Milletvetili Fırat: Bütün Partiler Barış Sürecine Destek Vermeli
Bağımsız Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, başlatılan barış sürecine CHP, MHP ve BDP’nin destek vermesi gerektiğini belirterek, “Genel başkanlığını riske atan bir ana muhalefet partisi varken, hükümeti riske atan, gerekirse baldıran zehri içerim diyen bir başbakan varken, bu sorunun çözülmemesi için bir neden yoktur.” dedi.
Bağımsız Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, bütün partilere barış sürecine destek çağrısında bulundu. Fırat, “CHP, MHP ve BDP’nin bu süreçte hükümete destek vermeleri gerekir. Bu sorun, sadece hükümetin, sadece CHP’nin, sadece MHP’nin, sadece BDP’nin değil, bütün Türkiye’nin sorunu. Çözülmesi gerekir. Buna hepimiz artık inanıyoruz.” diye konuştu.
Sorunun çözümü için halktan da büyük destek geldiğini kaydeden Fırat, şöyle devam etti: “Yüzde 80 düzeyinde destek varken, siyasal partiler de bu düzeyde desteğe yakın iken, örgüt barışa hazırken, silah bırakmaya hazırken, beyan ettiği büyük Kürdistan hayalinden vazgeçtiğini ilan ederken, demokratik özerklikten vazgeçtiğini beyan ederken… Temel insan hak ve özgürlükleri istiyor. Buna kim yok diyebilir. Hepimiz elimizi taşın altına koyalım. Genel başkanlığını riske atan bir ana muhalefet partisi varken, hükümeti riske atan, gerekirse baldıran zehri içerim diyen bir başbakan varken, bu sorunun çözülmemesi için bir neden yoktur. Bu sorunun çözülmesine engel olmak demek, Türkiye’de barışa engel olmak demektir, daha çok kanın akması demektir. Çözüme bu kadar yaklaşmışken, hep beraber bu mayınlı tarladan özgürlüğe doğru gidelim.”
Sorunun çözümü için halktan da büyük destek geldiğini kaydeden Fırat, şöyle devam etti: “Yüzde 80 düzeyinde destek varken, siyasal partiler de bu düzeyde desteğe yakın iken, örgüt barışa hazırken, silah bırakmaya hazırken, beyan ettiği büyük Kürdistan hayalinden vazgeçtiğini ilan ederken, demokratik özerklikten vazgeçtiğini beyan ederken… Temel insan hak ve özgürlükleri istiyor. Buna kim yok diyebilir. Hepimiz elimizi taşın altına koyalım. Genel başkanlığını riske atan bir ana muhalefet partisi varken, hükümeti riske atan, gerekirse baldıran zehri içerim diyen bir başbakan varken, bu sorunun çözülmemesi için bir neden yoktur. Bu sorunun çözülmesine engel olmak demek, Türkiye’de barışa engel olmak demektir, daha çok kanın akması demektir. Çözüme bu kadar yaklaşmışken, hep beraber bu mayınlı tarladan özgürlüğe doğru gidelim.”