Bakan Davutoğlu, Deik Toplantısına Katıldı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecine değinerek, “Şu anda Türkiye içerisindeki büyük ekonomik canlanmanın Güneydoğu Anadolu’ya da en güçlü şekilde yansıyabilmesi için bu süreç büyük bir şanstır” dedi.

Bakan Davutoğlu, Deik Toplantısına Katıldı
Bakan Davutoğlu, Swissotel’de Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen toplantıya katıldı.

Davutoğlu, yaptığı konuşmada, “Bütün hamlelerimizin tek enerji kaynağı var oda insan gücümüz. Bununda tabi görünen en önemli aktörleri işadamlarımız. Kontrollü tek parti ekonomik yapılanma devletçi yapılarda temel hedef şuydu herkes bulunduğu yerde dursun biz orada mümkün olduğu kadar tarım ekonomisine dayalı ya da yeni sanayiyse bunu devlet denetiminde yapan bir anlayışla yürütelim. Ama 1950 ile birlikte bu kez özel sektörün önü açılıp bir taraftan da devletin milletin o büyük enerjisinin boşalma, açılma dönemi yaşandı. Çok kıt kaynaklarla buralara gelindi. Demokrasiyle özel sektörün gelişmesi paralel seyreder. Bir yerde demokrasi yoksa demokratik özgürlükler sınırlanmışsa, mal ve insan mobilizasyonuna bir takım fikir sınırlamalar getirilmişse özel sektörün gelişmesi mümkün değil” dedi.

Çözüm sürecine de değinen Bakan Davutoğlu şunları söyledi: “Son dönemde çözüm süreci bağlamında da işaret etmek istiyorum. Şu anda Türkiye içerisindeki büyük ekonomik canlanmanın Güneydoğu Anadolu’ya da en güçlü şekilde yansıyabilmesi için bu süreç büyük bir şanstır. Biz veya herhangi bir toplum dengesiz bir ekonomik kalkınmayı sürdüremez. Sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın özelliklerinden bir tanesi ülkenin bütününe yayılabilme kabiliyeti. Ülkenin bütün kaynaklarını enerjisini hareket ettirme kabiliyetidir. Maalesef terör sebebiyle son 30 yıl içerisinde Türkiye’de belli bölgelerde yatırım yapma imkanı, o bölgelerin dış bölgelerle güçlü bağlar imkanı zayıf kalmıştır. Özal’ın sahip olamadığı şans buydu.” Bakan Davutoğlu, konuşmasında Türkiye ekonomisinin 1990’lı yıllarda daralma yaşadığını da hatırlattı. Davutoğlu, “1990’lı yıllarda niye biz bütün dünya milli gelirini arttırırken, dünya ticareti genişlerken 1990’lı yıllarda Türk ekonomisi daralma yaşadı. 3 tane büyük kriz geçirdik şimdi ise dünya ekonomisi daralma ve kriz döneminde Türk ekonomisi büyüyor. 1990’lı yıllarda bu dekorasyon gerçekleştirilmiş olsaydı dünya ekonomisi genişlerken ekonomimiz nereye gelirdi? Yani 1994 krizini yaşamasaydık, yani 28 Şubat’ı yaşamasaydık işadamlarımız şu ve bu kategorilere böldürülmemiş olmasalardı, nereye gelirdik acaba bir halay ediniz? Türkiye’de bütün bu stratejinin unsurlarına tek gözle bakabilen ve bütün planlamaları tek bir zihinle harekete geçirebilen bir hükümet var. Bu demokrasinin getirdiği büyük bir nimet” dedi.

Davutoğu, “Biz ilk 10 ekonomi arasına gireceksek insanımızın hareket etme suretiyle girecek. Bazıları petrolü hareket ettirerek birikim sağlıyor, biz ise insanımızı hareket ettireceğiz. Avrupa Birliği ile biz aslında siyasi olarak üyesi değiliz, ama ekonomik olarak Avrupa Birliği’nin bir parçasıyız” şeklinde konuştu.

Bakan Davutoğlu, Suriye ve Irak’ta yaşanan güvensizlik ortamına rağmen 2011-2012 arasında Ortadoğu’ya toplam dış ticaretimiz yüzde 33 buçuk artış gösterdiğini 59 buçuk milyar dolara ulaştığını söyledi.

Kaynak: İHA