"Mursi Sonrası Mısır'da İslamofobi Hakim"
Georgetown Üniversitesi'nden Prof. John L. Esposito, Mısır'da İslamcı hükümetin göreve gelmesinden korkanların, "ordunun uyguladığı şiddetin boyutunu görmekten ve demokratik yollarla seçilmiş hükümeti devirmenin meşru olup olmadığını sorgulamaktan aciz" olduklarını söyledi.
İslam İşbirliği Teşkilatı ile Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünce The Grand Tarabya Otel'de düzenlenen ''Hukuk ve Medya Bağlamında Uluslararası İslamofobi Konferansı''nda konuşan Esposito, İslamofobinin Avrupa ve ABD'de 1990'dan itibaren yükselişe geçtiğini hatırlatarak, ABD merkezli yedi kuruluşun geçten on yılda İslamofobi taraftarlarına 42,5 milyon dolar yardımda bulunduğunu söyledi.
"Günümüzde İslamofobinin bu kadar taraftar toplamasında popüler kültürü şekillendiren sosyal medyanın oldukça önemli bir yeri olduğuna inanıyorum" diyen Esposito, "İslamofobiye dair şimdiye kadar gördüklerimiz daha buz dağının görünen kısmı" ifadesini kullandı.
Esposito, ABD'deki 31 eyaletin hiçbir kanıta dayanmaksızın ve gereksiz camilerin yasaklanması gibi akıl dışı şeriat karşıtı yasaları geçirdiklerini ifade etti.
Esas sorunun şeriat karşıtı yasaları kimsenin talep etmediği olduğunu belirten Esposito, "Eyaletlerdeki insanlar henüz şeriatın ne olduğunu bilmiyor ki şeriat karşıtı yasaların lehinde veya aleyhinde oy versin. Görebildiğimiz tek şey mantık dışı bir korku. Ana akım medyada her gün İslam korkusuyla dolu haberler çıkıyor. İslama dair vardıkları sonuçlar ise sosyal yaşamda tartışmaya yer bırakmayan ve temelsiz doğrular haline geliyor" diye konuştu.
-"Mursi sonrası Mısır: İslamofobi kaynaklı mantıkdışı korku"
Esposito, Mursi sonrası Mısır'da da aynı İslamofobik söylemin hakim olduğunu belirterek, askeri rejimin şiddet uygulamalarına ve binlerce masum Mısırlının öldürülmesine ise sessiz kalındığına dikkati çekti.
Mısır'daki askeri darbenin eylemlerine müsamahayla yanaşan Batı'nın çifte standart uyguladığına işaret eden Esposito, aynı şeylerin yüzde onunun dahi Mursi hükümeti tarafından yapılması halinde ise "terör dalgası yayılıyor" deneceğini aktardı.
Esposito, Mısır'da yaşananların darbe olup olmadığını merak etmeyenleri ve seçilmiş hükümeti devirmenin mi yoksa seçimle görevden uzaklaştırmanın mı meşru olduğunu sorgulamayanları da eleştirdi.
ABD'de çok iyi beslenen ve desteklenen İslamofobi ağı olduğunu ifade eden Esposito, yakında sosyal medyanın İslamofobideki yeri ve bunun popüler kültür üzerindeki etkisini araştırmak için uzun süreli bir projeye başlanacağını, ancak detayların henüz kesinleşmediğini duyurdu.
-Finkelstein: "Etiketler işe yaramıyor"
Bir diğer panelist, Anti-semitizm ve Filistin-İsrail çatışması üzerine çalışan Amerikalı siyaset bilimci Norman Gary Finkelstein da İslamofobi ve anti-Semitizm arasında benzerlik olduğunu söyleyerek, "İslamofobi ve anti-Semitizm için ortak bir tanım olsa şöyle olurdu; Genelleme yapmak, toplumların çekirdek inançlarını incitici bir biçimde hedeftir. Buna 'Müslümanlar teröristtir' ve 'Yahudiler ucuzdur' gibi yanlış genellemelerin örnek verilebileceğini belirtti.
Etiket ve tanımlamaların işe yaramadığını vurgulayan Finkelstein, bunun gerçekleri çarpıttığını söyledi.
Kaynak: AA
"Günümüzde İslamofobinin bu kadar taraftar toplamasında popüler kültürü şekillendiren sosyal medyanın oldukça önemli bir yeri olduğuna inanıyorum" diyen Esposito, "İslamofobiye dair şimdiye kadar gördüklerimiz daha buz dağının görünen kısmı" ifadesini kullandı.
Esposito, ABD'deki 31 eyaletin hiçbir kanıta dayanmaksızın ve gereksiz camilerin yasaklanması gibi akıl dışı şeriat karşıtı yasaları geçirdiklerini ifade etti.
Esas sorunun şeriat karşıtı yasaları kimsenin talep etmediği olduğunu belirten Esposito, "Eyaletlerdeki insanlar henüz şeriatın ne olduğunu bilmiyor ki şeriat karşıtı yasaların lehinde veya aleyhinde oy versin. Görebildiğimiz tek şey mantık dışı bir korku. Ana akım medyada her gün İslam korkusuyla dolu haberler çıkıyor. İslama dair vardıkları sonuçlar ise sosyal yaşamda tartışmaya yer bırakmayan ve temelsiz doğrular haline geliyor" diye konuştu.
-"Mursi sonrası Mısır: İslamofobi kaynaklı mantıkdışı korku"
Esposito, Mursi sonrası Mısır'da da aynı İslamofobik söylemin hakim olduğunu belirterek, askeri rejimin şiddet uygulamalarına ve binlerce masum Mısırlının öldürülmesine ise sessiz kalındığına dikkati çekti.
Mısır'daki askeri darbenin eylemlerine müsamahayla yanaşan Batı'nın çifte standart uyguladığına işaret eden Esposito, aynı şeylerin yüzde onunun dahi Mursi hükümeti tarafından yapılması halinde ise "terör dalgası yayılıyor" deneceğini aktardı.
Esposito, Mısır'da yaşananların darbe olup olmadığını merak etmeyenleri ve seçilmiş hükümeti devirmenin mi yoksa seçimle görevden uzaklaştırmanın mı meşru olduğunu sorgulamayanları da eleştirdi.
ABD'de çok iyi beslenen ve desteklenen İslamofobi ağı olduğunu ifade eden Esposito, yakında sosyal medyanın İslamofobideki yeri ve bunun popüler kültür üzerindeki etkisini araştırmak için uzun süreli bir projeye başlanacağını, ancak detayların henüz kesinleşmediğini duyurdu.
-Finkelstein: "Etiketler işe yaramıyor"
Bir diğer panelist, Anti-semitizm ve Filistin-İsrail çatışması üzerine çalışan Amerikalı siyaset bilimci Norman Gary Finkelstein da İslamofobi ve anti-Semitizm arasında benzerlik olduğunu söyleyerek, "İslamofobi ve anti-Semitizm için ortak bir tanım olsa şöyle olurdu; Genelleme yapmak, toplumların çekirdek inançlarını incitici bir biçimde hedeftir. Buna 'Müslümanlar teröristtir' ve 'Yahudiler ucuzdur' gibi yanlış genellemelerin örnek verilebileceğini belirtti.
Etiket ve tanımlamaların işe yaramadığını vurgulayan Finkelstein, bunun gerçekleri çarpıttığını söyledi.