'Obama Sonrası ABD'nin Ortadoğu İttifaklarını Yeniden Düşünmek' Paneli
Ortadoğu Enstitüsü ile Yüzyıl Vakfı tarafından Washington'da düzenlenen panelde konuşmacılar, Obama'nın ardından Trump yönetimini Ortadoğu'da zor dış politika tercihlerinin beklediği konusunda birleşti.
Washington'da Ortadoğu Enstitüsü ile Yüzyıl Vakfı tarafından ortaklaşa düzenlenen 'Obama Sonrası ABD'nin Ortadoğu İttifaklarını Yeniden Düşünmek' panelinde konuşmacılar, Barack Obama'nın ardından yeni başkan seçilen Donald Trump yönetiminin Ortadoğu'da zor dış politika tercihleriyle karşı karşıya kalacağı konusunda birleşti.
Ortadoğu Enstitüsü ile Yüzyıl Vakfı tarafından ortaklaşa düzenlenen panele Carnegie Uluslararası Barış Vakfından Michele Dunne, Yüzyıl Vakfından Michael Wahid Hanna, Amerikan İlerleme Merkezinden Brian Katulis ve Ortadoğu Enstitüsünden Randa Slim konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise Yüzyıl Vakfından Thanassis Cambanis yaptı.
Ortadoğu Enstitüsünden Randa Slim, yeni ABD başkanı seçilen Donald Trump dönemindeki Ortadoğu politikalarının mevcut başkan Barack Obama döneminden daha iyi olacağını düşünmediğini belirtti.
Bölgede gerçekçi bir garantöre ihtiyaç olduğunu ancak Trump yönetimindeki dış politika önceliklerini henüz göremediklerini anlatan Slim, 'Tarihi bir fırsatı kaçırıyor olabiliriz.' dedi.
- Suudi-İran gerginliğinde Washington
Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerginlikte Washington'un bir taraf tutmamasının belki de en 'iyi senaryo' olabileceği fikrini savunan Slim, Trump yönetiminin Tahran'ı karşısına alması halinde birçok İran ile Körfez ülkeleri arasındaki sorunlu ilişkilerin yeniden tanımlanabileceğini belirtti.
Şii Haşdi Şabi milislerinin Musul'un ardından başka bölgelerde de etkili olmaya başlamasının ileride önemli sorunlar doğuracağını vurgulayan Slim, bu sorunların daha da büyümeden çözülmesi gerektiğini ifade etti.
- ABD'nin Ortadoğu'yla iletişim sorunu
Yüzyıl Vakfından Michael Wahid Hanna da Slim ile aynı fikirde olduğunu vurgulayarak, Amerikan dış politika tercihleriyle ilgili belirsizlikler ve iletişim sorunları olduğunu dile getirdi. Ortadoğu'daki insanların demokrasiyi istediğini ancak ABD'nin demokrasi getirmesine karşı olduklarını vurgulayan Hanna, Washington'un Ortadoğu halklarıyla ciddi bir iletişim sorunu yaşadığını iddia etti.
'Trump'ın takımındaki kimsenin, Trump dönemindeki Amerikan dış politikası ve küresel düzene ilişkin öngörülerinin olduğunu sanmıyorum.' diyen Hanna, Trump'ın Beyaz Saray'a geçişinden sonraki sürecin kolay olmayacağına işaret etti.
- Trump'ın İslamofobik söylemleri
Amerikan İlerleme Merkezinden Brian Katulis ise Trump'ın İslamofobik söylemler üzerinden seçimleri kazandığını ve bunun 'yumuşak güç'ten ziyade 'kaba güç' anlamına gelebileceğini savundu. Ortadoğu'daki geleneksel müttefikleriyle çalışmanın ABD'nin işini kolaylaştıracağına vurgu yapan Katulis, bu süreçte nasıl bir yumuşak güç-kaba güç kullanımı dengesinin oluşturulacağına iyi karar verilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Trump'ın ekibindeki bazı isimlerin Müslüman-karşıtı söylemleriyle fazlasıyla öne çıktığını belirten Katulis, bunun bazı ülkelerle ilişkilerde sorunlara neden olabileceğini ancak terörle mücadelede daha etkin sonuçlar üretebileceğini iddia etti.
Kaynak: AA
Ortadoğu Enstitüsü ile Yüzyıl Vakfı tarafından ortaklaşa düzenlenen panele Carnegie Uluslararası Barış Vakfından Michele Dunne, Yüzyıl Vakfından Michael Wahid Hanna, Amerikan İlerleme Merkezinden Brian Katulis ve Ortadoğu Enstitüsünden Randa Slim konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise Yüzyıl Vakfından Thanassis Cambanis yaptı.
Ortadoğu Enstitüsünden Randa Slim, yeni ABD başkanı seçilen Donald Trump dönemindeki Ortadoğu politikalarının mevcut başkan Barack Obama döneminden daha iyi olacağını düşünmediğini belirtti.
Bölgede gerçekçi bir garantöre ihtiyaç olduğunu ancak Trump yönetimindeki dış politika önceliklerini henüz göremediklerini anlatan Slim, 'Tarihi bir fırsatı kaçırıyor olabiliriz.' dedi.
- Suudi-İran gerginliğinde Washington
Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerginlikte Washington'un bir taraf tutmamasının belki de en 'iyi senaryo' olabileceği fikrini savunan Slim, Trump yönetiminin Tahran'ı karşısına alması halinde birçok İran ile Körfez ülkeleri arasındaki sorunlu ilişkilerin yeniden tanımlanabileceğini belirtti.
Şii Haşdi Şabi milislerinin Musul'un ardından başka bölgelerde de etkili olmaya başlamasının ileride önemli sorunlar doğuracağını vurgulayan Slim, bu sorunların daha da büyümeden çözülmesi gerektiğini ifade etti.
- ABD'nin Ortadoğu'yla iletişim sorunu
Yüzyıl Vakfından Michael Wahid Hanna da Slim ile aynı fikirde olduğunu vurgulayarak, Amerikan dış politika tercihleriyle ilgili belirsizlikler ve iletişim sorunları olduğunu dile getirdi. Ortadoğu'daki insanların demokrasiyi istediğini ancak ABD'nin demokrasi getirmesine karşı olduklarını vurgulayan Hanna, Washington'un Ortadoğu halklarıyla ciddi bir iletişim sorunu yaşadığını iddia etti.
'Trump'ın takımındaki kimsenin, Trump dönemindeki Amerikan dış politikası ve küresel düzene ilişkin öngörülerinin olduğunu sanmıyorum.' diyen Hanna, Trump'ın Beyaz Saray'a geçişinden sonraki sürecin kolay olmayacağına işaret etti.
- Trump'ın İslamofobik söylemleri
Amerikan İlerleme Merkezinden Brian Katulis ise Trump'ın İslamofobik söylemler üzerinden seçimleri kazandığını ve bunun 'yumuşak güç'ten ziyade 'kaba güç' anlamına gelebileceğini savundu. Ortadoğu'daki geleneksel müttefikleriyle çalışmanın ABD'nin işini kolaylaştıracağına vurgu yapan Katulis, bu süreçte nasıl bir yumuşak güç-kaba güç kullanımı dengesinin oluşturulacağına iyi karar verilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Trump'ın ekibindeki bazı isimlerin Müslüman-karşıtı söylemleriyle fazlasıyla öne çıktığını belirten Katulis, bunun bazı ülkelerle ilişkilerde sorunlara neden olabileceğini ancak terörle mücadelede daha etkin sonuçlar üretebileceğini iddia etti.