Kanser Tedavisinde Tomoterapi Dönemi

Kanser hastalarının sık karşılaştığı risklerden olan sağlam dokuların tahribatı ve küçük tümörlere müdahale güçlüğü, radyoterapide yeni uygulanmaya başlayan “tomoterapi” ile minimuma indi. Avrupa ve Türkiye’de ancak sayılı merkezlerde bulunan tomoterapi ile başarılı sonuçlar aldıklarını kaydeden Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Cem Önal, yöntemin kanser hücrelerini etkin biçimde yok edebilmesinin yanı sıra birçok riski de ortadan kaldırdığını kaydetti.

Kanser Tedavisinde Tomoterapi Dönemi
Doç. Dr. Hüseyin Cem Önal, Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde bir süredir kullanılmaya başlanan ve başarılı sonuçlarıyla dikkat çeken “tomoterapinin (TomoTherapy)” özelliklerini anlattı.

Kanser tedavisinde yüksek teknolojinin kullanılmasıyla, daha etkin ve daha yüksek iyileşme şansının yakalandığını belirten Doç. Dr. Hüseyin Cem Önal," Kısa bir süre önce Radyasyon Onkoloji bölümümüzde son teknoloji kanserli hücreleri etkin şekilde yok edebilen tomoterapi cihazını kullanmaya başladık. Bu yöntem, halk arasında ‘nokta atış’ olarak adlandırılan tekniğin en geniş ve en hassas kullanımıdır’’ dedi.

IŞIN TEDAVİSİNİN OLUMSUZ ETKİLERİ AZALIYOR

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Cem Önal, tomoterapinin radyoterapi tedavisinde tümöre istenilen dozu yüksek hassasiyetle verirken, sağlıklı doku ve organları maksimum seviyede koruyan en gelişmiş ve etkili tedavi sistemlerden biri olduğunu vurguladı.

Doç. Dr. Önal,’’Sistemle birden fazla tümör aynı anda ışınlanmaktadır. Özellikle geniş alan ışınlaması gerektiren hasta gruplarında bu cihaz büyük kolaylık getiriyor. Bu teknikle, hastalar ışın tedavisinin yarattığı olumsuz etkilere daha az maruz kalıyor ve en önemlisi sağlıklı dokularda inanılmaz derecede koruma sağlanıyor. Diğer yöntemler 3-4 santimetrelik tümörlerle sınırlı kalırken, tomoterapi , ‘nokta atışı’ denilen biçimde milimetrik mesafeleri aynı anda kesintisiz olarak ışınlayabiliyor. Ayrıca tomoterapi çok büyük tümörlerin veya geniş alanların ışınlamasına da olanak sağlıyor. Bu yöntemle, aynı anda hem normal dokular daha iyi korunuyor hem de tümör bölgesine daha etkin bir tedavi uygulanabiliyor’’ diye konuştu.

BİRÇOK KANSER TÜRÜNDE UYGULANIYOR

Doç. Dr. Hüseyin Cem Önal, tomoterapinin, uzmanların radyoterapiyi uygun gördüğü her kanser hastasına yapılabildiğini belirterek, ’’Baş-boyun kanserleri başta olmak üzere beyin, omurilik tümörleri, tüm vücut ve tüm batın ışınlamaları, akciğer, mezotelyama, prostat, mesane, jinekolojik ve meme kanserlerinde uygulanabilir’’ açıklamasını yaptı.

AVRUPA VE TÜRKİYE’DE SAYILI MERKEZ OLDUK

Radyasyon Onkolojisinde ne kadar gelişmiş cihaz kullanılıyorsa, o kadar kesin sonuçlar elde edinildiğini söyleyen Doç. Dr. Önal," Yeni cihazımızla birlikte tam donanımlı radyasyon onkolojisi departmanı bulunan hastane haline geldik. Özelikle meme kanseri bulunan hastalarda tedavi ederken çok zorlanıyorduk. Akciğer kalp tedavi alanına çok yakın bu cihazla milimetrik çalıştığımız için hiçbir sıkıntı yaşamadan bu problemi ortadan kaldırıyoruz. Türkiye’de ve Avrupa’da sayılı merkez haline geldik. Tabi ki konumumuzda sadece cihazlarımızın değil sahip olduğumuzun deneyimli kadromuzun da büyük önemi var" diye konuştu.

Doç. Dr. Önal," Kanser tedavisi zor bir tedavidir. Sadece bir hekimin veya bir bölümün yapabileceği tedavi değildir. Birden fazla hekimin ve bölümün bir araya gelerek tedaviyi ve tedavi sonrası takibi planlaması gerekmektedir. Bu nedenle tam teşekküllü hastanede ve yeterli ekip ve ekipmanın bulunduğu bir hastanede tedavi uygulanması hasta için çok büyük bir kolaylıktır” dedi.

TEDAVİ GÖRENLER MEMNUN

Meme kanseri nedeniyle tedavi olan Fatma Akgöl, tomoterapi ile yaklaşık bir buçuk aydır günde 10’ar dakikalık seanslar halinde tedavi olduğunu belirterek "Tedavi öncesi, ‘ cildin yanıyor, başın dönüyor’ diye korkutmuşlardı. Ancak tomoterapide bunların hiç birisi olmadı. İşim nedeniyle her gün Antakya’dan arabamla Adana’ya gelip tedavimi olup geri gidiyorum. Günde ortalama 400 km yol gidiyorum ve hiçbir sıkıntı çekmiyorum. Doç. Dr. Hüseyin Cem Önal başta olmak üzere Başkent Hastanesi’ne beni iyileştirdikleri için teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.

Tomoterapi ile tedavi sırasında hiçbir yan etkiye maruz kalmadığını ve günlük hayatında hiçbir sıkıntı çekmediğini belirten İskenderun’da yaşayan Eda Yıldırımöz ise "Akrabalarım beni evimde ziyarete geliyorlar ve ‘hasta olduğuna emin misin?’ diye soruyorlar. Günlük işlerimi hiçbir sıkıntı çekmeden yapıyorum" diye konuştu.

Kaynak: İHA