'Orhun Anıtlarındaki Üslup Ahlat'ta Da Görülüyor'
Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arslan: 'Biz Orhun Anıtlarındaki mantığı İslami bir üslupla Ahlat'ta görüyoruz. Mezar taşları ve kümbetler bunun en güzel örnekleridir. Buradaki eserler bizim kültürümüzün Anadolu'daki dönüm noktası, kesintisizliğini ve sürekliliğini göstermesi açısından çok değerli'
Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celil Arslan, Orhun Anıtlarındaki üslubun Ahlat'taki eserlerde de görüldüğünü belirterek, 'Biz Orhun Anıtları'ndaki mantığı İslami bir üslupla Ahlat'ta görüyoruz. Mezar taşları ve kümbetler bunun en güzel örnekleridir. Buradaki eserler bizim kültürümüzün Anadolu'daki dönüm noktası, kesintisizliğini ve sürekliliğini göstermesi açısından çok değerli' dedi.
Uluslararası 38'inci Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu için Edirne'ye gelen ve Ahlat üzerine çalışmaları bulunan Doç. Dr. Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ahlat'ın Türk kültürü şehir anlayışını ortaya koyması ve Ortaçağ İslam dünyasının ilim ve kültür merkezlerinden biri olması nedeniyle çok önemli olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Arslan, Ahlat'ın şehir profilinin kazı çalışmalarında ortaya konması gerektiğinin altını çizerek, 'Parlak bir maziye sahip, yüksek seviyede birçok kültür ve medeniyete ev sahipliği yapmış olan Ahlat şehri, bugün de birçok eser ve kitabeyi barındırdığından önemini kaybetmeyen tarihi şehirlerimizdendir. Şehri çevreleyen surun tespiti, sur içinde kalan yapı türleri, kazıları başlatılıp tamamlanamayan bölgelerde bulunması muhtemel eserlerin ortaya çıkarılması gerekir. Daha doğrusu Ortaçağ Ahlat şehrinin ortaya konması gerekir. Şehir anlayışımızın derinliklerini Ortaçağ Ahlat şehir dokusunu ortaya koymamızla daha net göreceğiz' diye konuştu.
Arslan, Ortaçağ Ahlat şehrinde yetişen sanatkar, taş ustaları ve mimarların İslam dünyasına önemli katkılar yaptığını, Anadolu'nun birçok yapılarında Ahlat sanatının görüldüğünü, Ahlat çini fırınlarının İslam dünyasının önemli çini üretim merkezlerinden biri olduğunu ifade etti.
Ahlat için sadece belli bir dönemden söz edilemediğini kaydeden Arslan, mezar taşlarına bakıldığında Ahlatşahlar, Eyyübiler, Safeviler ve son olarak Osmanlılar'a ait mezar taşlarını görüldüğünü söyledi.
Türk kültüründeki sürekliliği ve kesintisizliği göstermesi açısından önemli olan Ahlat mezar taşlarının, Orhun Anıtlarının İslami döneme aktarılmış örnekleri olduğunu belirten Arslan, 'Biz Orhun Anıtlarındaki mantığı İslami bir üslupla Ahlat'ta görüyoruz. Mezar taşları ve kümbetler bunun en güzel örnekleridir. Buradaki eserler bizim kültürümüzün Anadolu'daki dönüm noktası, kesintisizliğini ve sürekliliğini göstermesi açısından çok değerli' görüşünü dile getirdi.
Değerlerimize sahip çıkmamız gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:
'Birkaç hususun üzerinde durmak gerekir. Kamuoyunu bu konuda bilgilendirmemiz lazım. Sadece Kültür Bakanlığı bütçesiyle değil, tarihine duyarlı sponsorlar bulmamız gerekir. İnsanımızın zengin tarihimiz hakkında daha hassas olması ve bu yapıların sorumluluğunu kendisinde hisseden vatandaşlar olmamız gerekir.'
Kaynak: AA
Uluslararası 38'inci Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu için Edirne'ye gelen ve Ahlat üzerine çalışmaları bulunan Doç. Dr. Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ahlat'ın Türk kültürü şehir anlayışını ortaya koyması ve Ortaçağ İslam dünyasının ilim ve kültür merkezlerinden biri olması nedeniyle çok önemli olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Arslan, Ahlat'ın şehir profilinin kazı çalışmalarında ortaya konması gerektiğinin altını çizerek, 'Parlak bir maziye sahip, yüksek seviyede birçok kültür ve medeniyete ev sahipliği yapmış olan Ahlat şehri, bugün de birçok eser ve kitabeyi barındırdığından önemini kaybetmeyen tarihi şehirlerimizdendir. Şehri çevreleyen surun tespiti, sur içinde kalan yapı türleri, kazıları başlatılıp tamamlanamayan bölgelerde bulunması muhtemel eserlerin ortaya çıkarılması gerekir. Daha doğrusu Ortaçağ Ahlat şehrinin ortaya konması gerekir. Şehir anlayışımızın derinliklerini Ortaçağ Ahlat şehir dokusunu ortaya koymamızla daha net göreceğiz' diye konuştu.
Arslan, Ortaçağ Ahlat şehrinde yetişen sanatkar, taş ustaları ve mimarların İslam dünyasına önemli katkılar yaptığını, Anadolu'nun birçok yapılarında Ahlat sanatının görüldüğünü, Ahlat çini fırınlarının İslam dünyasının önemli çini üretim merkezlerinden biri olduğunu ifade etti.
Ahlat için sadece belli bir dönemden söz edilemediğini kaydeden Arslan, mezar taşlarına bakıldığında Ahlatşahlar, Eyyübiler, Safeviler ve son olarak Osmanlılar'a ait mezar taşlarını görüldüğünü söyledi.
Türk kültüründeki sürekliliği ve kesintisizliği göstermesi açısından önemli olan Ahlat mezar taşlarının, Orhun Anıtlarının İslami döneme aktarılmış örnekleri olduğunu belirten Arslan, 'Biz Orhun Anıtlarındaki mantığı İslami bir üslupla Ahlat'ta görüyoruz. Mezar taşları ve kümbetler bunun en güzel örnekleridir. Buradaki eserler bizim kültürümüzün Anadolu'daki dönüm noktası, kesintisizliğini ve sürekliliğini göstermesi açısından çok değerli' görüşünü dile getirdi.
Değerlerimize sahip çıkmamız gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:
'Birkaç hususun üzerinde durmak gerekir. Kamuoyunu bu konuda bilgilendirmemiz lazım. Sadece Kültür Bakanlığı bütçesiyle değil, tarihine duyarlı sponsorlar bulmamız gerekir. İnsanımızın zengin tarihimiz hakkında daha hassas olması ve bu yapıların sorumluluğunu kendisinde hisseden vatandaşlar olmamız gerekir.'