Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Açıklaması
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Yine bir Cem Uzan vakasıyla karşı karşıyayız.
Şimdi tekrar miktarı 2,5 milyar euroluk, Stockholm mahkemelerinde yeni bir dava açılmış durumda" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sıvılaştırılmış Petrol Gazı (LPG) Meclisi üyelerini kabul etti.
3.8 milyon tonluk bir LPG pazarının olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Bakan Yıldız, “En fazla vatandaşlarımızı ilgilendiren kısmı bunun 2.7 milyon tonluk kısmı yalnızca otogaz tüketimi olarak geçiyor. Tabi ki 150 bin kişinin ve dolaylı olarak da 450 bin kişinin çalıştığı istihdam edildiği bir sektörden bahsediyoruz. Türkiye’de yaklaşık 11 bin Türk bayisi var. Yine bu dağıtım şirketlerine de ait. Doğalgaz dağıtımının bulunmadığı yaklaşık 7 ,5 milyon konutta da birebir hizmet veriliyor. O da 1.1 milyon tonluk bir portföye karşılık geliyor. 7,5 milyon dolarlık sektör büyüklüğüne sahibiz ve 2,5 milyon dolarlık da bir vergisel boyutu var bunun. Türkiye’de 75 tane lisanslı dağıtım şirketi faaliyet gösteriyor. 10 binin üzerinde LPG otogaz istasyonu ve 4 milyon adette LPG’li araç var. Yaklaşık 17-18 milyon adet aracın içerisinde” diye konuştu.
“ŞUANA KADAR NEREDEYSE TÜRKİYE’NİN TAMAMINI İSTEYEN BİR YAPIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Sektör ile ilgili konuları enine boyuna konuşacaklarını kaydeden Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’de siyasi istikrarın bozulması adına 17 Aralık’tan bu yana çok farklı yapılarda karşımıza çok farklı işlemler geldi. Bunlardan bir tanesi de kamuoyuyla yeni paylaşacak olduğumuz, yine bir Cem Uzan vakasıyla da karşı karşıyayız. 4 tane büyük mahkemeyi imtiyaz hakkının özellikle elektrik dağıtım hizmetleri, üretim hizmetleri ve iletim hizmetleriyle alakalı. Şirketin faaliyetine devam ediyor olmasına rağmen imtiyaz hakkının alındığı, bir ortamda bu davalar açılmıştı. Biliyorsunuz 10 yıla yakın sürdü. 4 davayı da hamdolsun bizler kazanmıştık fakat bunlar yetmiyormuş gibi şimdi tekrar, miktarı 2,5 milyar Avroluk, Stockholm mahkemelerinde yeni bir dava açılmış durumda. Bu artık Türkiye’nin siyasi istikrarının üzerine konan keneleri alma işidir. Türkiye mutlaka bu kenelerinden kurtulacaktır. Sürekli bir ayağından tutup da aşağı çekmek isteyenlere karşı Türkiye’nin ilerlemesine, büyümesine karşı olanlara da bizim mücadelemiz devam edecektir. Bununla alakalı uluslar arası avukatlık firmalarıyla beraber bir hizmet alımına gideceğiz. Bizim benzer bir dava olduğu için emsal gösterip, bu davanın kabul edilmemesiyle alakalı ilk girişimlerimiz olacak. Elimizde çok fazla bu manada alınmış karar var uluslar arası tahkim kararları var. O açıdan bütün bunların her birisini de ibraz edeceğiz. Şuana kadar neredeyse Türkiye’nin tamamını isteyen bir yapıyla karşı karşıyayız. Biz vatandaşımızın hakkı olan bir kuruşu vermeyiz. O yüzden böyle bir gelişmeyi de kamuoyuyla paylaşalım istedim.”
“DAVA AÇILMAMASINI TALEP EDİYORUZ”
Kabulde gazetecilerin sorularını da cevaplayan Bakan Yıldız, davayla ilgili detayları soran gazeteciye, “ Stockholm Ticaret Odası tahkim merkezinde ÇEAŞ ve Kepez elektrik şirketlerinde hisse sahibi olduğu ve adı geçen şirketlerin imtiyaz sözleşmelerinin iptal edilerek, el konması diye kendileri ifade ediyor. Biz yalnızca imtiyaz sözleşmelerinin özellikle dediğim gibi üretim, dağıtım ve iletim haklarının o imtiyazın kaldırılmasıyla ilgili karar almıştık 2003 yılında ve bu şekliyle 2,5 buçuk milyar Avroluk tazminat oluştuğunu kendileri söylüyorlar. Halbuki aynı konuda Libenanko dediğimiz konuda da 15.6 milyar dolarlık ve hem Polonya’da Eurosementi davasında yaklaşık 5 milyar dolarlıkta iki tane ayrı davada bizden talepleri olmuştu. Uluslar arası tahkim heyeti bununla alakalı çok uzun süren araştırmalarını yaptı. Her zaman objektifliğine inandığımız bir yapı içerisinde sonunda karar verildi.
Bu kararlardan 3 tanesinin temyizi yoktu. Bir tanesinin vardı. Libenonko ile alakalı temyiz mahkemesi yine aynı şekilde aynı doğrultu da karar verdi. Bu ortakların bu manada imtiyaz hakkının kaldırılmasıyla alakalı ayrı bir zarara uğramadığıyla alakalı karar vermişti. Uluslararası yatırım uyuşmazlıkları çözüm merkezinde bu davalar nihayetlenmişti. Yani hem temyiz yolları kapandı hem uluslar arası tahkim açısından bütün hukuk yolları kapanmış oldu. Şimdi aynı gerekçelerle yine kendilerinin mağdur olduğu, bu konudaki mağduriyetlerinin bir tazminata ulaştırılmasıyla alakalı aynı konuda fakat bu sefer Stockholm Ticaret Odası’ndaki tahkim merkezine bir dava açtılar. Bize göre bu davanın başlatılması da doğru bir işlem değildir. 2.5 milyar Avroluk para bizim Türkiye’de on yıl önceki neredeyse bütün yatırım bütçemize karşılıktı. Biz bunları haksız yere size vereceğimize kalkıp vatandaşımızın icraatına hizmetine kullanırız. Bu sefer başka bir şirket adı altında yapılıyor. O yüzden karşı çıktığımız nokta o. Bize göre gerek hukuki gerek enerji açısından hiçbir fonksiyonelliği yok. Stockholm böyle bir davanın açılmasının fuzuli bir işlem olduğunu belirtmek için yine avukatlarımız vasıtasıyla bunu bildireceğiz. Dava açılmamasını talep ediyoruz. Böyle bir karar verilirse de elimizde savunabileceğiz çok sayıda argüman var” ifadelerini kullandı.
“BİZ ÜRETİLİRSE İLETİRİZ DEDİK”
Irak petrolünün akışıyla ilgili bir soruya ise Yıldız, “Ceyhan’da bizati yerinde konuştuğumuz konuların haricinde yeni bir miktar yok. 1 milyon 350 bin variller civarında şuanda Irak’ın Kuzeyinden gelen bir ham petrol var. Daha sonra hem Merkezi Irak Bağdat tarafından gerekse Erbil tarafından oradaki hem tenkit arızalar, hem de bir kısım borulardaki patlamalar yüzünden Irak tarafından sevkiyat durmuştu. Biz üretilirse iletiriz dedik. Her zaman bunun için Türkiye tarafının hazır olduğunu söyledik ama orada üretilmezse de iletemeyiz. İnşallah bu troge toplantısına sayın Luaibi’nin geleceğini öğrendim. Merkezi Irak Hükümetinden Petrol Bakanı. Kendisi samimi arkadaşımız. O yüzden zannediyorum Çarşamba günü kendisiyle yapacağımız toplantıda da bu konuları enine boyuna değerlendiririz” şeklinde konuştu
Kaynak: İHA
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sıvılaştırılmış Petrol Gazı (LPG) Meclisi üyelerini kabul etti.
3.8 milyon tonluk bir LPG pazarının olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Bakan Yıldız, “En fazla vatandaşlarımızı ilgilendiren kısmı bunun 2.7 milyon tonluk kısmı yalnızca otogaz tüketimi olarak geçiyor. Tabi ki 150 bin kişinin ve dolaylı olarak da 450 bin kişinin çalıştığı istihdam edildiği bir sektörden bahsediyoruz. Türkiye’de yaklaşık 11 bin Türk bayisi var. Yine bu dağıtım şirketlerine de ait. Doğalgaz dağıtımının bulunmadığı yaklaşık 7 ,5 milyon konutta da birebir hizmet veriliyor. O da 1.1 milyon tonluk bir portföye karşılık geliyor. 7,5 milyon dolarlık sektör büyüklüğüne sahibiz ve 2,5 milyon dolarlık da bir vergisel boyutu var bunun. Türkiye’de 75 tane lisanslı dağıtım şirketi faaliyet gösteriyor. 10 binin üzerinde LPG otogaz istasyonu ve 4 milyon adette LPG’li araç var. Yaklaşık 17-18 milyon adet aracın içerisinde” diye konuştu.
“ŞUANA KADAR NEREDEYSE TÜRKİYE’NİN TAMAMINI İSTEYEN BİR YAPIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Sektör ile ilgili konuları enine boyuna konuşacaklarını kaydeden Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’de siyasi istikrarın bozulması adına 17 Aralık’tan bu yana çok farklı yapılarda karşımıza çok farklı işlemler geldi. Bunlardan bir tanesi de kamuoyuyla yeni paylaşacak olduğumuz, yine bir Cem Uzan vakasıyla da karşı karşıyayız. 4 tane büyük mahkemeyi imtiyaz hakkının özellikle elektrik dağıtım hizmetleri, üretim hizmetleri ve iletim hizmetleriyle alakalı. Şirketin faaliyetine devam ediyor olmasına rağmen imtiyaz hakkının alındığı, bir ortamda bu davalar açılmıştı. Biliyorsunuz 10 yıla yakın sürdü. 4 davayı da hamdolsun bizler kazanmıştık fakat bunlar yetmiyormuş gibi şimdi tekrar, miktarı 2,5 milyar Avroluk, Stockholm mahkemelerinde yeni bir dava açılmış durumda. Bu artık Türkiye’nin siyasi istikrarının üzerine konan keneleri alma işidir. Türkiye mutlaka bu kenelerinden kurtulacaktır. Sürekli bir ayağından tutup da aşağı çekmek isteyenlere karşı Türkiye’nin ilerlemesine, büyümesine karşı olanlara da bizim mücadelemiz devam edecektir. Bununla alakalı uluslar arası avukatlık firmalarıyla beraber bir hizmet alımına gideceğiz. Bizim benzer bir dava olduğu için emsal gösterip, bu davanın kabul edilmemesiyle alakalı ilk girişimlerimiz olacak. Elimizde çok fazla bu manada alınmış karar var uluslar arası tahkim kararları var. O açıdan bütün bunların her birisini de ibraz edeceğiz. Şuana kadar neredeyse Türkiye’nin tamamını isteyen bir yapıyla karşı karşıyayız. Biz vatandaşımızın hakkı olan bir kuruşu vermeyiz. O yüzden böyle bir gelişmeyi de kamuoyuyla paylaşalım istedim.”
“DAVA AÇILMAMASINI TALEP EDİYORUZ”
Kabulde gazetecilerin sorularını da cevaplayan Bakan Yıldız, davayla ilgili detayları soran gazeteciye, “ Stockholm Ticaret Odası tahkim merkezinde ÇEAŞ ve Kepez elektrik şirketlerinde hisse sahibi olduğu ve adı geçen şirketlerin imtiyaz sözleşmelerinin iptal edilerek, el konması diye kendileri ifade ediyor. Biz yalnızca imtiyaz sözleşmelerinin özellikle dediğim gibi üretim, dağıtım ve iletim haklarının o imtiyazın kaldırılmasıyla ilgili karar almıştık 2003 yılında ve bu şekliyle 2,5 buçuk milyar Avroluk tazminat oluştuğunu kendileri söylüyorlar. Halbuki aynı konuda Libenanko dediğimiz konuda da 15.6 milyar dolarlık ve hem Polonya’da Eurosementi davasında yaklaşık 5 milyar dolarlıkta iki tane ayrı davada bizden talepleri olmuştu. Uluslar arası tahkim heyeti bununla alakalı çok uzun süren araştırmalarını yaptı. Her zaman objektifliğine inandığımız bir yapı içerisinde sonunda karar verildi.
Bu kararlardan 3 tanesinin temyizi yoktu. Bir tanesinin vardı. Libenonko ile alakalı temyiz mahkemesi yine aynı şekilde aynı doğrultu da karar verdi. Bu ortakların bu manada imtiyaz hakkının kaldırılmasıyla alakalı ayrı bir zarara uğramadığıyla alakalı karar vermişti. Uluslararası yatırım uyuşmazlıkları çözüm merkezinde bu davalar nihayetlenmişti. Yani hem temyiz yolları kapandı hem uluslar arası tahkim açısından bütün hukuk yolları kapanmış oldu. Şimdi aynı gerekçelerle yine kendilerinin mağdur olduğu, bu konudaki mağduriyetlerinin bir tazminata ulaştırılmasıyla alakalı aynı konuda fakat bu sefer Stockholm Ticaret Odası’ndaki tahkim merkezine bir dava açtılar. Bize göre bu davanın başlatılması da doğru bir işlem değildir. 2.5 milyar Avroluk para bizim Türkiye’de on yıl önceki neredeyse bütün yatırım bütçemize karşılıktı. Biz bunları haksız yere size vereceğimize kalkıp vatandaşımızın icraatına hizmetine kullanırız. Bu sefer başka bir şirket adı altında yapılıyor. O yüzden karşı çıktığımız nokta o. Bize göre gerek hukuki gerek enerji açısından hiçbir fonksiyonelliği yok. Stockholm böyle bir davanın açılmasının fuzuli bir işlem olduğunu belirtmek için yine avukatlarımız vasıtasıyla bunu bildireceğiz. Dava açılmamasını talep ediyoruz. Böyle bir karar verilirse de elimizde savunabileceğiz çok sayıda argüman var” ifadelerini kullandı.
“BİZ ÜRETİLİRSE İLETİRİZ DEDİK”
Irak petrolünün akışıyla ilgili bir soruya ise Yıldız, “Ceyhan’da bizati yerinde konuştuğumuz konuların haricinde yeni bir miktar yok. 1 milyon 350 bin variller civarında şuanda Irak’ın Kuzeyinden gelen bir ham petrol var. Daha sonra hem Merkezi Irak Bağdat tarafından gerekse Erbil tarafından oradaki hem tenkit arızalar, hem de bir kısım borulardaki patlamalar yüzünden Irak tarafından sevkiyat durmuştu. Biz üretilirse iletiriz dedik. Her zaman bunun için Türkiye tarafının hazır olduğunu söyledik ama orada üretilmezse de iletemeyiz. İnşallah bu troge toplantısına sayın Luaibi’nin geleceğini öğrendim. Merkezi Irak Hükümetinden Petrol Bakanı. Kendisi samimi arkadaşımız. O yüzden zannediyorum Çarşamba günü kendisiyle yapacağımız toplantıda da bu konuları enine boyuna değerlendiririz” şeklinde konuştu