Üreticinin Korkulu Rüyası 'Külleme Hastalığı'
Fındığın ve üreticinin son yıllarda korkulu rüyası haline gelen ‘Külleme hastalığı’ hakkında Giresun’da Fındık Araştırma Enstitüsü ve Giresun Üniversitesi işbirliği ile ‘Fındıkta Külleme ve Dalkıranla Mücadele Paneli’ düzenlendi.
GRÜ Güre Yerleşkesi Konferans Salonu’nda düzenlene panelde, ’Külleme ve külleme ile mücadele’ konusunda Dr. Arzu Sezer, ’Kimyasal mücadele ve ilaçlama teknikleri’ konusunda ise Yard. Doç. Dr Ali Gülcan hazırlamış oldukları sunumu panele katılan çiftçiler ile paylaştılar.
Panelin açılış konuşmasını yapan Fındık Araştırma Enstitüsü Müdürü Aysun Akar, “Fındıkta özellikle birinci standart bölgede yer alan, Giresun, Ordu ve Trabzon’da son yıllarda belirli kayıplar görünmekte. Verim normalin altına düşmüş durumda, verimle beraber yine kalite kayıpları görünmekte son yıllarda. Bunların pek çok sebebi var. Bunlar özellikle birinci standart bölgede ki fındık üretimi yaptığımız alanın altıncı, yedinci sınıf tarım arazisi niteliğinde olmasından tutunda, hastalık ve zararları kadar, bahçelerimizin bir kısmının ekonomik ömrünü tamamlamamış olması ve kimyasal mücadelenin yeteri kadar yapılmamasına kadar pek çok sebep sayıla bilir. Bunların yanında küresel ısınmanın etkileri, iklimsel faktörler ve hatta köylerden kente göç gibi genç nüfusun artık fındık tarımıyla ilgilenmemesi gibi pek çok sosyalist faktörlerde sayıla bilir” dedi.
"Küllenme hastalığı fındıkta kaliteyi ve verimliliği olumsuz etkiliyor"
Külleme hastalığının verimi ve kaliteyi son yıllarda etkilediğini vurgulayan Dr. Arzu Sezer ise “Külleme bilindiğiniz gibi son yıllarda fındık üretimini ve verimini etkileyen önemli bir hastalık olarak karşımıza çıktı. İlk olarak 2013 yılında görüldü, 2014 yılında özellikle, Ordu, Giresun ve Trabzon’da epidemi yaptı. Bununla ilgili olarak mücadele yapmamız gerekiyor mücadelede kültürel önlemlerimiz çok önemli, hastalık etmeninin kışı geçirdiği bitki artıkları, bunlar yapraklar ve fındık çotanak artıkları. Yani hastalıklı sürgünleri kesilip bahçeden uzaklaştırılıp yakılması gerekiyor. Tabi ki bunlarla yeterli olmadığı ve hastalığın çok fazla bir şekilde görüldüğü için kimyasal mücadelesinin yapılması da gerekli” ifadelerini kullandı.
“Hastalıkla ilgili mücadelede zaman önemli”
Külleme hastalığına karşı 2015 yılı Haziran ayı başında geçici tavsiyeler yapıldığını kaydeden Sezer, “Buna rağmen belki isminin geçici olmasından dolayı üreticilerimiz,’ İlacı yok, ne kullanacağımızı bilmiyoruz’ diyor ama burada 3 farklı gruptan etkili madde hastalığa karşı önerildi. Onların şuan için kullanılmasında hiçbir sıkıntı yok, onlarla mücadele yapıla bilir. Mücadele zamanı önemli. Hastalığın belirtilerinin genelde görülmeden önce yapılmasını öneriyoruz, özellikle hastalığın olduğunu bildiğimiz bahçelerde. Bu dönemde çotanak bağlama dönemi dediğimiz bir dönem. Zaman olarak değişiyor bazen Nisan başı bazen Nisan ortası veya Nisa ayı sonuna denk gelen bir dönem. Bu bizim enstitümüz tarafından hem de il ve ilçe müdürlükleri tarafından üreticilere duyuruluyor” şeklinde konuştu.
“Diğer ülkelerde külleme yok fakat başka hastalıklar var”
Fındığın üretildiği diğer ülkelerde ise birçok farklı hastalığın olduğunu ifade den Sezer şöyle devam etti:
“Fındığın oluştuğu diğer ülkelerde külleme hastalığı bu boyutta hastalık oluşturmuyor, aslında son yıllarda ortaya çıkan etmenin de farklı olmasından dolayı hastalık bu kadar yoğun olarak görünüyor ve bu etmenin de diğer ülkelerde bulunduğuna dair henüz bir bilgimiz yok. Onlarda da farklı hastalıklar önemli. İspanya’da iki farklı hastalık, Amerika’da ’doğu fındık yanığı’ denilen bir hastalık ön plana çıkıyor. İtalya’da da yine ’bakteriyel kanser çökme’ dediğimiz hastalıklar gündemde. Her ülkede çevre koşullarına bağlı olarak öne çıkan hastalıklarının farklı olduğunu görüyoruz.”
Kaynak: İHA
Panelin açılış konuşmasını yapan Fındık Araştırma Enstitüsü Müdürü Aysun Akar, “Fındıkta özellikle birinci standart bölgede yer alan, Giresun, Ordu ve Trabzon’da son yıllarda belirli kayıplar görünmekte. Verim normalin altına düşmüş durumda, verimle beraber yine kalite kayıpları görünmekte son yıllarda. Bunların pek çok sebebi var. Bunlar özellikle birinci standart bölgede ki fındık üretimi yaptığımız alanın altıncı, yedinci sınıf tarım arazisi niteliğinde olmasından tutunda, hastalık ve zararları kadar, bahçelerimizin bir kısmının ekonomik ömrünü tamamlamamış olması ve kimyasal mücadelenin yeteri kadar yapılmamasına kadar pek çok sebep sayıla bilir. Bunların yanında küresel ısınmanın etkileri, iklimsel faktörler ve hatta köylerden kente göç gibi genç nüfusun artık fındık tarımıyla ilgilenmemesi gibi pek çok sosyalist faktörlerde sayıla bilir” dedi.
"Küllenme hastalığı fındıkta kaliteyi ve verimliliği olumsuz etkiliyor"
Külleme hastalığının verimi ve kaliteyi son yıllarda etkilediğini vurgulayan Dr. Arzu Sezer ise “Külleme bilindiğiniz gibi son yıllarda fındık üretimini ve verimini etkileyen önemli bir hastalık olarak karşımıza çıktı. İlk olarak 2013 yılında görüldü, 2014 yılında özellikle, Ordu, Giresun ve Trabzon’da epidemi yaptı. Bununla ilgili olarak mücadele yapmamız gerekiyor mücadelede kültürel önlemlerimiz çok önemli, hastalık etmeninin kışı geçirdiği bitki artıkları, bunlar yapraklar ve fındık çotanak artıkları. Yani hastalıklı sürgünleri kesilip bahçeden uzaklaştırılıp yakılması gerekiyor. Tabi ki bunlarla yeterli olmadığı ve hastalığın çok fazla bir şekilde görüldüğü için kimyasal mücadelesinin yapılması da gerekli” ifadelerini kullandı.
“Hastalıkla ilgili mücadelede zaman önemli”
Külleme hastalığına karşı 2015 yılı Haziran ayı başında geçici tavsiyeler yapıldığını kaydeden Sezer, “Buna rağmen belki isminin geçici olmasından dolayı üreticilerimiz,’ İlacı yok, ne kullanacağımızı bilmiyoruz’ diyor ama burada 3 farklı gruptan etkili madde hastalığa karşı önerildi. Onların şuan için kullanılmasında hiçbir sıkıntı yok, onlarla mücadele yapıla bilir. Mücadele zamanı önemli. Hastalığın belirtilerinin genelde görülmeden önce yapılmasını öneriyoruz, özellikle hastalığın olduğunu bildiğimiz bahçelerde. Bu dönemde çotanak bağlama dönemi dediğimiz bir dönem. Zaman olarak değişiyor bazen Nisan başı bazen Nisan ortası veya Nisa ayı sonuna denk gelen bir dönem. Bu bizim enstitümüz tarafından hem de il ve ilçe müdürlükleri tarafından üreticilere duyuruluyor” şeklinde konuştu.
“Diğer ülkelerde külleme yok fakat başka hastalıklar var”
Fındığın üretildiği diğer ülkelerde ise birçok farklı hastalığın olduğunu ifade den Sezer şöyle devam etti:
“Fındığın oluştuğu diğer ülkelerde külleme hastalığı bu boyutta hastalık oluşturmuyor, aslında son yıllarda ortaya çıkan etmenin de farklı olmasından dolayı hastalık bu kadar yoğun olarak görünüyor ve bu etmenin de diğer ülkelerde bulunduğuna dair henüz bir bilgimiz yok. Onlarda da farklı hastalıklar önemli. İspanya’da iki farklı hastalık, Amerika’da ’doğu fındık yanığı’ denilen bir hastalık ön plana çıkıyor. İtalya’da da yine ’bakteriyel kanser çökme’ dediğimiz hastalıklar gündemde. Her ülkede çevre koşullarına bağlı olarak öne çıkan hastalıklarının farklı olduğunu görüyoruz.”