Chp’li Batum’dan, Balbay, Özkan ve Perinçek Kararlarına Tepki
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, Ergenekon davası sanıklarından Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay’a verilen 16 celseden men cezası ile Doğu Perinçek’e verilen son savunması yapılıncaya kadar duruşmalara katılmama cezasının hiçbir hukuksal dayanağı olmadığını söyledi.
Batum, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, her gün şehit haberleri geldiğini belirterek, “Bu acı ve dehşet verici gündemden yararlanarak birileri Türkiye’de göstere göstere Taliban rejimine benzer bir ‘Tayyiban rejimini, Tayyiban diktatörlüğünü’ kurmayı sürdürüyorlar. Hem de açıkça, hiç çekinmeden bu yolda adımlar atıyorlar” dedi.
Mahkemenin Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay’a 16 celseden men cezası verdiğini, Doğu Perinçek’e de son savunması yapılıncaya kadar duruşmalara katılmama cezası verdiğini hatırlatan Batum, şöyle devam etti: “Mahkeme, yargıç bunu yaparken hiçbir hukuksal dayanağı bilinmiyor. Hiçbir hukuksal dayanağı mevcut değilken bunu yapıyor. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 252’nci maddesi eskiden buna cevaz verebiliyordu. Bu madde, ‘Duruşma salonundan çıkartılan sanık ya da müdafiin bundan sonraki oturumlarda da duruşmanın düzenini bozmakta ısrar etmeleri halinde bir daha aynı dava ile ilgili oturumların tamamına veya bir kısmına katılmamalarına karar verilebilir’ diyordu. 252’nci maddeyi 3. Yargı Paketiyle kaldırdık. Şimdi bunu uygulayanlara soruyorum; Eğer bizim söylediğimiz doğru değil ise, bu ülkede Tayyiban rejimi kurulmamış ise, bu 16 celse men cezasını ve savunma alınıncaya kadar men cezasını nasıl verdiniz? Hukuksal dayanağınız ne? Neye dayanarak verdiniz? Artık sözün bittiği yerdeyiz. Yargılamanın zulme dönüştüğü, yargılama kurallarının zulüm uygulamak için kullanıldığı bir ülke, hukuk devleti değildir.” Bu kararın ne için verildiğini de soran Batum, “Çıkın, ‘ortalığı karıştırdılar, kavga ettiler, bize hakaret ettiler, düzeni yerine getirilmez şekilde bozdular, mahkemeye hakaret ettiler’ deyin. Neden verdiniz bu kararı? Sakın şöyle olmasın; usul hakkında itiraz ettikleri için vermiş olmayın bu cezayı. Zabıtlar orada, mahkeme orada. Ben de bu hukukçulara sesleniyorum; eğer bir kavga, gürültü yoksa, hukuki dayanağı da yoksa, dünyanın hangi ülkesinde böyle bir uygulama var? Türkiye’de askeri darbelerde bile böyle savunma hakkını açıkça ortadan kaldıran bir müdahale oldu mu? Yoksa sadece sistem Tayyiban diktatörlüğü olduğu için mi böyle bir kararı verebildiniz?” diye konuştu.
Hukuk devletine, demokrasiye inanan, ‘ben Cumhuriyete sahip çıkacağım’ diyen herkesi bu açık zulme, bu hukuksuzluğa karşı çıkmaya çağırdığını belirten Batum, bu men cezalarının verilmesinden sonraki il celsenin 24 Eylül Pazartesi günü saat 09.30’da yapılacağını ve kendisinin de bu hukuksuzluğa karşı çıktıklarını göstermek için orada olacağını söyledi.
Batum, “Bütün duyarlı vatandaşları bu olayı görmezden gelmemeye çağırıyorum. Bu durumda olanların yerinde bir gün bizim de, her birimizin de olabileceğini düşünmelerini istiyorum” dedi.
Batum, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Oslo görüşmeleri ile ilgili olarak ‘İhtiyaç olursa görüşülebilir; belki de görüşülüyordur’ sözlerinin sorulması üzerine de, “Kimse elmalarla armutları toplamaya çalışmasın, Kimse ortalığı bulandırmaya çalışmasın. CHP’nin ilk günden beri söylediği, dünyanın hiçbir ülkesinde Oslo’da yapılan türde bir görüşme yapılmaz” dedi
Oradaki konuşmaları herkesin izlediğini ve silah bırakmakla ilgili konuşulmadığını belirten Batum, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın suçluluğun telaşı içinde olduklarını söyleyerek, “Bülent Arınç’lar falan şimdi Amerikan sopasıyla yaptıklarının farkında oldukları için bunun da kendilerine mutlaka Türk halkından bir sorumluluk olarak döneceğini bildikleri için şimdi ‘anneler ağlamasın diye’ diyorlar. Bazı aydın denilen kişiler de bunların peşine takılıyor. Maksat Türk halkının kafasını karıştırmak” dedi.
BDP’li Sebahat Tuncel’in milletvekilliğinin düşürülmesi tartışmaların sorulması üzerine Batum, Tuncel’e verilen yurt dışına çıkma yasağını eleştirdi.
Batum, “Mahkemenin böyle bir tedbir kararı verme imkanı yok. Yargılama bitinceye kadar tedbir kararı vermemişsin, sona nasıl verirsin? Hukuk yok, birileri bir şey istiyor, oluyor” dedi
Kaynak: İHA
Mahkemenin Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay’a 16 celseden men cezası verdiğini, Doğu Perinçek’e de son savunması yapılıncaya kadar duruşmalara katılmama cezası verdiğini hatırlatan Batum, şöyle devam etti: “Mahkeme, yargıç bunu yaparken hiçbir hukuksal dayanağı bilinmiyor. Hiçbir hukuksal dayanağı mevcut değilken bunu yapıyor. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 252’nci maddesi eskiden buna cevaz verebiliyordu. Bu madde, ‘Duruşma salonundan çıkartılan sanık ya da müdafiin bundan sonraki oturumlarda da duruşmanın düzenini bozmakta ısrar etmeleri halinde bir daha aynı dava ile ilgili oturumların tamamına veya bir kısmına katılmamalarına karar verilebilir’ diyordu. 252’nci maddeyi 3. Yargı Paketiyle kaldırdık. Şimdi bunu uygulayanlara soruyorum; Eğer bizim söylediğimiz doğru değil ise, bu ülkede Tayyiban rejimi kurulmamış ise, bu 16 celse men cezasını ve savunma alınıncaya kadar men cezasını nasıl verdiniz? Hukuksal dayanağınız ne? Neye dayanarak verdiniz? Artık sözün bittiği yerdeyiz. Yargılamanın zulme dönüştüğü, yargılama kurallarının zulüm uygulamak için kullanıldığı bir ülke, hukuk devleti değildir.” Bu kararın ne için verildiğini de soran Batum, “Çıkın, ‘ortalığı karıştırdılar, kavga ettiler, bize hakaret ettiler, düzeni yerine getirilmez şekilde bozdular, mahkemeye hakaret ettiler’ deyin. Neden verdiniz bu kararı? Sakın şöyle olmasın; usul hakkında itiraz ettikleri için vermiş olmayın bu cezayı. Zabıtlar orada, mahkeme orada. Ben de bu hukukçulara sesleniyorum; eğer bir kavga, gürültü yoksa, hukuki dayanağı da yoksa, dünyanın hangi ülkesinde böyle bir uygulama var? Türkiye’de askeri darbelerde bile böyle savunma hakkını açıkça ortadan kaldıran bir müdahale oldu mu? Yoksa sadece sistem Tayyiban diktatörlüğü olduğu için mi böyle bir kararı verebildiniz?” diye konuştu.
Hukuk devletine, demokrasiye inanan, ‘ben Cumhuriyete sahip çıkacağım’ diyen herkesi bu açık zulme, bu hukuksuzluğa karşı çıkmaya çağırdığını belirten Batum, bu men cezalarının verilmesinden sonraki il celsenin 24 Eylül Pazartesi günü saat 09.30’da yapılacağını ve kendisinin de bu hukuksuzluğa karşı çıktıklarını göstermek için orada olacağını söyledi.
Batum, “Bütün duyarlı vatandaşları bu olayı görmezden gelmemeye çağırıyorum. Bu durumda olanların yerinde bir gün bizim de, her birimizin de olabileceğini düşünmelerini istiyorum” dedi.
Batum, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Oslo görüşmeleri ile ilgili olarak ‘İhtiyaç olursa görüşülebilir; belki de görüşülüyordur’ sözlerinin sorulması üzerine de, “Kimse elmalarla armutları toplamaya çalışmasın, Kimse ortalığı bulandırmaya çalışmasın. CHP’nin ilk günden beri söylediği, dünyanın hiçbir ülkesinde Oslo’da yapılan türde bir görüşme yapılmaz” dedi
Oradaki konuşmaları herkesin izlediğini ve silah bırakmakla ilgili konuşulmadığını belirten Batum, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın suçluluğun telaşı içinde olduklarını söyleyerek, “Bülent Arınç’lar falan şimdi Amerikan sopasıyla yaptıklarının farkında oldukları için bunun da kendilerine mutlaka Türk halkından bir sorumluluk olarak döneceğini bildikleri için şimdi ‘anneler ağlamasın diye’ diyorlar. Bazı aydın denilen kişiler de bunların peşine takılıyor. Maksat Türk halkının kafasını karıştırmak” dedi.
BDP’li Sebahat Tuncel’in milletvekilliğinin düşürülmesi tartışmaların sorulması üzerine Batum, Tuncel’e verilen yurt dışına çıkma yasağını eleştirdi.
Batum, “Mahkemenin böyle bir tedbir kararı verme imkanı yok. Yargılama bitinceye kadar tedbir kararı vermemişsin, sona nasıl verirsin? Hukuk yok, birileri bir şey istiyor, oluyor” dedi