Anadolu Fikir Platformunda Bu Hafta Mehmet Akif Ersoy Konuşuldu
Her hafta farklı konularla gündeme gelen Anadolu Fikir Platformunun bu haftaki konuğu TBMM’de İstiklal Marşı ve Mehmet Akif kitabının yazarı Mehmet Çetin oldu.
Mehmet Akif’e dair yanlış bilinenleri ve hiç bilmediklerimizi konu edinen yazar Mehmet Çetin doyumsuz sohbetiyle katılımcıları aydınlattı. Cumhuriyetin ilanında susan bir Akif’ten bahseden yazar Çetin, “Onu anmayı bir ihtiyaç haline getirmemiz gerekiyor. Çünkü ahlaki yapısında bile bize örnek olacak farklı bir duruşa sahip, sevmediği insanlara dair konuşulduğunda asla söylenilenlere eşlik etmeden, değerlendirmelerinde namus kavramının bütün gereklerini yerine getirir” dedi.
Milli Mücadele Gazisi olan oğlu için sorulan soruya da açıklık getiren yazar Çetin, “Mehmet Emin’in kamyon kasasında alkol komasından öldüğü söylemlerinin öncesinde bilinmesi gereken birkaç gerçek vardır. O dönemlerde savaş alanında sayısız kişiye Kuran-ı Kerim öğreten Mehmet Emin, Kuran öğrettiği için Divanı Harpte irtica sucundan yargılanır. Bu yargılanma sonrasında insana ve hayata dair inancını kaybeder. Ve size göre eleştirilecek olan, kendimize pay çıkarmaktan çekindiğimiz yanlışları yapar, sonra ki dönemlerde Mehmet Akif’in İzmir’de olan bir dostu, Mehmet Emin’e el uzatır ve çiftliğinde çalıştırır, evlendirir. Eşini kaybetmesiyle tekrar yalnızlığa itilen Emin Arapça, Osmanlıca, Fransızca bilmesine rağmen iş bulamaz. Üç dil bildiğini söyleyerek iş arayan Mehmet Emin’e iş vermeyenler mi suçlu? yoksa kendisi mi bunu sorgulamak gerekir. İstiklal Marşı yazarının oğluna sahip çıkmayanlar Akif’in evlatlarını yetiştiremediği söylemleriyle en kolay kaçışı gerçekleştirmekteler ‘ dedi.
Bir başka konuğun Mehmet Akif’in Abdülhamit’i sevmediği sorusuna açıklık getiren yazar Çetin, “Akif Abdülhamid’i sevmek değil tam anlamıyla kendisinden iğreniyordu. Bu konuda siyasi şuur aramak yanlış olur dönemlerde Abdülhamid düşmanlığının olduğunu biliyoruz. Akif’e yakın olan Mithat Cemal, Mehmet Akif’in Abdülhamid’i gördüğünde kustuğunu söylemesi ona karşı olan iğrentisinin açık delilidir” dedi.
Ömer Rıza Doğru’yla dostluğunu soran bir başka katılımcıya Yazar Mehmet Çetin, “Ömer Rıza Doğruyla olan dostluğu Mısır’a kadar uzanır. Doğru Arapçayı çok iyi bilen aydın bir kişiliktir eğer ki bu kişide Masonluk var ise Akif’in dışında gerçekleşmiştir ve büyük ihtimalle Akif bu gerçeği bilmemektedir” dedi.
Katılımcıların ‘Mehmet Akif’in Atatürk için benim ömrümden al onun ömrüne ver söylentisi gerçek midir’ sorusuna yazar Çetin, “Bu söylem asla kabul edilir bir söylem değildir. Akif’in itikatına ait olan bir duruşu var bu duruşu bilmeyen insanlar bu söylemi geliştirdiler. Tek parti döneminde Akif’i sevimli göstermek adına bağlamı değişen konulardan bir tanesi de budur. Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi mısralarını kullanan şair için bir hata aranıyor gibi irdelenmesi art niyet taşımaktadır. Akif vatana ait hiçbir konuda eleştiriyi kabul etmez, Akif Diyarbakır karpuzunu eleştiren birine dahi sert cevap verecek kadar vatan sevdalısıdır” dedi.
Şiirlerinde kadın temasının olmaması, cinsiyetsiz şiirler yazmasının asıl sebebinin sorulması üzerine Çetin, “Akif’e şiir yazdırma sebepleri vardır. Akif başlı başına teslimiyete kendisini adamış bir modeldir. Evliliğinde dahi İslami bir model olan Akif için aşk davasıdır. Dostoyevski gibi sevdiğimin gözleri Rusya kadar geniş ve güzeldir yaklaşımlarını kendilerini davaya adamış kişilerin şiirlerinde göremezsin. Mısır’da Leyla şiirini yazdığında Hasan Basri Cantay şiirde vaadi mi değiştiriyorsun siye sorar ve şair; şiiri davası için kurban ettiği söylemini kullanır” dedi.
Son olarak “Öyle bir kişilikten bahsediyoruz ki hurafelerle dalga geçtiği için züppe, Mısır’da fes giydiği için Hristiyan olduğu söylemlerini şöhret yanlış anlaşılmaların ortalamasıdır” diyerek açıklayan Çetin, ‘Akif ve Bedüzzaman’ın Atatürk etrafında dursaydılar şu anki, durumdan daha farklı olurdu’ sorusuna ise, “Yaşlı bir medeniyet ve yenilgiyi kabul etme durumu söz konusuydu. Atatürk politik açıdan haklı olsa dahi Akif ahlaki açıdan haklı olduğu teziyle farklılaşmaktadır. Politik ve Ahlaki yapının bir arada olması mümkün değildir’’ şeklinde cevap verdi.
Kaynak: İHA
Milli Mücadele Gazisi olan oğlu için sorulan soruya da açıklık getiren yazar Çetin, “Mehmet Emin’in kamyon kasasında alkol komasından öldüğü söylemlerinin öncesinde bilinmesi gereken birkaç gerçek vardır. O dönemlerde savaş alanında sayısız kişiye Kuran-ı Kerim öğreten Mehmet Emin, Kuran öğrettiği için Divanı Harpte irtica sucundan yargılanır. Bu yargılanma sonrasında insana ve hayata dair inancını kaybeder. Ve size göre eleştirilecek olan, kendimize pay çıkarmaktan çekindiğimiz yanlışları yapar, sonra ki dönemlerde Mehmet Akif’in İzmir’de olan bir dostu, Mehmet Emin’e el uzatır ve çiftliğinde çalıştırır, evlendirir. Eşini kaybetmesiyle tekrar yalnızlığa itilen Emin Arapça, Osmanlıca, Fransızca bilmesine rağmen iş bulamaz. Üç dil bildiğini söyleyerek iş arayan Mehmet Emin’e iş vermeyenler mi suçlu? yoksa kendisi mi bunu sorgulamak gerekir. İstiklal Marşı yazarının oğluna sahip çıkmayanlar Akif’in evlatlarını yetiştiremediği söylemleriyle en kolay kaçışı gerçekleştirmekteler ‘ dedi.
Bir başka konuğun Mehmet Akif’in Abdülhamit’i sevmediği sorusuna açıklık getiren yazar Çetin, “Akif Abdülhamid’i sevmek değil tam anlamıyla kendisinden iğreniyordu. Bu konuda siyasi şuur aramak yanlış olur dönemlerde Abdülhamid düşmanlığının olduğunu biliyoruz. Akif’e yakın olan Mithat Cemal, Mehmet Akif’in Abdülhamid’i gördüğünde kustuğunu söylemesi ona karşı olan iğrentisinin açık delilidir” dedi.
Ömer Rıza Doğru’yla dostluğunu soran bir başka katılımcıya Yazar Mehmet Çetin, “Ömer Rıza Doğruyla olan dostluğu Mısır’a kadar uzanır. Doğru Arapçayı çok iyi bilen aydın bir kişiliktir eğer ki bu kişide Masonluk var ise Akif’in dışında gerçekleşmiştir ve büyük ihtimalle Akif bu gerçeği bilmemektedir” dedi.
Katılımcıların ‘Mehmet Akif’in Atatürk için benim ömrümden al onun ömrüne ver söylentisi gerçek midir’ sorusuna yazar Çetin, “Bu söylem asla kabul edilir bir söylem değildir. Akif’in itikatına ait olan bir duruşu var bu duruşu bilmeyen insanlar bu söylemi geliştirdiler. Tek parti döneminde Akif’i sevimli göstermek adına bağlamı değişen konulardan bir tanesi de budur. Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi mısralarını kullanan şair için bir hata aranıyor gibi irdelenmesi art niyet taşımaktadır. Akif vatana ait hiçbir konuda eleştiriyi kabul etmez, Akif Diyarbakır karpuzunu eleştiren birine dahi sert cevap verecek kadar vatan sevdalısıdır” dedi.
Şiirlerinde kadın temasının olmaması, cinsiyetsiz şiirler yazmasının asıl sebebinin sorulması üzerine Çetin, “Akif’e şiir yazdırma sebepleri vardır. Akif başlı başına teslimiyete kendisini adamış bir modeldir. Evliliğinde dahi İslami bir model olan Akif için aşk davasıdır. Dostoyevski gibi sevdiğimin gözleri Rusya kadar geniş ve güzeldir yaklaşımlarını kendilerini davaya adamış kişilerin şiirlerinde göremezsin. Mısır’da Leyla şiirini yazdığında Hasan Basri Cantay şiirde vaadi mi değiştiriyorsun siye sorar ve şair; şiiri davası için kurban ettiği söylemini kullanır” dedi.
Son olarak “Öyle bir kişilikten bahsediyoruz ki hurafelerle dalga geçtiği için züppe, Mısır’da fes giydiği için Hristiyan olduğu söylemlerini şöhret yanlış anlaşılmaların ortalamasıdır” diyerek açıklayan Çetin, ‘Akif ve Bedüzzaman’ın Atatürk etrafında dursaydılar şu anki, durumdan daha farklı olurdu’ sorusuna ise, “Yaşlı bir medeniyet ve yenilgiyi kabul etme durumu söz konusuydu. Atatürk politik açıdan haklı olsa dahi Akif ahlaki açıdan haklı olduğu teziyle farklılaşmaktadır. Politik ve Ahlaki yapının bir arada olması mümkün değildir’’ şeklinde cevap verdi.