CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Antalya'da
Kılıçdaroğlu: 'Şanghay 5'lisi. Dikta yönetimlerinin olduğu bir sürecin içine Türkiye'yi mi sürükleyecekler? Buna izin vermeyiz, bir kişi bile kalsak buna izin vermeyiz. Türkiye'yi yönünü çevirdiği uygar dünyadan kimse alıkoyamaz' '(Avrupa Parlamentosunun Türkiye kararı) Türkiye için ağır bir karar, bunun düzeltilmesi lazım. Avrupa Türkiye'den vazgeçemez ama Türkiye de Avrupa'dan vazgeçemez'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Şanghay 5'lisi. Dikta yönetimlerinin olduğu bir sürecin içine Türkiye'yi mi sürükleyecekler? Buna izin vermeyiz, bir kişi bile kalsak buna izin vermeyiz. Türkiye'yi yönünü çevirdiği uygar dünyadan kimse alıkoyamaz.' dedi.
Çeşitli temas ve ziyaretler için Antalya'da bulunan Kılıçdaroğlu, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) üyeleriyle akşam yemeğinde buluştu.
Akra Barut Oteli'nde düzenlenen yemeğin ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin dış politikasının 'tam bir felaket' olduğunu, dış politikada cumhuriyet tarihinin en büyük yenilgilerinin yaşandığı bir süreçte bulunulduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, 'Mısır, yenildik. Suriye, yenildik. Irak, yenildik. Rusya, yenildik. İsrail, yenildik. AB, yenildik. Hangisinde bizim sözümüz geçti. Bir başbakanımız vardı, arada bir konuşurdu, 'kimse Türkiye'nin gücünü test etmesin' diye yüksekten atardı. Ortadoğu'nun kabile şehirleri Türkiye'ye meydan okuyor, sesi bile çıkmadı bunların.' diye konuştu.
1963 yılında merhum İsmet İnönü'nün Ankara Anlaşması'nı neden imzaladığına bakılması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin uygar dünyanın bir parçası olması için bu anlaşmanın imzalandığını dile getirdi.
Dış politikanın milli olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, fakat Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez dış politikanın milli olmadığını iddia ederek, şöyle konuştu:
'Kendi akıllarına göre bir dış politika oluşturdular. Bütün Ortadoğu'nun hakimi olacaklardı, Arap dünyası bunların önünde eğilecekti. Hayal içinde koştular, Türkiye'yi batağın içine soktular. 1963'te AB'ye tam üyelik için ilk anlaşmayı rahmetli İsmet İnönü imzaladı. Bugün alınan kararla bu sürece farklı bir nokta koyduk. Avrupa Parlamentosu Avrupa Birliği ile Türkiye arasında yürütülen üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını öngören karar tasarısını onayladı. Türkiye için ağır bir karar, bunun düzeltilmesi lazım. Avrupa Türkiye'den vazgeçemez ama Türkiye de Avrupa'dan vazgeçemez. Osmanlı aslında bir Avrupa devletidir kimse unutmasın. Biz batı uygarlığının bir parçasıyız, yüzümüzü hep batıya döndük. Bu şu anlama gelmemeli, Ortadoğu'yu, İran'ı, Rusya'yı hiç görmeyelim. Hayır, tam tersine dış politikalar ülkelerin çıkarları için inşa edilir. Türk Cumhuriyetlerini de göreceğiz, Ortadoğu'yu da göreceğiz, her tarafı göreceğiz, her tarafta iyi ilişkiler kuracağız.'
'Şanghay 5'lisi. Dikta yönetimlerinin olduğu bir sürecin içine Türkiye'yi mi sürükleyecekler? Buna izin vermeyiz, bir kişi bile kalsak buna izin vermeyiz.' diyen Kılıçdaroğlu, 'Türkiye'yi yönünü çevirdiği uygar dünyadan kimse alıkoyamaz. Bunun mücadelesini yaparız, ölümüne yaparız. Çünkü bizim çocuklarımıza taahhüdümüz var. Ben kendi çocuklarımın da bu ülkede yaşayan herkesin çocuklarının da uygar bir Türkiye'de yaşamasını isterim. Öyle birileri kalkacak oy çokluğuyla bunları yapacağız, o kadar kolay değil. Bunun mücadelesini yaparız. O nedenle hayal peşinde koşuyorlar.' ifadelerini kullandı.
- 'Türkiye bu eğitim sistemiyle büyüyemez'
Bir ülkenin geleceğini belirleyen, çağdaşlığı yakalamanın en temel unsurun eğitim olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, 'Bir ülkeyi ele geçirmek istiyorsanız veya o ülkeyi geri bırakmak istiyorsanız yapacağınız tek şey var, eğitim sistemini bozmak. Şu anda Türkiye'de anladığımız anlamda bir eğitim yok. Türkiye bu eğitim sistemiyle büyüyemez.' dedi.
1970'lerde, 1980'lerde Finlandiya'nın Avrupa'nın kişi başına en düşük milli gelire sahip ülkesi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ülkede köklü bir eğitim reformu yapıldığını, bu eğitim reformundan sonra ülkenin ekonomisinin hızla iyileştiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, Türkiye'de de bilim, sanat ve spora önem veren, çocukları meraka, araştırmaya sevk eden, her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı okulların olması gerektiğini dile getirdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin büyümesi ve kalkınması için CHP'nin 4 aşamalı bir stratejisi bulunduğunu, bunların, 'tam demokrasinin, hukukun üstünlüğünün olduğu bir Türkiye, üreten Türkiye, güçlü bir sosyal devlet ve sürdürülebilirlik' olarak sıralandığını kaydetti.
Türkiye'de hukuk kurallarının çiğnendiğini, bunun için barolara büyük görevler düştüğünü çünkü hukuk fakültelerinden ses çıkmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Anayasa değişecek ve üniversitelerden ses çıkmayacak. Bu üniversiteler şimdi konuşmayacak da ne zaman konuşacak, demek ki ortada üniversite yok.' diye konuştu.
Bugünkü siyasi yapıyla Türkiye'nin diktaya gideceğini savunan Kılıçdaroğlu, güçlü bir parlamenter sistemle Türkiye demokrasisinin kazanacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, ABD Başkanı seçilen Trump için konuşmanın çok erken olduğunu, ABD'nin güçlü kurumları bulunduğunu ve ülkenin çıkarlarını o güçlü kurumların konuştuğunu, Trump'un seçim sırasında söylediği sözlerden hareketle şimdiden bir yorum yapmanın doğru olmadığını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Çeşitli temas ve ziyaretler için Antalya'da bulunan Kılıçdaroğlu, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) üyeleriyle akşam yemeğinde buluştu.
Akra Barut Oteli'nde düzenlenen yemeğin ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin dış politikasının 'tam bir felaket' olduğunu, dış politikada cumhuriyet tarihinin en büyük yenilgilerinin yaşandığı bir süreçte bulunulduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, 'Mısır, yenildik. Suriye, yenildik. Irak, yenildik. Rusya, yenildik. İsrail, yenildik. AB, yenildik. Hangisinde bizim sözümüz geçti. Bir başbakanımız vardı, arada bir konuşurdu, 'kimse Türkiye'nin gücünü test etmesin' diye yüksekten atardı. Ortadoğu'nun kabile şehirleri Türkiye'ye meydan okuyor, sesi bile çıkmadı bunların.' diye konuştu.
1963 yılında merhum İsmet İnönü'nün Ankara Anlaşması'nı neden imzaladığına bakılması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin uygar dünyanın bir parçası olması için bu anlaşmanın imzalandığını dile getirdi.
Dış politikanın milli olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, fakat Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez dış politikanın milli olmadığını iddia ederek, şöyle konuştu:
'Kendi akıllarına göre bir dış politika oluşturdular. Bütün Ortadoğu'nun hakimi olacaklardı, Arap dünyası bunların önünde eğilecekti. Hayal içinde koştular, Türkiye'yi batağın içine soktular. 1963'te AB'ye tam üyelik için ilk anlaşmayı rahmetli İsmet İnönü imzaladı. Bugün alınan kararla bu sürece farklı bir nokta koyduk. Avrupa Parlamentosu Avrupa Birliği ile Türkiye arasında yürütülen üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını öngören karar tasarısını onayladı. Türkiye için ağır bir karar, bunun düzeltilmesi lazım. Avrupa Türkiye'den vazgeçemez ama Türkiye de Avrupa'dan vazgeçemez. Osmanlı aslında bir Avrupa devletidir kimse unutmasın. Biz batı uygarlığının bir parçasıyız, yüzümüzü hep batıya döndük. Bu şu anlama gelmemeli, Ortadoğu'yu, İran'ı, Rusya'yı hiç görmeyelim. Hayır, tam tersine dış politikalar ülkelerin çıkarları için inşa edilir. Türk Cumhuriyetlerini de göreceğiz, Ortadoğu'yu da göreceğiz, her tarafı göreceğiz, her tarafta iyi ilişkiler kuracağız.'
'Şanghay 5'lisi. Dikta yönetimlerinin olduğu bir sürecin içine Türkiye'yi mi sürükleyecekler? Buna izin vermeyiz, bir kişi bile kalsak buna izin vermeyiz.' diyen Kılıçdaroğlu, 'Türkiye'yi yönünü çevirdiği uygar dünyadan kimse alıkoyamaz. Bunun mücadelesini yaparız, ölümüne yaparız. Çünkü bizim çocuklarımıza taahhüdümüz var. Ben kendi çocuklarımın da bu ülkede yaşayan herkesin çocuklarının da uygar bir Türkiye'de yaşamasını isterim. Öyle birileri kalkacak oy çokluğuyla bunları yapacağız, o kadar kolay değil. Bunun mücadelesini yaparız. O nedenle hayal peşinde koşuyorlar.' ifadelerini kullandı.
- 'Türkiye bu eğitim sistemiyle büyüyemez'
Bir ülkenin geleceğini belirleyen, çağdaşlığı yakalamanın en temel unsurun eğitim olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, 'Bir ülkeyi ele geçirmek istiyorsanız veya o ülkeyi geri bırakmak istiyorsanız yapacağınız tek şey var, eğitim sistemini bozmak. Şu anda Türkiye'de anladığımız anlamda bir eğitim yok. Türkiye bu eğitim sistemiyle büyüyemez.' dedi.
1970'lerde, 1980'lerde Finlandiya'nın Avrupa'nın kişi başına en düşük milli gelire sahip ülkesi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ülkede köklü bir eğitim reformu yapıldığını, bu eğitim reformundan sonra ülkenin ekonomisinin hızla iyileştiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, Türkiye'de de bilim, sanat ve spora önem veren, çocukları meraka, araştırmaya sevk eden, her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı okulların olması gerektiğini dile getirdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin büyümesi ve kalkınması için CHP'nin 4 aşamalı bir stratejisi bulunduğunu, bunların, 'tam demokrasinin, hukukun üstünlüğünün olduğu bir Türkiye, üreten Türkiye, güçlü bir sosyal devlet ve sürdürülebilirlik' olarak sıralandığını kaydetti.
Türkiye'de hukuk kurallarının çiğnendiğini, bunun için barolara büyük görevler düştüğünü çünkü hukuk fakültelerinden ses çıkmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Anayasa değişecek ve üniversitelerden ses çıkmayacak. Bu üniversiteler şimdi konuşmayacak da ne zaman konuşacak, demek ki ortada üniversite yok.' diye konuştu.
Bugünkü siyasi yapıyla Türkiye'nin diktaya gideceğini savunan Kılıçdaroğlu, güçlü bir parlamenter sistemle Türkiye demokrasisinin kazanacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, ABD Başkanı seçilen Trump için konuşmanın çok erken olduğunu, ABD'nin güçlü kurumları bulunduğunu ve ülkenin çıkarlarını o güçlü kurumların konuştuğunu, Trump'un seçim sırasında söylediği sözlerden hareketle şimdiden bir yorum yapmanın doğru olmadığını sözlerine ekledi.