Osman Yüksel Serdengeçti, Vefatının 33. Yılında Anıldı
Gazeteci, şair ve yazar Osman Yüksel Serdengeçti, vefatının 33. yılında Türk Edebiyatı Vakfınca düzenlenen Çarşamba Sohbetleri'nde anıldı.
Sultanahmet'teki vakıf binasında gerçekleşen 'Serdengeçti Dergisinin Yeniden Basımı' konulu etkinliğe katılan şair ve yazar Özcan Ünlü, usta yazarın bir neşriyatçı olduğunu belirterek, 'Serdengeçti dergisi 33 sayı çıkmıştır ama bazı sayıları defalarca basılmıştır ve memleketin en ücra köşelerine kadar gönderilmiştir. Köy kahvelerinde beklenen, köy bakkallarında dahi istenen bir dergi olmuştur.' dedi.
Ünlü, ilk sayısı 20 Nisan 1947'de yayımlanan derginin, Şubat 1962'de son kez okuyucuyla buluştuğunu aktararak, 'Dergi neden önemli? Allah'a 'Allah' demenin yasak olduğu, 'Allah' diyenin cezaevlerine atıldığı, ağır işkencelerden geçirildiği bir dönemde, Serdengeçti dergisinin alt başlığı 'Allah'a, millete, vatana koşanların dergisi'. Burada da hızını alamamış üstat. 'Hakk'a tapar, halkı tutar' diye koskocaman bir manifesto yayınladı dergisinde.' diye konuştu.
İlk sayıdan son sayıya kadar derginin tamamını Serdengeçti'nin hazırladığını vurgulayan Ünlü, 'Şiiri, fıkraları kendisi yazıyor. Dergide tercümeler de var. Bu tercümeleri de belki kendisi yapıyor. Redaksiyonunu kendisi yapıyor. Baş yazısını, hatıraları kendisi yazıyor. Mevlana ve Yunus Emre gibi önemli yazılara kendisi imza atıyor.' ifadelerini kullandı.
- 'Kendi şahsına münhasır, mücadele içinde doğmuş ve yaşamış'
Etkinlikte konuşan Serdengeçti'nin yeğeni Dr. Aydın Yüksel de amcasıyla yaşadığı çeşitli anılara değinerek, 'Derginin ilk sayılarını, babam, ben ve ağabeyimle muhtelif arkadaşlarla dağıttırmıştı.' dedi.
Yüksel, amcası Serdengeçti'ye aile içinde 'Deli Osman' denildiğini söyleyerek, şöyle konuştu:
'Deli değildi. Anadolu'da deli ile veli birleşmişti. Hatta Osmanlı ordusunda deli askerler var. Ön saflarda çalışan Akıncılar var ve bunlar serdengeçtiler. Aslında bunlar öncü kuvvetler. Fakat zaman içinde halk onu deliye çevirmiş. Deli başı, deliler sınıfı olmuş. Osman Yüksel de böyle biriydi. Kendi şahsına münhasır, mücadele içinde doğmuş ve yaşamış. Babam söylemişti, 'Gençliğimde öyle rüyalar gördüm ki eğer onları görmeseydim komünist olurdum' diye konuşmuş. Öyle bir cevelanı var.'
Serdengeçti'nin yeğenlerinden Türk Kadınları Kültür Derneği Genel Başkanı Emine Bağlı ise amcasının tabiatını ve dertlerini serdengeçti kavramından başka bir sözcüğün anlatamayacağına vurgu yaparak, 'Serdengeçti, onun dava ve kavga dergisine verdiği bir isim. Serdengeçti dergisi maalesef Ankara'da hiçbir matbaada basılamaz. Basamazlar, korkarlar. Onun için 1947'de Eskişehir'de baskısı yapılır. 20 bin adet basılmış ve hepsi de satılmıştır.' ifadesini kullandı.
Bağlı, derginin o dönemki katı siyaset dünyasına farklı bir heyecan kattığının altını çizerek, 'Önce Serdengeçti dergisinin aylık olarak basılması düşünülmüş. Ancak amcamın devamlı savcılık tarafından takip edilmesi, sık sık cezaevlerine girmesi nedeniyle 15 sene zarfında ancak 33 sayı yayımlanabilmiştir.' değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
Ünlü, ilk sayısı 20 Nisan 1947'de yayımlanan derginin, Şubat 1962'de son kez okuyucuyla buluştuğunu aktararak, 'Dergi neden önemli? Allah'a 'Allah' demenin yasak olduğu, 'Allah' diyenin cezaevlerine atıldığı, ağır işkencelerden geçirildiği bir dönemde, Serdengeçti dergisinin alt başlığı 'Allah'a, millete, vatana koşanların dergisi'. Burada da hızını alamamış üstat. 'Hakk'a tapar, halkı tutar' diye koskocaman bir manifesto yayınladı dergisinde.' diye konuştu.
İlk sayıdan son sayıya kadar derginin tamamını Serdengeçti'nin hazırladığını vurgulayan Ünlü, 'Şiiri, fıkraları kendisi yazıyor. Dergide tercümeler de var. Bu tercümeleri de belki kendisi yapıyor. Redaksiyonunu kendisi yapıyor. Baş yazısını, hatıraları kendisi yazıyor. Mevlana ve Yunus Emre gibi önemli yazılara kendisi imza atıyor.' ifadelerini kullandı.
- 'Kendi şahsına münhasır, mücadele içinde doğmuş ve yaşamış'
Etkinlikte konuşan Serdengeçti'nin yeğeni Dr. Aydın Yüksel de amcasıyla yaşadığı çeşitli anılara değinerek, 'Derginin ilk sayılarını, babam, ben ve ağabeyimle muhtelif arkadaşlarla dağıttırmıştı.' dedi.
Yüksel, amcası Serdengeçti'ye aile içinde 'Deli Osman' denildiğini söyleyerek, şöyle konuştu:
'Deli değildi. Anadolu'da deli ile veli birleşmişti. Hatta Osmanlı ordusunda deli askerler var. Ön saflarda çalışan Akıncılar var ve bunlar serdengeçtiler. Aslında bunlar öncü kuvvetler. Fakat zaman içinde halk onu deliye çevirmiş. Deli başı, deliler sınıfı olmuş. Osman Yüksel de böyle biriydi. Kendi şahsına münhasır, mücadele içinde doğmuş ve yaşamış. Babam söylemişti, 'Gençliğimde öyle rüyalar gördüm ki eğer onları görmeseydim komünist olurdum' diye konuşmuş. Öyle bir cevelanı var.'
Serdengeçti'nin yeğenlerinden Türk Kadınları Kültür Derneği Genel Başkanı Emine Bağlı ise amcasının tabiatını ve dertlerini serdengeçti kavramından başka bir sözcüğün anlatamayacağına vurgu yaparak, 'Serdengeçti, onun dava ve kavga dergisine verdiği bir isim. Serdengeçti dergisi maalesef Ankara'da hiçbir matbaada basılamaz. Basamazlar, korkarlar. Onun için 1947'de Eskişehir'de baskısı yapılır. 20 bin adet basılmış ve hepsi de satılmıştır.' ifadesini kullandı.
Bağlı, derginin o dönemki katı siyaset dünyasına farklı bir heyecan kattığının altını çizerek, 'Önce Serdengeçti dergisinin aylık olarak basılması düşünülmüş. Ancak amcamın devamlı savcılık tarafından takip edilmesi, sık sık cezaevlerine girmesi nedeniyle 15 sene zarfında ancak 33 sayı yayımlanabilmiştir.' değerlendirmesinde bulundu.