Baykal'dan Yüzündeki Kızarıklığa İlginç Yorum Açıklaması
CHP Eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, yüzündeki kızarıklığı hakkında, gülerek "Siyasi düşüncelerimle gündeme gelemediğimi görünce ben de böyle kişisel özelliklerime dikkati çekerek gündeme girmenin yollarını arıyorum ve çok da başarılı oluyor" dedi. Baykal, çocukluğunda da koşunca yüzünün kızardığını ve kendisine, ’Domates Deniz’ dendiğini aktardı.
Antalya Milletvekili Deniz Baykal, partisinin Konyaaltı İlçe Başkanlığı’nı ziyaret etti. Konyaaltı’nın CHP’nin en önemli ilçelerinden biri olduğunu ifade eden Baykal, "Öncü ve belirleyici bir örgüt Konyaaltı. Yeni başkan İlhan Buğdaycı ve yönetimine başarılar diliyorum. Ülkemizin, partimizin hassas ve önemli bir dönemindeyiz. Çok ciddi büyük konu ve sorunlarla karşı karşıyayız. Türkiye kabuğunu çatlatma konumda şuanda. Her alanda dayatmalar, zorlamalar var. Bunlara karşı Türkiye’nin tarihsel siyaset birikimi köklü gelenekleri ve yüzyıla yakın oluşturduğumuz Cumhuriyet kültürümüz, birikimimiz umuyorum, bu sıkıntılı dönemi doğru şekilde aşmamıza yardımcı olacaktır. Bu konuda CHP’ye büyük görevler düşüyor, bunun bilinci ve farkındayız" diye konuştu.
CHP’nin sıradan bir siyasi parti olmadığının altını çizen Baykal, "Oy pazarında yer tutmaya çalışan ve günlük çıkarların peşinde koşan siyasi bir parti değiliz. Tarihi sorumluluğu olan, Türkiye’yi çağdaş dünyaya taşıma noktasında büyük tercihler kullanmış, önemli adımlar atmış, önemli sorumluluklar üstlenmiş Türkiye’nin bugünlere gelmesinde önünü açmış, büyük bir siyasi parti olarak, bölgemizin ve dünyamızın da içine girdiği bu ortam karşısında kendimizi çok daha fazla sorumlu hissediyoruz. CHP’nin ilke ve değerlerinin ne kadar önemli olduğunu bölgemizde yaşanan olaylar her geçen gün daha iyi gösteriyor. Türkiye’mizde bunun yeterince sorumlu olması gereken siyasetçiler tarafından kavranamadığını, bunun öneminin idrak edilemediğini bu konuda büyük yanlışlıklar yapıldığını büyük bir üzüntüyle görüyoruz" dedi.
"BUGÜNLER GELİR GEÇER"
"Muhalefette görev yapan, devlet kurucusu olmuş, ortaya koyduğu siyasi projenin haklı ve doğru olduğu yaşanan olaylarla kanıtlanmış bir siyasi parti olarak biz bu ülkemizdeki yanlışlıklar, sorumsuzluklar, bilinçsizlikler karşısında kendimizi daha büyük bir sıkıntı içinde hissediyoruz" diyen Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Anlatmamız gereken şeyler var. Yanlışlıkları önleme zorunluluğumuz var. Bunu başarmak zorundayız. Bu konular şimdi Türkiye’nin en önemli sorunu. Maalesef bu tarihsel sorumluluğun dışında Türkiye’de birileri kendi siyasi özel hesaplarıyla tamamen kendi kişisel pencerelerinden olaya bakarak ve bunu bir ülke meselesiymiş gibi takdim etmeye inandırıcı olmadan gayret ederek, bu tabloyu daha da karmaşık hale getiriyor. Cumhuriyete dört elle sarılmamız gereken bir dönem şimdi. Cumhuriyeti tahrip etme arayışları ön planda. Ama bu konuda kararlıyız. Türkiye’nin büyük birikimine güveniyoruz. Önümüzdeki günlerde ana sorumluğu Türkiye’yi bu tarihsel çizgisinden saptıracak, iktidarı kişiselleştirecek, keyfileştirecek, bireysel hegemonya kurma heveslerine karşı Cumhuriyetimizin kurumsal örgütlü hukuk ve devlet anlayışına dayanan temek siyasi çatısını, yapısını, korumaktır, sürdürmektir. Bugünler gelir geçer, dalgalanmalar yaşanır. Bunların özel hesaplardan kaynaklandığını, kişisel heveslerden kaynaklandığını biliyoruz. Ama bunu ülkemiz aşacaktır, hep beraber aşacağız. Başaracağımıza inanıyorum. O bilinç içinde birbirimize dayanışma içinde ve meseleye yukarından bakarak, dünya ve bölge düzeyinde bakarak görev yapmak zorundayız."
"PARTİNİN ÇERÇEVESİ VAR"
Siyasetin bir düzeni olduğunu dile getiren Baykal, "Partinin yetkili organları, koyduğu çerçeve var. Bizim öncelikle bu çerçeve içinde görevimizi yapmalıyız. Tabi zaman zaman yanlışlıkları söylemek görevimizdir. Bunun zamanı ve zemini vardır. ‘’Aman burada yanlış yapmayalım’ deriz. Ama her gün tartışmalar içine girmek doğru değildir. Şimdi çerçevemiz, anlattığım çerçevedir. Partimizin resmi tutumudur. Bu çerçeve çok önemlidir. CHP’nin bu duruşu bile Türkiye için büyük kıymet taşıyor. Bunu bilelim ve sahiplenelim" dedi.
"YÜZÜME BAKIP BİR ŞEY YOKMUŞ DİYORLAR"
Yüzündeki kızarıklığa da değinen Baykal, gülerek, "Siyasi düşüncelerimle gündeme gelemediğimi görünce bende böyle kişisel özelliklerime dikkati çekerek gündeme girmenin yollarını arıyorum ve çok da başarılı oluyor" sözlerini kullanarak, "Salı günü benim oturduğum yer mecliste milletvekillerinin geçtiği yer. Gelen geçen selamlıyor elimi sıkıyor. Bir şey yokmuş diyorlar yüzüme bakıp. Sosyal medyadan gördüklerinden etkilenmişler. Benim çeşitli nedenlerle zaman zaman yüzüm kızarır. Bana çocukluğumda da ’Domates Deniz’ derlerdi. Bilenler bilir. Koşunca, hareket edince yüzüm kızarır. Ama bu daha sonra çeşitli nedenlerle bazı dönemlerde daha çok ortaya çıkar oldu. Yine öyle bir dönemdi ama son olayın nedeni gözlüğümü evde unutarak çıkmış olmamdır. Gözlüğümü unutmuşum. Banyoyu yapıp, evden gözlüğü unutup çıkınca böyle oldu" değerlendirmesini yaptı.
"REJİME DEĞİŞTİRME ÇABALARINA DİRENİŞ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına da değinen Baykal, "Bir üslup meselesi tabi. Bizi ilgilendiren bu Türkiye’deki rejimi değiştirme çabaları karşısındaki direniş kararlılığımızı etkili şekilde ifade etmektir. Herkes kendi üslubu içinde bunu anlatmaya çalışıyor. Anlatılan olay bu. Yani bu kabul edilebilir, doğru bir olay değildir. Türkiye bu işe tepki gösterecektir. Bunun hesabını herkes yapsın, iyi niyetli bir anlayış içinde konuya bakmak lazım. CHP’nin ve Türkiye’nin maruz kaldığı tehdidi hissettirme ihtiyacı içinde herhalde böyle değerlendirmeler yapılıyor. Gerçekten ciddi bir tablo var ama bunu hissettirmek istemiyor. Türkiye büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalır. Ben inanıyorum ki, meclis ve kamuoyu bu konuda görevlerini yapacak, böyle dayatmalara, emrivakilere Türkiye teslim olmayacaktır. Sağ duyu yüksektir. 1 Mart tezkeresinde meclisin gösterdiği davranışı, bu Cumhuriyete yönelik tehditler karşısında da sergileyebileceğimize inanıyorum. Bir parti konusu olmanın ötesinde konuyu öteye geçirebileceğimize Türkiye olarak, ülkeyi yaşamış bilen insanlar olarak, o partide, bu partide el birliğiyle buna ’hayır’ TBMM’nin, Gazi meclisimizin, şanlı tarihine yakışır biçimde bu konuda başaracağımıza inanıyorum" ifadelerini kaydetti.
Kaynak: İHA
CHP’nin sıradan bir siyasi parti olmadığının altını çizen Baykal, "Oy pazarında yer tutmaya çalışan ve günlük çıkarların peşinde koşan siyasi bir parti değiliz. Tarihi sorumluluğu olan, Türkiye’yi çağdaş dünyaya taşıma noktasında büyük tercihler kullanmış, önemli adımlar atmış, önemli sorumluluklar üstlenmiş Türkiye’nin bugünlere gelmesinde önünü açmış, büyük bir siyasi parti olarak, bölgemizin ve dünyamızın da içine girdiği bu ortam karşısında kendimizi çok daha fazla sorumlu hissediyoruz. CHP’nin ilke ve değerlerinin ne kadar önemli olduğunu bölgemizde yaşanan olaylar her geçen gün daha iyi gösteriyor. Türkiye’mizde bunun yeterince sorumlu olması gereken siyasetçiler tarafından kavranamadığını, bunun öneminin idrak edilemediğini bu konuda büyük yanlışlıklar yapıldığını büyük bir üzüntüyle görüyoruz" dedi.
"BUGÜNLER GELİR GEÇER"
"Muhalefette görev yapan, devlet kurucusu olmuş, ortaya koyduğu siyasi projenin haklı ve doğru olduğu yaşanan olaylarla kanıtlanmış bir siyasi parti olarak biz bu ülkemizdeki yanlışlıklar, sorumsuzluklar, bilinçsizlikler karşısında kendimizi daha büyük bir sıkıntı içinde hissediyoruz" diyen Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Anlatmamız gereken şeyler var. Yanlışlıkları önleme zorunluluğumuz var. Bunu başarmak zorundayız. Bu konular şimdi Türkiye’nin en önemli sorunu. Maalesef bu tarihsel sorumluluğun dışında Türkiye’de birileri kendi siyasi özel hesaplarıyla tamamen kendi kişisel pencerelerinden olaya bakarak ve bunu bir ülke meselesiymiş gibi takdim etmeye inandırıcı olmadan gayret ederek, bu tabloyu daha da karmaşık hale getiriyor. Cumhuriyete dört elle sarılmamız gereken bir dönem şimdi. Cumhuriyeti tahrip etme arayışları ön planda. Ama bu konuda kararlıyız. Türkiye’nin büyük birikimine güveniyoruz. Önümüzdeki günlerde ana sorumluğu Türkiye’yi bu tarihsel çizgisinden saptıracak, iktidarı kişiselleştirecek, keyfileştirecek, bireysel hegemonya kurma heveslerine karşı Cumhuriyetimizin kurumsal örgütlü hukuk ve devlet anlayışına dayanan temek siyasi çatısını, yapısını, korumaktır, sürdürmektir. Bugünler gelir geçer, dalgalanmalar yaşanır. Bunların özel hesaplardan kaynaklandığını, kişisel heveslerden kaynaklandığını biliyoruz. Ama bunu ülkemiz aşacaktır, hep beraber aşacağız. Başaracağımıza inanıyorum. O bilinç içinde birbirimize dayanışma içinde ve meseleye yukarından bakarak, dünya ve bölge düzeyinde bakarak görev yapmak zorundayız."
"PARTİNİN ÇERÇEVESİ VAR"
Siyasetin bir düzeni olduğunu dile getiren Baykal, "Partinin yetkili organları, koyduğu çerçeve var. Bizim öncelikle bu çerçeve içinde görevimizi yapmalıyız. Tabi zaman zaman yanlışlıkları söylemek görevimizdir. Bunun zamanı ve zemini vardır. ‘’Aman burada yanlış yapmayalım’ deriz. Ama her gün tartışmalar içine girmek doğru değildir. Şimdi çerçevemiz, anlattığım çerçevedir. Partimizin resmi tutumudur. Bu çerçeve çok önemlidir. CHP’nin bu duruşu bile Türkiye için büyük kıymet taşıyor. Bunu bilelim ve sahiplenelim" dedi.
"YÜZÜME BAKIP BİR ŞEY YOKMUŞ DİYORLAR"
Yüzündeki kızarıklığa da değinen Baykal, gülerek, "Siyasi düşüncelerimle gündeme gelemediğimi görünce bende böyle kişisel özelliklerime dikkati çekerek gündeme girmenin yollarını arıyorum ve çok da başarılı oluyor" sözlerini kullanarak, "Salı günü benim oturduğum yer mecliste milletvekillerinin geçtiği yer. Gelen geçen selamlıyor elimi sıkıyor. Bir şey yokmuş diyorlar yüzüme bakıp. Sosyal medyadan gördüklerinden etkilenmişler. Benim çeşitli nedenlerle zaman zaman yüzüm kızarır. Bana çocukluğumda da ’Domates Deniz’ derlerdi. Bilenler bilir. Koşunca, hareket edince yüzüm kızarır. Ama bu daha sonra çeşitli nedenlerle bazı dönemlerde daha çok ortaya çıkar oldu. Yine öyle bir dönemdi ama son olayın nedeni gözlüğümü evde unutarak çıkmış olmamdır. Gözlüğümü unutmuşum. Banyoyu yapıp, evden gözlüğü unutup çıkınca böyle oldu" değerlendirmesini yaptı.
"REJİME DEĞİŞTİRME ÇABALARINA DİRENİŞ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına da değinen Baykal, "Bir üslup meselesi tabi. Bizi ilgilendiren bu Türkiye’deki rejimi değiştirme çabaları karşısındaki direniş kararlılığımızı etkili şekilde ifade etmektir. Herkes kendi üslubu içinde bunu anlatmaya çalışıyor. Anlatılan olay bu. Yani bu kabul edilebilir, doğru bir olay değildir. Türkiye bu işe tepki gösterecektir. Bunun hesabını herkes yapsın, iyi niyetli bir anlayış içinde konuya bakmak lazım. CHP’nin ve Türkiye’nin maruz kaldığı tehdidi hissettirme ihtiyacı içinde herhalde böyle değerlendirmeler yapılıyor. Gerçekten ciddi bir tablo var ama bunu hissettirmek istemiyor. Türkiye büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalır. Ben inanıyorum ki, meclis ve kamuoyu bu konuda görevlerini yapacak, böyle dayatmalara, emrivakilere Türkiye teslim olmayacaktır. Sağ duyu yüksektir. 1 Mart tezkeresinde meclisin gösterdiği davranışı, bu Cumhuriyete yönelik tehditler karşısında da sergileyebileceğimize inanıyorum. Bir parti konusu olmanın ötesinde konuyu öteye geçirebileceğimize Türkiye olarak, ülkeyi yaşamış bilen insanlar olarak, o partide, bu partide el birliğiyle buna ’hayır’ TBMM’nin, Gazi meclisimizin, şanlı tarihine yakışır biçimde bu konuda başaracağımıza inanıyorum" ifadelerini kaydetti.