Bakanlar Yılmaz Ve Eker, Diyarbakır'daki Yatırımların Tanıtımına Katıldı
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Diyarbakır’da yapımı devam eden 5 milyar liralık 226 projenin tanıtım toplantısına katıldı.
Bir otelde düzenlenen toplantıya Bakanlar Yılmaz ve Eker ile Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Oya Eronat ile Süleyman Hamzaoğulları, Diyarbakır Emniyet Müdürü Dr. Halis Böğürcü, AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Muhammed Akar, kamu kurum müdürleri ve çok sayıda davetli katıldı.
Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy’un yapımı devam eden projelerin tanıtımının ardından konuşan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, yatırımlarda en önemli meselenin güvenlik meselesi olduğunu söyledi.
Bazı projelerin arzu ettikleri hızda yürümediğini kaydeden Bakan Yılmaz, "Saldırılar oluyor, şantiyelere saldırılar oluyor, bir takım sıkıntılar yaşanıyor, araçlar yakılıyor. Silvan gibi çok büyük ölçekli projelerimiz var. Burada da maalesef, yola döşenen mayınlar, şunlar bunlar var. Çok büyük bir sulama projesi, çok önemli bir istihdam sağlayacak proje. Bu nedenle maalesef arzu ettiğimiz hızda gelişmiyor. Diyarbakır varlık içinde yokluk çeken bir şehir, il. Muazzam potansiyeli olan bir il. Çözüm sürecinin çok farklı boyutları var. İşin en önemli taraflarından biri silahlardan bu bölgemizin arındırılması. Kimsenin elinde silah tutmaması. Silahın yerini demokratik siyasetin alması, özgür, demokratik siyasetin alması. Herkesin gelip demokratik ortam içinde hukuk devleti içinde siyaset yapması, inşallah Türkiye bunu başaracak. Bu konuda belli bir yere kadar gelmiş durumdayız. Ama henüz, arzu ettiğimiz yerde olduğumuzu tabi ki söyleyemeyiz. İnşallah önümüzdeki süreçlerde güçlü bir yönetim ile güçlü bir hükümet ile güçlü bir siyasi irade ile çözüm sürecini kararlılıkla tamamladığımızda bu hadiselerden de bölgemiz kurtulmuş olacak. Çözüm süreci aynı zamanda bir refah sürecidir, kalkınma süreci, istihdam sürecidir. Çözüm süreci sadece siyasi bir süreç değil, sadece temel hak ve özgürlükler ile ilgili bir mesele değil. Aynı zamanda bir refah sürecidir. İstihdam meselesidir, kalkınma meselesidir. Ben inanıyorum ki Diyarbakır’da sosyal ekonomik siyasi kültürel ortam iyileştikçe daha iyiye gittikçe bütün bu bölgemize olumlu yansımaları olacak. Türkiye’ye olumlu yansımaları olacak. Türkiye’de bu çözüm süreci başarılı olduğunda, tam anlamı ile sonuçlandığında bütün Ortadoğu için çok daha geniş bir coğrafya için çok farklı etkiler ortaya çıkacak. İnşallah önümüzdeki süreçlerde bir kalkınma platformu oluşturacağız. İçinde merkezi idarenin olduğu, yerel yönetimlerin olduğu üniversitenin olduğu, sivil toplumun olduğu, kalkınmaya yönelik kim varsa, herkesin olduğu bir platform" dedi.
"BİR SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİNİN NE KADAR ÖNEMLİ BİR İHTİYAÇ OLDUĞUNU EN İYİ DİYARBAKIR BİLİR”
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ise, barışın kodlarının unutulduğu andan itibaren Diyarbakır’da insanların kendisi gibi düşünmeyen insanların dükkanlarını yağmalamaya başladığını söyledi.
Bakan Eker, şöyle devam etti:
“Kalıcı bir barışı nasıl inşa ederiz. Nasıl olur da bu şehirde birileri gelip, herhangi bir gerekçe ve bahane ile dükkanları yağmalamaz, kendilerine oy vermeyen veya kendileri gibi düşünmeyen veya kendilerinin talimatlarını bir şekilde yerine getirmeyen insanların iş yerlerinin yakılması, yıkılması, iş makinelerinin yakılması, biz bunlara şahit olduk. Bu şehirde hala maalesef şahit oluyoruz. Ne zaman ki barışın kodlarını unuttuk, şifrelerini unuttuk, ondan sonra bu şehirde insanlar kendisi gibi düşünmeyen insanların dükkanlarını yağmalamaya başladı.
Barış ve huzur gerekli ona ait birçok adım atıldı. Bugün Kürt dili de Kürt kimliği ile ilgili meseleler de çok büyük ölçüde çözülmüş durumda. Daha demokratik, sivil bir anlayışın tezahürünü yerel yönetimlerde inşa ediyoruz. Türkiye’nin sistemi değişmeden olmaz. Bir sistem değişikliğine talipken bizim dışımızdaki 3 parti de sistem değişikliğine karşı duruşu kendilerine güçlü bir hedef olarak seçmişlerdir. Biz diyoruz ki sistemi değiştireceğiz, onlar diyorlar ki hayır, sistemi değiştirmeyiz. Bir sistem değişikliğinin ne kadar önemli bir ihtiyaç olduğunu en iyi Diyarbakır bilir, Türkiye’de bunu en iyi anlayacak Diyarbakır’dır. Bizim için sistem değişikliğini, başkanlığı, başkanlık sistemini tenkit edenler biz biliyoruz ki kendi ideolojileriyle ilgili bağlı bulundukları bir takım örgütlerle oralardaki başkanlık sistemi bırakın böyle demokratik bir yapı olmasını bütünüyle hiçbir zaman değişmeyecek olan ebedi başkanlıklar onların tasavvurunda, zihninde bulunamazlar."
Konuşmaların ardından davetliler verilen kokteyle katıldı.
Kaynak: İHA
Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy’un yapımı devam eden projelerin tanıtımının ardından konuşan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, yatırımlarda en önemli meselenin güvenlik meselesi olduğunu söyledi.
Bazı projelerin arzu ettikleri hızda yürümediğini kaydeden Bakan Yılmaz, "Saldırılar oluyor, şantiyelere saldırılar oluyor, bir takım sıkıntılar yaşanıyor, araçlar yakılıyor. Silvan gibi çok büyük ölçekli projelerimiz var. Burada da maalesef, yola döşenen mayınlar, şunlar bunlar var. Çok büyük bir sulama projesi, çok önemli bir istihdam sağlayacak proje. Bu nedenle maalesef arzu ettiğimiz hızda gelişmiyor. Diyarbakır varlık içinde yokluk çeken bir şehir, il. Muazzam potansiyeli olan bir il. Çözüm sürecinin çok farklı boyutları var. İşin en önemli taraflarından biri silahlardan bu bölgemizin arındırılması. Kimsenin elinde silah tutmaması. Silahın yerini demokratik siyasetin alması, özgür, demokratik siyasetin alması. Herkesin gelip demokratik ortam içinde hukuk devleti içinde siyaset yapması, inşallah Türkiye bunu başaracak. Bu konuda belli bir yere kadar gelmiş durumdayız. Ama henüz, arzu ettiğimiz yerde olduğumuzu tabi ki söyleyemeyiz. İnşallah önümüzdeki süreçlerde güçlü bir yönetim ile güçlü bir hükümet ile güçlü bir siyasi irade ile çözüm sürecini kararlılıkla tamamladığımızda bu hadiselerden de bölgemiz kurtulmuş olacak. Çözüm süreci aynı zamanda bir refah sürecidir, kalkınma süreci, istihdam sürecidir. Çözüm süreci sadece siyasi bir süreç değil, sadece temel hak ve özgürlükler ile ilgili bir mesele değil. Aynı zamanda bir refah sürecidir. İstihdam meselesidir, kalkınma meselesidir. Ben inanıyorum ki Diyarbakır’da sosyal ekonomik siyasi kültürel ortam iyileştikçe daha iyiye gittikçe bütün bu bölgemize olumlu yansımaları olacak. Türkiye’ye olumlu yansımaları olacak. Türkiye’de bu çözüm süreci başarılı olduğunda, tam anlamı ile sonuçlandığında bütün Ortadoğu için çok daha geniş bir coğrafya için çok farklı etkiler ortaya çıkacak. İnşallah önümüzdeki süreçlerde bir kalkınma platformu oluşturacağız. İçinde merkezi idarenin olduğu, yerel yönetimlerin olduğu üniversitenin olduğu, sivil toplumun olduğu, kalkınmaya yönelik kim varsa, herkesin olduğu bir platform" dedi.
"BİR SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİNİN NE KADAR ÖNEMLİ BİR İHTİYAÇ OLDUĞUNU EN İYİ DİYARBAKIR BİLİR”
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ise, barışın kodlarının unutulduğu andan itibaren Diyarbakır’da insanların kendisi gibi düşünmeyen insanların dükkanlarını yağmalamaya başladığını söyledi.
Bakan Eker, şöyle devam etti:
“Kalıcı bir barışı nasıl inşa ederiz. Nasıl olur da bu şehirde birileri gelip, herhangi bir gerekçe ve bahane ile dükkanları yağmalamaz, kendilerine oy vermeyen veya kendileri gibi düşünmeyen veya kendilerinin talimatlarını bir şekilde yerine getirmeyen insanların iş yerlerinin yakılması, yıkılması, iş makinelerinin yakılması, biz bunlara şahit olduk. Bu şehirde hala maalesef şahit oluyoruz. Ne zaman ki barışın kodlarını unuttuk, şifrelerini unuttuk, ondan sonra bu şehirde insanlar kendisi gibi düşünmeyen insanların dükkanlarını yağmalamaya başladı.
Barış ve huzur gerekli ona ait birçok adım atıldı. Bugün Kürt dili de Kürt kimliği ile ilgili meseleler de çok büyük ölçüde çözülmüş durumda. Daha demokratik, sivil bir anlayışın tezahürünü yerel yönetimlerde inşa ediyoruz. Türkiye’nin sistemi değişmeden olmaz. Bir sistem değişikliğine talipken bizim dışımızdaki 3 parti de sistem değişikliğine karşı duruşu kendilerine güçlü bir hedef olarak seçmişlerdir. Biz diyoruz ki sistemi değiştireceğiz, onlar diyorlar ki hayır, sistemi değiştirmeyiz. Bir sistem değişikliğinin ne kadar önemli bir ihtiyaç olduğunu en iyi Diyarbakır bilir, Türkiye’de bunu en iyi anlayacak Diyarbakır’dır. Bizim için sistem değişikliğini, başkanlığı, başkanlık sistemini tenkit edenler biz biliyoruz ki kendi ideolojileriyle ilgili bağlı bulundukları bir takım örgütlerle oralardaki başkanlık sistemi bırakın böyle demokratik bir yapı olmasını bütünüyle hiçbir zaman değişmeyecek olan ebedi başkanlıklar onların tasavvurunda, zihninde bulunamazlar."
Konuşmaların ardından davetliler verilen kokteyle katıldı.