Tofaş, Hafif Ticaride Ar-ge Odaklı Projelerle Vites Yükseltiyor

Tofaş Üst Yöneticisi Kamil Başaran, Ar-Ge odaklı projeler geliştirdikleri hafif ticari araç üretiminde son derece iddialı olduklarını ve bunun süreceğini belirterek, "Biz hep 'Raf projesi artık yapmayacağız, yani hazır bir projeyi alıp gelip burada üretmeyeceğiz' dedik. Çünkü rekabetçi olmanın yolu Ar-Ge'den geçiyor" dedi.

Başaran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her dönem iddialı olduklarını ve buna devam edeceklerini söyledi.

Sektördeki rekabetin çok olmasının, kendilerini gelecek için daha fazla iddialı olmaya ittiğini vurgulayan Başaran, "Tofaş, hafif ticari araçta bugün son derece iddialı, gelecekte de son derece iddialı olacaktır" ifadesini kullandı.

Müşterinin beklentilerini hissedebilme ve pazar koşullarına göre rekabetçi ortamda ürünleri pazarlamanın, ana amaçlarından biri olduğunu anlatan Başaran, ayrıca ülke ekonomisine katma değer sağlamaya çalıştıklarını bildirdi.

Ar-Ge'ye verdikleri öneme değinen Başaran, "Biz hep 'Raf projesi artık yapmayacağız, yani hazır bir projeyi alıp gelip burada üretmeyeceğiz' dedik. Çünkü rekabetçi olmanın yolu Ar-Ge'den geçiyor. Türkiye'de bugüne kadar yaptığımız 'Doblo ','Mini Cargo' ve 'Linea' projeleri, fikri ve sınai hakları hep burada kalmak üzere geliştirilen projelerdir. Buradaki mühendisimizle Ar-Ge merkezimizle lokal şartlarda yarattığımız rekabet avantajlarını maksimize ederek bu ürünleri oluşturduk. Unutmayalım ki şu an Tofaş'ın sattığı araçların yüzde 85'i, kendi geliştirdiği araçlardan oluşmaktadır" diye konuştu.

-"Yeni model çalışmalarımızın belli bir noktaya kadar geldiğini düşünüyoruz"

Başaran, Tofaş'ın kendisini sürekli yenilediğine dikkati çekerek, pazar boyutu, ekonomi ve rekabet koşullarının elverdiği ortamda atikliklerinin sürdüğünü dile getirdi.

Gelecek planları kapsamında yeni ürün çalışmalarını sürdürdüklerine işaret eden Başaran, "Yeni model çalışmalarımızın belli bir noktaya kadar geldiğini düşünüyoruz. Önümüzdeki kısa bir zaman içinde de Tofaş'ın bu konuda gerekli pozisyona geldiğinden emin olacaksınız. Tabii ki sektör çok büyük rekabet içinde. Sektörde neyin ne zaman hangi planda olduğunu konuşabilmemiz çok zor" değerlendirmesinde bulundu.

Ortaya koydukları tüm ürünlerin, otomotiv tarihine geçtiğini söyleyen Başaran, Doblo'nun, en büyük krizin yaşandığı bir dönemde ana ve yan sanayisiyle hem otomotiv sektörüne hem de ülke ekonomisine ihracatıyla yön ve boyut verdiğini anlattı. Bunun ardından fikri sınai haklarıyla Mini Cargo Projesinin geldiğini ve sektöre damga vurduğunu belirten Başaran, binek araç segmentinde de tamamen Ar-Ge'siyle geliştirdikleri Linea'nın anlam kazandığını ifade etti.

Gelecek dönem için ürün politikalarını gözden geçirdiklerini belirten Başaran, ürünlerini, müşteri taleplerinden yola çıkarak konumlandırdıkları bilgisini verdi.

-Türkiye'nin hafif ticari araçlardaki rekabetçi gücü

Başaran, Tofaş'ın, Türkiye'de "hem hafif ticari hem de binek araç üreten" tek firma olduğunu vurguladı.

Otomotiv sektörünün ana dış satım bölgesi Avrupa'daki krizin farklı dinamikler oluşturduğunu, ihracat pazarlarını genişletme arayışları çerçevesinde hafif ticari aracın önemli bir rol üstlendiğini dile getiren Başaranş, şöyle devam etti:

"Hafif ticari araç, konsept olarak da bu ülkede çok önemli bir mücevher. Bu konuda Türkiye'nin, Ar-Ge'si, altyapısı ve yan sanayisi, dünyaya fark atacak yetkinlikte olup rekabet gücü çok yüksektir. Bugün ister 'kriz' ister 'toplumdaki, müşterideki değişim' deyin, binek araç kapsamında farklı dinamikler olabilir. Bunu pazarda da görüyoruz. Binek araçlardaki gelişmeye daha dikkatli bakmamız lazım, çünkü yüzde 80'e giden ithalatlar var. Yani bugün binek araçtaki pazar büyümesinin altında da yüzde 80'lere ulaşan ithal araç satışının olduğunun bilinmesi lazım. Ülke ekonomisi için her gün dış ticaret açığının çok önemli bir indikatör olduğunu vurguluyoruz. Bu bağlamda, büyüyen otomobil pazarındaki ithalat oranının yüzde 80'lere ulaşmasını incelemek gerekir. Ülkenin hafif ticari araç ile lokal, tüm rekabet avantajlarını kullanarak ürettiğini, yetkinliğinin tam olduğunu, üretim kapasitelerinin dünyaya ihraç eder vaziyette olduğunu da kabul edersek bunu gözden geçirip hafif ticari araçta özellikle müşteriye giden yoldaki kolaylıkları sağlayarak ülkenin ithalattaki bu yüksek oranın aşağıya çekileceğini düşünüyoruz."

-"Amerika Doblo Projesi bir iftihar kaynağı"

Kamil Başaran, Türkiye'de her bin kişiye düşen araç sayısının son derece düşük seviyede bulunduğunu, olması gerekenin yarısında olduğunu bildirdi.

Büyüme dengesi içinde ülkenin en büyük rekabet avantajının hafif ticari araçta yer aldığını, yerlilik oranının maksimize olduğunu bildiklerini anlatan Başaran, "Amerika Doblo Projesi"ni, kendileri için bir iftihar kaynağı olarak niteledi.

Firmanın, 5 değişik müşterisine araç ürettiğini, tüm Avrupa ülkeleriyle Latin Amerika'ya ihracat yaptığını dile getiren Başaran, şöyle konuştu:

"Rekabetçi olan bu ürünü, Amerika'da pazarlama kararı aldık. Fiat ve Chrysler ortaklığıyla bu işi geliştirdik ve yaptığımız anlaşmayla da 2014 yılı sonundan itibaren Amerika'da araçlarımızın yollara çıkmasını planladık, kontratlarımızı bu şekilde yaptık. Aynı zamanda Doblo Projesini de 2021'e yılına kadar uzatma şansımız oldu. 268 milyon avro civarında bir yatırım yapmaktayız. Tüm Ar-Ge teşkilatımız ve yan sanayimizle çalışmaktayız. Proje son derece başarılı gitmektedir. Hatta programda öne çekmek istediğimiz bazı zamanlar bile olmaktadır. Son derece heyecanlıyız. Bu ülkeden Amerika'ya da ihracatın başlayacağı müjdesini vermek isteriz. Amerika Doblo Projesi, bundan sonra daha iddialı projeler yapabileceğimizin en önemli müjdecisidir. Hele bunun Amerika olması, bizim için ayrı bir gurur kaynağıdır."

Başaran, Avrupa pazarından olumlu yönde öncü sinyaller geldiğini ve bu konuda farklı enstitüler tarafından yayımlanan raporların sevindirici olduğunu ifade ederek, bu pazarın 2016 sonrasında toparlanmasını ve orada daha iyi sonuçlara ulaşmayı beklediklerini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA