Türkiye'deki Suriyelilerin Sayısı 206 Bine Yaklaştı
Polis Akademisi Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Araştırma Merkezi (UTSAM) Müdürü Doç. Dr. Süleyman Özeren, 205 bin 655 Suriyelinin Türkiye'de çadırkent ya da kamplarda yaşadığını bildirdi.
Serik ilçesine bağlı Belek beldesindeki bir otelde düzenlenen 5. Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu kapsamında düzenlenen oturumda konuşan Doç. Dr. Özeren, Türkiye'de yaşayan Suriyeliler hakkında yapılan çalışmayı anlattı.
Hatay, Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Kilis ile 9 ilçede çadırda kalan, kent merkezlerinde yaşayan ve sınır hattında Türkiye'ye girmek için bekleyen Suriyeliler üzerine çalıştıklarını belirten Özeren, ayrıca Suriye'deki çatışmaların Türkiye'yi ne derece etkilediğini de incelediklerini ifade etti.
Suriye'de yaşanan iç savaş nedeniyle Türkiye'ye gelen Suriyelilerin Şanlıurfa, Kilis, Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Malatya ve Mardin'de hazırlanan kamplarda yaşadıklarını söyleyen Özeren, "Bugün itibarıyla 205 bin 655 Suriyeli, Türkiye'de çadırkent ya da kamplarda kalmaktadır. Suriyeliler, 10 ilimizde misafir edilmekte ve en fazla 61 bin 459 rakamıyla Şanlıurfa'da Suriyeliler kalmaktadır" dedi.
Türkiye'deki konaklama tesislerinin dünya standartlarının çok üstünde olduğuna işaret eden Özeren, bundan dolayı Ürdün'deki Suriyelilerin de Türkiye'ye gelmeye çalıştıklarını bildirdi. Süleyman Özeren, sınır hattında yaşayan Suriyelilerin ise Türkiye'de yaşayanlar kadar şanslı olamadıklarını, onların kapalı alanlarda toplu halde hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını anlattı.
- Suriye'deki çatışma grupları
Suriye'deki çatışmalarda 4 grubun ön planda olduğunu belirten Doç. Dr. Özeren, çatışma içinde Esed rejimine bağlı güçler, Özgür Suriye Ordusu, El Kaide bağlantılı gruplar ve rejimle hareket eden grupların yer aldığını kaydetti.
Bunların yanı sıra dışarıdan da gruplara destekler geldiğini söyleyen Doç. Dr. Özeren, "İran'dan yaklaşık 2 binin üzerinde profesyonel asker, yine 15 binin üzerinde Hizbullah militanı bugün itibarıyla Suriye'de Esed rejimiyle birlikte savaşıyor" dedi.
Özeren, çatışma içinde yer alan grupların kendi amaçları doğrultusunda hareket etmeye başladıklarını, bu durumun da Afganistan'ı hatırlattığını vurguladı. Bölgesel çıkarları olanların, bu grupları doğrudan ya da dolaylı desteklediğini, özellikle İran'ın ciddi şekilde öne çıktığını ifade eden Özeren, "Çatışma uzadıkça, Özgür Suriye Ordusu diye ifade ettiğimiz gruplardan yavaş yavaş radikal, hatta El Kaide ile bağlı gruplara doğru hızlı bir kayış görülmekte. Bu da artık sorunun bu yöntemle çözülemeyeceği düşüncesini ortaya koyuyor" diye konuştu.
Uluslararası alanda müdahale olmamasının bazı grupların beklentilerini boşa çıkardığını ve bu doğrultuda Suriye'de radikal grupların yeni bir akın başlattığına değinen Süleyman Özeren, bu durumun ise Suriye'nin geleceği açısından üzüntü verici olduğunu kaydetti.
Daha önce batı ülkeler için Esed rejimi tehditken, bugün El Kaide'nin yakın bir tehdit haline geldiğini anlatan Özeren, şöyle konuştu:
"Müzakerelerden sonuç alınamazsa Suriye hızla Afganistanlaşma yolunda ilerleyecektir. Suriye üzerinden Ortadoğu'daki dengeler değiştirilmeye çalışılıyor. Suriye halkının neyi tercih ettiği konusu her geçen gün anlamını yitiriyor. Bu da bizi endişelendiriyor. Umut ederiz ki pozitif gelişmeler bir an önce sağlanır ve endişelerimiz giderilir."
Sempozyum, yarın sona erecek.
Kaynak: AA
Hatay, Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Kilis ile 9 ilçede çadırda kalan, kent merkezlerinde yaşayan ve sınır hattında Türkiye'ye girmek için bekleyen Suriyeliler üzerine çalıştıklarını belirten Özeren, ayrıca Suriye'deki çatışmaların Türkiye'yi ne derece etkilediğini de incelediklerini ifade etti.
Suriye'de yaşanan iç savaş nedeniyle Türkiye'ye gelen Suriyelilerin Şanlıurfa, Kilis, Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Malatya ve Mardin'de hazırlanan kamplarda yaşadıklarını söyleyen Özeren, "Bugün itibarıyla 205 bin 655 Suriyeli, Türkiye'de çadırkent ya da kamplarda kalmaktadır. Suriyeliler, 10 ilimizde misafir edilmekte ve en fazla 61 bin 459 rakamıyla Şanlıurfa'da Suriyeliler kalmaktadır" dedi.
Türkiye'deki konaklama tesislerinin dünya standartlarının çok üstünde olduğuna işaret eden Özeren, bundan dolayı Ürdün'deki Suriyelilerin de Türkiye'ye gelmeye çalıştıklarını bildirdi. Süleyman Özeren, sınır hattında yaşayan Suriyelilerin ise Türkiye'de yaşayanlar kadar şanslı olamadıklarını, onların kapalı alanlarda toplu halde hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını anlattı.
- Suriye'deki çatışma grupları
Suriye'deki çatışmalarda 4 grubun ön planda olduğunu belirten Doç. Dr. Özeren, çatışma içinde Esed rejimine bağlı güçler, Özgür Suriye Ordusu, El Kaide bağlantılı gruplar ve rejimle hareket eden grupların yer aldığını kaydetti.
Bunların yanı sıra dışarıdan da gruplara destekler geldiğini söyleyen Doç. Dr. Özeren, "İran'dan yaklaşık 2 binin üzerinde profesyonel asker, yine 15 binin üzerinde Hizbullah militanı bugün itibarıyla Suriye'de Esed rejimiyle birlikte savaşıyor" dedi.
Özeren, çatışma içinde yer alan grupların kendi amaçları doğrultusunda hareket etmeye başladıklarını, bu durumun da Afganistan'ı hatırlattığını vurguladı. Bölgesel çıkarları olanların, bu grupları doğrudan ya da dolaylı desteklediğini, özellikle İran'ın ciddi şekilde öne çıktığını ifade eden Özeren, "Çatışma uzadıkça, Özgür Suriye Ordusu diye ifade ettiğimiz gruplardan yavaş yavaş radikal, hatta El Kaide ile bağlı gruplara doğru hızlı bir kayış görülmekte. Bu da artık sorunun bu yöntemle çözülemeyeceği düşüncesini ortaya koyuyor" diye konuştu.
Uluslararası alanda müdahale olmamasının bazı grupların beklentilerini boşa çıkardığını ve bu doğrultuda Suriye'de radikal grupların yeni bir akın başlattığına değinen Süleyman Özeren, bu durumun ise Suriye'nin geleceği açısından üzüntü verici olduğunu kaydetti.
Daha önce batı ülkeler için Esed rejimi tehditken, bugün El Kaide'nin yakın bir tehdit haline geldiğini anlatan Özeren, şöyle konuştu:
"Müzakerelerden sonuç alınamazsa Suriye hızla Afganistanlaşma yolunda ilerleyecektir. Suriye üzerinden Ortadoğu'daki dengeler değiştirilmeye çalışılıyor. Suriye halkının neyi tercih ettiği konusu her geçen gün anlamını yitiriyor. Bu da bizi endişelendiriyor. Umut ederiz ki pozitif gelişmeler bir an önce sağlanır ve endişelerimiz giderilir."
Sempozyum, yarın sona erecek.