Memur Sen Genel Başkanı Yalçın Açıklaması
'Milletin bağımsızlığıyla, devletin özgünlüğü, özgürlüğü, üniter yapısıyla sorunu olan bütün terör örgütleri devletin kanallarından temizlenmeli. Devletin güvenliğiyle birlikte milletin de geleceğine ilişkin güvencesi sağlanmış oldu' '(5'inci sınıfların hazırlık sınıfına dönüştürüleceği tartışmaları) Biz bunun şu an için uygulanabilir bir proje olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü, Milli Eğitim Bakanlığının elindeki öğretmen sayısı öncelikle bunun için yeterli değil'
Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ve diğer terör örgütleriyle mücadeleye ilişkin olarak, 'Milletin bağımsızlığıyla, devletin özgünlüğü, özgürlüğü, üniter yapısıyla sorunu olan bütün terör örgütleri devletin kanallarından temizlenmeli. Devletin güvenliğiyle birlikte milletin de geleceğine ilişkin güvencesi sağlanmış oldu' dedi.
Memur-Sen Yozgat il binasında sendika üyeleriyle bir araya gelen Yalçın, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişimiyle tarihi bir dönemeçten geçerek işgalden kurtulduğunu söyledi.
Milletin bu süreçte dik durarak tarihi bir duruş sergilediğini belirten Yalçın, nasıl bir direniş gösterildiğini dosta düşmana ispat ettiğini vurgulayarak, bunun akabinde devletin bir daha zaafiyet yaşamaması için her kademede, kanallarında, damarlarında bulunan bütün ihanet şebekesinin atıklarının temizlenmesi noktasında bir dirayet ortaya konulduğunu dile getirdi.
Hızlı bir şekilde açığa almalar, OHAL kapsamında Kanun Hükmünde Kararnameler hazırlandığına işaret eden Yalçın, şöyle devam etti:
'Milletin bağımsızlığıyla, devletin özgünlüğü, özgürlüğü, üniter yapısıyla sorunu olan bütün terör örgütleri devletin kanallarından temizlenmeli. Devletin güvenliğiyle birlikte milletin de geleceğine ilişkin güvencesi sağlanmış oldu. Bu beklenen bir şeydi ve bu süreci kesinlikle destekliyoruz. Bu hainlere merhamet etmek bu millete, bu vatana ihanet etmek demektir. Ama bir kişi masumsa ve bu süreçte mağdur duruma düşürülecekse, buna da müsaade etmeyiz. Velev ki, babamız da olsa karşımızdaki, geçer ve o masumun hakkını ararız. Bu duruşumuzdan şimdiye kadar taviz vermedik ve bunu devam ettiriyoruz.'
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile ilgili tartışmalara da değinen Yalçın, bu kurumun yasasının toptan ele alınması gerektiğine dikkati çekerek, sendika olarak yükseköğretime ilişkin bir rapor hazırlayarak kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlattı.
Milli Eğitim Bakanlığındaki rotasyon tartışmalarının yeni olmadığını bildiren Yalçın, 7 Haziran seçimlerinden önce rotasyon konusunda Bakanlığın bir adım attığını ancak Eğitim-Bir Sen'in önerileri dikkate alınmadığı için tıkandığını, konunun yeni bir tartışmalı sürecin içine çekilmeye çalışıldığını savundu.
5'inci sınıfların yabancı dil ağırlıklı hazırlık sınıflarına dönüştürüleceği tartışmalarına da değinen Yalçın, şöyle devam etti:
'Biz bunun şu an için uygulanabilir bir proje olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü, Milli Eğitim Bakanlığı’nın elindeki öğretmen sayısı öncelikle bunun için yeterli değil. 5'inci sınıflarda İngilizce dersini 1 saat artırdığınız zaman 16 bin civarında yeni öğretmene ihtiyacınız var. 5'inci sınıfları İngilizce ağırlıklı sınıflar haline getirdiğinizde 46 bin 500 öğretmen bulmanız gerekiyor. En son KPSS Yabancı Dil Sınavı’na 17 bin 500 öğretmen girmişti bunun bin 500’ü atandı ve şu an 16 bin Milli Eğitim Bakanlığı’nın faydalanabileceği öğretmen sayısı var. Bakanlığın burada yapabileceği tek şey var, buna uygun olan okullarda proje okullarda uygulamayı gerçekleştirebilir. Daha sonra da sonuçlarını test ederek verimlilik boyutu dikkate alınarak diğer okullara uygulanabilir mi, onu o zaman tartışabiliriz diye düşünüyoruz.'
Kaynak: AA
Memur-Sen Yozgat il binasında sendika üyeleriyle bir araya gelen Yalçın, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişimiyle tarihi bir dönemeçten geçerek işgalden kurtulduğunu söyledi.
Milletin bu süreçte dik durarak tarihi bir duruş sergilediğini belirten Yalçın, nasıl bir direniş gösterildiğini dosta düşmana ispat ettiğini vurgulayarak, bunun akabinde devletin bir daha zaafiyet yaşamaması için her kademede, kanallarında, damarlarında bulunan bütün ihanet şebekesinin atıklarının temizlenmesi noktasında bir dirayet ortaya konulduğunu dile getirdi.
Hızlı bir şekilde açığa almalar, OHAL kapsamında Kanun Hükmünde Kararnameler hazırlandığına işaret eden Yalçın, şöyle devam etti:
'Milletin bağımsızlığıyla, devletin özgünlüğü, özgürlüğü, üniter yapısıyla sorunu olan bütün terör örgütleri devletin kanallarından temizlenmeli. Devletin güvenliğiyle birlikte milletin de geleceğine ilişkin güvencesi sağlanmış oldu. Bu beklenen bir şeydi ve bu süreci kesinlikle destekliyoruz. Bu hainlere merhamet etmek bu millete, bu vatana ihanet etmek demektir. Ama bir kişi masumsa ve bu süreçte mağdur duruma düşürülecekse, buna da müsaade etmeyiz. Velev ki, babamız da olsa karşımızdaki, geçer ve o masumun hakkını ararız. Bu duruşumuzdan şimdiye kadar taviz vermedik ve bunu devam ettiriyoruz.'
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile ilgili tartışmalara da değinen Yalçın, bu kurumun yasasının toptan ele alınması gerektiğine dikkati çekerek, sendika olarak yükseköğretime ilişkin bir rapor hazırlayarak kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlattı.
Milli Eğitim Bakanlığındaki rotasyon tartışmalarının yeni olmadığını bildiren Yalçın, 7 Haziran seçimlerinden önce rotasyon konusunda Bakanlığın bir adım attığını ancak Eğitim-Bir Sen'in önerileri dikkate alınmadığı için tıkandığını, konunun yeni bir tartışmalı sürecin içine çekilmeye çalışıldığını savundu.
5'inci sınıfların yabancı dil ağırlıklı hazırlık sınıflarına dönüştürüleceği tartışmalarına da değinen Yalçın, şöyle devam etti:
'Biz bunun şu an için uygulanabilir bir proje olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü, Milli Eğitim Bakanlığı’nın elindeki öğretmen sayısı öncelikle bunun için yeterli değil. 5'inci sınıflarda İngilizce dersini 1 saat artırdığınız zaman 16 bin civarında yeni öğretmene ihtiyacınız var. 5'inci sınıfları İngilizce ağırlıklı sınıflar haline getirdiğinizde 46 bin 500 öğretmen bulmanız gerekiyor. En son KPSS Yabancı Dil Sınavı’na 17 bin 500 öğretmen girmişti bunun bin 500’ü atandı ve şu an 16 bin Milli Eğitim Bakanlığı’nın faydalanabileceği öğretmen sayısı var. Bakanlığın burada yapabileceği tek şey var, buna uygun olan okullarda proje okullarda uygulamayı gerçekleştirebilir. Daha sonra da sonuçlarını test ederek verimlilik boyutu dikkate alınarak diğer okullara uygulanabilir mi, onu o zaman tartışabiliriz diye düşünüyoruz.'