi değil, millet düşmanlarını kollamak isteyenlerin üflediği mesajların ufuneti olduğunun altını çizdi.
"696 sayılı KHK 15 Temmuz’da şahlanan millet iradesine karşı bir cemile, millet celadetine ve kahramanlığına karşı bir liyakat ibrazıdır." yorumunu yapan Yalçın, bu realiteye karşı çıkmanın kendini milletten ve milli iradeden üstün görmek olduğunu belirtti.
Yalçın, "Milletimiz, öz evlatlarına 'it' yakıştırması yapan kendini bilmez ve ahlaksızları da demokrasimizin mabedi olan TBMM’de kendini temsil etmekten sonsuza kadar men edecek iradeyi ilk seçimde gösterecektir. Bu ahlaksızlığın merkezindeki ana muhalefet partisi, sadece milletten uzak, milli değerlerimizden mahrum olmakla kalmayıp kendi siyasi geçmişinden de bihaberdir." ifadelerini kullandı.
Mustafa Kemal Atatürk döneminde, 20 Temmuz 1931'de çıkarılan bir kanuna işaret eden Yalçın, "İsyan Mıntıkasında İşlenen Ef'alin Suç Sayılmayacağına Dair Kanun"un çıkarılma sebebinin, Türkiye'nin doğusunda devletin bütünlüğünü hedef alan bir isyanın bastırılmasında pay sahibi insanların hukuki kovuşturmadan masun tutulmasını sağladığına dikkati çekti.
Bugün de 696 sayılı Kanun Hükmünde kararname ile yapılanın benzeri bir icraat olduğunu vurgulayan Yalçın, "10 Temmuz 2014 tarihli Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun’da belirtilen görevleri yerine getirin kişilerin bu görevlerini nedeniyle hukuki, idari veya cezai sorumluluklarının doğmayacağına dair hüküm mevcuttur. 696 sayılı KHK’ya itiraz eden ve AYM’ye götüren CHP’nin, bu yasayı atlaması manidardır. En acınası durumsa ana muhalefet partisinin geçmişine yönelik nisyanıdır." değerlendirmesinde bulundu.