Fas'taki Genel Seçimler
Faslı Akademisyen ve Siyaset Uzmanı Şekir: 'Fas’ta ilk defa iki güçlü parti seçimlere katılıyor. Fas’ta geniş bir siyasi güce ulaşan PJD’ye karşı 2008 yılında kurulan PAM, kısa sürede güçlenerek PJD’ye karşı güçlü bir alternatif olarak Fas siyasetine giriş yaptı' 'Arap Baharı’nın yansımaları sonucu Fas’ta her alanda büyük reformlar hayata geçirildi. Bu manada Fas, bölgede istikrarını koruyan sayılı ülkelerden biri. İslami referanslı hareketlerin Fas siyasetine entegrasyonu sayesinde köktencilik ve aşırılıklar törpülenerek, orta yola sevk edici bir yöntem izleniyor'
Faslı Akademisyen ve Siyaset Uzmanı Muhammed Şekir, genel seçimlerde ilk defa iki güçlü partinin karşılaşacağını, seçimlerin Adalet ve Kalkınma Partisi (PJD) ile Asalet ve Çağdaşlık Partisi (PAM) arasında geçeceğini belirtti.
AA muhabirine 7 Ekim Cuma günü düzenlenecek seçimleri değerlendiren Şekir, Fas’ta ilk defa iki güçlü partinin seçimlere katıldığını, ülkede geniş bir siyasi güce ulaşan PJD’ye karşı 2008 yılında kurulan PAM'ın, kısa sürede güçlenerek PJD’ye karşı güçlü bir alternatif olarak Fas siyasetine giriş yaptığını söyledi. İki ayrı siyasi kutbu temsil eden partilerin karşı karşıya gelmesinin, Fas siyaset arenasında çok önemli bir yer teşkil ettiğini vurgulayan Şekir, iki partinin de tek başına hükümeti kuramayacaklarını bildikleri için en çok milletvekili çıkararak hükümeti kuran taraf olmak için çaba göstereceğini ifade etti.
Fas’ta partilerin kendi siyasi projelerinin olmadığına vurgu yapan Şekir, şunları kaydetti:
'Fas’ta partilerin kendi siyasi projelerini uygulama şansları yok, partiler Fas Krallığının belirlediği projeleri hayata geçiriyorlar. İslami referansla kurulan PJD, 2011 yılında 'Arap Baharı'nın etkisiyle Fas’ta değişen siyasi durumu iyi değerlendirerek büyük bir çıkış yaptı. Hükümeti kurmakla görevlendirilen PJD, farklı görüşlere sahip partiler ile koalisyon hükümeti kurmayı başardı. PAM ise PJD’ye karşı kurulan bir parti, PJD’ye karşı duruşunu her fırsatta dile getirerek, PJD’ye alternatif bir yapı olduğunu gösteriyor. PAM, 2008 yılından sonra yapılacak genel seçimlere hazırlığını yaparken, 2011 yılındaki anayasa değişikliği Fas’taki siyasi hesapları değiştirdi. Bu siyasi değişiklik PJD’nin iktidara gelmesini büyük ölçüde kolaylaştırdı.'
Seçim sonrasında yapılabilecek koalisyon hesaplarına da değinen Şekir, Fas’ta farlılıkların ideolojik değil, siyasi olduğunu düşündüğünü belirtti. Bu yüzden partiler arası koalisyonda tüm ihtimallerin söz konusu olduğunu dile getiren Şekir, 'Özellikle, PJD’nin liderliğinde kurulan koalisyon hükümetine İstiklal Partisi’nin ayrılmasından sonra PJD’nin en büyük rakibi Milli Bağımsızlar Birliği’nin hükümette yer alması koalisyon noktasında Faslı partilerin kırmızı çizgisinin olmadığını gösteriyor. 2011 yılında gerçekleşen seçimlerden öncede partilerin koalisyon kurmaktan uzak olduklarını görmüştük. Fakat seçimden sonra farklı görüşlerden dört partinin bir araya gelerek koalisyon hükümeti kurduklarını gördük. Önümüzdeki seçimlerde de bunun değişmeyeceğini düşünüyorum.” diye konuştu.
Arap Baharı’nın yansımaları sonucu bölgede büyük siyasi boşlukların oluştuğuna değinen Şekir, şöyle devam etti:
“Arap Baharı’nın yansımaları sonucu Fas’ta her alanda büyük reformlar hayata geçirildi. Bu manada Fas, bölgede istikrarını koruyan sayılı ülkelerden biri. İslami referanslı hareketlerin Fas siyasetine entegrasyonu sayesinde köktencilik ve aşırılıklar törpülenerek orta yola sevk edici bir yöntem izleniyor. Bu seçimlerde selefi referanslı adayları sadece PJD’de değil, İstiklal Partisi ve Halk Demokrasi Partisi gibi farklı görüşleri temsil eden partilerden de aday olduklarını görüyoruz. Fas, 'İslamcıların' demokratik yollarla sisteme entegre olması noktasında diğer ülkelere örnek teşkil ediyor. Kimse güç kullanmadan kimseyi zorlamadan demokratik yollarla kendi sesini duyurmayı hedefliyor. Fas rejimi, siyasi, dini ve güvenliği göz önünde bulundurarak özellikle aşırı uçları sistemin içerisine alarak normalleşme yolunu açmaya çalışıyor, bu yüzden 'İslamcılara' karşı dengeli bir politika izliyor.”
Fas'ta 7 Ekim'de yapılması beklenen parlamento seçimlerine farklı siyasi eğilimlerden 30 parti katılırken, marksist eğilimli Demokratik Yöntem Partisi ile Fas Liberal Partisi seçimlerde yer almayacak. Toplam 15 milyon 702 bin 592 seçmenin bulunduğu Fas’ta, 6 bin 692 aday parlamentodaki 395 kişilik koltuk için yarışacak.
Kaynak: AA
AA muhabirine 7 Ekim Cuma günü düzenlenecek seçimleri değerlendiren Şekir, Fas’ta ilk defa iki güçlü partinin seçimlere katıldığını, ülkede geniş bir siyasi güce ulaşan PJD’ye karşı 2008 yılında kurulan PAM'ın, kısa sürede güçlenerek PJD’ye karşı güçlü bir alternatif olarak Fas siyasetine giriş yaptığını söyledi. İki ayrı siyasi kutbu temsil eden partilerin karşı karşıya gelmesinin, Fas siyaset arenasında çok önemli bir yer teşkil ettiğini vurgulayan Şekir, iki partinin de tek başına hükümeti kuramayacaklarını bildikleri için en çok milletvekili çıkararak hükümeti kuran taraf olmak için çaba göstereceğini ifade etti.
Fas’ta partilerin kendi siyasi projelerinin olmadığına vurgu yapan Şekir, şunları kaydetti:
'Fas’ta partilerin kendi siyasi projelerini uygulama şansları yok, partiler Fas Krallığının belirlediği projeleri hayata geçiriyorlar. İslami referansla kurulan PJD, 2011 yılında 'Arap Baharı'nın etkisiyle Fas’ta değişen siyasi durumu iyi değerlendirerek büyük bir çıkış yaptı. Hükümeti kurmakla görevlendirilen PJD, farklı görüşlere sahip partiler ile koalisyon hükümeti kurmayı başardı. PAM ise PJD’ye karşı kurulan bir parti, PJD’ye karşı duruşunu her fırsatta dile getirerek, PJD’ye alternatif bir yapı olduğunu gösteriyor. PAM, 2008 yılından sonra yapılacak genel seçimlere hazırlığını yaparken, 2011 yılındaki anayasa değişikliği Fas’taki siyasi hesapları değiştirdi. Bu siyasi değişiklik PJD’nin iktidara gelmesini büyük ölçüde kolaylaştırdı.'
Seçim sonrasında yapılabilecek koalisyon hesaplarına da değinen Şekir, Fas’ta farlılıkların ideolojik değil, siyasi olduğunu düşündüğünü belirtti. Bu yüzden partiler arası koalisyonda tüm ihtimallerin söz konusu olduğunu dile getiren Şekir, 'Özellikle, PJD’nin liderliğinde kurulan koalisyon hükümetine İstiklal Partisi’nin ayrılmasından sonra PJD’nin en büyük rakibi Milli Bağımsızlar Birliği’nin hükümette yer alması koalisyon noktasında Faslı partilerin kırmızı çizgisinin olmadığını gösteriyor. 2011 yılında gerçekleşen seçimlerden öncede partilerin koalisyon kurmaktan uzak olduklarını görmüştük. Fakat seçimden sonra farklı görüşlerden dört partinin bir araya gelerek koalisyon hükümeti kurduklarını gördük. Önümüzdeki seçimlerde de bunun değişmeyeceğini düşünüyorum.” diye konuştu.
Arap Baharı’nın yansımaları sonucu bölgede büyük siyasi boşlukların oluştuğuna değinen Şekir, şöyle devam etti:
“Arap Baharı’nın yansımaları sonucu Fas’ta her alanda büyük reformlar hayata geçirildi. Bu manada Fas, bölgede istikrarını koruyan sayılı ülkelerden biri. İslami referanslı hareketlerin Fas siyasetine entegrasyonu sayesinde köktencilik ve aşırılıklar törpülenerek orta yola sevk edici bir yöntem izleniyor. Bu seçimlerde selefi referanslı adayları sadece PJD’de değil, İstiklal Partisi ve Halk Demokrasi Partisi gibi farklı görüşleri temsil eden partilerden de aday olduklarını görüyoruz. Fas, 'İslamcıların' demokratik yollarla sisteme entegre olması noktasında diğer ülkelere örnek teşkil ediyor. Kimse güç kullanmadan kimseyi zorlamadan demokratik yollarla kendi sesini duyurmayı hedefliyor. Fas rejimi, siyasi, dini ve güvenliği göz önünde bulundurarak özellikle aşırı uçları sistemin içerisine alarak normalleşme yolunu açmaya çalışıyor, bu yüzden 'İslamcılara' karşı dengeli bir politika izliyor.”
Fas'ta 7 Ekim'de yapılması beklenen parlamento seçimlerine farklı siyasi eğilimlerden 30 parti katılırken, marksist eğilimli Demokratik Yöntem Partisi ile Fas Liberal Partisi seçimlerde yer almayacak. Toplam 15 milyon 702 bin 592 seçmenin bulunduğu Fas’ta, 6 bin 692 aday parlamentodaki 395 kişilik koltuk için yarışacak.