Başbakan Davutoğlu’nun Açıklamaları (2)

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Dini bir cemaatin öncüsü olduğunu, hatta ceketi bile olmadığını söyleyen, görünüşte onlarca yıldır mahviyet sahibi, orada inzivada olduğunu söyleyen birisi, New York Times’ta niye yazı yazar? Niye kendi ülkesini şikayet eder, ne gördü Türkiye'den, bu hükümetten iyilik dışında” dedi.


Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kanal 7 ve Ülke TV’nin ortak canlı yayınında, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, BDDK’nın Bank Asya ile ilgili kararının diğer bankaları da etkileyip etkilemeyeceğine yönelik bir soruya, “Bunlar Türkiye'de kaos beklentisi oluşturmak isteyenlerin karanlık rüyaları. Kendi rüyalarında yaşasınlar ama Türkiye'yi öyle bir karanlık dehlize, tünele kimse sokamaz. Herhangi bir olumsuzluk da bu anlamda olamaz. Herkes bunun objektif bir kural olduğunu biliyor. Kurallara uyan kişi hiçbir zaman tedirgin olmayacaktır. Kurallara uydun mu, kimse sana herhangi bir şekilde ön yargılı yaklaşmaz. Bu da sistem tarafından çok iyi bilindiği için ve bu bankanın eskiden beri sistemi bypass eden uygulamalarına herkes şahit olduğu için, bu bypassın da hukuka takılmasından kimsenin tedirgin olacağını zannetmiyorum” diye cevap verdi.

Davutoğlu, Fethullah Gülen'in pasaportunun iptal edilmesinin, tamamen hukuk içinde yapılan bir işlem olduğunu, paralel yapı ile ilgili mücadelede hukuk kuralları dışına çıkılmadığını belirtti.

Paralel yapıyla ilgili mücadelenin, sadece bir grupla yapılan mücadele olmadığını vurgulayan Davutoğlu, geçmişte kendisinin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın paralel yapının okullarına destek verdiğini, bizzat Türkçe Olimpiyatları'na katıldıklarını, faaliyetlerine hiçbir zaman karşı çıkmadıklarını kaydetti.

Paralel yapı için “cemaat” ifadesini kullanmaktan üzüntü duyduğunu söyleyen Davutoğlu, “Paralel yapı bu anlamda habis bir ur haline gelmiş. Bu unsurlar kendi doğal mecrasına girene kadar, bürokrasi açısından söylüyorum: bu unsurlarla mücadele devam edecek” dedi.

“YAZIYI NEW YORK TİMES'TA OKUDUĞUMDA ÇOK ÜZÜNTÜ DUYDUM”
Davutoğlu, Fetullah Gülen’in New York Times 'ta yayımlanan yazısıyla ilgili, “Dini bir cemaatin öncüsü olduğunu, hatta ceketi bile olmadığını söyleyen, görünüşte onlarca yıldır mahviyet sahibi, orada inzivada olduğunu söyleyen birisi, New York Times’ta niye yazı yazar? Bu zat, köşe yazarı mı: Değil, akademisyen mi: Değil, ülkeyi temsil eden memur ya da büyükelçi mi: değil… Niye kendi ülkesini şikayet eder, ne gördü Türkiye'den, bu hükümetten iyilik dışında? Gerçekten hissederek söylüyorum; bu ülkenin kamu düzeninden sorumlu olan birisi olarak değil, bu zata inandığı için onlarca yılını, emeğini, alın terini, helal rızkını vermiş insanlar adına soruyorum; hiç tahayyül edebilirler miydi? Yazıyı New York Times'ta okuduğumda çok üzüntü duydum. Öfkelendim, nasıl olur da Allah adını, Resulullah adını her şeyde zikrederek bu yere gelmiş birisi, bu topraklara ait olduğunu iddia eden birisi böyle bir yazı yazar? Eskiden gerçekten yanlış düşünüldüğü kanaatini taşırdık, aldatılıyor, çevre faktörü vesaire... Cumhurbaşkanımız kaç kere davet etti, biz de davet ettik gelmedi. Demek ki bugünler için gelmiyormuş, New York Times'ta Türkiye aleyhine kampanya yapmak için gelmiyormuş. Bunu özellikle Anadolu'da gönül vermiş, öyle ya da böyle hala gönlünde muhabbet duyanlar için söylüyorum; yüreğimiz yanıyor. Hadi yazdı, ne diyor içeriğe baktığınızda. Diyor ki, 'Türk, Kürt, Alevi, Sünni, gayrimüslim, herkes Türkiye'de baskı altında.’ Ben 1 ay önce gayrimüslim azınlık liderleriyle yemek yedim, hepsi teşekkür etti, 'AK Parti iktidarı döneminde görmediğimiz şeyi gördük' dediler. Niye gayrimüslimleri zikrediyor? Çünkü oradaki lobilere hitap ediyor. Türkiye'deyken muhafazakar kesimin hissiyatını hareket geçireceksiniz, oraya gidip lobilere, Rum lobisine, Ermeni lobisine 'Türkiye'de gayrimüslimler baskı altında' diyeceksiniz. Kürt meselesi senin için bu kadar önemliyse 3 senedir yürüttüğümüz çözüm sürecine niye engel olmaya kalktın? En kritik yerlerde, emniyetteki unsurlarla çözüm sürecini niye baltalamaya çalıştınız” değerlendirmelerinde bulundu.

“BU ÜLKENİN EN LOŞ, KÖR HAPİSHANESİ, YURTDIŞINDAKİ EN PARLAK HAYATTAN DAHA İYİDİR”
28 Şubat’ta çok çile çekmesine rağmen, hiçbir zaman Türkiye aleyhine konuşmadığını söyleyen Başbakan Davutoğlu, “İsim vermeyeyim; üniversiteler davet ettikleri halde, düşüncem, siyasi görüşüm, inancım sebebiyle mesafe koydular. Yeni Şafak'ta yazarken yazılarımla ilgili birçok baskı gördüm. Birçok şey yaşadık ama bir tek yerde bu ülke aleyhine konuşmadık. Bu ülkenin en loş, kör hapishanesi benim için yurtdışındaki en parlak hayattan daha iyidir” diye konuştu.

“MİLLETİN DESTEĞİ VARKEN BAŞKA DESTEK ARAMAK GAFLETTİR”
Başbakan Davutoğlu, Fetullah Gülen'in New York Times’ta yazdığı makalesinde, AK Parti'ye destek verdiklerini ifade etmesini, “Kusura bakmasın, biz desteği ondan almadık. Konya'da ben milletvekili olarak hiç kimseden destek almadım. Konya'da nasırlı elleriyle dağda, bayırda çalışan vatandaşımızdan, fabrikalarda olan, çile çeken 150 yıllık, 200 yıllık bir rüya için insanlar bize destek verdi. Ya da Cumhurbaşkanı destek aldığında bütün Türkiye'den aldı, Rize'den, yiğit Karadeniz insanlarından destek aldı. Hiç kimseden, hiçbir özel destek görmedik, ihtiyacımız da yok. Milletin desteği varken başka destek aramak gaflettir. O desteği aradığımız zaman; işte şimdi oldukları gibi Allah sizi zelil eder. Eğer milletten destek almayıp da yurtdışındaki birtakım çevrelerden destek alıp, bu ülkenin başına geleceğini düşünenler varsa, geçmişte vardı bugün de var; onlar zelil olurlar. Biz, çileyse bu ülkede çileye hazırız, mafiyetse her şeyi terk etmeye hazırız, nefisten uzaklaşmaksa hiçbir şey talep etmemeye hazırız ama Allah bizi hiçbir zaman bu toprakların çocuğu olarak böyle bir tutumla karşı karşıya bırakma zilletine düşürmesin. Bütün bu paralelliği, Türkiye'deki gündemle bu makalenin yayımlanması arasındaki paralelliği de herkesin görmesi lazım” ifadeleriyle eleştirdi.

“KILIÇDAROĞLU UCUZ KAHRAMANLIKLAR YAPACAKSA, ANA MUHALEFET LİDERİ OLMA VASFINI KAYBEDER”
“Kılıçdaroğlu’na, önce ulusalcı olduğunu iddia eden milletvekillerinin daha çok soru sorması lazım. Niye aynı gün, 'ben gençlerle önüne çıkarım' dediğin gün New York'ta böyle bir çağrı yapılıyor” diyen Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Niye gençlerin önüne geçiyorsun? Bırak gençler yürüsün. Yürüyecek misin; sen de yürü. Molotof kokteyli alman şart mı, yüzüne maske takman şart mı, sapan alman şart mı eline? Yürü, 1 milyon kişiyi toplayabilirsen; toplayamazsın, ama yürü. Kimse seni durdurmayacak; yeter ki gösteri yaptığın yer nizami yer olsun, yeter ki kurallara uy. Diyor ki: Gençler gaz maskesi karşılığı için yüzlerini örtüyormuş. Peki resimlerini görmedin mi? Okmeydanı'nda eli sopalı, silahlı, yüzleri maskelileri, görmedin mi? 6-7 Ekim olaylarında Kobani'yi bahane ederek, ellerinde silahlarla yüzlerini kapatanları… Özgürlükse bunun mücadelesini biz verdik, vermeye hazırız, bedelini de ödemeye hazırız ama böyle ucuz kahramanlıklara kalkışılacaksa ana muhalefet lideri olma vasfı kaybedilir.”
Kaynak: İHA