Kamu Denetçiliği Kurumunun Kurumsal Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi (2)
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Mukim Temsilcisi Kamal Malhotra, ombudmsnalığa değinerek, "Bu mekanizma Türkiye'deki insan hakları durumunun genel olarak değerlendirilmesine fırsat verdi. Ortaya çıkan tavsiyeler Türkiye'deki reformlara ivme kazandırdı" dedi.
Malhotra, Meclis'te düzenlenen Kamu Denetçiliği Kurumunun Kurumsal Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, dünyanın birçok bölgesinde ombudsman modelinin görüldüğünü belirterek, "Ombudsmanın ve uluslararası insan hakları kurumlarının bilhassa Paris ilkeleri bağlamında bölgesel ve uluslararası kurumların yanı sıra BM sistemiyle de ilişkilerini görüyoruz" diye konuştu.
Türkiye için evrensel periyodik değerlendirmenin ilkinin 2010'da, ikincisinin Ocak 2015'te gerçekleştiğini hatırlatan Malhotra, "Sonuç olarak değerlendirmede Türkiye'nin insan haklarının korunmasını ve teşvik edilmesini bir siyasi öncelik olarak gördüğü belirtildi. Bu mekanizma aynı zamanda Türkiye'deki insan hakları durumunun genel olarak değerlendirilmesine de fırsat verdi. Ortaya çıkan değerlendirmelerden çıkan tavsiyeler Türkiye'deki reformlara ivme kazandırdı" ifadesini kullandı.
Malhotra, Ulusal ombudsman kurumları için tek bir terminoloji olmadığını vurgulayarak, "İnsan hakları alanında çalışan kurumlar için tek bir standart model yoktur. Viyana deklarasyonu ve eylem planına göre devletlerin uluslararası insan hakları standartlarına bağlı kalarak kendine en çok uyan çerçeveyi seçme hakları vardır. Paris prensipleri bu kurumların rolleri ve sorumlulukları için minimun standartları belirlemiştir" dedi.
"Dünya genelinde ombudsman kurumları, insan haklarında çalışan milli kurumların başında gelen kurumlardan biridir" görüşüne yer veren Malhotra, ombudsmanlık sisteminin insan haklarının iyileştirilmesini ve korunmasını, kamu idaresinde yönetişimin iyileştirilmesini sağladığını bildirdi.
Malhotra, "Bu proje, ombudsman kurumunun operasyonel ihtiyaçlarına cevap vermenin ve dışarıdan gelen şikayetlere cevap vermenin yanı sıra, aktif ve sistematik bir insan hakları yaklaşımı geliştirecektir" diye konuştu.
- "Objektif olmamız gerekiyor"
İsveç'in Ankara Büyükelçisi Lars Wahlund da konuşmasında, ombudsmanın İşveçlilerin kalbinde özel bir yeri olduğunu belirtti. Wahlund, İsveç Kralı 12. Charles'ın Rusya ile girdiği savaşı kaybetmesinin ardından Osmanlı'nın fermanı neticesinde İsveç ombudsmanının kurulduğunu söyledi.
Türkiye'nin 2012 Haziran'da KDK'nın kuruluşunu tamamladığını hatırlatan Wahlund, 2013 Mart'ta aktif olarak faaliyetlerine başlayan kurumun yaklaşık 300 yıl sonra bu girişimle kendi memleketine dönmüş olduğunu bildirdi.
Wahlund, Türkiye'de çok etkileyici bir başlangıç yapıldığını belirterek, şöyle devam etti:
"Objektif olmamız gerekiyor. Bu noktada devletin ve temsilcilerinin vatandaşlarına doğru tavır ve davranışları sergilediğini garanti etmekten sorumluyuz. Özellikle gezi parkı olaylarındaki tavsiyeleri ve Soma maden faciasından sonra yaptığınız tavsiyeler önemliydi, AB insan hakları mahkemesinin kararlarıyla aynı yöndeydi. Artık bir sonraki kaliteyi arttırıcı adımı atmamız ve kurumsal kapasiteyi güçlendirmemiz gerekiyor. İsveç bu noktada katkı sağlamaktan büyük memnuniyet duymaktadır. KDK'nın Türk toplumu ve farklı sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde kapasitesini arttırmasını güçlenmesini ve daha aktif hale gelmesini amaçlıyoruz."
İşveç'in çalışmalara katkı ve desteğinin her zaman devam edeceğini ifade eden Wahlund, "Varolan işbirliğini çok daha iyi bir şekilde sürdüreceğimizden eminim" diye konuştu.
- "AB, KDK'yı destekledi ve takdir etti"
AB Delegasyonu Başkan Vekili Bela Szombati ise İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Ajansı (SIDA) tarafından finanse edilen ve UNDP Türkiye Temsilciliği'nin işbirliğinde yürütülen projenin açılışında bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Özellikle son 2 yılda yapılan proaktif çalışmalardan dolayı, AB'nin bu kurumu desteklediğini ve takdir ettiğini ifade eden Szombati, AB ve üye devletlerin Türkiye'deki ombudsman kurumunun güçlendirilmesi ve yetkilerinin arttırılması konusundaki katkı sağladığını bildirdi.
Szombati, ombudsmanlığın Türkiye'nin AB üyelik sürecinin ön koşullarından biri olduğunu, KDK'nın kurulmasının Türkiye'de Avrupa normlarının önemini gösterdiğini söyledi.
Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu'nun ilk yılında önemli konularda etkileyici tavsiyeler hazırlayıp sunduğuna değinen Szombati, KDK'nın temel demokratik ilkeler olan masumiyet karinesi, düşünce özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü gibi konularda AİHM kararlarına göndermede bulunmasının önemine dikkati çekti.
Verilen tavsiye kararlarının 2013'te yüzde 22, 2014'te ise yüzde 32'sinin devlet tarafından eyleme geçirilmiş olduğunu ve bunun ilerlemenin göstergesi olduğunu belirten Szombati, şunları kaydetti:
"2014 ilerleme raporunda bütün bunlar bir kez daha takdir edilmiş ve altı çizilmiştir. Bilhassa kendini adamış olduğu çalışma tarzından dolayı Ömeroğlu'na teşekkür etmek istiyorum. Sıfırdan başlamak ve yeniden hesap verilebilirlik mekanizması kurmak zordur. İlk 2 yılın sonuçlarının umut verici olduğunu görüyoruz."
(Bitti)
Kaynak: AA
Türkiye için evrensel periyodik değerlendirmenin ilkinin 2010'da, ikincisinin Ocak 2015'te gerçekleştiğini hatırlatan Malhotra, "Sonuç olarak değerlendirmede Türkiye'nin insan haklarının korunmasını ve teşvik edilmesini bir siyasi öncelik olarak gördüğü belirtildi. Bu mekanizma aynı zamanda Türkiye'deki insan hakları durumunun genel olarak değerlendirilmesine de fırsat verdi. Ortaya çıkan değerlendirmelerden çıkan tavsiyeler Türkiye'deki reformlara ivme kazandırdı" ifadesini kullandı.
Malhotra, Ulusal ombudsman kurumları için tek bir terminoloji olmadığını vurgulayarak, "İnsan hakları alanında çalışan kurumlar için tek bir standart model yoktur. Viyana deklarasyonu ve eylem planına göre devletlerin uluslararası insan hakları standartlarına bağlı kalarak kendine en çok uyan çerçeveyi seçme hakları vardır. Paris prensipleri bu kurumların rolleri ve sorumlulukları için minimun standartları belirlemiştir" dedi.
"Dünya genelinde ombudsman kurumları, insan haklarında çalışan milli kurumların başında gelen kurumlardan biridir" görüşüne yer veren Malhotra, ombudsmanlık sisteminin insan haklarının iyileştirilmesini ve korunmasını, kamu idaresinde yönetişimin iyileştirilmesini sağladığını bildirdi.
Malhotra, "Bu proje, ombudsman kurumunun operasyonel ihtiyaçlarına cevap vermenin ve dışarıdan gelen şikayetlere cevap vermenin yanı sıra, aktif ve sistematik bir insan hakları yaklaşımı geliştirecektir" diye konuştu.
- "Objektif olmamız gerekiyor"
İsveç'in Ankara Büyükelçisi Lars Wahlund da konuşmasında, ombudsmanın İşveçlilerin kalbinde özel bir yeri olduğunu belirtti. Wahlund, İsveç Kralı 12. Charles'ın Rusya ile girdiği savaşı kaybetmesinin ardından Osmanlı'nın fermanı neticesinde İsveç ombudsmanının kurulduğunu söyledi.
Türkiye'nin 2012 Haziran'da KDK'nın kuruluşunu tamamladığını hatırlatan Wahlund, 2013 Mart'ta aktif olarak faaliyetlerine başlayan kurumun yaklaşık 300 yıl sonra bu girişimle kendi memleketine dönmüş olduğunu bildirdi.
Wahlund, Türkiye'de çok etkileyici bir başlangıç yapıldığını belirterek, şöyle devam etti:
"Objektif olmamız gerekiyor. Bu noktada devletin ve temsilcilerinin vatandaşlarına doğru tavır ve davranışları sergilediğini garanti etmekten sorumluyuz. Özellikle gezi parkı olaylarındaki tavsiyeleri ve Soma maden faciasından sonra yaptığınız tavsiyeler önemliydi, AB insan hakları mahkemesinin kararlarıyla aynı yöndeydi. Artık bir sonraki kaliteyi arttırıcı adımı atmamız ve kurumsal kapasiteyi güçlendirmemiz gerekiyor. İsveç bu noktada katkı sağlamaktan büyük memnuniyet duymaktadır. KDK'nın Türk toplumu ve farklı sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde kapasitesini arttırmasını güçlenmesini ve daha aktif hale gelmesini amaçlıyoruz."
İşveç'in çalışmalara katkı ve desteğinin her zaman devam edeceğini ifade eden Wahlund, "Varolan işbirliğini çok daha iyi bir şekilde sürdüreceğimizden eminim" diye konuştu.
- "AB, KDK'yı destekledi ve takdir etti"
AB Delegasyonu Başkan Vekili Bela Szombati ise İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Ajansı (SIDA) tarafından finanse edilen ve UNDP Türkiye Temsilciliği'nin işbirliğinde yürütülen projenin açılışında bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Özellikle son 2 yılda yapılan proaktif çalışmalardan dolayı, AB'nin bu kurumu desteklediğini ve takdir ettiğini ifade eden Szombati, AB ve üye devletlerin Türkiye'deki ombudsman kurumunun güçlendirilmesi ve yetkilerinin arttırılması konusundaki katkı sağladığını bildirdi.
Szombati, ombudsmanlığın Türkiye'nin AB üyelik sürecinin ön koşullarından biri olduğunu, KDK'nın kurulmasının Türkiye'de Avrupa normlarının önemini gösterdiğini söyledi.
Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu'nun ilk yılında önemli konularda etkileyici tavsiyeler hazırlayıp sunduğuna değinen Szombati, KDK'nın temel demokratik ilkeler olan masumiyet karinesi, düşünce özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü gibi konularda AİHM kararlarına göndermede bulunmasının önemine dikkati çekti.
Verilen tavsiye kararlarının 2013'te yüzde 22, 2014'te ise yüzde 32'sinin devlet tarafından eyleme geçirilmiş olduğunu ve bunun ilerlemenin göstergesi olduğunu belirten Szombati, şunları kaydetti:
"2014 ilerleme raporunda bütün bunlar bir kez daha takdir edilmiş ve altı çizilmiştir. Bilhassa kendini adamış olduğu çalışma tarzından dolayı Ömeroğlu'na teşekkür etmek istiyorum. Sıfırdan başlamak ve yeniden hesap verilebilirlik mekanizması kurmak zordur. İlk 2 yılın sonuçlarının umut verici olduğunu görüyoruz."
(Bitti)