'Avrupa Vize Kozunu Oynamaya Hazırlanıyor'

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), Türkiye ile AB arasında sığınmacı pazarlığının kızıştığını ve Avrupa'nın, yüz yüze kaldığı en büyük sığınmacı kriziyle mücadelede Türkiye'ye 1 milyar avroluk yardımın ardından şimdi de vize kozunu oynamaya hazırlandığını ifade etti.

İKV tarafından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekim ayında Brüksel'e yaptığı resmi ziyarette ana gündem maddesini sığınmacı krizinin oluşturduğu belirtildi.

Ziyarette AB yetkililerinin, Türkiye'ye sığınmacı kriziyle mücadelede 1 milyar avroluk bir yardım paketini öngören taslak göç eylem planı sunduğu anımsatılan açıklamada, Türkiye'nin ise konunun taraflar arasında oluşturulacak bir çalışma grubu tarafından ele alınmasını gündeme getirdiği kaydedildi.

Açıklamada, söz konusu çalışma grubunda devam eden müzakerelerde, sığınmacı kriziyle mücadele için mali yardımın yanı sıra Türk vatandaşlarına vize kolaylığının gündeme geldiği aktarılarak, "Türk vatandaşlarına yönelik haksız vize uygulaması konusunda uzun yıllardır mücadele veren İKV olarak, tartışmada gelinen noktayı aceleci, kısa vadeli ve öngörüden uzak bir yaklaşımın sonucu olarak görüyoruz. 1980'li yıllardan bu yana, ülkemiz vatandaşları için, deyim yerindeyse, bir eziyete dönüşmüş olan AB üye ülkelerinin zorunlu vize uygulamasının, AB tarafından Türkiye'nin önüne  koz olarak sürülmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz" ifadeleri kullanıldı.

Bu alanda yürütülen hukuki mücadelenin, eski bir geçmişe dayandığına işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Ülke vatandaşlarımız Avrupa'nın en yüksek yargı organlarında dahi hukuki kazanımlar elde etmiştir. Ne yazık ki mahkeme salonlarındaki kazanımlarımız, 2013 yılında yine bir mahkemede alınan kararla kesintiye uğramış ve Türkiye, AB ile neredeyse 10 yıl boyunca müzakere ettiği Geri Kabul Anlaşmasını 2013'ün aralık ayında imzalamıştır. Söz konusu anlaşmayla taraflar, bu haksız uygulamanın nihai çözümüne yönelik yepyeni bir maceraya yelken açmıştır.

Bu yeni yolda ilk dönemeç geçen sene bu zamanlar alınmış, Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması ile eş zamanlı başlatılan vize serbestliği diyaloğunda ilk değerlendirme raporu beklentilerin üzerinde olumlu çıkmıştır ancak geçtiğimiz bir yılda, Türkiye'nin vize serbestliği diyaloğunu tamamlama adına attığı adımlarda bir yavaşlamanın olduğu da aşikardır. Süreç belirlenmiş kriterleri ve prosedürleri ile devam etmektedir ve etmelidir."

- "Türkiye'ye 'sus payı' verilmeye çalışılıyor"

Açıklamada, bugün ise Türkiye'ye adeta "sus payı" verilmek istendiği ifade edilerek, sığınmacı akınıyla yüz yüze kalan Avrupa'nın, Türkiye'ye önerdiği mali yardımın Türkiye tarafından yetersiz bulunması neticesinde, "jest yaparcasına" elindeki vize kozunu ileri sürdüğü vurgulandı.

Yapılan açıklamada, şu noktaların altı çizildi:

"Türk vatandaşlarına yönelik vize serbestliği sürecinde kurallar ve çerçeve belirlenmiş, taraflar karşılıklı taahhütlerde bulunmuşlardır. Her ne kadar cezbedici olsa da, bugün bu çerçeveye yeni bir koşulun getirilmeye çalışılması, süreci sekteye uğratacaktır. Hele ki 2013 yılında başlatılan vize serbestliği diyaloğu, ülkemiz vatandaşlarına vizelerin tamamen kalkması amacıyla başlatılmışken, gelinen noktada önerilen vize kolaylığı, sürecin ruhuna ve nihai hedefine aykırıdır.

Türkiye'nin müzakere ettiği vize serbestliği iken, detayları bilinmemekle birlikte vize kolaylığının Türkiye'ye önerilmesi orta vadede ülke vatandaşlarımızın 30 yılı aşkın süredir devam eden vize sorununa çözüm getirmekten uzaktır. Muhtemelen Avrupa, belirli kategoriler için kolaylaştırılmış vizeyi Türkiye'ye önerecektir ki bu yıllar boyunca devam etmiş ve Türkiye'nin şiddetle karşı çıktığı tartışmalara geri dönüş anlamına gelmektedir."

Açıklamada, 2013 yılında başlayan süreçle halihazırda Türkiye'nin, entegre sınır yönetimi, geri kabul mekanizması, göç idaresi gibi birçok alanda AB'ye taahhütlerde bulunduğu belirtildi.

Avrupa'nın en uzun 5'inci kara ve deniz sınırlarına sahip olan ülkesi Türkiye'nin kendi sınırlarını daha etkin şekilde koruyabilmesinin, ülke güvenliği açısından bir zorunluluk olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Haliyle Türkiye'nin de 2013 yılında imzaladığı anlaşmaya ve başlattığı sürece sadık kalması ve gerekli adımları ivedilikle atması gereklidir. Son sığınmacı krizi de açık şekilde göstermiştir ki, bugün Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı sorunlara 'Türkiyesiz' çözüm üretmek imkansızdır. Bu çerçevede tarafların acilen müzakere sürecini hatırlamaları, bu süreçte ısrarcı ve inatçı olmaları gereklidir. Son olarak her şeyin ötesinde bugün sadece ülkemizin veya Avrupa'nın değil, tüm dünyanın karşı karşıya olduğu sığınmacı sorunu büyük bir insanlık meselesidir ve hiçbir tarafın bu meseleyi farklı alanlarda yürüttüğü müzakerelerin malzemesi yapmaması gerekir."

Kaynak: AA