Arü’de Tüm Yönleri İle Necip Fazıl Konuşuldu
Ardahan Üniversitesi (ARÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) tarafından düzenlenen ‘Necip Fazıl’ konferansından, edebi ve siyasal kişiliği, şiirleri, fikirleri ve toplumsal hayata bakışı ile Necip Fazıl Kısakürek konuşuldu.
Necip Fazıl’ın kendi sesinden şiirlerinin de dinletildiği konferans İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Ahmet Cihan ve Doç. Dr. Ömer Say, Öğretmen Dursun Çiçek ile Atatürk Üniversitesi öğrencilerinden Abdulkadir Cülük tarafından verildi.
Ayrıca konferansta konuşmacılardan Prof. Dr. Ahmet Cihan’ın bir proje kapsamında hazırladığı kitaplar ücretsiz olarak dağıtıldı.
ARÜ İİBF Konferans Salonu’nda 10 haziran 2014 tarihi, saat 14.00’dan itibaren başlayan konferansa ARÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Hanefi Palabıyık, Rektör Danışmanı Doç. Dr. Alper Karadağ, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcıları Yrd. Doç. Dr. İhsan Kurtbaş ve Yrd. Doç. Dr. Necip Yıldız, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Sedat Tamay, ARÜ’lü akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.
Programın açış konuşması ARÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Hanefi Palabıyık tarafından yapıldı. Prof. Dr. Palabıyık konuşmasında tarihi kişiliklere gereken önemin verilmediğini vurgulayarak, Necip Fazıl’ın sadece şiirlerinin ön planda tutulduğunu; bilim adamlığının, düşüncelerinin geri plana atıldığına dikkat çekti. Necip Fazıl’ın öz geçmişi hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Palabıyık, şiirlerindeki bir çok mısranın sloganlaştığını ifade etti.
Necip Fazıl’ın vefat ettiği günü hatırladığını belirten Prof. Dr. Palabıyık; “ 25 mayıs 1983’te vefat ediyor. Bende o dönemi hatırlıyorum yaşım itibari ile. İstanbul’da büyük bir cenazesi oldu ki, o zaman söylenen şuydu; ’son yılların en büyük cenazelerinden birisi’ deniyordu.” şeklinde konuştu.
Necip Fazıl’ı idealist bir dava insanı olarak gördüğünü belirten Prof. Dr. Palabıyık sözü konferansın konuşmacılarına bıraktı.
Dört konuşmacının yer aldığı konferansın moderatörlüğünü ARÜ İİBF Dekanı Prof. Dr. Hakkı Büyükbaş yaptı. İktisadi ve idari bilimler fakültesi öğrencilerinin de edebiyat ve düşünce dünyasından haberdar olması gerektiğini düşündükleri için bu programı düzenlediklerini belirten Prof. Dr. Büyükbaş konuşmasına şöyle devam etti; “ düşünce gelişimini oluştururken mutlaka Necip Fazıl’dan, Baykan Sezer gibi Kemal Tahir gibi ve değerlerin tanınması gerekmektedir.” dedi.
Prof. Dr. Büyükbaş konferansın ilk konuşmasını yapmak üzere sözü Necip Fazıl ile bir süre çalışma imkanı bulan Dursun Çiçek’e verdi.
Çiçek, ‘Necip Fazıl Kısakürek’te Siyasal Düşünce’ isimli konuşmasına Necip Fazıl’ın yanında bulunmanın onu çok iyi tanımak demek olmadığını belirterek başladı.
Çiçek konuşmasına şöyle devam etti; “ Necip Fazıl’ın yanında hiç kalmamış ama Necip Fazıl’ı gerçekten derinliğine çok çok iyi tanıyan insanlar vardır.” dedi.
Konuşmasının devamında Çiçek; “ bazı insanları en iyi kendileri anlatır. Tıpkı Necip Fazıl’ın şiirini en iyi kendisi okuduğu gibi.” dedi.
Bir hatırasını paylaşan Çiçek; “ ben 1982 yılında, henüz liseyi yeni bitirmiş bir öğrenci olarak Necip Fazıl’ın yanında bulunduğum 21 günlük dönemde üniversite sınavını kazandığımı onun yanında öğrenmiştim. Heyecanla da Kayseri İlahiyat Fakültesi’ni kazandığımı öğrendim. Yanına geldim, üst kattaki çalışma odasına. Kendisine bir bardak termostan çay doldurdum. ‘Hocam ilahiyat fakültesini kazanmışım’ dedim. ‘iyi Allah imanını muhafaza etsin’ dedi.
Tabi ben orda şaşırdım, başka bir şey mi dedim, ağzımdan başka bir şey mi çıktı diye. ‘Üstadım ilahiyat fakültesini kazanmışım’ deyince ‘ iyi ya be adam! Allah imanını muhafaza etsin, gidince görürsün’ dedi.
” şeklinde konuştu.
Sözlerinin devamında ise Çiçek, Necip Fazıl’ın bu sıra dışılığını 70-80 yıllık zamanda yaşadıklarına bağladı.
Dursun Çiçek’in konuşmasını tamamlamasının ardandan Prof. Dr. Büyükbaş sözü Abdulkadir Cülük’e verdi. Cülük, ‘Necip Fazıl Kısakürek’te Gençlik Tahayyülü’ isimli konuşmasına halen, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğrenci olduğunu belirterek başladı.
Necip Fazıl’ın gençliğe çok önem verdiğini belirten Cülük, bu düşünce doğrultusunda Necip Fazıl’ın yazıları, fikirleri ve düşünceleri olduğunu ifade etti.
Cülük sözlerin şöyle devam etti; “ kendi ifadesi ile; ‘ alınları fikir çizgili, kalpleri ceylan, iradeleri çelik, imanları volkan, irfanları tarla, idrakları bıçak, edaları şiir, diyalektikleri ipekten örgü bir gençlik.’ Ve beklediği o geçliğe vaktin az olduğunu şu ifadeler ile açıklamıştır; ‘Ey genç adam! Yolumu adım adım bilirsin. Erken gel, beni evde bulamayabilirsin.”” dedi.
Sakarya Türküsü Salonda Duygusal Anlar Yaşattı
Cülük’ün sözlerini tamamlamasının ardandan kısa bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Büyükbaş, Necip Fazıl’ın geçlikten beklentilerinin şu an ki durum olmadığını belirtti.
Necip Fazıl’ın, geçliğin Türkiye’yi daha ileriye taşımasını beklediğini ifade eden Prof. Dr. Büyükbaş, konuşmasının devamında Necip Fazıl’ın Türk Tarihi’ni en güzel şekilde anlattığı ‘Sakarya Türküsü’ ile dinleyicileri baş başa bıraktı. Necip Fazıl’ın kendisinin seslendirdiği ‘Sakarya Türküsü’ salonda duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Programın devamında ‘Büyük Doğu Dergisi ve Toplum Anlayışı’ isimli konuşmasını yapmak üzere Doç. Dr. Ömer Say sözü aldı.
Necip Fazıl’ın toplum anlayışını sistematik bir şekilde kavramlaştırarak anlatmayı planladığını belirten Doç. Dr. Say, konuşmasında değişik yaparak ‘Sakarya Türküsü’ çerçevesinde anlatacağını belirtti.
‘Sakarya Türküsü’nde iki mısranın dikkat çekici olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Say; “ Birincisi: ‘Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.’ Bir diğeri: ‘Sakarya saf çocuğu, masum Anadolu’nun. Divanesi ikimiz kaldık, Allah yolunun.’ ‘Saf çocuğu masum Anadolu’nun’ ifadesi aslında bir yenilgiye karşı durmayı becerebilen bir topluluğu ifade eder.” Sözleri ile açıkladı.
Doç. Dr. Say’ın ardından konferansın son konuşmasını yapmak üzere Prof. Dr. Ahmet Cihan sözü aldı.
Prof. Dr. Cihan ‘Büyük Doğu Dergisi’nde Portreler’ isimli sunumunu slaytlar eşliğinde gerçekleştirdi. Prof. Dr. Cihan 1940’lı yıllardan başlayarak, 1970’li yıllara kadar yayın hayatında olan ‘Büyük Doğu’ dergisinin kapakları üzerine yaptığı analizleri katılımcılar ile paylaştı. Prof. Dr. Cihan’ın sunumunu tamamlamasının ardından Doç. Dr. Say bağlaması ile kısa bir konser verdi. Programın sonunda; Prof. Dr. Ahmet Cihan’a Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hanefi Palabıyık tarafından, Doç. Dr. Ömer Say’a Dekan Prof. Dr. Büyükbaş tarafından, Ömer Çiçek’e Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İhsan Kurtbaş tarafından, Abdulkadir Cülük’e de Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Necip Yıldız tarafından plaket ve teşekkür belgesi takdim edildi.
Kaynak: İHA
Ayrıca konferansta konuşmacılardan Prof. Dr. Ahmet Cihan’ın bir proje kapsamında hazırladığı kitaplar ücretsiz olarak dağıtıldı.
ARÜ İİBF Konferans Salonu’nda 10 haziran 2014 tarihi, saat 14.00’dan itibaren başlayan konferansa ARÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Hanefi Palabıyık, Rektör Danışmanı Doç. Dr. Alper Karadağ, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcıları Yrd. Doç. Dr. İhsan Kurtbaş ve Yrd. Doç. Dr. Necip Yıldız, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Sedat Tamay, ARÜ’lü akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.
Programın açış konuşması ARÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Hanefi Palabıyık tarafından yapıldı. Prof. Dr. Palabıyık konuşmasında tarihi kişiliklere gereken önemin verilmediğini vurgulayarak, Necip Fazıl’ın sadece şiirlerinin ön planda tutulduğunu; bilim adamlığının, düşüncelerinin geri plana atıldığına dikkat çekti. Necip Fazıl’ın öz geçmişi hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Palabıyık, şiirlerindeki bir çok mısranın sloganlaştığını ifade etti.
Necip Fazıl’ın vefat ettiği günü hatırladığını belirten Prof. Dr. Palabıyık; “ 25 mayıs 1983’te vefat ediyor. Bende o dönemi hatırlıyorum yaşım itibari ile. İstanbul’da büyük bir cenazesi oldu ki, o zaman söylenen şuydu; ’son yılların en büyük cenazelerinden birisi’ deniyordu.” şeklinde konuştu.
Necip Fazıl’ı idealist bir dava insanı olarak gördüğünü belirten Prof. Dr. Palabıyık sözü konferansın konuşmacılarına bıraktı.
Dört konuşmacının yer aldığı konferansın moderatörlüğünü ARÜ İİBF Dekanı Prof. Dr. Hakkı Büyükbaş yaptı. İktisadi ve idari bilimler fakültesi öğrencilerinin de edebiyat ve düşünce dünyasından haberdar olması gerektiğini düşündükleri için bu programı düzenlediklerini belirten Prof. Dr. Büyükbaş konuşmasına şöyle devam etti; “ düşünce gelişimini oluştururken mutlaka Necip Fazıl’dan, Baykan Sezer gibi Kemal Tahir gibi ve değerlerin tanınması gerekmektedir.” dedi.
Prof. Dr. Büyükbaş konferansın ilk konuşmasını yapmak üzere sözü Necip Fazıl ile bir süre çalışma imkanı bulan Dursun Çiçek’e verdi.
Çiçek, ‘Necip Fazıl Kısakürek’te Siyasal Düşünce’ isimli konuşmasına Necip Fazıl’ın yanında bulunmanın onu çok iyi tanımak demek olmadığını belirterek başladı.
Çiçek konuşmasına şöyle devam etti; “ Necip Fazıl’ın yanında hiç kalmamış ama Necip Fazıl’ı gerçekten derinliğine çok çok iyi tanıyan insanlar vardır.” dedi.
Konuşmasının devamında Çiçek; “ bazı insanları en iyi kendileri anlatır. Tıpkı Necip Fazıl’ın şiirini en iyi kendisi okuduğu gibi.” dedi.
Bir hatırasını paylaşan Çiçek; “ ben 1982 yılında, henüz liseyi yeni bitirmiş bir öğrenci olarak Necip Fazıl’ın yanında bulunduğum 21 günlük dönemde üniversite sınavını kazandığımı onun yanında öğrenmiştim. Heyecanla da Kayseri İlahiyat Fakültesi’ni kazandığımı öğrendim. Yanına geldim, üst kattaki çalışma odasına. Kendisine bir bardak termostan çay doldurdum. ‘Hocam ilahiyat fakültesini kazanmışım’ dedim. ‘iyi Allah imanını muhafaza etsin’ dedi.
Tabi ben orda şaşırdım, başka bir şey mi dedim, ağzımdan başka bir şey mi çıktı diye. ‘Üstadım ilahiyat fakültesini kazanmışım’ deyince ‘ iyi ya be adam! Allah imanını muhafaza etsin, gidince görürsün’ dedi.
” şeklinde konuştu.
Sözlerinin devamında ise Çiçek, Necip Fazıl’ın bu sıra dışılığını 70-80 yıllık zamanda yaşadıklarına bağladı.
Dursun Çiçek’in konuşmasını tamamlamasının ardandan Prof. Dr. Büyükbaş sözü Abdulkadir Cülük’e verdi. Cülük, ‘Necip Fazıl Kısakürek’te Gençlik Tahayyülü’ isimli konuşmasına halen, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğrenci olduğunu belirterek başladı.
Necip Fazıl’ın gençliğe çok önem verdiğini belirten Cülük, bu düşünce doğrultusunda Necip Fazıl’ın yazıları, fikirleri ve düşünceleri olduğunu ifade etti.
Cülük sözlerin şöyle devam etti; “ kendi ifadesi ile; ‘ alınları fikir çizgili, kalpleri ceylan, iradeleri çelik, imanları volkan, irfanları tarla, idrakları bıçak, edaları şiir, diyalektikleri ipekten örgü bir gençlik.’ Ve beklediği o geçliğe vaktin az olduğunu şu ifadeler ile açıklamıştır; ‘Ey genç adam! Yolumu adım adım bilirsin. Erken gel, beni evde bulamayabilirsin.”” dedi.
Sakarya Türküsü Salonda Duygusal Anlar Yaşattı
Cülük’ün sözlerini tamamlamasının ardandan kısa bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Büyükbaş, Necip Fazıl’ın geçlikten beklentilerinin şu an ki durum olmadığını belirtti.
Necip Fazıl’ın, geçliğin Türkiye’yi daha ileriye taşımasını beklediğini ifade eden Prof. Dr. Büyükbaş, konuşmasının devamında Necip Fazıl’ın Türk Tarihi’ni en güzel şekilde anlattığı ‘Sakarya Türküsü’ ile dinleyicileri baş başa bıraktı. Necip Fazıl’ın kendisinin seslendirdiği ‘Sakarya Türküsü’ salonda duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Programın devamında ‘Büyük Doğu Dergisi ve Toplum Anlayışı’ isimli konuşmasını yapmak üzere Doç. Dr. Ömer Say sözü aldı.
Necip Fazıl’ın toplum anlayışını sistematik bir şekilde kavramlaştırarak anlatmayı planladığını belirten Doç. Dr. Say, konuşmasında değişik yaparak ‘Sakarya Türküsü’ çerçevesinde anlatacağını belirtti.
‘Sakarya Türküsü’nde iki mısranın dikkat çekici olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Say; “ Birincisi: ‘Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.’ Bir diğeri: ‘Sakarya saf çocuğu, masum Anadolu’nun. Divanesi ikimiz kaldık, Allah yolunun.’ ‘Saf çocuğu masum Anadolu’nun’ ifadesi aslında bir yenilgiye karşı durmayı becerebilen bir topluluğu ifade eder.” Sözleri ile açıkladı.
Doç. Dr. Say’ın ardından konferansın son konuşmasını yapmak üzere Prof. Dr. Ahmet Cihan sözü aldı.
Prof. Dr. Cihan ‘Büyük Doğu Dergisi’nde Portreler’ isimli sunumunu slaytlar eşliğinde gerçekleştirdi. Prof. Dr. Cihan 1940’lı yıllardan başlayarak, 1970’li yıllara kadar yayın hayatında olan ‘Büyük Doğu’ dergisinin kapakları üzerine yaptığı analizleri katılımcılar ile paylaştı. Prof. Dr. Cihan’ın sunumunu tamamlamasının ardından Doç. Dr. Say bağlaması ile kısa bir konser verdi. Programın sonunda; Prof. Dr. Ahmet Cihan’a Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hanefi Palabıyık tarafından, Doç. Dr. Ömer Say’a Dekan Prof. Dr. Büyükbaş tarafından, Ömer Çiçek’e Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İhsan Kurtbaş tarafından, Abdulkadir Cülük’e de Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Necip Yıldız tarafından plaket ve teşekkür belgesi takdim edildi.