İkinci Baharlarını, "huzur Sarayı"nda Yaşıyorlar
BURSA - BÜŞRA NUR ÖZCAN - Bursa'da, merkez Yıldırım Belediyesince yürütülen proje kapsamında yaptırılan "Huzur Sarayı"nda barınan yaşlılara "beş yıldızlı otel" konforunda hizmet veriliyor.
Hobi bahçelerinde sebze ve çiçek yetiştiren, jimnastik salonunda spor yapan, kütüphanede kitap okuyan yaşlılar, Dede-Nine-Torun Etüt Merkezi'nde ise torun sevgisinden mahrum kalmıyor.
Türkiye'de bir ilk olma özelliğine sahip tesisteki 20 süit odada 50 yaşlı barınıyor. Doktor, hemşire, hasta bakıcı ve jimnastik eğitmenlerinin de bulunduğu sarayın sakinlerinin konforlu, sağlıklı ve huzurlu bir hayat sürdürebilmesi için gereken her şey yapılıyor.
Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mevcut huzurevlerinde birçok kişinin bir arada kaldığını ve bu yüzden yeterli konforun sağlanamadığını söyledi.
Maddi durumu iyi olan ancak bakacak kimsesi bulunmayan yaşlılar için bir proje geliştirdiklerini belirten Keskin, "Nasıl ki özel okullar var, özel huzurevleri de olsun, adına da 'Huzur Sarayı' diyelim, son derece konforlu olsun dedik. Yani süit odaları olsun, hobi bahçelerinde çiçek, domates, biber yetiştirilebilsin, yaşlılar ömürlerinin son deminde huzur bulsun istedik" dedi.
Huzur Sarayı sakinlerinin, sembolik fiyatlarla konforlu yaşayabildiğini ve ev yemekleri yiyebildiğini dile getiren Keskin, ücretinin ise bir emekli maaşı kadar olduğunu bildirdi.
Türkiye'ye model olması amacıyla hayata geçirdikleri projenin benzerlerinin başka illerde de yürütülmeye başlandığına dikkati çeken Keskin, "Burada sürekli kalanlar dışında 'Akşama kadar dört duvar arasında kalmasın' diye akşamları dönmek üzere sabahları evlerinden alınan yaşlılar da var. Bu yaşlılarımız, buranın devamlı sakinleriyle sohbet ediyor, satranç oynuyor, çay içiyor, akşamları da otobüslerle evlerine bırakılıyor" ifadesini kullandı.
Keskin, Dede-Nine-Torun Etüt Merkezi'nde ise dedeler ile ninelerin, buraya gelen çocuklarla satranç, masa tenisi, futbol oynayıp sohbet ederek torun sevgisini yaşadığını belirtti.
Merkezi hem yaşlıların torun sevgisinden hem de çocukların dede-nine sevgisinden mahrum kalmaması amacıyla tasarladıkları bilgisini veren Keskin, "Buradaki öğretmenler, onlara hizmet vererek derslerini öğretmekte, dedeler ile nineler de torun sevgisinden mahrum kalmamaktadır" diye konuştu.
-"Evimizde böyle rahatlığı bulamayız"
Sarayın en yaşlı sakini Halil Gürdaş da burada 10 aydır barındığını ve gerek tesisten gerekse hizmetlerden çok memnun olduğunu söyledi.
Tesise, eşi vefat ettikten sonra yerleştiğini dile getiren Gürdaş, şunları kaydetti:
"Burası beş yıldızlı otel sisteminde. Devamlı sıcak suyumuz, üç öğün yemek, hizmet edenler mevcut. Çamaşırımız yıkanıyor, ütüleniyor. Yani evimizde böyle rahatlığı bulamayız. Kızım Diyarbakır'da, oğlum İznik'te. 'Oraya gidip gelinime yük olamam' diyerek buraya geldim. Bulmaca çözüyorum, kitap, gazete okuyorum. Vaktimi böyle geçiriyorum."
Hanife Yürüsün ise eşi öldükten sonra evinde yalnız yaşayamadığı için Huzur Sarayı'nı tercih ettiğini anlattı.
Yaşıtlarıyla daha mutlu olduğuna işaret eden Yürüsün, "Kendi evimde nasıl yaşıyorsam burada da öyle. Her imkan var. Televizyonda haberleri izliyorum, yürüyüşe çıkıyorum. Çok mutluyum" değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
Türkiye'de bir ilk olma özelliğine sahip tesisteki 20 süit odada 50 yaşlı barınıyor. Doktor, hemşire, hasta bakıcı ve jimnastik eğitmenlerinin de bulunduğu sarayın sakinlerinin konforlu, sağlıklı ve huzurlu bir hayat sürdürebilmesi için gereken her şey yapılıyor.
Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mevcut huzurevlerinde birçok kişinin bir arada kaldığını ve bu yüzden yeterli konforun sağlanamadığını söyledi.
Maddi durumu iyi olan ancak bakacak kimsesi bulunmayan yaşlılar için bir proje geliştirdiklerini belirten Keskin, "Nasıl ki özel okullar var, özel huzurevleri de olsun, adına da 'Huzur Sarayı' diyelim, son derece konforlu olsun dedik. Yani süit odaları olsun, hobi bahçelerinde çiçek, domates, biber yetiştirilebilsin, yaşlılar ömürlerinin son deminde huzur bulsun istedik" dedi.
Huzur Sarayı sakinlerinin, sembolik fiyatlarla konforlu yaşayabildiğini ve ev yemekleri yiyebildiğini dile getiren Keskin, ücretinin ise bir emekli maaşı kadar olduğunu bildirdi.
Türkiye'ye model olması amacıyla hayata geçirdikleri projenin benzerlerinin başka illerde de yürütülmeye başlandığına dikkati çeken Keskin, "Burada sürekli kalanlar dışında 'Akşama kadar dört duvar arasında kalmasın' diye akşamları dönmek üzere sabahları evlerinden alınan yaşlılar da var. Bu yaşlılarımız, buranın devamlı sakinleriyle sohbet ediyor, satranç oynuyor, çay içiyor, akşamları da otobüslerle evlerine bırakılıyor" ifadesini kullandı.
Keskin, Dede-Nine-Torun Etüt Merkezi'nde ise dedeler ile ninelerin, buraya gelen çocuklarla satranç, masa tenisi, futbol oynayıp sohbet ederek torun sevgisini yaşadığını belirtti.
Merkezi hem yaşlıların torun sevgisinden hem de çocukların dede-nine sevgisinden mahrum kalmaması amacıyla tasarladıkları bilgisini veren Keskin, "Buradaki öğretmenler, onlara hizmet vererek derslerini öğretmekte, dedeler ile nineler de torun sevgisinden mahrum kalmamaktadır" diye konuştu.
-"Evimizde böyle rahatlığı bulamayız"
Sarayın en yaşlı sakini Halil Gürdaş da burada 10 aydır barındığını ve gerek tesisten gerekse hizmetlerden çok memnun olduğunu söyledi.
Tesise, eşi vefat ettikten sonra yerleştiğini dile getiren Gürdaş, şunları kaydetti:
"Burası beş yıldızlı otel sisteminde. Devamlı sıcak suyumuz, üç öğün yemek, hizmet edenler mevcut. Çamaşırımız yıkanıyor, ütüleniyor. Yani evimizde böyle rahatlığı bulamayız. Kızım Diyarbakır'da, oğlum İznik'te. 'Oraya gidip gelinime yük olamam' diyerek buraya geldim. Bulmaca çözüyorum, kitap, gazete okuyorum. Vaktimi böyle geçiriyorum."
Hanife Yürüsün ise eşi öldükten sonra evinde yalnız yaşayamadığı için Huzur Sarayı'nı tercih ettiğini anlattı.
Yaşıtlarıyla daha mutlu olduğuna işaret eden Yürüsün, "Kendi evimde nasıl yaşıyorsam burada da öyle. Her imkan var. Televizyonda haberleri izliyorum, yürüyüşe çıkıyorum. Çok mutluyum" değerlendirmesinde bulundu.