'Düyun-u Umumiye” Artık Kültürün Hizmetinde

Osmanlı döneminde dış borçların ödenmesi amacıyla kurulan Düyun-u Umumiye İdaresi olarak kullanılan tarihi Kısacıkzade Konağı, Adana Ticaret Odası tarafından aslına uygun olarak gerçekleştirilen restorasyonunun ardından, toplantı, sergi ve sanat galerileriyle kentin kültür sanat ortamından örnekler sunabilecek prestijli bir anıt binaya dönüştürüldü.

'Düyun-u Umumiye” Artık Kültürün Hizmetinde

Adana Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe yaptığı açıklamada, Osmanlı döneminde yaşanan acı bir olayın simgesel anıtı haline gelen binanın, toplantı, sergi ve sanat galerileriyle Adana'nın kültür ve sanat ortamından örnekler sunan prestijli bir anıt binaya dönüştürüldüğünü ifade etti.

Adana Ticaret Odası’nın kuruluş tarihi olan 1894 yılından günümüze kadar geçen 119 yıldır sadece ekonomik konularda değil, tarihi ve kültürel alanda verdiği hizmetlerle Adana’ya katkı sunan her faaliyetin içerisinde yer aldığını vurgulayan Menevşe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yöndeki etkinliklerimizden birisi olan, Düyun-u Umumiye Adana merkez binası olarak kullanılan Kısacıkzade Konağı’nın restorasyonunun Sayın Başbakanımız tarafından övgüye değer bulunması camiamız için son derece gurur ve mutlulukla karşılanmıştır. Böylelikle tarihimizin olumsuz bir dönemine vurgu yapmış olsa bile, geçmişe baktığımızda nereden nereye geldiğimize ışık tutan ve bugünlerin değerini daha iyi anlamamızı sağlayan bir anıt bina Adana Ticaret Odamızın katkılarıyla kentimize, ülke kültürümüze kazandırılmıştır.”

ERDOĞAN AÇILIŞINI YAPMIŞTI
Kısacıkzade Konağı’nın açılışı, geçtiğimiz 5 Ekim tarihinde Adana’ya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirilmişti. Açılış kapsamında yaptığı konuşmada, konağın Osmanlı döneminde yaşanan sıkıntıları simgelemesi bakımından büyük önem taşıdığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söylemişti:
“Adana Ticaret Odası’na, Başkan ve Yönetim Kurulu’na özellikle teşekkür ediyorum. Bu konağın Adana ve Türkiye tarihinde çok önemli bir anlamı var. Bu konak Kurtuluş Savaşımıza kadar Adana'da Düyun-u Umumiye binası olarak kullanıyordu. Düyun-u Umumiye neydi? Osmanlı’nın dış borçlarıydı. 1854'te Osmanlı Devleti hem dışarıdan hem de içerden, başta Galata bankerleri olmak üzere sermaye sahiplerinden borç almaya başladı.

Osmanlı'nın borçları arttı, faizleri arttı, devlet bu borçları ödeyemez hale geldi. Bu borçları verenler, borçlarını tahsil etmek üzere Düyun-u Umumiye kurumu oluşturdular. Osmanlı'nın içişlerine, bütçesine, tüm gelirlerine müdahale ederek, borçları tahsil etmeye başladılar. İşte Adana, İstanbul gibi dönemin büyük şehirlerinde böyle merkezler oluşturuldu. Çoğu yabancı olan bu binalarda görev yapan temsilciler bizim halkımıza maalesef çok zulmettiler, halktan vergi topladılar, vergisini vermeyenin malına el koydular, tarlalarını yaktılar, adeta milletin alın terini yağmaladılar.”

DÜYUN-U UMUMİYE NEDİR?
Osmanlı İmparatorluğu, ilk dış borçlanmasını, Kırım Savaşı sırasında, savaş maliyetlerini karşılamak için gerçekleştirdi. Ancak mali durumu düzelmeyen devlet, savaştan sonra da borç almayı sürdürdü. Bundan sonra da borçlanmayı devam ettiren Osmanlı İmparatorluğu, yaşadığı her ekonomik sıkıntıda dış borç almak zorunda kaldı. Bu borçların verimli kullanılamaması sonucu, kısa sürede faizleri bile ödenemez hale gelindi. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Osmanlı yönetimi yeni bir mali bunalıma sürüklendi ve Osmanlı Bankası ile Galata bankerlerinden almış olduğu iç borçların da ödenemeyeceği açıklandı.

Hiçbir borç ödemesini yapamadığından alacaklılarıyla masaya oturan Osmanlı İmparatorluğu, 1879'da damga, alkollü içki, balık avı, tuz ve tütünden alınan vergi gelirlerini 10 yıl boyunca iç borçlar karşılığı olarak alacaklı Avrupa devletlerine bırakmasına rağmen, bu devletlerin tepkisiyle karşılaştı. Bunun üzerine 1881'de damga, alkollü içki, balık avı, tuz, tütün ve ipekten alınan vergilerin tüm geliri iç ve dış borçlara ayrıldı. Bu vergileri toplama ve alacaklılara ödeme görevi de Osmanlı’nın 20 Aralık 1881’de yayımladığı Muharrem Kararnamesi’yle kurulan Düyun-u Umumiye İdaresi’ne verildi.

Ancak Osmanlı, mali sıkıntılar nedeniyle bu kurum kurulduktan sonra da dış borç almak zorunda kaldı.

Düyun-u Umumiye, yabancı devletlerin alacaklarını tahsil etmesi için halkın öz kaynaklarına bile el koyma izni verilen ayrıcalıklı bir kuruluştu. Osmanlı Devleti’nin dış borçlarının ödenmesi için kurulan ve yabancı devlet memurlarınca yönetilen Düyun-u Umumiye’nin genel merkezi bugünkü İstanbul Erkek Lisesi binasında, Adana merkezi de yaklaşık yirmi yıl Adana’daki Kısacıkzade Konağı’nda faaliyet gösterdi. Yani Düyun-u Umumiye adına vergi toplarken halka zulmeden, köylülerin tarlalarını yakan silahlı güçler bu binada görev yaptı.

Osmanlı İmparatorluğu'nu yarı-sömürge seviyesine indiren Düyun-u Umumiye İdaresi’nin Yönetim Kurulu’nun 7 üyesinden biri Osmanlı, öbürleri borç veren ülke temsilcisi olmak üzere Avusturyalı, Hollandalı, İngiliz, Fransız, Alman ve İtalyan üyelerden oluşuyordu. Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara hükümeti tarafından gelirlerine el konan Düyun-u Umumiye İdaresi, Lozan Antlaşması’yla kapatıldı. Osmanlı borçları ise -Lozan öncesinde- imparatorluğu oluşturan ülkeler arasında paylaştırıldı. En büyük borç Türkiye Cumhuriyeti’ne düştü. Türkiye, Osmanlı borçlarının geri ödemesini ilk borcun alındığı 1854 yılından tam 100 yıl sonra 1954 yılında tamamlayabildi.
Kaynak: İHA