Merkez Bankası 2013 Yılı 1. Çeyrek Ödemeler Dengesi Raporu

İSTANBUL - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2013 yılı 1. çeyrek Ödemeler Dengesi Raporu'nda, Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler içinde, portföy girişleri açısından ilk çeyrekte de pozitif yönde ayrışmaya devam ettiği kaydedildi.

TCMB, 2013 yılı 1. çeyrek dönemine ilişkin Ödemeler Dengesi Raporu'nu yayımladı.

Rapora göre, cari işlemler dengesi 2013 yılı ilk çeyreğinde, artış beklentilerinin aksine, daralma eğilimini devam ettirdi. TCMB'nin 2010 yılı sonunda başlattığı para politikası uygulamasının da desteklediği iç ve dış talep dengelenme hareketinin sonuna gelinmiş olmasına rağmen, iç talep unsurlarının ilk çeyrekte beklenenden daha yavaş bir toparlanma eğiliminde olması, dış ticaret dengesindeki kötüleşmeyi sınırladı. Diğer taraftan, özellikle turizm kaynaklı hizmet gelirlerinin beklenenin üzerinde bir seyir izlemesi, cari işlemler açığının bu çeyrekte de daralma eğilimini devam ettirmesine katkıda bulundu.

İhracatta kriz sonrası dönemde başlayan ılımlı ve istikrarlı artış süreci, bir miktar hız kaybetse de, 2013 ilk çeyreğinde de devam etti. Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracat, bu ülkelerde finansal krizin etkilerinin azalma eğilimi göstermesi ile yavaş da olsa toparlanma eğilimi gösterirken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yönelik ihracat bir miktar ivme kaybetti.

2012 yılı içinde yüksek düzeyleri ile ön plana çıkan altın ihracatı, 2013 yılı ilk çeyreğinde tarihsel ortalamalarına geriledi ve ihracat performansına yaptığı olumlu katkı azaldı. Ödemeler dengesi tanımlı ihracat kalemi içinde yer alan bavul ticareti gelirleri ise, bir önceki çeyrekte gerçekleşen tarihsel yüksek seviyeye göre azaldı ancak, hızlı artışlarını korudu.

-Turist sayısında ilk çeyrekte çift haneli büyüme gerçekleşti

İthalat harcamalarında 2012 yılı son çeyreğinde başlayan sınırlı artış eğiliminin yılın ilk çeyreğinde de devam ettiği gözlendi. Bu dönemde iç talep unsurlarının ılımlı bir toparlanma göstermiş olmasının yanı sıra kış aylarında hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde geçmesi ve enerji fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle enerji ithalatının gerilemesi ithalat artış hızını sınırlayan temel faktörler oldu. Öte yandan, altının ons fiyatının hızlı bir şekilde gerilemesine paralel olarak artan talebin etkisiyle altın ithalatı bir önceki döneme göre önemli oranda artış göstererek toplam ithalatı artırıcı yönde etki yaptı.

Cari işlemler dengesinin dış ticaretten sonra en önemli belirleyicisi olan hizmetler kalemi, yılın ilk çeyreğinde cari dengeye yaptığı olumlu katkıyı artırarak devam ettirdi. Turizm gelirlerinin 2013 ilk çeyreğinde beklenenin üzerinde bir artış göstermesi, benzer şekilde turizm sektörüne bağlı diğer taşımacılık gelirlerinin hızlı artış eğilimini sürdürmesi, cari açığın daralmasında önemli bir faktör oldu. Ülke grupları olarak bakıldığında, ilk çeyrekte hemen hemen tüm bölgelerden gelen turist sayısında çift haneli büyüme gerçekleşti.

-Türkiye, gelişmekte olan ülkeler içinde portföy girişleri açısından ilk çeyrekte de pozitif yönde ayrışmaya devam etti

Sermaye girişleri ana başlıklar itibariyle incelendiğinde 2013 yılı ilk çeyreğinde, doğrudan yatırımların payı azalmaya devam etti ve portföy girişlerinin güçlü seyrini koruduğu görüldü.

Diğer yatırım girişleri ise özellikle yükümlülük ayağında yer alan ticari krediler, bankaların kısa vadeli kredi ve mevduat girişleri ile bir önceki çeyreğe göre önemli oranda artış gösterdi. Azalan cari açık ile birlikte yüksek düzeyde gerçekleşen sermaye girişleri 2013 yılı ilk çeyreğinde de rezervlerin önemli oranda artmasına neden oldu.

Finansman unsurlarının kalitesi yönünden bakıldığında, yılın ilk çeyreğinde portföyün vade yapısı, Türkiye'nin gelişmiş ülkelere yönelen sermaye akımlarından aldığı pay ve rezerv yeterlilik oranları önceki çeyreklere göre ilerleme gösterdi. Gerek bankacılık gerek diğer sektörlerin borç çevirme oranlarının bir önceki çeyreğe göre gerilediği görüldü.

Doğrudan yatırım girişleri ise son dönem ortalamalarının altında gerçekleşti.

Doğrudan yatırım girişlerinde en önemli paya sahip Avro Bölgesinde ekonomik sorunların devam etmesi nedeniyle bu bölgeden Türkiye'ye gelen doğrudan yatırımlarda görülen düşüş, yılın ilk çeyreğinde de doğrudan yatırımlarda süregelen yavaş seyrin temel nedenini oluşturdu.

Öte yandan, doğrudan yatırım kalemi içinde yer alan gayrimenkul yatırımlarında bir önceki çeyrekte başlayan artış eğilimi bu yılın ilk çeyreğinde de devam etti. Geçen yıl içinde yürürlüğe giren ve yabancıların yurt içinde gayrimenkul almasını kolaylaştıran yasa değişikliğinin bu sektörde doğrudan yatırım girişlerini desteklediğinin düşünüldüğü ifade edildi.

Raporda şu ifadelere yer verildi:

''Kriz sonrası küresel ölçekte artan likidite, risk iştahındaki yükseliş ile beraber gelişmekte olan ülkelere yönelmiş ancak, bu eğilim gelişmiş ülkelerin finansal piyasalarında görülen toparlanmanın belirginleşmesi ile birlikte 2013 yılı ilk çeyreğinde gerilemeye başladı.

Söz konusu küresel gelişmenin bir yansıması olarak Türkiye'ye yönelik portföy girişleri, 2013 ilk çeyreğinde, yüksek ama geçen yılın son çeyreğine göre daha düşük düzeyde gerçekleşti.

Öte yandan, Türkiye gelişmekte olan ülkeler içinde, portföy girişleri açısından bu dönemde de pozitif yönde ayrışmaya devam etti. Nitekim, gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarında Türkiye'nin aldığı pay, 2013 yılı ilk çeyreğinde tarihsel yüksek seviyede gerçekleşti. Ülke kredi notunun ikinci bir derecelendirme kuruluşunca da "yatırım yapılabilir" seviyeye yükseltileceği beklentisi, bu gelişmenin temel nedenini oluşturdu. Diğer taraftan, portföy girişleri devam ederken yatırım yapılan araçların vade yapısı da iyileşmeye devam etti. Yılın ilk çeyreğinde bankaların yurt dışında tahvil ihraçlarını sürdürdüğü gözlendi. Bir eğilim olarak, bankaların yurt dışından uzun vadeli borçlanma stratejilerinde kredi cinsi borçlanmalardan tahvil cinsi borçlanmalara yöneldikleri değerlendirilebilir. Ortalama vadesi yedi yılın üzerinde olan söz konusu ihraçlar, portföy girişlerinin vade yapısının iyileşmesine de katkı sağladı."

Rapora göre, bir önceki çeyrek ile kıyaslandığında, toplam sermaye girişlerinin vade yapısında önemli bir değişiklik gözlenmedi, yurt içine doğrudan yatırımların azalması, portföy girişlerinin ise hızlanması 2013 yılı ilk çeyreğinde toplam sermaye girişlerinde kısa vadelilerin payının önceki yıllarda görülen oranların üzerinde gerçekleşmesine yol açtı.

Gerek bankacılık sektörünün gerek diğer sektörlerin yurt dışından kredi türü borçlanmalarında, 2013 yılı ilk çeyreğinde, arz yönlü bir kısıt gözlenmedi. Diğer sektörün temelde yatırımların finansmanı için kullandığı yurt dışından uzun vadeli krediler yılın ilk çeyreğinde -net bazda- giriş yönlü oldu. Borç çevirme oranları değerlendirildiğinde, diğer sektörün borç çevirme oranının 100'ün üzerinde ancak, bir önceki çeyreğe göre daha düşük oranlarda gerçekleştiği görüldü.

Raporda, ''Bankacılık sektörünün yurt dışından kullandığı uzun vadeli krediler 2013 yılı ilk çeyreğinde -net bazda- çıkış göstermekle birlikte bu durum, bankaların bu dönemde yurt dışından kredi yerine maliyet ve vade olarak daha avantajlı olan tahvil cinsi borçlanmayı tercih etmesinden kaynaklandı. Nitekim, bankaların tahvil cinsi borçlanmaları dahil edildiğinde, bu dönemde bankacılık sektörü borç çevirme oranının 100 seviyesinin oldukça üzerinde gerçekleştiği görüldü.

Bankacılık sektörünün yurt dışından kullandığı kısa vadeli kredilerde son dönemde gözlenen artış eğilimi, yılın ilk çeyreğinde de sürdü. Azalan cari açık ile birlikte yüksek düzeyde gerçekleşen sermaye girişleri, Rezerv Opsiyonu Mekanizması ile de desteklenerek resmi rezervlerin önemli oranda artmasını sağladı'' ifadeleri kullanıldı.

Kaynak: AA