Tunceli Belediyesi'nden 'munzur'u Kurtarma Projesi'
Tunceli Belediyesi tarafından gerçekleştirilen ve 6 milyon 277 bin 500 lirası Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından hibe olarak karşılanan İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi törenle hizmete girdi.

Göreve geldiklerinde halkın da birinci önceliğinin barajlar ve Munzur’un kirliliği olduğunu, buna çözüm amacıyla 2008'de bir proje başlattıklarını kaydeden Şahin, 2009’da bu proje yeniden revize edilerek, 2010 yılında inşaat çalışmalarına başladıklarını ifade etti.
İki yıl içerisinde yüklenici firma tarafından inşaatın bitirilerek belediyeye devri planlanıp çalışmalara başlandığını dile getiren Şahin, "22 dönüm arazi üzerine kurulan İleri Biyolojik Atıksu Arıtma tesisi ile birlikte 21 kilometre kanalizasyon hattı, 5 bin metrelik yağmur suyu şebeke hattı, 5 bin 100 metre terfi hattı yaptık. Üç büyük projeyi burada birlikte yürüttük. 16 milyon yaklaşık maliyetli olarak hesaplanan ve toplam 12 milyon 555 bin liraya mal olurken 6 milyon 277 bin 500 lirasını İller Bankası’ndan kredi olarak aldık. 6 milyon 277 bin 500 lirası Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül tarafından hibe olarak verildi.
Biz bu projedeki katkılarından dolayı Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’e halkımız adına teşekkürlerimizi sunuyoruz" diye konuştu
Şahin, projenin yüzde 60'ının belediye kaynaklarıyla gerçekleştirilmesinin övünülecek bir şey olduğunu ve projeye emeği geçen herkese teşekkür ettiğini sözlerine ekledi
Daha sonra konuşan BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, Tunceli Belediyesi için projenin çok büyük olduğunu söyledi.
Türkiye’nin demokratikleşmesinin ertelenemez bir görev olarak gördüklerini anlatan Çelik, bu anlamıyla zindanları boşaltarak rehine muamelesine tabi tutulan mahkumların hizmet üretme seferberliğine sevk edilmesi gerektiğini savundu. Çelik, "Hükümetin eylülün başında meclisi açarak, acil demokrasi paketi olarak ifade ettiğimiz ve kendilerine sunduğumuz 25 maddelik paketin derhal yasal çerçeveye kavuşturulması,sonrasında eşit, özgür, demokratik Türkiye’de, demokratik, özgürlükçü bir anayasayla, kimliklerin, kültürlerin, dinlerin, inançların, özgür demokratik, barışçıl bir anayasa ile kendisini var etmelerine fırsat vermelidir" şeklinde konuştu
Asimilasyonist politikalarla dilinin, inancının ve kültürünün inkar edilmesini istemeyen Çelik, "Cemevinde Alevi gibi ibadetimi yerine getirmek istiyorum. Eğitim kurumlarında Kürt dilinin hem Dımılki lehçesini, hem de Kırmançki lehçesi üzerinde eğitimi almak istiyorum. Kamusal alanda çok dilli hizmeti belediyemde, vilayetimde valiliğimde görmek o ihtiyaçlarımın karşılandığını bilmek hakkımdır. Bu hakkın karşılanacağı umudu ve dileklerimle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum" ifadelerini kullandı
Konuşmaların ardından tesisin açılış kurdelesi kesildi