AKPM Türk Grubu Başkanı Küçükcan Açıklaması
'Türk halkı popülizme teslim olmadı. Avrupa'da popülizm, Türkiye'de vicdan hakim' 'Mülteciler ve göçmenlere yönelik önyargıların yıkılması konusunda Avrupa'nın da cesur çıkışlar yapabilecek liderlere ihtiyacı var'
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türk Grubu Başkanı ve AK Parti Adana Milletvekili Talip Küçükcan, "Türk halkı popülizme teslim olmadı. Avrupa'da popülizm, Türkiye'de vicdan hakim." ifadelerini kullandı.
AKPM Türk Grubu'ndan yapılan yazılı açıklamada Küçükcan'ın, Doha'da Katar Dışişleri Bakanlığı ve Kalifornia Üniversitesi Ortadoğu Kalkınma Merkezinin ortaklaşa düzenlediği "Ortadoğu'nun Ekonomik Geleceğini Zenginleştirmek" konulu konferansta konuştuğu belirtildi.
Konuşmasında dünyada 65 milyon kişinin mülteci konumuna düştüğünü ifade eden Küçükcan, uluslararası toplumun ilgisizliği ve uluslararası kurumların yetersizliği yüzünden bu sayının arttığına işaret etti.
Göç ve mülteci hareketlerinin siyasi, sosyal ve ekonomik etkilerine değinen Küçükcan, bugün itibarıyla dünyada en çok mültecinin Türkiye'de barındığını ve bunun önemli sonuçları olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin izlediği insani ve vicdani politikanın bir göstergesi olarak Türk halkının başta Suriye olmak üzere, ülkelerindeki çatışmalardan kaçan insanlara kucak açtığını, mültecilere onurlu bir hayat imkanı verdiğini aktaran Küçükcan, Avrupa'nın mültecileri kabul etme konusunda isteksiz davrandığının altını çizdi.
Türkiye'deki Suriyeli mülteci sayısının Kasım 2017 itibarıyla 3 milyon 280 bin ulaştığını, Türkiye'de doğan Suriyeli çocuk sayısının ise 225 bin olduğunu bildiren Küçükcan, Suriyeli mültecilerin 270 bininin 10 ilde kurulan 21 kampta, üç milyondan fazlasının ise İstanbul, Urfa, Adıyaman, Kilis ve Gaziantep başta olmak üzere çeşitli şehirlerde yaşadığını belirtti.
Rakamların diliyle bile konuşulduğunda Türkiye'nin ne kadar büyük bir meydan okumayla başa çıkmaya çalıştığının görüldüğüne işaret eden Küçükcan, Türkiye'nin büyük bir insani krizi başarıyla yönettiğini vurgulayarak bu konuda hala yapılması gereken işler olduğunu ancak Türkiye'nin bu konuda yalnız bırakıldığını ifade etti.
Avrupa Birliği ve BM katkılarının yetersiz olduğunu kaydeden Küçükcan, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile 2016'da yaptığı antlaşmanın gereklerini yerine getirirken, AB'nin kendi yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve bunların siyaset, ekonomi ve toplum üzerinde baskı oluşturduğuna dikkati çekti.
Küçükcan, "Türk halkı popülizme teslim olmadı. Avrupa'da popülizm, Türkiye'de vicdan hakim." ifadelerini kullandı.
AB'nin, 2016'da yapılan anlaşma gereği Suriyeli mülteciler için 6 milyar Avro yardım sözü verdiğini ancak bunun 820 milyon avrosunun gönderildiğini aktaran Küçükcan, BM'nin ise sadece 520 milyon dolarlık bir yardım yapabildiğini belirtti.
Türkiye'nin ise 30 milyar dolarlık bir harcama yaptığının altını çizen Talip Küçükcan, şunları kaydetti:
"Hem devlet hem de sivil toplum kuruluşları sağlık, barınma, gıda ve eğitim gibi temel ihtiyaçların karşılanması için seferber oldu. Türkiye büyük maliyetler ödemesine karşın Avrupa'da yükselen mülteci karşıtlığı ve popülist söylemin etkisinde kalmadı. Avrupa Birliği ülkeleri İtalya ve Yunanistan'a sığınan 150 bin mülteciyi bile 28 ülkeye dağıtamadı çünkü çoğu ülke mülteci almayı reddetti. Fransa, Almanya, Avusturya, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti göçmen ve yabancı karşıtlığı ile İslamofobik söylemleri ön plana çıkaran popülist partilerin yükselişine sahne oldu. Peki Türkiye'de niçin ciddi bir Suriyeli mülteci karşıtlığı ortaya çıkmadı? Elbette bunun nedenleri üzerinde düşünmek lazım.
Türk halkı Suriyeli mültecileri kimlik ve kültür açısından tehdit görmedi. Savaş, çatışma ve zulümden kaçarak sığınanlara kucak açtı zira bunu insani, vicdani, ahlaki ve dini bir görev saydı. Suriyeli mültecilere yönelik bir karşıtlık doğmamasındaki en büyük pay ise bu konuda hiç bir zaman popülist davranmayan Sayın Erdoğan'ındır. Sayın Erdoğan mazlumlara kucak açılması ve yardım edilmesi konusunda toplumu ikna etmiştir. Zaten insani yardımlarda da Türkiye kişi başına düşen milli gelir bazında dünyada ilk sırada yer almaktadır. Mülteciler ve göçmenlere yönelik ön yargıların yıkılması konusunda Avrupa'nın da cesur çıkışlar yapabilecek liderlere ihtiyacı var."
Kaynak: AA
AKPM Türk Grubu'ndan yapılan yazılı açıklamada Küçükcan'ın, Doha'da Katar Dışişleri Bakanlığı ve Kalifornia Üniversitesi Ortadoğu Kalkınma Merkezinin ortaklaşa düzenlediği "Ortadoğu'nun Ekonomik Geleceğini Zenginleştirmek" konulu konferansta konuştuğu belirtildi.
Konuşmasında dünyada 65 milyon kişinin mülteci konumuna düştüğünü ifade eden Küçükcan, uluslararası toplumun ilgisizliği ve uluslararası kurumların yetersizliği yüzünden bu sayının arttığına işaret etti.
Göç ve mülteci hareketlerinin siyasi, sosyal ve ekonomik etkilerine değinen Küçükcan, bugün itibarıyla dünyada en çok mültecinin Türkiye'de barındığını ve bunun önemli sonuçları olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin izlediği insani ve vicdani politikanın bir göstergesi olarak Türk halkının başta Suriye olmak üzere, ülkelerindeki çatışmalardan kaçan insanlara kucak açtığını, mültecilere onurlu bir hayat imkanı verdiğini aktaran Küçükcan, Avrupa'nın mültecileri kabul etme konusunda isteksiz davrandığının altını çizdi.
Türkiye'deki Suriyeli mülteci sayısının Kasım 2017 itibarıyla 3 milyon 280 bin ulaştığını, Türkiye'de doğan Suriyeli çocuk sayısının ise 225 bin olduğunu bildiren Küçükcan, Suriyeli mültecilerin 270 bininin 10 ilde kurulan 21 kampta, üç milyondan fazlasının ise İstanbul, Urfa, Adıyaman, Kilis ve Gaziantep başta olmak üzere çeşitli şehirlerde yaşadığını belirtti.
Rakamların diliyle bile konuşulduğunda Türkiye'nin ne kadar büyük bir meydan okumayla başa çıkmaya çalıştığının görüldüğüne işaret eden Küçükcan, Türkiye'nin büyük bir insani krizi başarıyla yönettiğini vurgulayarak bu konuda hala yapılması gereken işler olduğunu ancak Türkiye'nin bu konuda yalnız bırakıldığını ifade etti.
Avrupa Birliği ve BM katkılarının yetersiz olduğunu kaydeden Küçükcan, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile 2016'da yaptığı antlaşmanın gereklerini yerine getirirken, AB'nin kendi yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve bunların siyaset, ekonomi ve toplum üzerinde baskı oluşturduğuna dikkati çekti.
Küçükcan, "Türk halkı popülizme teslim olmadı. Avrupa'da popülizm, Türkiye'de vicdan hakim." ifadelerini kullandı.
AB'nin, 2016'da yapılan anlaşma gereği Suriyeli mülteciler için 6 milyar Avro yardım sözü verdiğini ancak bunun 820 milyon avrosunun gönderildiğini aktaran Küçükcan, BM'nin ise sadece 520 milyon dolarlık bir yardım yapabildiğini belirtti.
Türkiye'nin ise 30 milyar dolarlık bir harcama yaptığının altını çizen Talip Küçükcan, şunları kaydetti:
"Hem devlet hem de sivil toplum kuruluşları sağlık, barınma, gıda ve eğitim gibi temel ihtiyaçların karşılanması için seferber oldu. Türkiye büyük maliyetler ödemesine karşın Avrupa'da yükselen mülteci karşıtlığı ve popülist söylemin etkisinde kalmadı. Avrupa Birliği ülkeleri İtalya ve Yunanistan'a sığınan 150 bin mülteciyi bile 28 ülkeye dağıtamadı çünkü çoğu ülke mülteci almayı reddetti. Fransa, Almanya, Avusturya, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti göçmen ve yabancı karşıtlığı ile İslamofobik söylemleri ön plana çıkaran popülist partilerin yükselişine sahne oldu. Peki Türkiye'de niçin ciddi bir Suriyeli mülteci karşıtlığı ortaya çıkmadı? Elbette bunun nedenleri üzerinde düşünmek lazım.
Türk halkı Suriyeli mültecileri kimlik ve kültür açısından tehdit görmedi. Savaş, çatışma ve zulümden kaçarak sığınanlara kucak açtı zira bunu insani, vicdani, ahlaki ve dini bir görev saydı. Suriyeli mültecilere yönelik bir karşıtlık doğmamasındaki en büyük pay ise bu konuda hiç bir zaman popülist davranmayan Sayın Erdoğan'ındır. Sayın Erdoğan mazlumlara kucak açılması ve yardım edilmesi konusunda toplumu ikna etmiştir. Zaten insani yardımlarda da Türkiye kişi başına düşen milli gelir bazında dünyada ilk sırada yer almaktadır. Mülteciler ve göçmenlere yönelik ön yargıların yıkılması konusunda Avrupa'nın da cesur çıkışlar yapabilecek liderlere ihtiyacı var."