4. Uluslararası Din Ve İnsan Hakları Çalıştayı
Çalıştay Koordinatörü Doç. Dr. Akyeşilmen: 'Küresel fakirlik görülmeyen bir dünya sorunu ve dünyada şu anda 1,3 milyar insan aşırı fakirlik sınırında' 'Yoksulluk, insan hakları ihlallerine zemin hazırlayan bir bataklıktır. Bu bataklığı kurutmadan, insanların insanlık onurunu korumasını, insanca yaşamasını sağlamak zor görünmektedir'
4. Uluslararası Din ve İnsan Hakları Çalıştayı Koordinatörü Doç. Dr. Nezir Akyeşilmen, küresel fakirliğin görülmeyen bir dünya sorunu olduğunu ve dünyada şu anda 1,3 milyar insanın aşırı fakirlik sınırında bulunduğunu belirtti.
İsveç merkezli Raoul Wallenberg Enstitüsü (RWI) ve İnsan Hakları Eğitimi Derneği (İHED) iş birliğiyle 'küresel fakirlik' temasıyla düzenlenen 4. Uluslararası Din ve İnsan Hakları Çalıştayı başladı. Çalıştayın ilk gününde, küresel fakirlik, adalet ve ahlak konuları ele alındı.
RWI Türkiye Temsilcisi Ville Forsman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yoksulluk ve fakirliğin çok büyük bir sorun olduğunu belirterek, 'Yoksul insanların aslında dil gibi söylemsel bir temsili olmuyor. Bu konuya ve özellikle sosyal, ekonomik haklara odaklanmak çok önemli. Yoksul insanların eşitliği ve insanlık onuru birçok dinin de çok merkezinde olan bir dert. Aynı şekilde insan hak ve hukuku da sosyal ve ekonomik haklar bağlamında böyle bir dert taşıyor.' diye konuştu.
Çalıştay Koordinatörü Doç. Dr. Nezir Akyeşilmen ise küresel fakirliğin görülmeyen bir dünya sorunu olduğunu ve dünyada şu anda 1,3 milyar insanın aşırı fakirlik sınırında bulunduğunu söyledi.
Fakirlik denilince bunun sadece ekonomik boyutunun düşünülmemesi gerektiğini anlatan Akyeşilmen, şunları kaydetti:
'Bu sorunun ekonomik, siyasi, kültürel, toplumsal ve tarihi birçok boyutu var. Dolayısıyla fakirlikle ilgilenince bunların hepsini ele almak lazım. İnsan haklarının sivil, siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel ve uzlaşma boyutu bulunuyor. Dolayısıyla bu bir insan hakları sorunudur. Yoksulluk, insan hakları ihlallerine zemin hazırlayan bir bataklıktır. Bütün ihlallerin temeline inerseniz, küresel fakirlik bunlardan biridir. Bu bataklığı kurutmadan, insanların insanlık onurunu korumasını, insanca yaşamasını sağlamak zor görünmektedir. Birleşmiş Milletler'in yaptığı bir hesap var, zengin ülkeler kendi yıllık gelirinin yüzde 1,5'ini ayırırlarsa dünyada fakir kalmayacak. Ama bunu bile ayıramıyorlar. Silaha yüzde 10, yüzde 7, yüzde 5'ini ayırabiliyorlar. Ve bu savaşlar, çatışmalar nereden çıkıyor? İşte fakirlik bunun en temel nedenlerinden birisi. Dünya haritasını düşünün en fakir ülkeler en çok çatışmanın olduğu, en az gelişmiş yerler. Dolayısıyla böyle bir ilişki var ve bunu çözmek için de hepimizin görevi vardır.'
Çalıştay yarın yapılacak 'Küresel Yoksulluğun Mikro Düzeyleri' ve 'Makro Dönüşümler ve Küresel Fakirlik' oturumlarıyla devam edecek, pazar günü yapılacak 'Yoksullukla Mücadele: Kim Neden Çözsün?' ile 'Sonuç ve Değerlendirme' oturumlarıyla son bulacak.
Kaynak: AA
İsveç merkezli Raoul Wallenberg Enstitüsü (RWI) ve İnsan Hakları Eğitimi Derneği (İHED) iş birliğiyle 'küresel fakirlik' temasıyla düzenlenen 4. Uluslararası Din ve İnsan Hakları Çalıştayı başladı. Çalıştayın ilk gününde, küresel fakirlik, adalet ve ahlak konuları ele alındı.
RWI Türkiye Temsilcisi Ville Forsman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yoksulluk ve fakirliğin çok büyük bir sorun olduğunu belirterek, 'Yoksul insanların aslında dil gibi söylemsel bir temsili olmuyor. Bu konuya ve özellikle sosyal, ekonomik haklara odaklanmak çok önemli. Yoksul insanların eşitliği ve insanlık onuru birçok dinin de çok merkezinde olan bir dert. Aynı şekilde insan hak ve hukuku da sosyal ve ekonomik haklar bağlamında böyle bir dert taşıyor.' diye konuştu.
Çalıştay Koordinatörü Doç. Dr. Nezir Akyeşilmen ise küresel fakirliğin görülmeyen bir dünya sorunu olduğunu ve dünyada şu anda 1,3 milyar insanın aşırı fakirlik sınırında bulunduğunu söyledi.
Fakirlik denilince bunun sadece ekonomik boyutunun düşünülmemesi gerektiğini anlatan Akyeşilmen, şunları kaydetti:
'Bu sorunun ekonomik, siyasi, kültürel, toplumsal ve tarihi birçok boyutu var. Dolayısıyla fakirlikle ilgilenince bunların hepsini ele almak lazım. İnsan haklarının sivil, siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel ve uzlaşma boyutu bulunuyor. Dolayısıyla bu bir insan hakları sorunudur. Yoksulluk, insan hakları ihlallerine zemin hazırlayan bir bataklıktır. Bütün ihlallerin temeline inerseniz, küresel fakirlik bunlardan biridir. Bu bataklığı kurutmadan, insanların insanlık onurunu korumasını, insanca yaşamasını sağlamak zor görünmektedir. Birleşmiş Milletler'in yaptığı bir hesap var, zengin ülkeler kendi yıllık gelirinin yüzde 1,5'ini ayırırlarsa dünyada fakir kalmayacak. Ama bunu bile ayıramıyorlar. Silaha yüzde 10, yüzde 7, yüzde 5'ini ayırabiliyorlar. Ve bu savaşlar, çatışmalar nereden çıkıyor? İşte fakirlik bunun en temel nedenlerinden birisi. Dünya haritasını düşünün en fakir ülkeler en çok çatışmanın olduğu, en az gelişmiş yerler. Dolayısıyla böyle bir ilişki var ve bunu çözmek için de hepimizin görevi vardır.'
Çalıştay yarın yapılacak 'Küresel Yoksulluğun Mikro Düzeyleri' ve 'Makro Dönüşümler ve Küresel Fakirlik' oturumlarıyla devam edecek, pazar günü yapılacak 'Yoksullukla Mücadele: Kim Neden Çözsün?' ile 'Sonuç ve Değerlendirme' oturumlarıyla son bulacak.