Dünyanın En Eski Ayak İzleri Kula Jeopark Alanında
İtalya'da düzenlenen 2. Uluslararası Avrupa Jeopark Konferansı'nda, dünyanın en prestijli jeoparkları arasında olmaya hak kazanan Kula Volkanik Jeoparkı'nın sahip olduğu doğal güzelliklerin turizmle dünyaya tanıtılması amaçlanıyor.
"Antik Çağ coğrafyacısı Strabon'un Geographika adlı eserinde 'Katakekaumene-Yanık Ülke' olarak tanımladığı Kula, yaklaşık 300 kilometrekarelik alanıyla 80'den fazla volkan konisi, peri bacaları, karstik mağaraları, kanyonları, kaya mezarları, taş köprüleri, tarihi evlerinin yanı sıra pek çok jeolojik, jeomorfolojik ve doğal mirası bünyesinde barındırıyor.
İlk insana ait olduğu düşünülen ayak izlerine de ev sahipliği yapan bölge keşfedilmeyi bekliyor.
Kula Jeoparkı Koordinatörü Erdal Gümüş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyadaki en eski ayak izlerinin aynı zamanda Türkiye'nin en genç volkanları olan Kula volkanlarının en batıdaki ucunda yer aldığını söyledi.
1969 yılında Demir Köprü Barajı'nın yapımı esnasında tesadüfen bulunan ayak izlerinin önemli bir kısmının Maden Tetkik Arama (MTA) ekibince Ankara'daki Tabiat Tarihi Müzesi'ne götürülüp burada muhafaza altına alındığını anlatan Gümüş, ayak izlerinin Kula'daki jeoparkta da sergilenmesi gerektiğini ifade etti.
Söz konusu ayak izlerinin o dönemde yaşayan insanların volkanik küller üzerine bıraktığı izler olduğunun düşünüldüğünü belirten Gümüş, şunları kaydetti:
"Dünyadaki en eski ayak izlerinin aynı zamanda Türkiye'nin en genç volkanları olan Kula volkanlarının en batıdaki ucunda yer alıyor. Burası araştırmacılar açısından önemli bir yer. Kırsal turizmin canlandırılması, doğal mirasın korunarak gelecek nesillere bırakılması bakımından büyük önem arz eden bu ayak izlerinin hem korunması hem de turizme konu edilmesi noktasında çok ciddi bir potansiyel var. Bunun en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekiyor."
- Kula Volkanik Jeopark
Jeopark, içinde estetik, nadirlik ve bilimsel değerleri bakımından yerel veya uluslararası öneme sahip üstün nitelikli yer mirası öğelerinin bulunduğu sürdürülebilir bir yönetime ve yerel kalkınma programına sahip, sınırları belirli ulusal koruma alanlar olarak tanımlanıyor.
Yaklaşık 300 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Kula Volkanik Jeopark alanı için UNESCO'dan onay çıkmış ve İtalya'nın Napoli şehrinde yapılan toplantıda Kula Belediye Başkanı Selim Aşkın ve Jeopark Koordinatörü Erdal Gümüş jeopark sertifikasını almıştı. Avrupa'da 2000 yılında doğmuş yeni bir doğa koruma ve alan yönetimi kavramı olan jeoparkların sayıları, 2004 yılında UNESCO himayesine girip kısa sürede kabul görüp yaygınlaşmalarıyla 2013 yılı itibarıyla Avrupa'da 58'e, dünya genelinde 100'e ulaştı. Jeoparkların eğitim, koruma ve jeoturizm olmak üzere üç temel hedefi bulunuyor.
Kaynak: AA
İlk insana ait olduğu düşünülen ayak izlerine de ev sahipliği yapan bölge keşfedilmeyi bekliyor.
Kula Jeoparkı Koordinatörü Erdal Gümüş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyadaki en eski ayak izlerinin aynı zamanda Türkiye'nin en genç volkanları olan Kula volkanlarının en batıdaki ucunda yer aldığını söyledi.
1969 yılında Demir Köprü Barajı'nın yapımı esnasında tesadüfen bulunan ayak izlerinin önemli bir kısmının Maden Tetkik Arama (MTA) ekibince Ankara'daki Tabiat Tarihi Müzesi'ne götürülüp burada muhafaza altına alındığını anlatan Gümüş, ayak izlerinin Kula'daki jeoparkta da sergilenmesi gerektiğini ifade etti.
Söz konusu ayak izlerinin o dönemde yaşayan insanların volkanik küller üzerine bıraktığı izler olduğunun düşünüldüğünü belirten Gümüş, şunları kaydetti:
"Dünyadaki en eski ayak izlerinin aynı zamanda Türkiye'nin en genç volkanları olan Kula volkanlarının en batıdaki ucunda yer alıyor. Burası araştırmacılar açısından önemli bir yer. Kırsal turizmin canlandırılması, doğal mirasın korunarak gelecek nesillere bırakılması bakımından büyük önem arz eden bu ayak izlerinin hem korunması hem de turizme konu edilmesi noktasında çok ciddi bir potansiyel var. Bunun en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekiyor."
- Kula Volkanik Jeopark
Jeopark, içinde estetik, nadirlik ve bilimsel değerleri bakımından yerel veya uluslararası öneme sahip üstün nitelikli yer mirası öğelerinin bulunduğu sürdürülebilir bir yönetime ve yerel kalkınma programına sahip, sınırları belirli ulusal koruma alanlar olarak tanımlanıyor.
Yaklaşık 300 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Kula Volkanik Jeopark alanı için UNESCO'dan onay çıkmış ve İtalya'nın Napoli şehrinde yapılan toplantıda Kula Belediye Başkanı Selim Aşkın ve Jeopark Koordinatörü Erdal Gümüş jeopark sertifikasını almıştı. Avrupa'da 2000 yılında doğmuş yeni bir doğa koruma ve alan yönetimi kavramı olan jeoparkların sayıları, 2004 yılında UNESCO himayesine girip kısa sürede kabul görüp yaygınlaşmalarıyla 2013 yılı itibarıyla Avrupa'da 58'e, dünya genelinde 100'e ulaştı. Jeoparkların eğitim, koruma ve jeoturizm olmak üzere üç temel hedefi bulunuyor.